Başvuran: Halkın Kurtuluş Partisi
Adresi: Karanfil Sok. No: 24/14 Kızılay-Çankaya/ANKARA
Temsile Yetkili Kişi: Nurullah Ankut/HKP Genel Başkanı
AÇIKLAMALAR
A- Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:
Türkiye Cumhuriyetinde bir garip, Anayasayı ihlal ve hukuk tanımazlık olayı yaşanmaktadır. Hem de devletin en başı olan Cumhurbaşkanı bu suçu işlemektedir. Siz Mahkeme üyelerinin de gözü önünde cereyan eden, her gün, her saat uyması gereken kurallar olan Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına, laik cumhuriyete bağlı kalacağına, üzerine aldığı görevleri tarafsızlıkla yerine getireceğine yemin ederek 10.08.2014te Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Recep Tayyip Erdoğanın, bu kuralları hiçe sayarak Anayasaya ve hukuka aykırı söylev ve icraatlarını dilekçemizde şekle takılarak sıralayarak aktarmayı, mahkemenize de bir saygısızlık olarak görüyoruz.
Yaşanan olaylar, hepimizin ve kamuoyunun gözü önünde cereyan etmektedir. Ancak çözüm üretilememektedir. Yine de aşağıda Cumhurbaşkanın hukuk tanımazlığını ve keyfiliğini ortaya koyması açısından, özet olayları aktarmak gereğini, bireysel başvurunun gereği olarak görüyoruz.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin daha ikinci haftasında, AKPnin 27.08.2014teki Olağanüstü Genel Kuruluna katılarak, yeni AKP Genel Başkanını empoze eden, AKPnin gerçek Genel Başkanının kendisi olduğunu, bu partinin çalışmalarına yön vermeye devam edeceği mesajlarını verebilmiştir. Ve sonrasında Anayasa m 101/4 cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilir amir düzenlemesinin nasıl işletileceğini görmek istemiş, yargı ve Anayasa Mahkemesi sessiz kalınca da, giderek pervasızlaşan bir şekilde, fütursuzca, muhaliflere ve kendisine karşı çıkan kişi ve kurumlara karşı siyasi saldırılarını sürdürmektedir
Gerek medyada ve gerekse siyasi çevreler ile düşünce kuruluşlarından gelen eleştirilere karşı da, Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan; BEN ANAYASAYI ASKIYA ALDIM diye açıklama cesaretini gösterebilmiştir. Bu açıklama karşısında, harekete geçmesi beklenen YARGI KURULUŞLARI, NE YAZIKKİ BÖYLE BİR AÇIKLAMA OLMAMIŞ GİBİ SESSİZLİĞE BÜRÜNMÜŞTÜR. DURUM VAHİMDİR: BÖYLESİNE BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞIYLA BU ÜLKENİN YÖNETİLMESİNE İZİN VERİLEMEZ.
Ülke seçim atmosferine girmiştir. Tarafsız Cumhurbaşkanının taraf olmasının düşünülemeyeceği bir atmosferde; bakıyoruz ki, Cumhurbaşkanı AKP adına politikalar ve söylemler yürütmekte, halkımız böylece iktidar partisi adına çifte bir propaganda furyasıyla, haksız bir propaganda esiri yapılmaktadır. Bunun demokrasi adına nasıl bir tehlike oluşturduğu açıktır.
Cumhurbaşkanı olarak, hiçbir hak ve yetkisi olmadığı halde, MUHTARLAR TOPLANTISI düzenleyerek, AKP propagandası içeren demeçleri ise, oynanan oyunun ortaya koyması açısından önem arzetmektedir.
Anayasayı askıya aldığını açıklayan ve Anayasaya aykırı eylemlerini sürdüren böyle bir Cumhurbaşkanına katlanmak, demokrasi ile nasıl bağdaştırılabilir? Buna biz katlanamayız. Sizleri göreve çağırıyoruz.
B- Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:
Türkiye Cumhuriyetinde bir garip, Anayasayı ihlal ve hukuk tanımazlık olayı yaşanmaktadır. Hem de devletin en başı olan Cumhurbaşkanı bu suçu işlemektedir. Siz Mahkeme üyelerinin de gözü önünde cereyan eden, her gün, her saat uyması gereken kurallar olan Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına, laik cumhuriyete bağlı kalacağına, üzerine aldığı görevleri tarafsızlıkla yerine getireceğine yemin ederek 10.08.2014te Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Recep Tayyip Erdoğanın, bu kuralları hiçe sayarak Anayasaya ve hukuka aykırı söylev ve icraatlarını dilekçemizde şekle takılarak sıralayarak aktarmayı, mahkemenize de bir saygısızlık olarak görüyoruz.
