Neden utanmam gerekiyormuş; o kadının Kabataş'da kendini bilmez birileri tarafından sözlü veya fiilî tacize uğramış olma ihtimalini kategorik olarak reddetmediğim için. Bu yüzden "utanma melekemi" kaybettiğimi iddia ediyor, bay politikkomedyen!

Bre abbass, sen Gezi günlerinde Taksim'i dolduran on binlerce insanın tümüne kefil misin? "Hiç biri asla böyle bir iş yapmış olamaz" diyebilir misin?

Her türden insan var. Her politik kesimde beş para etmeyeni de var; işe yarar, doğru düzgün olanı da. Sırf belli bir politik akıma tavrından dolayı bütün insanları aynı kumaştan sayabilir misin?

Kadının elinde doktor raporu olduğunu da dikkate alırsak, yine de böyle bir olayın kesinlikle olmadığını söyleyebilir miyiz?

Ben "olmuştur" da demiyorum, "olmamıştır" da. Bu yüzden mi "yalaka", "utanmaz" vb oluyorum? Bu ne ölçüsüzlük, bu ne hoşgörüsüzlük, bu ne haddini bilmezlik!!!

Bunları yazan   AKP yandaşlığının internet yazılımı olmuyor, bu AKP yandaşlığına ''saçma'' diyen yazılım oluyor Kaçak akıl sağlığın iyi mi senin? Yoksa AKP yandaşlığı hastalık boyutuna mı vardı?

Solcu'cuğum, mesele AKP yandaşlığı veya karşıtlığı meselesi değil, mesele kendi görüşlerini doğru düzgün bir gerekçe bile sunmadan, ezberlenmiş iki-üç cümlelik mesajlar yazma sorunu. Bak o arkadaş ne yazmış:

"Gerçekten çok ayıp oluyor. İnsan sana söyleyecek bir şey bulamıyor. Gerçekten saçmalamaya başladın."


Şimdi bu sözü al, istersen AKP yandaşı birinin cümleleri yap. Bir şey farkeder mi? Yine sanal, yine yazılım kokan, yine hakîkî olmayan, yine sahte...

Yoksa istediğiniz fikri savunun, ama doğru düzgün, size ait cümlelerle, kelimelerle savunun. Görüşünüzü ciddiye alınıp tartışılır kılan bir mantığınız, bir dayanağınız, bir veriniz olsun.

Böyle savunun, ciğerimi yiyin.

Türkiye'nin başkenti Ankara da senin kendi düşüncelerin dediğin Kabataş yalanını aynı anda atan 16 yandaş kalemin yazdıkları değil mi? Kabataş yalanını başka hokkabazlıklarla savunmak çok matah bir şey mi oluyor? Yazılım görmek istiyorsan, 16 yandaşın yazdıklarına bak, bir de kendi yazdıklarına, bire bir örtüşeceğini göreceksin! Belki de sen Abdülkadir Selvi'nin internet yazılımızın, nerden bilelim. Bu saçmalıkların başka izahı var mı?

Neden utanmam gerekiyormuş; o kadının Kabataş'da kendini bilmez birileri tarafından sözlü veya fiilî tacize uğramış olma ihtimalini kategorik olarak reddetmediğim için. Bu yüzden "utanma melekemi" kaybettiğimi iddia ediyor, bay politikkomedyen!

Bre abbass, sen Gezi günlerinde Taksim'i dolduran on binlerce insanın tümüne kefil misin? "Hiç biri asla böyle bir iş yapmış olamaz" diyebilir misin?

Her türden insan var. Her politik kesimde beş para etmeyeni de var; işe yarar, doğru düzgün olanı da. Sırf belli bir politik akıma tavrından dolayı bütün insanları aynı kumaştan sayabilir misin?

Kadının elinde doktor raporu olduğunu da dikkate alırsak, yine de böyle bir olayın kesinlikle olmadığını söyleyebilir miyiz?

Ben "olmuştur" da demiyorum, "olmamıştır" da. Bu yüzden mi "yalaka", "utanmaz" vb oluyorum? Bu ne ölçüsüzlük, bu ne hoşgörüsüzlük, bu ne haddini bilmezlik!!!

[/size]

Peki güzel kardeşim, madem yazılım değilsin, neden öyle basit mesajları ısrarla tekrarlıyorsun? Bu tarz cümlelerle bir tartışma anlamlı bir biçimde   sence ne kadar sürebilir?

16 kalemin hepsi değil, sadece bir tanesi yalan söyledi diyorum. O da İsmet Berkan. Bunu kendisi de kabul etti. Diğerlerinin suçu ne? Kadın tacize uğramış olabilir. Bunu sen de ben de bilmiyoruz. Ben "kesinlikle uğradı" demiyorum. Peki sen ve sizler neden tutturmuşsunuz "yok uğramadı" diye?

Ben, bana ait cümleler kuruyorum. Bak sen de bu mesajında biraz da olsa canlı bir kişi olduğunu gösteren cümleler kurmuşsun. Bununla "Ankara" cevabını kastemiyorum tabii ki.

Neden utanmam gerekiyormuş; o kadının Kabataş'da kendini bilmez birileri tarafından sözlü veya fiilî tacize uğramış olma ihtimalini kategorik olarak reddetmediğim için. Bu yüzden "utanma melekemi" kaybettiğimi iddia ediyor, bay politikkomedyen!

Bre abbass, sen Gezi günlerinde Taksim'i dolduran on binlerce insanın tümüne kefil misin? "Hiç biri asla böyle bir iş yapmış olamaz" diyebilir misin?

