Rojavaya bin selam
MUSTAFA SÖNMEZ
Batı Kürdistan Rovajanın savunma gücü YPGnin Tel Ebyadda IŞİDi temizlemesi , Ak faşizmin ve ona paralel davrananların ezberini bozdu. Dört bir yandan, Irak sınırından Hataya kadar bir Kürt kuşağı oluşturuluyor yaygarası basılıyor. Mutad, Demedik mi, ABD ,YPGye yardım ediyor, bir Kürt devleti adım adım kuruluyor ve Türkiye seyrediyor, feryat figanı savaş tamtamları eşliğinde usanmadan yükseltiliyor.
Hem Ak faşizmin yandaş medyasında, hem sağ-sol milliyetçi cenahta yaygara, Kürtlerin Arap ve Türkmenlere etnik temizlik yaptığı iddiası eşliğinde yükseltiliyor. Böyle bir bölgede etnik temizliğin mümkün olup olmadığını, Kürt siyasetinin bunu amaçlayıp amaçlamadığını sorgulamaya gerek bile duyulmuyor. Yandaş yaygaracılar, biraz da köşeye sıkışmış Kaçak Saraylıyı kurtaracak bir askeri hamle ihtiyacından, durumu böyle takdim ediyorlar. Diğer sağ ve sol milliyetçilerin derdi ise geleneksel Kürt fobisi, Batı Kürdistandaki her yükselişin Türkiyede Kürt ayrımcılığının ayranını kabartacağı endişesi
KANTON PRATİĞİ
Bir kere, Kuzey Suriyede Kürtlerin etnik bir temizlikle bölgeyi tamamen kendi hakimiyetleri altına almak istedikleri savını, bugüne kadar ortaya koydukları Kanton pratiği yalanlıyor. Suriye Kürt siyaseti çok iyi farkında ki, bölgenin fiziksel ve demografik gerçekleri, yekpare bir Kürt entitesi yaratmanın önündeki en önemli engeldir. Ayrıca, bu siyaset, çok kimlikli, çok sesli, laik ve demokratik bir toplumu kendine ilke edindiğini defalarca ortaya koydu.
PYD siyaseti 2012den beri bu realiteye uygun bir pratiği, kanton sistemi ile sergiledi. PYD bilmez mi ki, en ufak bir etnik kayırmacılık ya da ayrımcılık eğilimi sadece Tel Ebyadda Kürt-Arap ya da Kürt-Türkmen çatışmasına yol açmakla kalmaz, Rojavanın özellikle Cezire kantonunda Araplarla kurulan ittifakı da dinamitler
Bu kantonlarda yönetim sadece Kürtlerde değil; yönetime Araplar, Süryaniler, Keldaniler, hatta Çeçenler de ortak.
YA SONRA?
Merak edilen soru şu; Suriye Kürt güçleri, Tel Ebyadla Kobane ile Cezire kantonlarını birleştirdikten sonra Fırat hattından batıya geçebilirler mi? Kürtler, IŞİDi Cerablustan da çıkarıp Azez bölgesinden Afrin kantonuna ulaşır mı? Böylece bir koridor oluşur mu? Kürt hareketi bunu yaparsa, hangi koşullarda yapar?
YPG son atağı ile Ceylanpınarın karşısındaki Cezirenin batı sınırı Serekaniyeden (Rasulayn) Mürşitpınarın karşısındaki Cerablusa kadar 180 kmlik alanı birleştirdi. Böylece Güney Kürdistan sınırından Fırata yani Cerablusa kadar yaklaşık 400 kmlik alan YPGnin kontrolüne geçti.
Henüz IŞİD kontrolünde olan Cerablus ile Kürt bölgesi Afrin arasındaki mesafe ise 110 km.
Hataya yakın olan Afrin, 11 Temmuz 2012de Esat rejiminden PYD liderliğindeki Kürt hareketinin kontrolüne geçmişti. 7 Haziran 2013te YPG, Afrin etrafındaki Kürt köylerinin kontrolünü de muhalif güçlerden aldı ve doğuda Tel Rıfata kadar koridoru genişletti.
Afrinin son göçlerle nüfusunun 1 milyona yaklaştığı belirtiliyor. Kürt nüfusun ezici çoğunluğu oluşturduğu Afrinin etrafında Arap ve Türkmen yerleşimleri var ve birlikte yaşıyorlar.
Afrini tek başına bırakmamanın, onları daha güvenli kılmanın yolu, Kobane ile Afrin arası coğrafyayı da kontrol altına alıp coğrafi bütünselliği tamamlamak, parçaları birleştirmek. Bunun olup olamayacağını birçok güç dengesi belirleyecek
DAYANIŞMA
İŞİD gibi bir barbar güruha can siperane mücadele veren YPG, bu mücadelesi ile aynı zamanda bölgenin yoksul halkları arasında çok kimlikli, çok sesli, demokratik, laik bir sistem kurma çabası içinde. Türkiyenin egemenlerinin korkusu, böyle bir yönetim anlayışının uç verip gelişmesi. Onları ürküten yerelde, aşağıdan yukarıya yeşeren, mücadele içinde büyüyen bu laik-demokratik doğrudan demokrasi deneyimi.
Neden Irakın kuzeyinden, Barzani rejiminden kaygı duymuyorlar da, kendilerine biat etmeyen PYDden endişe duyuyorlar? İşte bu yüzden
Endişeleri, kaygıları, demokratikleşmeye, özyönetime ve özgürleşmeye
Türkiye halkları, IŞİD barbarlığına karşı amansız mücadele veren ve bu mücadele içinde yeni bir hayatı filizlendiren tüm halklarla dayanışma içinde olmalıdır. Çağdışı milliyetçilerin Kürt fobisinin, bölünme-parçalanma paranoyalarının birer hezeyandan ibaret olduğu bilinmelidir.
Mustafa Sönmez, ABD'nin o bitmek tükenmek bilmez desteğini de yazsaydı ya? Sol milliyetçi hezeyan diyor ya, orada Alevi ve Türkmen katliamı başladığında yine "ya yanıldım kusura bakmayın" demesin. Cephesini doğru seçsin. PYD sağlam papuç değildir, bunu iyice anlamaları şart.
bu konuda perincek ile aynı saftasın. perincek de pyd'ye düşmanca bakıyor. sende öyle bakıyorsun. şeriatçı katillerin katliamına uğrayan bir halk var. pyd'ye böyle bakılmalı bence.