Yaşanan olaylar, hepimizin ve kamuoyunun gözü önünde cereyan etmektedir. Ancak çözüm üretilememektedir. Yine de aşağıda Cumhurbaşkanın hukuk tanımazlığını ve keyfiliğini ortaya koyması açısından, özet olayları aktarmak gereğini, bireysel başvurunun gereği olarak görüyoruz.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin daha ikinci haftasında, AKPnin 27.08.2014teki Olağanüstü Genel Kuruluna katılarak, yeni AKP Genel Başkanını empoze eden, AKPnin gerçek Genel Başkanının kendisi olduğunu, bu partinin çalışmalarına yön vermeye devam edeceği mesajlarını verebilmiştir. Ve sonrasında Anayasa m 101/4 cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilir amir düzenlemesinin nasıl işletileceğini görmek istemiş, yargı ve Anayasa Mahkemesi sessiz kalınca da, giderek pervasızlaşan bir şekilde, fütursuzca, muhaliflere ve kendisine karşı çıkan kişi ve kurumlara karşı siyasi saldırılarını sürdürmektedir
Gerek medyada ve gerekse siyasi çevreler ile düşünce kuruluşlarından gelen eleştirilere karşı da, Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan; BEN ANAYASAYI ASKIYA ALDIM diye açıklama cesaretini gösterebilmiştir. Bu açıklama karşısında, harekete geçmesi beklenen YARGI KURULUŞLARI, NE YAZIKKİ BÖYLE BİR AÇIKLAMA OLMAMIŞ GİBİ SESSİZLİĞE BÜRÜNMÜŞTÜR. DURUM VAHİMDİR: BÖYLESİNE BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞIYLA BU ÜLKENİN YÖNETİLMESİNE İZİN VERİLEMEZ.
Ülke seçim atmosferine girmiştir. Tarafsız Cumhurbaşkanının taraf olmasının düşünülemeyeceği bir atmosferde; bakıyoruz ki, Cumhurbaşkanı AKP adına politikalar ve söylemler yürütmekte, halkımız böylece iktidar partisi adına çifte bir propaganda furyasıyla, haksız bir propaganda esiri yapılmaktadır. Bunun demokrasi adına nasıl bir tehlike oluşturduğu açıktır.
Cumhurbaşkanı olarak, hiçbir hak ve yetkisi olmadığı halde, MUHTARLAR TOPLANTISI düzenleyerek, AKP propagandası içeren demeçleri ise, oynanan oyunun ortaya koyması açısından önem arzetmektedir.
Anayasayı askıya aldığını açıklayan ve Anayasaya aykırı eylemlerini sürdüren böyle bir Cumhurbaşkanına katlanmak, demokrasi ile nasıl bağdaştırılabilir? Buna biz katlanamayız. Sizleri göreve çağırıyoruz.
C- Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanması:
Cumhurbaşkanı seçildiği günden bu yana;
Tarafsız bir cumhurbaşkanı olmak yerine, AKPnin 1. Başkanı ve yine Cumhuriyetin 1. Başbakanı gibi, tarafsızlığıyla bağdaşmayan, propaganda ve polemik üslubuyla her konuda taraf olacak şekilde icraatlarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayalindeki başkanlık sistemi adına, mevcut anayasal sistemi askıya almakta ve her türlü hukuk kurallarını hiçe sayarak icraatlarını sürdürmektedir. Bunun hukuk adına önlenmesi gerekmektedir ve kamuoyu bu hukuksuzluğun önüne geçilmesini beklemektedir.
Konu acildir: Recep Tayip Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla da olsa, hâlâ yargıyı ve siyasi hayatı egemenliği altında tutan tutum ve davranışlarını, demokrasi adına tehlikeli bir biçimde sürdürmektedir. Buna da kimse karşı çıkamamaktadır.
Bunun hukuk devletinde yeri yoktur. Kendini halife gibi gösteren ve bu amacını gizlemeyen bir cumhurbaşkanının, bu hukuk dışı amaç ve eylemlerinin önlenmesi gerekmektedir. Bu merci de Anayasa Mahkemesidir.