Her türden insan var. Her politik kesimde beş para etmeyeni de var; işe yarar, doğru düzgün olanı da. Sırf belli bir politik akıma tavrından dolayı bütün insanları aynı kumaştan sayabilir misin?

Kadının elinde doktor raporu olduğunu da dikkate alırsak, yine de böyle bir olayın kesinlikle olmadığını söyleyebilir miyiz?

Ben "olmuştur" da demiyorum, "olmamıştır" da. Bu yüzden mi "yalaka", "utanmaz" vb oluyorum? Bu ne ölçüsüzlük, bu ne hoşgörüsüzlük, bu ne haddini bilmezlik!!!

Sn.Kaçak;

Bu sözlerin ciddiye alınır bir yanı olduğunu mu düşünüyorsunuz?   ''Ben kendi düşüncemi kendi cümlelerimde yazıyorum, siz de öyle yapın ve tartışalım'' demek sizi haklı mı çıkartacak sanıyorsunuz? Bunları yazan biri ile tartışılır mı sanıyorsunuz?

Yazıyazforum'dan bu yana bu forumda şöyle ya da böyle yazıyorsunuz, bu kadar mı gerilediniz? ''Beni bu kadar eleştirirseniz sonunda AKP'li olacağım'' dediğiniz günleri unutmadım ama, bu kadar kısa sürede bu noktaya gelmeniz gerçekten şaşırtıcı. Bazı AKP'lilerin bile yalan olduğunu söylediği Kabataş yalanına sizin bu kadar inatla sahip çıkmanız bir tek şeyi kanıtlıyor, o da; solcu, ilerici olduklarını söyledikten bir zaman sonra AKP'ye yelken açanların giderek düşünme beceri ve potansiyellerini yitirme noktasına geldikleridir. Yandaş medyada bol bol örneklerini görüyoruz, rahatsız oluyoruz; sizin de bu insanlarla yan yana gelmiş olmanız gerçekten üzücü.

Sayın Melnur,

Yazıyaz'da dediğim tam olarak öyle değildi. "Beni bu kadar eleştirirseniz sonunda AKP'li olacağım" dememiştim. sizler benim her aykırı görüşümü hemen "vay AKP'li", "yandaş", "liboş", "yalaka" vb nezih(!) ifadelerle itham ediyordunuz ve ben de bu sürekli devam eden, bitmek bilmez ve haksız ithamlarınıza tepki olarak öyle bir espri yapmıştım.

Kısacası "'Beni bu kadar eleştirirseniz sonunda AKP'li olacağım" değil, "beni böyle haksız yere sürekli itham ederseniz size inat AKP'li olacağım" demiştim.

Neredeyse olacaktım. Bereket Yazıyaz kapandı da kurtuldum.

(Not: hemen alıntı yapıp cevap vermeye kalkmayın, bu da bir espridir.)

Kırmızıyla vurguladığım ifadeleri karşılaştırın. Ben Kabataş "yalanına" sahip çıkmıyorum. Sadece bu konuda kesin hüküm vermenin yanlışlığına değiniyorum. Kadının iddiası yalan da olabilir, doğru ama abartılı da. Eğer doğruysa abartı olduğu ortada. Çünki görüntülerden, ortada o kadar çok sayıda kişi olmadığı, olayın muhtemelen az sayıdaki kişinin sözlü ve belki de ufak tefen fiilî tacizinden ibaret kaldığı ileri sürülebilir.

Yani yine karşı çıkın, eleştirin, hatta itham edin; ama bâri biraz doğru düzgün anlayın da öyle yapın be kardeşim!

İnsanın insanların iyiye, doğruya, güzel olana yatkın olduğuna dâir inancını sarsıyorsunuz. Ben buna inanmaya devam etmek istiyorum.

Sn.Kaçak;

Kabataş yalanına en şiddetli tepkiyi göstermek bir solcu için değil sıradan bir yurttaş için bile insan olabilmenin gereğidir. ''Öyle dememiştim,Sadece bu konuda kesin hüküm vermenin yanlışlığına değiniyorum.'' demek işte böyle bir insani sorumluluğu bile göstermemektir. Bunu söyleyen biri ciddiye alınmamalı, forumda gördüğünüz ''yazılım'' karşınıza bu yüzden dikiliyor. ''Anlayın be kardeşim'' diyeceğinize yitirdiğiniz bu sorumluluk duygusunu az buçuk da olsa edinmeye çalışmalısınız. Yoksa, bu durum gerçekten de çok hoş değil.

Neden "Kabataş yalanına" en şiddetli tepkiyi göstermek insan olmanın gereği oluyormuş? Kabataş yalansa ne farkeder, değilse ne? Kabataş iddiası doğruysa bu gerçek Gezi'cileri kapsamaz ki. Kabataş iddiası yalansa da bu bütün Gezi'cileri masum kılmaz.

Gezi büyük bir kitlesel katılımla gerçekleşti. Büyük ölçüde kendiliğindendi ve çeşitli farklı kesimden insanlar vardı. İçki içip cinsiyetçi küfürler edenler de vardı, arabaları yakıp dükkanları yağmalayanlar da. Onlara engel olmaya çalışıp "yakma, yakma" diye slogan atan dürüst insanlar da vardı, dükkanları yağmadan korumak isteyen ve bedenini siper eden değerli insanlar da vardı.

Siz hangi "yalan"a tepki göstermekten söz ediyorsunuz? Hangisini kabul edersek insanlıktan uzaklaşmış oluruz? Sizin hakikatiniz hangisi?