Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış
Halka ihanet konusunun tartışıldığı bir zeminde ''AKP'nin gerici ve halk düşmanı olup olmaması ayrı bir konu'' denilebilir mi? Konunun özü bu zaten. Halk düşmanı saptaması reddedilerek, görmelikten gelinerek bu konuyu anlaşılabilir kılmak mümkün olabilir mi? Kaldı ki, sol siyaset bir anlamda propaganda ve ajitasyon üzerinden yürütülür. Siyaset tartışmalarının akademik tartışmalardan farkı da burada yatar. Hem sol siyasete yabancı olmak, hem AKP kollayıcılığına soyunmak ve hem bu kadar yanlış ve saçmasapan yorumlarda bulunmak ve sonra da ''ben size akıl vermeye çalışıyorum'' diyebilmeniz gerçekten anormal bir durum.
AKP gerici, faşist, halk düşmanı bir partidir. Bu halk düşmanı parti devleti de dönüştürmüştür. Gericiliğini siyasal ve toplumsal alanda genişletmiştir. Solun sınıf mücadelesi bu gericileştirme faaliyetinin mutlak bir diktatörlüğe dönüşmesine izin vermeyecek bir doğrultuda olmalıdır. Seçim sonuçlarından sonra ortaya çıkan matematikte bu halk düşmanı partiyi iktidarda tutacak, ona destek olacak her girişim de halk düşmanlığıdır, halka ihanettir. Bu saptama için bu basit yorumun yapılması zorunludur. ''Ayrı bir konu'' değildir.
Halk ise kendi çıkarları doğrultusunda mücadele edendir, olabildiğince siyaset yapan, hakkını arayan toplamdır. Bunları yapmayan, gericiliğin peşinden giden toplan halk değil, sürüdür! AKP gericiliğine karşı çıkıp, onun iktidardan alaşağı edilmesi yönünde davranan kitleler konumuz bağlamında halktır. Halka ihanet de zaten bu bağlamda kullanılıyor. [/size]
koyulaştırdığım kısımlara sırayla cevap vereyim. ilk olarak, konu "halka ihanet" değildir. konu akp ile koalisyonun halka ihanet olup olmamasıdır. ben de öyle olmadığını, çünki halkın ezici bir kısımının (%40) hâlâ akp'ye oy verdiğini söylüyorum. siz o 40'ı halk olarak görmüyorsunuz ve bunu az sonra cevaplayacağım üçüncü satırda kendinizce gerekçelendiriyorsunuz; ancak bu doğru ve mantıklı bir önerme değil.
halkın %60'ı akp'ye oy vermiş olsaydı yine de akp'yi iktidar yatırmamak gerekliliğinden söz edecek miydiniz? sizin bu mantığınıza göre böyle bir ihtimal de çıkıyor. "halka rağmen halk için" mi?..
ikincisi, akp düzen partisidir ve kapitalist düzenin rantından, kârından, zenginlik ve iktidar imkanlarından yararlanmaya ve kendi sınıf zeminini güçlendirmeye çalışan bir partidir. "halk düşmanı" lafı, eski, arkaik bir sol söylemdir. solumuz yeni kavramlar ve adlandırmalar üretemediği ve bu alanda kısırlaştığı için her ismi ve kavramı her itiraz ettiğine karşı kullanıp onları işlevsizleştirmiş ve ifade gücünü zayıflatmıştır. "diktatör" kavramı ve adlandırması gibi, şimdi siz "halk düşmanı" kavramını ve ismini içerik olarak zayıflatıyorsunuz.
akp halk düşmanı ise chp-mhp-dyp-anap vb partiler halk nesi? onlar da halk düşmanı değil mi? bu durumda sol partiler dışında halk düşmanı olmayan parti-grup-kesim kalıyor mu? işte işlevsizleştirme ve içerik zayıflatması budur.
