Demirtaş: AKP'ye güvenmiyoruz
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
(İleri - Haber Merkezi) HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis grup toplantısında konuşuyor. Barış konusunda AKP'ye güvenmediklerini ve inanmadıklarını söyleyen Demirtaş, muhalefet partisi olarak temel hedeflerinin AKP'yi iktidardan indirmek olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Açıklama Demirtaş yüzünden gecikti" açıklamasına yanıt veren Demirtaş, "AKP seçim öncesinde barışı satmak istemiştir. Buna engel olduk" dedi. Açıklamanın AKP tarafından 7 ay ertelendiğini, bilerek seçimin hemen öncesine denk getirilerek yasal düzenleme yapılması ihtimalinin ortadan kaldırıldığını söyleyen Demirtaş, "Onlar barışı satmak istiyor, biz ise halkımıza armağan etmek istiyoruz" dedi.
Demirtaş, Birleşik Haziran Hareketi'nin seçim açıklaması konusunda ise "Kararlarına saygı duyuyoruz. Mücadele kardeşimiz gözüyle bakıyoruz. Seçim öncesinde de sonrasında dayanışma içinde olacağız" dedi.
Duran Kalkan: Gelişmeler seçim sonuçlarına göre olacak
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, AKP ve HDPnin birlikte açıkladığı 10 maddelik açıklamayı değerlendirdi. Kalkan, Gelişmeler seçim sonuçlarına göre olacak, bunu herkes bilmeli dedi
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan MED NUÇEde yayınlanan Politik Alan programında Dolmabahçede yapılan10 maddelik açıklamayı değerlendirdi. Kalkan, bu 10 maddenin bir an önce tartışılmaya başlaması gerektiğini, sürecin seçime kurban edilmemesi gerektiğini söyledi.
TAHKİM EDİLMİŞ ÇATIŞMASIZLIK
Yapılan açıklamanın özünün tahkim edilmiş bir çatışmasızlık durumu olduğunu söyleyen Kalkan, Bu, tedbirleri alınmış, sağlam güvencelere bağlanmış bir çatışmasızlık durumu. Karşılıklı, iki taraflı, belli kuralları ve ilkeleri olan ve uyulan bir çatışmasızlık durumudur. Hükümet de onu tam anlamıyla bir eylemsizlik konumu olarak değerlendirdi. İkisi de aynı anlama geliyor. Bu anlamda bir ortaklaşma, birlikte bir açıklama, tarafların birbirini bu temelde ortak bir zeminde, basın önünde kabul etmesi, topluma takdim etmesi önemlidir, küçümsenmemelidir dedi.
KÜRT TARAFINDA PARÇALILIK YOK
Kandil, İmralı ve HDP arasında ayrım olduğu iddialarına da değinen Kalkan, Özgür ve demokratik yaşam konusunda, Kürt tarafında kesinlikle bir parçalılık yok, farklılık yok, diğer yandan ise isteksizlik yok diye konuştu.
10 maddelik açıklamayla tahkim edilen çatışmasızlık durumunun daha ileriye taşınması için PKKyi imha etme yaklaşımının terk edilmesi gerektiğini söyleyen Kalkan şöyle devam etti:
Mesele demokratikleşmemedir. Ortada, her gün çocuklar ve gençler tutuklanıyor, katlediliyor. Cizredeki saldırılar hala devam ediyor, hasta tutsaklar hala ölümcül sınırda zindanlardadır. Mecliste görüşülen yasa, iç güvenlik paketi, açıkça şunu söylüyorlar, biz bu paketle PKKyi ezip imha edeceğiz, PKKde buna destek versin! insanın çok tuhafına gidiyor, yani PKKye şunu demeye geliyor: Sen intihar et! Böyle olmaz. Bu işin böyle olmayacağı, bu biçimde yürümeyeceği açık. Bu bakımdan herkes dikkatli, tutarlı olmalı, yani demokratikleşmeye sahip çıkmalı. Bunu da bence herkesten çok AKP bilir, bilmeli. Şu 12-13 yıllık iktidarı içerisinde neler yaşandı
ÖCALAN'IN DURUMU
Sürecin sağlıklı yürümesi için Öcalanın durumunun değişmesi gerektiğini savunan Kalkan, Öcalan için Mesela şimdi Önder Apo durumu nasıl değerlendirdi biz bilmiyoruz, tartışmalar da henüz bize ulaşmış değil. Olsa bile sadece bir heyetin görüşmesi ile olmuyor. Deniliyor ki, bir kelime söylesin bütün halk hizaya geçsin, gerilla hizaya geçsin, herkes ülkeyi terk etsin gitsin. Böyle olmaz ki, bunu insanlar anlarsa yaparlar. O halde Önder Aponun kendisini gerillaya anlatması gerekiyor, partiye anlatması gerekiyor, halka anlatması gerekiyor dedi.
GELİŞMELER SEÇİME GÖRE OLACAK
Kalkan AKPnin süreci seçime endeksli gördüğünü söyleyerek, Gelişmeler seçim sonuçlarına göre olacak, bunu her kes bilmek durumundadır dedi.
AKP'ye güvenmiyorsa, Sırrı Süreyya'nın Yalçın Akdoğan ile işi ne? Ortak açıklamayı bir tiyatro gösterisi olarak mı algılamamız lazım? İnanmıyorsa, kendi partisinin milletvekili orada ne arıyor? Kendi başına aldığı karar yeterli olmuyorsa, o koltukta neden oturuyor? O koltukta oturuyorsa Sırrı Süreyya'ya neden söz geçiremiyor? Bu soruların cevaplarını ne zaman veririz, o zaman ortada dönen dolapları anlamış oluruz.