Siyasette Aleviler için yeni bir aktör: HDP
Demirtaş'ın eşitlikçi konuşmaları sonrası kazandığı sempatiye rağmen Alevilerin partinin geri kalanıyla ilgili çekinceleri var.
NİL MUTLUER
Aleviler şimdiye kadar bu önyargı ile anıldı. Her önyargı gibi bu da, içerisinde hakikâtler kadar gerçekliği kısmen örten genellemeleri barındırıyor. Aleviler laiklik vurgusunun kendilerine inanç ve kimlik anlamında kısmen özgürlük getirdiğinin hep farkında oldular. Osmanlıda tebaa iken Cumhuriyet ile yurttaş statüsüne kavuşmaları ve Cumhuriyet döneminde kitlesel kıyımlardan, tümüyle olmasa bile nispeten daha az etkilenmiş olmaları onları kendisini cumhuriyetin ve laikliğin temsilcisi addeden partiye, yani CHPye yöneltti. Ancak, bu hiçbir zaman körü körüne bir yöneliş olmadı.
Aleviler her daim etraflarındaki diğer siyasi ihtimalleri de değerlendirdiler. Örneğin, 1950li yıllarda Demokrat Parti Aleviler için bir seçenekti ancak bu partinin Türk-Sünni kartını oynaması, bu tercihi sürekli kılmadı. Bugüne kadar gerek seçeneksizlik, gerekse siyasi yelpazenin sağında yer alan aktörlerin Alevilere ve Türkiyenin demokratikleşmesine yönelik istikrarsız tavırları, Alevi oylarını çoğunlukla CHPye kanalize etti. Ancak, esasında Aleviler, önyargıların aksine siyasi tercihlerini hiçbir zaman kitlesel olarak yapmadı.
Tarihten gelen kaygılar var
Bugün Alevilerin seçim matematiğinde yeni bir aktör belirmiş durumda: HDP. Elbette Kürt hareketi Türkiye siyasetini etkilemiş bir aktör ve bu anlamda yeni değil. Üstelik Kürt hareketine yakın partiler, sosyalist ve sol görüşlü Alevi ve Kürtlere her daim bir seçenek sundu. Ancak Alevilerin ana akımının HDP gibi Kürt hareketinin içerisinde etkin bir şekilde yer aldığı bir partiyi ciddi bir alternatif olarak değerlendirmesi nispeten yeni bir durum. HDP bugün Alevilerin ciddiyetle değerlendirdikleri bir ihtimal ancak, tarihten gelen kaygılar da var.
İhtimal olmasının iki nedeni
Bugün HDPnin Aleviler için siyasi bir ihtimal olmasının iki nedeni var. İlki ve daha zayıf olanı HDPnin %10 barajı altında kalmasının, AKPnin meclisteki gücünü yükseltmesi olasılığı. Bu noktada, Alevilerin temel rahatsızlıkları AKPnin, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Başbakanlığı döneminden bu yana Alevilere sergilediği dışlayıcı ve ötekileştirici yaklaşımdan kaynaklanıyor. Geçtiğimiz iki gün boyunca bunu inceledik.
HDPnin siyasi bir ihtimal olmasının ikinci ve daha kuvvetli nedeni ise Eş Başkan Selahattin Demirtaşın Alevilere yönelik eşitlikçi yaklaşımı. Esasında Alevilerin taleplerinin ciddiye alınması HDPnin selefi partiler döneminde başlamış olsa da, Demirtaşın çoğulcu ve demokratik tavrı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana Alevileri olumlu yönde etkilemiş durumda.
HDP ile ilgili kaygılar
Demirtaşın kazandığı bu sempatiye rağmen, Alevilerin partinin geri kalanı ile ilgili halen süren çekinceleri var. Tarihte yaşanan Alevi kıyımlarını çağrıştıran isim ve olaylara siyasal ittifak uğruna zaman zaman atıf yapılması ve zaman zaman Alevilerin hassas oldukları laiklik anlayışının popülist siyasi söylemlerle heba edilmesi Alevilerde tedirginlik yaratıyor. Son döneme kadar HDPnin eleştirilerinin odağına, bunca zamandır Alevileri ötekileştiren bir siyasal yaklaşım sergilemiş olan AKP yerine, CHPyi yerleştirmesi de bu tedirginliği artıran faktörlerden.
Bir yanda sempati bir yanda tedirginlik
Alevi Bektaşi Bilim Derneği Başkanı Hatice Altınışık, şeriat korkusu nedeniyle bugüne kadar CHP dışında bir seçenek göremeyen Alevilerin önünde, artık bir seçenek daha bulunduğunu söylüyor.