90'lı yıllarda ve çiller-yılmaz koalisyon hükumeti döneminde, ağar'lı yıllarda çokça köy boşaltması, yargısız infazlar, faili meçhuller, "ölü ele geçirme"ler, vb gerçekleştirildi. bunları yapanlar halk düşmanı değil miydi? onlar halk düşmanı idiyse bunlar da öyle olursa içerik zayıflaşmaz mı? kavramın özü boşalmaz mı?
bunların politikasına karşı olmak başka, her yaptıklarına abartılı bir karşıtlık iinde olmak başkadır. ben ilk gruba dahilim. pek çok uygulamalarını ve politikalarını eleştiriyorum ve karşı çıkıyorum. şehirlerimizi ve doğamızı mahveden rant ve kâr hırsı ürünü imar uygulamalarına, hes'lerine, 3. köprülerine, 3. hava limanlarına, dış politikalarına, suriye politikalarına, giderek ideolojikleşen ve dinsel bir söylem tutturan tarzına ve uygulamalarına vb karşı çıkıyorum. ancak bunları eleştirel temelde yapıyorum; sizler gibi ideolojik bir katılık ve propagandif zeminde değil.
"sol siyaset propaganda ve ajitasyon üzerinden yürütülür"se işte ancak bu kadar yürütülebilir sol siyasetin neden tıkanıklık içinde olduğunun en güzel cevabı bu önerme oluyor. ajitasyon ve propaganda ile ancak bu kadar yol alınabilir. yani alınamaz.
ajitasyon ve propaganda ile kitleler arasında ikna ve örgütlenme çalışması yapılır. ama ikna edip örgütlediğin o kitlelerle ne yapacağın, nereye doğru yol alacağın konusunun ajitasyon ve propaganda ile ilgisi yoktur. ama soluk solumuz sadece propaganda ile yol alınabileceğini sanıyor.
üçüncü satıra gelelim. "sadece kendi çıkarları için mücadele edene halk denir; gericiliğin peşinden gidene halk denmez" yaklaşımı sorunlu bir yaklaşım. buna göre türkiye'de halk neredeyse hiç yok! çünki sadece akp değil, chp, mhp gibi diğer düzen partileri de halkın çıkarlarını savunmuyor ve bu durumda o partilerin seçmenleri de "halk" değil. hdp'yi bazı bakımlardan, haklı veya haksız, eleştiriyorsunuz. bu durumda hdp seçmeni de pek "halk" sayılmayabilir. sizin bu sorunlu mantığınıza göre sadece sizin istediğiniz partiye oy verenler halk sıfatını kazanmaya lâyık.
bu durumda sizler, halk için, halka rağmen ve halksız bir mücadele yürütmek durumundasınız.
iyi, kumda yürütün de, neden her iki lafınızın başına, arasına, sonuna "halk" lafı yapıştırıyorsunuz?
"halka ihanet" lafının ne anlamı var? halkın önemli bir kısmının hâlâ oy verdiği en büyük parti akp ise bu partiyle koalisyon yapmanın "halka ihanet" olmasından söz edilebilir mi?
siz küçük salon çevrelerinin hayal dünyalarına ihanet olarak niteleyin. buna kimse itiraz etmez.
peki siz nasıl bir koalisyon öneriyorsunuz? hangi partilerin koalisyona girerse halka ihanet etmemiş olacağını düşünüyorsunuz? bunu açıklayın da bilelim. akp dışarıda bırakılırsa geriye sadece diğer üç partinin koalisyonu kalıyor. bu koalisyonu sizler halka ihanet olarak görmez misiniz? neden? sizin tanımınıza göre chp-mhp halkın çıkarlarına uygun partiler mi ki?
bunları safça değil, sabırla soruyorum. beni geriye gitmekle ,cehaletle vb eleştirmeden önce bunlara makul ve mantıklı cevaplar verin ki ayrı tellerden çalmayı bırakıp üzerinde ilerleyebileceğimiz bir zeminimiz olsun. ben hep açık ve net yazıyorum. ama siz ve gençleriniz, sürekli olarak ajitatif, propagandif, ideolojik, etiketlemeci, ithamcı ve inkar edici bir tavır içindesiniz.