Güncel Tartışma Konuları
Bayık: Halkların sağlığı için Erdoğan tımarhaneye kapatılmalı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Ne Kürt sorunu ya! Kürtlerin neyi eksik?" sözlerini eleştiren KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, "Türkiye halklarının toplumsal sağlığı açısından Erdoğan tımarhaneye bile kapatılmalıdır denilebilir" dedi.
Azadiya Welat Gazetesi için bir makale kaleme alan Bayık, Erdoğan'ın konuşmasını 'yavan, basit ve seviyesiz' olarak niteledi. Bayık, "Bu konuşmayı yapan ne Türkiye'yi ne de Kürt sorununu anlamıştır. Nitekim Kürt sorununu anlayamadığı için sorununun özünü değiştirmeyen şeyler dışında şimdiye kadar ciddi bir adım atmamıştır. Sadece çözüm beklentisi yaratmış, ancak toplumun beklentisini karşılamamıştır. Dolayısıyla toplumu aldatmış, topluma hakaret yapmıştır" dedi.
ERDOĞAN SİYASET DÖNEMİNİN SONUNA GELMEKTE
"Böyle biri Türkiye'de yönetici olamaz" diyen Bayık, şu ifadeleri kullandı; "Kürt sorununun çözümünü önüne koymayan hiçbir politikacının geleceği yoktur. Zaten bu nedenle Erdoğan'ın siyaset döneminin sonuna gelinmektedir. Artık beklenti yaratıp oyalama politikası teşhir olmuştur. Bu politika karaya vurmuştur. Ya Kürt sorununda adım atacaktır ya da gidecektir. Bu aylar AKP'yi ve Tayyip Erdoğan'ı tamamen netleştirme aylarıdır. Bu netleştirme olduğunda Türkiye'nin önü açılacaktır. Kürt sorununun çözümü kaçınılmaz hale gelecektir. Artık çözümsüzlük ve oyalama politikası sürdürülemeyecektir."
'CESARETİ VE İRADESİ YOK'
Bayık, Erdoğan için 'bir zamanlar İtalyanlara yakıştırılan 'çakal' karakterinde bir politikacı' benzetmesini de yaptı. Erdoğan'ın cesaret ve iradesinin olmadığını savunan Cemil Bayık, "Zayıf gördüğünde, fırsatı bulduğunda çullanan, ama karşısında gücü gördüğünde yelkenleri indirip kaçan ve ortamı güçlülere bırakan bir politik tarza sahiptir. Ancak sıra Kürtlere geldiğinde ise aslan kesilmektedir. İşte tehlikeli olan bu durumdur. Çünkü bu kafa Kürt sorununu çözümsüz bırakarak Türkiye'ye onlarca yıl, hatta yüz yıl kaybettiren bir kafadır" diye yazdı.
Birgün
Dün söylediğimiz bir şeyin tersini bugün söylesek, biri de bize bunu hatırlatsa utanırız. Ben şahsen utanırım. Erdoğan'ın bu söyledikleri normal birinin söyleyeceği şeyler değil. İnternette bu konuda pek çok video var. Dün söylediğinin tersini ertesi gün söylemiş. Kürt sorunu yoktur, kürtlerin neyi eksik diyen biri, neyi çözmeye çalışıyordu? Dün kürt sorunu vardır, çözeceğiz demiyor muydu? Ne utanması var, ne sıkılması! Böyle yaparsa Bayık da tımarhaneden bahseder. Ona da hakaret davası mı açacak?
Bayık: Halkların sağlığı için Erdoğan tımarhaneye kapatılmalı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Ne Kürt sorunu ya! Kürtlerin neyi eksik?" sözlerini eleştiren KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, "Türkiye halklarının toplumsal sağlığı açısından Erdoğan tımarhaneye bile kapatılmalıdır denilebilir" dedi.
Azadiya Welat Gazetesi için bir makale kaleme alan Bayık, Erdoğan'ın konuşmasını 'yavan, basit ve seviyesiz' olarak niteledi. Bayık, "Bu konuşmayı yapan ne Türkiye'yi ne de Kürt sorununu anlamıştır. Nitekim Kürt sorununu anlayamadığı için sorununun özünü değiştirmeyen şeyler dışında şimdiye kadar ciddi bir adım atmamıştır. Sadece çözüm beklentisi yaratmış, ancak toplumun beklentisini karşılamamıştır. Dolayısıyla toplumu aldatmış, topluma hakaret yapmıştır" dedi.
ERDOĞAN SİYASET DÖNEMİNİN SONUNA GELMEKTE
"Böyle biri Türkiye'de yönetici olamaz" diyen Bayık, şu ifadeleri kullandı; "Kürt sorununun çözümünü önüne koymayan hiçbir politikacının geleceği yoktur. Zaten bu nedenle Erdoğan'ın siyaset döneminin sonuna gelinmektedir. Artık beklenti yaratıp oyalama politikası teşhir olmuştur. Bu politika karaya vurmuştur. Ya Kürt sorununda adım atacaktır ya da gidecektir. Bu aylar AKP'yi ve Tayyip Erdoğan'ı tamamen netleştirme aylarıdır. Bu netleştirme olduğunda Türkiye'nin önü açılacaktır. Kürt sorununun çözümü kaçınılmaz hale gelecektir. Artık çözümsüzlük ve oyalama politikası sürdürülemeyecektir."