Tek partili sistemden çok partili sisteme geçildiğinde Alevilerin bir kısmı Menderesin partisine yönelmiştir. Menderesin minareler süngümüz, camiler kışlamız dediği andan itibarense Menderesi desteklemekten vazgeçmişlerdir. Zira Alevi toplumunun en büyük korkusu şeriattır. Aleviler Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde din adına yapılan baskıları, zulümleri iyi bildikleri için, kendilerini ona karşı koruyacak mekanizmalara daha çok güvenirler. Bunun içerisinde mesela günümüz koşullarında bir AKP-CHP varsa ve üçüncü gözü açacak, çıkış yolu sunacak başka bir yapı yoksa, İslami söylemleri çok kullanan AKP yerine, Kemalist öğeleri daha önde tutan bir CHP tercih edilebilir. Ama 2015 genel seçim sürecini düşününce, kendi kimliğini, kendi dilini -çünkü Aleviler çok dillidir, tek inançlıdır- hiç sorgulamadan, yargılamadan, olduğu gibi kabul ettiğini, taleplerini karşılayacağını söyleyen üçüncü bir parti var ortada. Yerelde yaptığım gözlemler Alevilerin, sistemin HDPyi kriminalize etmesine, onun hakkında çok kötü algılar oluşturmasına rağmen onu bir alternatif olarak gördükleri yönünde. Tıpkı tek partili süreçten çok partili sürece geçişteki gibi bir umudu yaşıyorlar. Yarın bu parti onların beklentisini karşılamaz ya da onun gerisinde bir adım atarsa oradan da desteğini çekecektir.
HDPye açık destek
Hacı Bektaş Veli Dergahı Postnişini Veliyettin Ulusoy ile seçim telaşından çok önce konuştuğumda siyaset konuşmayı sevmediğini belirterek yine de Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce istediklerimizi Selahattin Demirtaşta gördüm demişti. Geçtiğimiz günlerde hem kendisi, hem de Avrupa Alevi Birlikleri Konferderasyonu Genel Başkanı Turgut Öker gibi çevreler HDPye açık desteklerini duyurdular. Kürt siyaseti ile Aleviler arasındaki bir yakınlaşmaya işaret eden bu açıklamalar elbette çok önemli. Ancak bu yakınlaşmaya yine de temkinli yaklaşmakta fayda var zira işin siyasi matematiği tarihsel derinliklerde yatıyor. Örneğin Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan HDPnin Alevilerden oy alabileceğini, ancak öncelikle, tarihsel olarak Alevi kıyımı ile özdeşleştirilen isimleri tasvip etmediğini açıklaması gerektiğini söylüyor.
Bir koşulla oy verebilir!
HDP Alevi oylarına göz dikmiş durumda. Ama HDPnin bence yapması gereken bir şey var ve bunu Sayın Demirtaştan da bekliyorum. İdris-i Bitlisi olayının tarihsel süreç içerisinde oynadığı rolün kendilerince hiçbir biçimde tasvip edilmediğini ve bu tür övgülere itibar edilmemesinin gerektiğini söylemesi lazım. Aksi takdirde kendisine doğru kayabilecek sempati oylarını riske atar. Halbuki CHPnin tavrına bağlı olarak Alevi oylarının bir kısmı HDPye gidebilir.
Laiklik kaygısı
Yol TV Program Yapımcısı Vedat Kara Alevilerin laiklik kaygısını vurgularken, Alevilerin bir yandan CHPde yaşadıkları temsiliyet sorunlarına, diğer yandan da Demirtaşın onlarda doğurduğu sempati ile, Kürt siyasetinin onlarda yarattığı tedirginlik arasındaki ikircikliğe dikkat çekiyor.
Geçmişte Aleviler büyük çoğunlukla CHP, SHP, DSP gibi sol partilere oy verdiler. Bugün de çoğunluğu CHPye oy veriyor. Belki yeni yeni HDPye oy veriyorlar. Onun da çoğunluğu Kürt Aleviler üzerinden, ama Kürt Alevilerin bile çoğunluğu hâlâ HDPde değil, CHPdeler. Burada bir laiklik kaygısı var çünkü. Alevilerin laikliğe herkesten çok ihtiyacı var zira toplumda inançları nedeniyle inanılmaz baskılara uğramışlar. Sonuçta CHPnin demokratik tavrından ya da temsiliyetinden memnun değiller. HDP eğer Alevilere bugüne kadar CHPnin yaptığı gibi yaklaşmaz ve kurumsal temsiliyeti, doğru bir biçimde sağlarsa; 8 Haziran itibari ile hem Alevi, hem de Türkiye siyaseti açısından yeni bir dönemi yaşayabiliriz. Demirtaşın söylemi, kullandığı dil ve yaklaşımı Alevileri etkiliyor. Ve Alevilerde Demirtaşa bir eğilim ve sempati var. Kaygı, Kürt siyasetinin, özelde HDPnin izleyeceği politikaların bütününde yatıyor. Kürtlerin kendi izlediği politik hattın, Aleviler açısından problemli olabileceği kaygısı var. Türkiyede AKP dönemi ile başlayan bir gericileşme var. Ama herkes bunu bu şekilde okumuyor. Alevilerin kaygısı da burada başlıyor, HDP farklı toplumsal kesimleri Demirtaşın yaklaşımında mı, yoksa partide politika yapan diğer kesimlerin yaklaşımında mı birleştirecek?
Sünni yobazlığının ideoloğu Said-i Nursiyle, günümüzün fanatik Sünnisi Altan Tan gibilerle mi Alevileri çekecekler?
Avrupa'daki alevilerin bir kısmı ile Tunceli'deki alevilerin bir kısmı HDP'ye oy veriyorlar. Daha çok alevi türk olanların kürt hareketi ile yakınlaştığı söyleniyor. Bundan fazlasının kürt hareketine yöneleceğine düşünmüyorum. Kürtlerdeki Atatürk düşmanlığı ile said-i nursi açılımları buna engel olacaktır.