Olayda, sadece başvurucu müvekkil siyasi partinin siyasi hakları ve adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş değildir. Tüm kamuoyunun anayasal hakları çiğnenmekte, ihlal edilmektedir.
Aslında konuyla ilgili illa bir başvuru gerekmediğini düşünüyoruz. Ancak konunun gündeme alınması için iş bu başvuruyu yapmak zorunda kaldık.
BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLDİĞİNE İLİŞKİN BİLGİLER
A- Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:
Bireysel Başvuruya konu ve başvuru yolları tüketilmiş olan iki suç duyurusu söz konusudur. Ancak bu suç duyurularından ilki hakkında karar verilmemiş, ikinci suç duyurusu ile birleştirilerek tek bir karar verilmiştir.
İlki şüphelilerinin R. Tayyip Erdoğan, Mustafa Özyar, İlhami Türker, suçların Anayasayı İhlal (TCK 309), Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257/1) ve Görevi İhmal (TCK 257/2) olduğu 20.08.2014te yapılmıştır.
Diğeri şüphelilerinin R. Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu; suçların Anayasayı İhlal ve Görevi Kötüye Kullanma olduğu 26.11.2014te yapılmıştır. İlki hakkında bir karar verilmeden 26.11.2014te 2014/114020 Srşt. No ve 2014/9536 No ile Kovuşturmaya Yer olmadığına Dair karar verilmiştir. 12.1.2015te tarafımızca Takipsizlik Kararına itiraz edilmiş, 7. Sulh Ceza Hâkimliğince 2015/1321 D. İş No ile yapılan incelemede itirazımız reddedilmiştir. İşbu karar tarafımıza 22.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Bireysel Başvuruya konu ve başvuru yolları tüketilmiş olan iki suç duyurusu söz konusudur. Ancak bu suç duyurularından ilki hakkında karar verilmemiş, ikinci suç duyurusu ile birleştirilerek tek bir karar verilmiştir.
İlki şüphelilerinin R. Tayyip Erdoğan, Mustafa Özyar, İlhami Türker, suçların Anayasayı İhlal (TCK 309), Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257/1) ve Görevi İhmal (TCK 257/2) olduğu 20.08.2014te yapılmıştır.
Diğeri şüphelilerinin R. Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu; suçların Anayasayı İhlal ve Görevi Kötüye Kullanma olduğu 26.11.2014te yapılmıştır. İlki hakkında bir karar verilmeden 26.11.2014te 2014/114020 Srşt. No ve 2014/9536 No ile Kovuşturmaya Yer olmadığına Dair karar verilmiştir. 12.1.2015te tarafımızca Takipsizlik Kararına itiraz edilmiş, 7. Sulh Ceza Hâkimliğince 2015/1321 D. İş No ile yapılan incelemede itirazımız reddedilmiştir. İşbu karar tarafımıza 22.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
SONUÇ TALEPLERİ
Hukuk dışı, keyfi, Anayasayı askıya alan icraata karşı Sayın Mahkemenizin, resen harekete geçmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bağlı olduğu Anayasa hükümlerini hiçe sayarak, önümüzdeki seçim güvenliğini de tehlikeye atan Cumhurbaşkanının bu pervasızlığının önlenmesi gerekmektedir. Aksi halde Anayasa ve demokratik kurallar yok olacaktır.
Anayasa Mahkemesinde kimin nasıl seçildiği, yani güçler dengesi değil, Anayasanın ve hukuk kurallarının nasıl ihlal edildiğinin tespiti önemlidir. Bu sizin asli görevinizdir. Olayları seyrederek bu görev yerine getirilemez.
TALEBİMİZ: CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞANIN, TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI OLMA SIFATINI KAYBETTİĞİNİN TESPİTİYLE, GÖREVİNDEN UZAKLAŞTIRILMASI YA DA CUMHURBAŞKANLIĞININ ASKIYA ALINMASI YÖNÜNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİDİR. 11.05.2015
Halkın Kurtuluş Partisi Avukatı
Azime Ayça Alpel
Kaynak: http://kurtuluspartisi.org/hkp-anayasa-mahkemesine-basvurdu-tayyip-erdogan-gorevden-alinsin/