HEDEPECİLİK MEVZUU ÜZERİNE...
BİLİN Kİ, BU İŞE SOL KILIFI GİYDİREMEZSİNİZ...
nedir şu ''hedepecilik mevzuu?'' haydin bir ele alalım bakalım...
hiç işi allem kullem uzatmadan, kıvırtmadan, haybe kelamla doldurmadan, klasik solumsular gibi yamultmadan, süslemeden, bodoslama gitmek lazımdır...
o ki: sadede gelirsek, sakince ve sadece bakarsak netlikle görürüz ki, hedepe apocuların partisidir... hedepe nihayetinde apo'ya sayın başkanım diyenlerin partisidir... yani, ben oyumu hedepeye veriyorum dediğin andan itibaren, sen de en başta ''merhaba sayın başkan apo'' demiş olursun... veya şu meşhur tabirle ''biji serok apo''... kaldı ki, bunun nasıl yaratıldığı bile ciddi bir sorgu konusudur... bu kabulün, hem kürtlere, hem de diğer sola zorla, kanla, canla, baskıyla dayatılmadığını söylemek basbaya yalandır ve hikayedir... daha çok kan kurumadı bile... hala da sürmekte olan aynı şiddet ve tehdit üslubu apaçıktır ve ortadadır...
bilirsiniz ki, kürtleri her daim özel ve kendimden saymış ve kürt hareketinden ayrıksı tutmuşumdur... çokça acılar çektirildiğini de çokça yazmışımdır.... onları da en az yerleşik türkler kadar, bu toprağın insanı sayarım, kendi insanımdan görürüm ve onlar üzerindeki ırkçı-oligarşik faşist her türden baskıyı da bugüne dek kınadım, kınarım, yazarım, çizerim... ve özellikle de peydahlanmak istenen uyduruk etnik kimlikler üzerinden geliştirlen türk-kürt çatışmasına dair gelişmeleri de bir bir anlatmaya çalışırım... bilenler bilir, bu ülkede en çok acı çekeceklerden birisi kürtlerdir diye çokça yazdım....
lakin, siyasi düzlemde kürt kareketini asla kaale almadığımı da, apoyu sol görmediğimi de, küresel ve yerel düzeneğin yürü ya kulum ilişkilerinin ürünü olduğunu da çokça yazdım... yani, kısaca, benim için şu ki: ben hedepeye oy vereceğim demek, apoyla yanyana gelmektir....
apoyla yanyana gelmiş olan birisi, bence sol vasıflarını külliyen yitirmiş birisidir... istediği kadar dilini süslesin, istediğini sallasın, söylesin, asla sol değildir... en başta, etnik kimlikler üzerinden yapılan ve emperyalist küresel düzeneğin fırınında pişirilmiş mezhepsel, etniksel kırdırma siyasetinde açıkça kullanılmaktır, hatta bu durum emperyalist işgal ve talan politikalarıyla netlikle açık işbirliğidir... ardından, küresel kapitalist-emperyalist-liberal düzlemde yeni bir ve etnik türden, arkaik bir siyasi kimlik edinmektir... kısacası uzatmayayım açık ki, artık o sol değildir...
şimdi, vasati solcu bu duruma karşı gerekçe olarak der ki, ''yav apo kürt halkının kahir ekseriyatı tarafından başkan olarak görülen bir devrimci önderdir, buna karşı çıkmak ahmaklıktır.'' falan filan... bahane çok... şimdi hadi bu haybe, uyduruk ve yalan bilgi üzerinden gidelim... bu ifade, salt kısır ifadesel haliyle bile popülizme açık teslimiyettir... halk dalkavukluğu ve şu kürt kuyrukçuluğu denilen hadisenin tam da oturduğu denklemsel esas veridir...
eğer böyle popülist bir kısırlıkla hayatı çözümleyeceksek, o zaman denir ki, ''yav tayyip'te kaç seçimdir türk halkı tarafından başkan, halife, padişah görülen bir şahsiyettir. o zaman onu niye baştacı etmiyorsunuz ki?...'' yani kısacası, her tüden sol görünümlü sağcılık denen şey veya süslü, janjanlı tabirlerle, popülizm, revizyonizm, pragmatizm ve oportünizm illa çuvallar...
ben burada sol adına ciddi bir omurgasızlık ve kemiksizlik hali görmekteyim... ben kürtüm ve bu nedenle de oyum hedepeye diyene, aslında yanlışta olsa çok fazla bir sözüm yok... zira, bölgesel koşullar ağırdır ve orası tastamam bıçakla ikiye bölünmüş bir coğrafyadır... yani herkes taraf olmaya adeta düzenek tarafından zorla itilmektedir...ama açıktır ki, bu tavır bile her durumda, asla sol bir tavır değil, olsa olsa salt bir etnikçi tavırdır...