'CESARETİ VE İRADESİ YOK'
Bayık, Erdoğan için 'bir zamanlar İtalyanlara yakıştırılan 'çakal' karakterinde bir politikacı' benzetmesini de yaptı. Erdoğan'ın cesaret ve iradesinin olmadığını savunan Cemil Bayık, "Zayıf gördüğünde, fırsatı bulduğunda çullanan, ama karşısında gücü gördüğünde yelkenleri indirip kaçan ve ortamı güçlülere bırakan bir politik tarza sahiptir. Ancak sıra Kürtlere geldiğinde ise aslan kesilmektedir. İşte tehlikeli olan bu durumdur. Çünkü bu kafa Kürt sorununu çözümsüz bırakarak Türkiye'ye onlarca yıl, hatta yüz yıl kaybettiren bir kafadır" diye yazdı.
Birgün
Cemil Bayık'ın söylediklerine ''yanlıştır'' denilebilir mi? Cemil Bayık Erdoğan eleştirilerinde -üslup bir yana- çoğunlukla doğru söylemekte, doğru saptamalarda bulunmaktadır. "Bu konuşmayı yapan ne Türkiye'yi ne de Kürt sorununu anlamıştır. Nitekim Kürt sorununu anlayamadığı için sorununun özünü değiştirmeyen şeyler dışında şimdiye kadar ciddi bir adım atmamıştır. Sadece çözüm beklentisi yaratmış, ancak toplumun beklentisini karşılamamıştır. Dolayısıyla toplumu aldatmış, topluma hakaret yapmıştır.''
Eminim, seçim dönemine girilmeseydi Erdoğan bu cümleleri kurmazdı. Anketler AKP'nin gerilediğini gösterdiği için yeniden milliyetçilik kartını açmak zorunda kalmaktadır. Eğer anketlerde durum farklı olsaydı, AKP'nin gücünü koruduğu veya yükselişe geçtiğini gösterseydi, Erdoğan böyle bir ifadede bulunmaz, Cemil Bayık da bu tepkiyi göstermezdi. Peki bu ne demek, Erdoğan ''kürt sorunu yoktur'' demeden önce İmralı'da bu sorunun çözümü için adımlar mı atıyordu? Cemil Bayık Erdoğan'ın sözlerine neden bu kadar tepki gösteriyor, bu tepki bir hayal kırıklığının ürünüyse, Bayık Erdoğan'ın sorunu çözeceğini mi düşünüyordu?Leyla Zana'nın ''çözerse Erdoğan çözer'' sözüne kürt hareketinden yükselen tepki sadece solun gazını almak amaçlı mıydı?
Kürt hareketi barış ve çözüm konusunda hala tutarlı, doğru ve ilkeli bir duruş sergileyemiyor. Bu sözde barış ve çözüm süreci sadece kürt etnisitesi üzerinden yürütülecekse, buradan ne barış çıkar ne de çözüm. Çıkmaz! Mümkün değil. Kürt hareketi bu konuda ilkeli ve bütünlüklü bir duruş sergileyemiyor. Kürt hareketi karar vermeli ve ne istediğini açıkça ortaya koymalıdır. Bu ülkeye İmralı toplantıları ile barış gelmez. Bu ülkeye Erdoğan dise hiç barış getiremez. Faşist, gerici, diktatör dediğimiz bir kişinin siyasetinden burjuva demokrasisi çıkmaz. Ülkenin dörtte üçünde dinci bir faşizmi kurumsallaştırmaya çalışan bir siyaset anlayışı, dörtte birine demokratikleşme getirmez, getiremez. Öteden beri İslam kardeşliği vurgusu yapmasının nedeni de zaten kürt sorunu gerici bir anlayış içinde ''çözmek''! AKP bunu yapıyor, AKP bu konuda havuç sopa siyaseti uyguluyor; kürtlere gökyüzünü gösteriyor. Böyle yaparak son iki seçimi aldı. Anketler farklılık gösterseydi, yine aynı oyunu oynamaya devam edecekti. AKP'den MHP'ye oy kaybını durudurmak için söylendi o sözler. Bu yüzden söylendi. Bayık neden şaşırıyor, neden tepki gösteriyor? Erdoğan ''kürt sorunu vardır'' dediğinde demokratikleşme adımları mı atıyordu?
Erdoğan AKP'sinde değişen bir şey yok. Erdoğan AKP'si bugüne kadar anlaşılamamışsa, bugünden sonra da anlaşılamayacaktır. Bayık'ın sözlerinden bir yerinde bu paradoksu görebilmek mümkün. Bayık hala '' Ya Kürt sorununda adım atacaktır ya da gidecektir.'' diyerek açık bir kapı bırakıyor ve hala ''tımarhanelik'' dediği Erdoğan'dan beklenti içinde olduğunu ağzından kaçırıyor!
Erdoğan mesajı alacaktır, eminim heybesinde uygun bir havuç da bulunmaktadır.
Adam Kandil'de. Hakaret davası da açamaz, savcılarını harekete de geçiremez. Şimdi ne yapacak?