Kapitalizm 300 yıldır sahnede çoğu ülkede hala yoğun bir sömürü var. Senin zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri var dediklerin, hala zincirli köle düzeyinde. Toplumun yarısından fazla aç ve yoksulluk sınırı altında yaşıyorken, kaybedecek neleri var bu insanların. Sosyalizm bu insanların umutlarını ve gelecek hayallerini arttıracak bir sistem. Aç ve yoksul bir insan için umut ne anlama gelirse sosyalizm de o anlama gelir.
Emperyalizm geberen kapitalizm *Lenin
Lenin bu kitabı yazdığında yaptığı tahlil doğru idi ve onun kanıtlara emperyalizme karşı mücadele vermiş ve kurtuluşu sosyalizmde görmüş halklardır.
O dönemde anti emperyalizm sadece emperyalizm karşıtı ulusal kurtuluş savaşı vererek kendi ulusal burjuvazisini yaratmak değildi. Bir çok ulus komünist partileri öncülüğünde sosyal kurtuluş içinde mücadele içine girmişti çokta başarılı olmuştu.
Buharin Emperyalizm kitabını yazdığında bunu Lenin daha genişleterek içine halkların kurtuluş mücadelesini de eklemiş adı da sosyal kurtuluş olarak günün tarihine geçmişti.
Her dönemin ekonomik ve siyasal analizi kendi dönemine aittir. Eğer sosyalist sistem hala yaşıyor olsa idi bu gün yine ulusal kurtuluş savaşları veriliyor olurdu bunun en yakın örneği bölgemizdedir. PKK dün kürt ulusunun bağımsızlığından söz ediyordu şimdi bağımsızlık lafını ağzına almıyor. Bunu sebebi içinde yaşadığımız tarihsel ve ekonomik süreçtir.
Bu noktaya değinirken bir şeyi atlamamamız gerekir 1917 den sonra işçi sınıfı öncülüğünde başarı görülmedi bir ara İspanyada Şilide ve dünyanın bir çok yerinde bu tür girişimler olsa da bu siyasi durum zafere dönüşmedi. Ama anti emperyalist savaşımlar bir çok ülkede başarı sağladı.
Biz bu konuyu irdelerken niçin işçi sınıfı başarı sağlayamadı ile de ilgilenmek zorundayız.
Konuya dönersek
1920 lerden 1975 lere kadar başarılı olan anti emperyalist savaş o günden sonra durdu. Elbette bunu sebepleri var.
Ama günümüzde o anti emperyalist mücadele veren ülkelerin emperyalist sermayeye davetiye çıkardığını da unutmamak gerekir. Bu bize artı anti emperyalist mücadelenin gereksizleştiğini mi anlatıyor.
Yoksa artık bu tür mücadelenin gerici örgütlerin işimi olduğunu.
Bana göre devrimci merkezler artık ortadan kalkmıştır bütün dünya devrimci merkezdir zayıf halka teorisi de yer değiştirmiş emperyalist ülkeler kapitalist zincirin en zayıf halkalarıdır.
Onun için teoriler eskidi diyenlere kulak vermek gerekir. Özneler değişti diyenler zaten çok öncelerden haklı çıktı.
Hakkı, özneler değişti diyorsun, devrim de gelişmiş ülkelere kaydı diyorsun. Açıklama olarak da 17'den beri hiç işçi sınıfı öncülüğünde devrimin olmadığını gösteriyorsun. Bu mantıkla öznenin değiştiği ve devrim merkezinin Avrupa olduğunu nasıl anlayacağız? Avrupa'da başka özneler devrim yaptı da biz mi farkında değiliz?
Hakkı arkadaş söylediklerinden yanlış sonuçlar çıkartıyorsun. Devrimin öznesi işçi sınıfı değil mülksüzler diyorsun. Mülksüz dediğin sınıf zaten işçi sınıfı değil mi? İşçi sınıfı değil mülksüzler dediğinde yeni bir şey söylemiş olmuyorsun. Sermaye yatay değil diker büyüyor dediğinde de marksist öngörülerden farklı bir şey söylemiyorsun. Yeni bir dünya dediğin şey eski dünyadan farklı değil. Kapitalizm geliştikçe işsiz kesim artacaktır. Marksizm bunu söylüyor zaten. Bunları söyleyerek marksizmi ve işçi sınıfının durumuna farklı bir yorum getirmiyorsun. Marksizmin kapitalizm öngörüleri bunlar.
Bunları söylediğinde devrimin doğudan batıya kaydığını anlatmış da olmuyorsun. Hizmet sektörünün batıda artmış olması batının sömürüyü doğu toplumlarından elde ediyor olmasından, emperyalizm dediğimiz şey de bu. Bunlar devrimin gelişmiş ülkelerde olacağını göstermez. Sömürü emperyalizm yoluyla geri ülkelerdedir, kapitalist devletler kendi halklarını bu yolla rahat yaşatabiliyorlar. Devrim sömürünün olduğu ve işsizlikle yoksullukla daha fazla olduğu yerde olmaz mı?
Yazdıklarında yeni bir şey yok. Değişen dünyayı da anlatmıyor. Devrimin öznesinin değiştiğini de göstermiyor. Devrimin gelişmiş ülkelerde olacağıyla ilgisi de yok.
mülksüzler işçi sınıfını anlatıyorsa niçin kafanı takıyorsun. İşçi sınıfın üretimde var ettiğini makinalar yapıyorsa giderek işçilerin iş bulması imkansız oluyorsa ve insanlar burjuvaların ve onun devletlerinin verdiği yardımlarla yaşamakta ise niçin krizler çıksın.
Sonunda kapitalizm her şeyden rahatça çıkma becerisi gösteriyorsa sömürülen sömürüldüğü için rahatsız değilse soyulan soyulduğundan memnunsa
Niçin değişsin sistem.
Nasıl olsa işçiler çalışmadıklarında üretime katılmadığında sömürüde olmayacak .
O zaman kapitalistler kendilerine uygun düzen kürarlar
Birde hiç çökme tehdidi almıyorsa onlar Bütün sıkıntılarını çözebiliyorsa Kendi içindeki krizleride kazasız belasız atlatıyorlarsa biz niçin kendimizi riske sokarak rahatımızdan olalım.
Devrimci durum bir yere kazık çakmışsa o kazık hiç değişmiyorsa sorunu kapitalistler kendi çözsün bize ne.
Bizde siyaseti eylenceye çevirir dalgamızı geçeriz.
Değişen bir dünya olmadığına göre bizim değiştirdiklerimiz de ancak 70 yıl kadar yaşayabileceğine göre fazla kafa yormaya gerekte yok zaten.
Kimse ne yazarsa yazsın yeni bir şey yazamayacağına göre bırak işleri tanrılar çözsün.