Kürt Hareketini CHP'ye üstün kılan en önemli noktalardan biri CHP'nin doğası gereği oligarşinin bir aracı olması Kürt Hareketi'nin ise devlete yani oligarşiye kafa tutan bir hareket olarak ortaya çıkması. Aralarında devlete karşıtlık ve devletin ürünü veya aracı olmak konusunda böyle bir niteliksel bir fark var. Önce bunu kavramak lazım. Dolayısıyla oligarşinin bir ürünü olan AKP'ye karşı muhalefet noktasında daha ileride olan oligarşinin bir diğer ürünü olan CHP değil, devlete karşı 30 yıldan fazla süredir savaşan Kürt Hareketi'dir. Diğer taraftan AKP döneminde bak bakalım kaç tane Kürt genci hapse girmiş, ölmüş? Birde CHP Gençlik Kollarından kaç tane ölü veya yaralı var ona bak. Dolayısıyla ''parlamentoda ne yaptılar'' diyeceğine önce sokaktaki bu gerçekliği kavra. Bu arada o parlamentoda CHP neyi engelleyebilmiş, hangi dönüşümün önüne geçebilmiş bana onu açıklarsan sevinirim.
Konu HDP nin AKP'yi geriletip geriletmediği, sen ise derya deniz olmuşsun. HDP'ye neden oy verilmeli diyordun, AKP'yi gerileteceği için diyordun. Biz de sana bir örnek ver diyoruz, sen anlamazlıktan gelip, neler söylüyorsun. Bence anladın da, konuyu yokuşa sürüyorsun.
Sonuç olarak ben diyorum ki hem ortada sizin iddia ettiğiniz gibi bir AKP işbirlikçiliği yok(çünkü sizin ittifaka karşı çıkmanızdaki en büyük dayanaklardan biri bu) hem de artık önümüzdeki süreçte geçmişteki bir takım soyut laflara veya bir kaç gelişmeye takılıp kalmak değil, İslami totaliter bir düzene doğru evrilme tehlikesini göz önüne alarak seçimlerde en geniş bir toplumsal birlikteliğin sağlanmasının gerekliliği. Yani ben kararımı sizin gibi geçmişe takılı kalarak değil(kaldı ki sırf geçmişe bile baksak bu kadar düşman olmanın anlamı yok) önümüzdeki sürecin yakıcılığını göz önüne alarak alıyorum. Başından beri bunu anlatmaya çalışıyorum. Ancak anlamamazlıktan gelip meseleyi illa geçmişte bir takım noktalara bağlayıp, ''bakın HDP ile ittifak olmaz'', ''HDP işbirlikçi'' demenin peşindesiniz.
Sn.proletersosyalist;
Yazdıkların yanlış değil, ama konuyla bir ilgisi yok. Şunu da söyleyebilirdiniz; ''İstanbul Türkiye'nin en kalabalık bir kenti!'' Abartarak söylüyorum, yazdıklarınız doğru ama konuyla hiç ilgisi yok.
Kürt hareketinin AKP'yle ibirliği yaptığını, bugünün Türkiye'sini birlikte kotardıklarını söylemiyoruz. Burada anlatılanlar da bu değil. Ya yanlış anlıyorsunuz, ya da konuyu özellikle buraya getirerek, söylediklerinize ve ''KP eşittir İP'' şeklindeki saçmalıklarınıza bir ön almanıza kabuller yaratmaya çalışıyorsunuz. Bunu da bilinçli yaptığınızı sanmıyorum. Kendiniz de söylemişsiniz, ''Ama siz de bana kuyrukçu dediniz!'' ''Öğretmenim önce o benim kalemimi kırdı'' der gibi!
Sorun neydi; şuydu; AKP nasıl bir partive seçimde ne yapılmalı?