etnik duruş tüm sınıfsal aidiyetlerin üzerinin örtüldüğü, feodal, dinsel, burjuva hatta işbirlikçi tavırların bile gizlenebildiği karmaşık durumlardır... kaldı ki, kürt denilenlerin önemli bir kısmının beyaz kürtler olduğu da ayrı bir gerçektir... aynı zamanda kürt hareketi denilen yapının, asla steril ve hijyen bir hareket olmadığı da ortaya çıkan çok fazlaca bilgi sebebiyle kesindir... zaten bizzat kendileri bile ''biz emperyalizmle her türlü işbirliğine hazırız'' diyenlerdir...
bir diğer husus daha şudur ki, gelinen noktada ben hedepeliyim demek, hasan cemallerle, cengiz çandarlarla, murat belgelerle yanyana gelmektir... baktığımızda görürüz ki, hürriyet ve cumhuriyet gazeteleriyle, birikim çevresi ve hatta onunla oldukça yakın olan birgün çevresi bile sürecin açık veya örtük destekçisi halindedirler... bu izler, netlikle küresel işbirlikçi liberalizmin ve küresel egemen kampın ayak izleridir... bu ve benzeri kalemler, her durumda dış güçlerin içerdeki imzalarıdır... asıl yapılmak istenenlerin izleridir... bu uluorta yanyana geliş bile, en başta kürtlere atılacak kazığın göstergesidir... yani, gene bir omugasızlığa dair işaretlerdir... hemen hepsi dünlerde de tayyiple yanyanaydı... demek ki ihtiyaç hasıl oldu ve anında kendilerine yeni partner buldular...
son olarak, hedepe işinin bizzat akepe+hakanfidan+öcalan+küreseller tarafından servis edildiği her yanıyla açıkken ve bu durum kimseciklerden zerrece saklanmaksızın uluorta savunulurken, daha sol mu kalır, solculuk mu kalır... bu ortalıktaki haybeden teranelerle anlatamazsınız asla kendinizi... gidin başkalarını kandırın.... veya daha fazla komik ve zavallı hallere bari düşmeyin...
neyse, herkes yoluna... işine gücüne... ama kimse kendini alayla-valayla pazarlamaya kalkmasın... kimlikler tüm aleniyetiyle birer birer ortadadır...
her zaman yazıyorum, durduğum yer, en son seçimdeki ''alın sandığınızı başınıza çalın, biz yemiyoruz artık bu siyaset oyununu'' diyen % 26 nın yanıdır... çıkış oradadır, iyiler oradadır ve asıl halk oradadır....
Hüsem Koralay
facebook
face'te dolaşan bir yazı bu. Adamın söylediklerinde haklı bir yan var. Kürtlere destek olmak neden kürt hareketine destek anlamına gelsin. Kürt hareketini desteklememek neden kürt halkına karşı olmak olsun?
Daha kötüsü, sosyalistlerin toplumsal bir güç olmadığını söylemelerine rağmen sosyalistlerin bağımsız bir toplumsal güç olma konusundaki gayretlerini de küçümsemeleri ve düşmanca görmeleridir. Kuyrukçuluk bu adamların üzerine o kadar yapıştı ki, gözleri kürt hareketinden başka bir şey görmez hale geldiler. Seçim dönemindeyiz, şimdi de sosyalistlere'' oylar HDP'ye'' demekten çekinmiyorlar. BHH'nin HDP'yi destekleyeceğini umuyorlardı, olmayınca BHH'ye saldırmaya başladılar. Kuyrukçuluk bunların aklını başından aldı ve sosyalizm düşmanı haline getirdi. Lafa gelince komünistler!
BHH HDP'nin desteklenmesi kararı alsaydı, her türlü methiye düzülürdü, ittifak yapılmama kararı aldığı için yerden yere vuruluyor ve sizin söylediğiniz etiketlemeler ortaya çıkıyor. Kendilerini solcu sanan bir kısım akıl yitimine uğramışlar da bu koroya katılmaktan vazgeçmiyorlar. Tarih bu insanları hiç affetmeyecek. Sosyalistlerin görevi emeğiyle geçinenleri yanyana getirmek bu akıl yitimine uğrayanlar aralarına set çekmeye uğraşıyorlar. Lafa gelince de insanlar arasındaki çitleri yıkacağız diyorlar! Bu çelişkinin bile farkına varmayanlara solcu denilmez, bunlar aralarında solculuk oynayan kişiler, akıl yitirilmedikten sonra bu adamlara kimse solcu demez.