SF'nin danışmanı bir konu açmış. Yine ibretlik. Atlamamak için buraya aktarıyorum. Daha sonra üzerinde yorumlar yapılır.
Özgecan ve Gezi Ruhu
Özgecan ayni Berkin gibi bize yeniden gezi ruhunu yaşattı. Gezi ruhunu yakalamak için çok gayret gösteren sol hareketler bir türlü onu hayatın içine çekemiyorlar. Hareketlerinin ismini bile Haziran koydular ama o hareket gezi hareketine dönüşemiyor. Her zaman söylüyorum, Gezi bir doğaçlamadır. Hiçbir zaman organizasyon ürünü olarak tezahür etmeyecektir. Gezi bir insanlık meselesidir. İnsanlığın olduğu her yerde kendiliğinden tezahür edecektir. Zira gezi dinamiği bir örgüt değildir. Gezi dinamiği serbestçe bir araya gelmiş bireylerdir.
Özgecanla ilgisi olmamasına rağmen, cinayetlere isyan olarak tezahür etmiş dans eden kadın hareketi de Özgecana eşlik ederek insanlık mücadelesinin yeni evresinde kendi örneklerine pratik destek alarak sunma fırsatı elde etmiştir. Toplum genelde edilgen, ancak insanlığa yapılmış hareketlere tahammül edemeyen bilinçli bireyler kendiliğinden harekete geçiyorlar. İnsani isyanı farklı şekillerde anlatıyorlar ama insan olmayanlar bu isyanı hiç anlamıyorlar.
Derya Çakırı hiç unutmayacağım. Gencecik birisi olmasına rağmen hayatı ve siyaseti pek tanımamasına rağmen en devrimci eylemi tek başına gerçekleştirmiştir. Sanırım kendisi yazmış olduğu birkaç bildiriyi eline alarak, gitti meydanın ortasına oturdu. Kimseyi çağırmadı ve kimsenin ardına gitmedi. İsyanını tek başına yaptı ve yalnız kaldığı için de ağladı. İnanın onu çok sevdim kafamdan geçen eylem tarzını gerçekleştirdi. Eminim hepimiz onu sevmişizdir. Diyarbakır'da eylem yapan 14-15 yaş gurubu küçük eylemciler de çok samimiyetle eylemlerini yapıyorlardı. Sarıyer'de okula siyah giysilerle giden öğrenciler de devletin ne olduğunu tanımış oldular.
Bunun yanı sıra eylemlerin tümü insanlık dersi veriyordu. ESP li erkekler, futbol taraftarları, anarşist kadınlar ve kısacası tüm eylemcilerin bayrağında insanlık yazıyordu. Ne yazık ki bu gencecik çocukların canları üzerinden bizlerin insanlık mücadelesi ilerliyor. Özgecanın babasının dediği gibi yaşadıklarımız gerçek midir, değil midir? Anlamıyorum. Sanki gerçek değilmiş gibi geliyor Bu sözler üzerine önceden sorduğumuz soruyu tekrar soracağız. Ölüm ve Hayat ne kadar Gerçek?
http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/74945-ozgecan-ve-gezi-ruhu.html
Ölüm ve Hayat ne kadar Gerçek?
Bence gerçek değil! Hayat diye bir şey yok. Yaşamıyoruz anlayacağınız. Yaşamadığımız için ölüm de yok. Ölüm ve hayat gerçek değil!
Bunlar insanın ölümünü "Gezi Ruhu" mu sanıyorlar? İnsanlar illa birileri ölünce mi sokağa çıkmak zorunda? Bundan utanacaklarına "Gezi Ruhu yaşadık" diyorlar. Ben utanıyorum açıkçası böyle bir eylem için insan çağırdığımda, çünkü bir insanın ölümüne tepki politik örgütlenme alanı olmamalı. Bu çıkarcılığı itiraf etmiş olmuşlar en azından.