Yanıtta mutabakat var; AKP dinci faşist bir parti ve seçimlerde mutlaka geriletilmesi gerek.''En geniş bir çerçeve içinde AKP'ye karşı bir cephe kurulmalı! Doğru, BHH de bir anlamda bunun için kuruldu. Tartışılması gereken burasıydı ve konu buradan çıkıp gitmiş. Saçmasapan ithamlara kadar uzanmış. SF'nin azılı kuyrukçularının bile açık seçik dillendiremedikleri saçmalıkların dillendirilmesine yol açmış. Dedim ya, ''öğretmenim önce o benim kalemimi kırdı'' durumu! Neyse, geçelim!
AKP'nin geriletilmesi gerek. AKP dinci faşizmi her geçen gün daha fazla dayatıyor ve bunun yasal zeminini faşizm paketiyle de oluşturmaya çalışıyor. Tekrar olmasın, Ergenekon, referandum, 3x4, Haziran, AKP için kırılma ve eşik atlama noktalarıydı ama buraya tekrar girmek istemiyorum. Tarafınızdan anlaşıldığını da sanmıyorum. Önümüzde yeni bir örnek var. HDP ile AKP yöneticilerin açıkladı ''silah bırakma metni!'' Kürt hareketinin verdiği bu birliktelik fotoğrafı bile başlı başına AKP'ye alan açmaktır. Bu fotoğrafın seçim öncesi verilmesinin başka türlü okunma şansı sosyalistler için mümkün değildir. Bu tespit kürt hareketinin bilinçli olarak AKP'ye taze kan verdiği iddiası değildir. ( Kaldı ki, İmralı'da neler konuşulduğunu bilmediğimiz için bilinçli mi bilinçsiz mi olduğu şeklinde bir kanaat bildirmek de mümkün değil. Yorum bilinçsizce verildiği yönündedir.) İçerde ve dışarda giderek daha da sıkışan AKP'ye bu fotoğraf alan açmaktan başka bir işe yaramıyor. Kürt hareketi sözde barış süreci, İmralı görüşmeleri vb. konusunda kendi politikasını kendi çiziyor. Bu politikanın sol açısından değerlendirilmesi de yapılmıyor. Bu doğrudur, yanlıştır, kürt hareketi AKP'yi tek muhatap görüyor, ne olursa olsun sözde çözüm sürecini onunla götürmek istiyor konularına da girilmiyor. Söylenen, karşı çıkılan, tepki koyulan şey AKP'nin geriletilmesi için HDP'ye oy verilmesini istemenin doğru okuma yapılmama kaynaklı olduğudur. HDP AKP'nin geriletilmesini sistemli bir şekilde düşünse, diğer iki seçim sürecini geçtik, hiç olmazsa önümüzdeki seçim döneminde AKP'ye alan açacak, onu yine barış havarisi gösterecek, bu seçim için elinde hiç bir koz bulunmayan bu gerici faşist partiye bu kozu vermemek olmalıydı. Kürt hareketinin AKP'ye sürekli eşik atlatmasının açılımı bu, solun karşı çıkmasının nedeni de bu. Yani bir yandan ''AKP'yi biz gerileteceğiz'' denilecek, öte yandan seçimlere üç ay kalmışken AKP'ye yine taze kan verilecek! AKP'nin ayağa kalkmasına yol açan girişimlerin ( veya o girişimlerin sonuçlarının) parçası olan bir ulusalcı hareketin sol açısından eleştiriye tabi tutulması kadar doğal bir şey olamaz.
Şu sorulabilir; kürt hareketi neden böyle davranıyor? Bu sorunun yanıtı hareketin etnik temelli bir siyaset yapmasından kaynaklanıyor. Solun herhangi bir konuya olduğu gibi, AKP'nin geriletilmesi konusuna da bu perspektifle yaklaşma hakkı olamaz. Olursa o yaklaşım sosyalistlerin yaklaşımı olamaz.
Anlaşıldı mı bilmiyorum! Yani tartışılan konunun Rojava ile, Medeni Yıldırım ile, kürt hareketinin oligarşi ile mücadele etmesiyle ( bunların hepsi ayrı tartışma konusu) ilgisi yok. Kürt sorununun ne olup ne olmadığıyla da bir ilgisi yok.