[quote="melnur"]
Mahirlerin katledildiği gün konuşulması gereken konu devrim stratejilerinin, silahlı propagandanın ülkemizde doğru olup olmadığı değildir. Hiç kimse de o gün bu konuyu tartışmamıştır. [/quote]
[size=2]Pek doğru değil bu iddia. Bu konu solun gündeminde zaten vardı ve Kızıldere katliamının ertesinde de tartışılmıştır. Asıl sonradan olan, Mahir'lerin silahlı yolunun ve Kızıldere'nin yüceltilmesi ve güzellemesidir.
Mahir'lerin anısına saygı ve onların kişiliklerine sevgi ayrıdır, yollarının doğruluk-yanlışlığı ayrıdır. Tıpkı Çağlayan'daki iki gencin çizgisi ve kişilikleri arasında yaptığımız ayrım gibi. Bu iki ayrı kavram kasten birbirine karıştırılıyor.
Yani yaşarken o kişilerin gençliklerinden, cesaretlerinden, inançlılıklarından, kararlılıklarından prim yapıldı, amaçlananlara ulaşıldı; şimdi ölmüş olan bu gençlerin anılarından da prim yapmaya kalkılıyor.
Yanlış olan bir anlayışa o anılar üzerinden doğruluk kazandırılmaya çalışılıyor.
Kızıldere'de sağ yakalanan Ertuğrul Kürkçü mahkemede özeleştiri verdi ve silahlı yolun yanlışlığını, Kızıldere eyleminin hatalarını anlattı. Bu nedenle Kızıldere destan yazıcıları uzun süre ondan hiç söz etmedi bile. Ben 12 Eylül öncesinde mahirgillerin hareketine sempatiyle bakan biri olduğum halde, o dönem çıkan devrimci dergilerde Ertuğrul Kürkçü'den hiç söz edilmediği için, onun Kızıldere'deki ekipte olduğundan ancak 80 sonrasında, Uğur Mumcu'nun "Çıkmaz Sokak" kitabı sayesinde haberim oldu!
Çünki destan yazıcıları onun adını sansürleyip çıkarmışlardı. "samanlıkta saklanan ve sağ kurtulan bir militan" olgusu, destanın şanlı dizelerine pek yakışmıyordu. O yüzden hep "on'lar" dendi. Onbirinciden hiç söz edilmedi.
Kızıldere çizgisi de yanlıştı, onun devamcısı olduklarını iddia edenlerinki de yanlıştır. ama bu devamcılarınki iyice yanlıştır. Çünki kızıldere'ciler hiç olmazsa bu yola yeni başlamış, iyi niyetli, dürüst ve temiz gençlerdi. Yolun yanlışlığını görecek kadar yaşayamadılar bile. Yaşasalardı hiç kuşkusuz bir kısmı dönerdi o yoldan.
Ama bu devamcılardan bu "cephe"ciler, tamamen bozulmuş, manüple edilmiş bir hareket. İçinde başka güçlerin cirit attığından söz ediliyor. Kendi kadrolarını böyle ziyan eden, bir hiç uğruna ölüme gönderen bu hareket zaten solun geniş kesimlerinde de eleştiriliyor. Örnek olarak Elif Kalsen'in ölüme gönderilişi tam bir saçmalık! [b]Sanki ellerinde ihtiyaç fazlası militan var![/b]
Bu iki gencin ardından yazılanlar, onlara yapılan "biz de sizi seviyoruz"lar, bence artık tam bir aymazlık hâlini aldı. Bu güzellemeye katılan forum üyelerine bir önerim var.
Bu sözü söylerken aklınıza öldürülen savcının yüzü, geride bıraktığı çocukları, ailesi gelsin. O sözü söyleyecekseniz, o yüzleri hayal ederek söylemeye çalışın. Farzedin ki, burada yazdıklarınızı ileride bir gün o savcının çocuğu okuyacak ve yazan kişinin de siz olduğunuzu bilecek. O zaman o çocuğun yüzüne nasıl bakacaksınız ve ona ne diyeceksiniz?
Bunu düşünün ve bir cevap bulmaya çalışın. Sanki o çocuk şimdi sizin karşınızdaymış gibi, ona babasının katillerini neden övdüğünüzü açıklamaya çalışın. Onun bir çocuk olduğunu, sizin engin siyasî analizlerinizi, değerlendirmelerinizi anlayamayacağını da hesaba katın.
[b]Evinizde beslediğiniz köpeğe verdiğiniz değerin onda birini[/b] de babası öldürülmüş bir çocuğa gösterin ve onu nasıl ikna edebileceğinizi, kendinizi onun gözünde nasıl insan yerine koyabileceğinizi düşünün.
[/size]
DHKP-C Çağlayan olayı ile Berkin Elvan olayını gündeme taşımış, yürümeyen adaletten, yürütücü AKP'nin katilleri koruyucu tavrına yönelik olarak bir tepkide bulunmuştur. DHKP-C'nin bilinen tepkisi de budur. Ne savcıyı öldürmek için yola çıkmış ne de doğrudan ''silahlı propaganda'' yapmaya çalışmıştır. Bana göre sol, eylemi-olayı, daha sıcakken bu çerçevede tutmalıydı. Forumlardaki gereksiz tepkiler katliama uğrayan iki gencin anısına saygısızlıktır. Olmuş bitmiş bir eylem sonucunda faşist-liberal koroya karşılık saflar sıklaştırılmalı. Burada örgüt, parti, siyaset farklılığı önemini yitirmeli. Faşizmi ağzımızdan düşürmüyoruz, ama iş faşizmin katliamlarına ve ideolojik saldırılarına geldiğinde yine yanlış konumlanış alıyoruz!
Böyle bir şey olabilir mi?