KCK Eş Başkanı Bayık: Haziran Hareketi'nin seçim tavrı doğru



KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat, PKK lideri Abdullah Öcalan serbest bırakılmadan ve Kandil’de düzenlenecek kongreye katılmadan PKK’nin Türkiye’ye karşı silah bırakmasının söz konusu olmadığını söyledi. İMC TV’den Banu Güven’e konuşan Bayık ve Hozat, PKK lideri Öcalan’ın PKK'yi bahar aylarında silah bırakması için kongreye davet etmesiyle ilgili olarak yaptıkları değerlendirmede, Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin ancak Öcalan’ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabileceğini söylediler.

Bayık Haziran Hareketi'nin seçim tavrıyla ilgili de yorumda bulundu. Bayık, kararın Haziran Hareketi açısından doğru bir karar olduğunu ifade etti. Bayık'ın Haziran Hareketi'nin seçim tavrını değerlendirdiği ifadesi şöyle: "Birleşik Haziran Hareketi'nin herhangi bir partiyi desteklemesi, hareketin çatırdamasına neden olurdu. Haziran Hareketi’nden başka açıklama beklenemezdi. CHP ile ittifak yapsa zarar görürdü. HDP ile ittifak yapsaydı yine zarar görürdü. Haziran Hareketi açısından en doğru yol böyle bir açıklama yapmasıydı."

Birgün

BHH aslinda dolayli yoldan hem CHP ile hemde HDP ile ittifak kararı aldı. BHH'nın ulusalcı, Kürt karşıtı ve devletci kanadı oylarını CHP'ye, diğer kesimde HDP'ye verecek. örneğin ÖDP üyeleri ve sempatizanları kesinlikle oylarını HDP'ye verecektir, Kemal Okuyan ve benzerlerinin sempatizanlarıda her zamanki gibi CHP için çalışacaklardır.

Halkevleri HDP'ye oy vermeye çağırıyor.

http://www.halkevleri.org.tr/basin-aciklamalari/akp-yi-sokakta-da-sandikta-da-geriletelim

Bu tip karar alanlara yakın geçmişte bazıları "kuyrukçu" diyordu. Ya şimdi?

Yürütülen sözde barış görüşmelerinin aktyapısının bulunmadığını bizzat Bayık ve Bese Hozat söylemiş. Bu sözde barış görüşmelerinde öteden beri PKK'nin Türkiye'ye karşı silah bırakmasının koşulları yaratılmak istendiği söylenirken, Hozat ve Bayık bu konuda PKK'nin kırmızı çizgilerinin demokratikleşmeden daha öncelikli olarak Öcalan' olduğu ve silahın ancak Öcalan'ın   serbest kalması ile mümkün olabileceğini açık bir biçimde tekrarlamışlar. Tekrarlamışlar diyorum çünkü bu görüş öteden beri kürt kesiminden yükseliyordu. Şimdi kim bu durumda İmralı'da yürütülen görüşmelerin sonuç alıcı olduğunu iddia edebilir? AKP hükümeti buna yanaşabilir mi? Mümkün mü böyle bir şey? Mümkün değilse, o zaman iki yıldır İmralı'da gerçekleşen şeyin güncele nasıl aktığı sorgulanmaz mı? AKP iki yıldır kurduğu kumpas siyasetiyle içerde ve dışarda yitirdiği meşruiyeti kürt sorunu nedeniyle yakalıyor. Bir başka deyişle İmralı mutabakatları AKP'ye seçim kazandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bu siyaset, aslında siyasetsizlikten başka bir şey de değil, ve sonuçta, AKP'nin elini güçlendiriyor. Gerçekteyse ortada çözüme kavuşturulmak istenen bir sorun da yok. PKK olmayacak, AKP tarafından gerçekleştirilemeyecek bir hattın gerisinde bulunuyor, AKP ise şu seçimleri de kazanayım sonrası ne olursa olsun diye düşünüyor; kumpası böyle kurmuş! Biz de kendimizi kandırmaya çalışıyoruz, İmralı'da barış konuşuluyor ve ''her şey iyi gidiyor''!

Bayık ve Hozat'ın BHH konusundaki değerlendirmesi ise doğru. BHH bu koşullarda başka türlü bir karar alamazdı. Kuyrukçuluğu solculuk sanan arkadaşlarımız, her ne kadar hayal kırıklığına uğramış olsalar da, bu hayal kırıklığını normal karşılıyorum. Çünkü kuyrukçuluk anlayışını ortaya çıkaran zihinsel yapının BHH'nin anlayabilmesi hiç de kolay değil. Hatta mümkün değil. Ölçüt bu zihin için ''kürtlerin yanında olup olmamak'' olarak koyulmuksa ve kürt halkının yanında olmak bir ulusalcı harekete biat etmek olarak anlaşılmışsa, elbette BHH'nin bu kararı da bu zihni yapının gerektirdiği tepkiye yol açacaktır. Bayık ne derse desin, söyledikleri kuyrukçu anlayışın duymak istemediği sözlerdir. Doğru olduğu ise tartışılmaz.

Bülent Uluer, eski DEV- GENÇ genel başkanı, seçimlerde HDP milletvekili adayı oldu.

http://www.16mart1978.com/?p=311


Aha bir "kuyrukçu" daha!!!! Bu gidişle tüm ÖDP seçmenleri HDP'ye oy vereceğe benziyor. Seçim sonrası BHH içerisinde büyük bir çatlaklık olama ihtimali büyük, nede olsa BHH içerisinden bazıları "kuyrukçu" olma yolundalar.

Bu durumda Cemil Bayık da sosyal şoven bir ulusalcı mı oluyor?

Bayik alinan kararin BHH acisindan dogrulugunu söylüyor, cünkü BHH HDP ve secimler konusunda tek görüse sahip degil, bölünme tehlikesi olabilir secim ittifaki icin karar alsaydi. Bayik dogru derken hangi acidan söylemis ona bakacaksin.

Ama sen devamli HDP'ye destek verenleri "kuyrukcu" ilan ediyorsunya bende o sözlere atifta bulunarak bazi BHH bilesenlerinin "kuyrukculuk" yapmaya basladiklarina dikkat cekiyorum.

Sana göre EMEP HDP'yi destekleyince "kuyrukcu" oluyor, ya Bülent Uluer ve Halkevleri destekleyince ne oluyor?

Adam komünist olduğu için değil Çerkes olduğu için aday gösterildiğini kendisi söylüyor. "Kuyrukçu" olup olmamak etnikçiler için değil komünistler için söz konusudur.

Bülent Uluer'in   beni "komunist oldugum icin degil Cerkes oldugum icin aday gösterdiler"   söylemini buraya alintilarmisin? Benim verdigim linkte böyle veya benzeri bir cümle yok?
Hayal kuruyorsun galiba?
Bülent Uluer simdi "komunistmi" yoksa "etnikcimi?"