[size=2]Marksist Leninist olmak için marksın bütün görüşlerini kabul etmek lazım geldiğini düşünmüyorum. marksın bazı sözleri kendi döneminde söylenmiş ve o dönemde geçerliliği olabilecek sözlerdir. Hindistan konusunda söylediklerini kabul mü etmeliyiz, gelişmiş ülkeler üretici güçleri geliştirecek diye emperyalist saldırıları destekleyecek miyiz. hiç sanmıyorum.[/size]
''Marks'ın bütün görüşlerini tekmilini birden savunuyorum, onun için marksistim'' mi demek istiyorsan, Marks'ın devrimden sonra özel mülkiyeti savunacağına dair tek bir alıntı gösterebilir misin? Benim bildiğim Marks liberalizme düşmandı ve devrimden sonra özel mülkiyetin kaldırılıp proleterya diktatörlüğünü savunuyordu. O zaman söylediklerinizle çelişkiye düşmüş olmuyor musunuz?
Adı ister emperyalizm olarak koyulsun isterse sömürgecilik, gelişmiş ülkelerin geri kalmış ülkeler üzerindeki her türlü sömürü ağı kabul edilebilir mi olmalı, solcular böyle mi bakmalı? ABD'nin Irak veya Suriye'ye yönelik saldırılarını bu şekilde mi değerlendireceğiz? NATO'nun Libya'ya saldırısına da mı bu şeklde bakmalıyız? Marks'ın Hindistan konusundaki tavrı eleştirel bir süzgeçten geçmek zorunda. --------------Marksist olmak Marks ve Engels'in her konuda söylediklerini somut koşullar düşünülmeden birebir almak ve günümüzdeki koşullara uygun olduğunu idia etmektir. Buradan çıkarılması gereken sonuç emperyalizmin her türlü yayılmacı siyasetlerine solcular olarak karşı çıkmamız gerektiğidir. Benin bu konuda vardığım sonuç bu.
senin yazını iki bölümde analiz etmek gerekir.1 günümüzdeki siyasetin nasıl yürüdüğü 2 marx ve Engels,i nasıl anlamak gerektiğini.
1.bölüm dünya nasıl yönetiliyor içinde yaşadığımız kapitalizm nasıl çözülemeyen krizler yaşamakta krizini nasıl çözmek istemektedir.
Bu sorun özel bir tartışma konusu olmalı bence.Çünkü bunu sıcak sıcak yaşamaktayız.
2.bölüm Marx ve Engalsi nasıl anlamalıyız bazı yazılarını güncelliğini kaybettiğinimi anlamalıyız yoksa onu bize anlatanların yanlış anlattığını mı.
Bence yanlış anlatılmış bizde yanlış anlamışız.
Bunu zaten tartışıyoruz.
Ama birinci bölümde emperyalizm de dediğimiz gelişmiş ülkelerin içine düştüğü krizi nasıl çözmek istiyorlar çözebiliyorlar mı neden böyle büyük bir kriz yaşamaktadırlar.
Bu güne kadar düştükleri krizlerden çıkma yöntemlerini niçin uygulayamıyorlar yani bir savaş veya dünya savaşı niçin çıkaramıyorlar.
Bu sorular cevap arayabilir bulunurda ama cesaretli olmak kendi düşüncelerimizi bile sorgulamamız gerekecektir.
''Marks'ın bütün görüşlerini tekmilini birden savunuyorum, onun için marksistim'' mi demek istiyorsan, Marks'ın devrimden sonra özel mülkiyeti savunacağına dair tek bir alıntı gösterebilir misin? Benim bildiğim Marks liberalizme düşmandı ve devrimden sonra özel mülkiyetin kaldırılıp proleterya diktatörlüğünü savunuyordu. O zaman söylediklerinizle çelişkiye düşmüş olmuyor musunuz?
Marxdan da gösterebilirim ama Leninde çok açık var NEP .(yeni ekonomik model).
Sonra Marx sosyalizm yaşamadı onun için karşısına çıkacak çelişkileri tanımaya fırsatı olmadı.
Çelikiye de düşebilirim düştüğümde geri çekilmek ve itiraf erdemliliktir.
Amar reel sosyalizm, soyalizmden vaz geçmiş hala soyalist olan ülkelerin içine düştüğü çaresizliği gördüğünde insanın akılna bu tür sorulara cevap aramak geliyor. Tabii bütün kabahati ABD ye ve CIA ya atmazsan.
Proleterya diktatörlüğü proleteryanın ikdidar olup egemen sınıf olmasıdır .Bu durum rakibinin olmayacağı ve başka sınıfların bittiği anlamı taşımız.
Marx aslında bütün sınıf yapılanmasına düşman ama Marx işçi sınıfınıda eleştirmiştir
Bir sözü buna kanıttır. İşçi sınıfı ekmeği için değil de onuru için savaştığında devrimcidir.
Sürekli benim sözlerimde çelişki aramak..... Bence siz kendi bilgilerinizde eksik ve çelişki aramalısınız.
Marxdan da gösterebilirim ama Leninde çok açık var NEP .(yeni ekonomik model).
Özel mülkiyetin Marks ve Lenin tarafından savunulduğunu söylüyorsan ve NEP'i buna örnek gösteriyorsan boşu boşuna marks'ı okudum dememelisin.
Proleterya diktatörlüğü proleteryanın ikdidar olup egemen sınıf olmasıdır .Bu durum rakibinin olmayacağı ve başka sınıfların bittiği anlamı taşımız.
Marx aslında bütün sınıf yapılanmasına düşman ama Marx işçi sınıfınıda eleştirmiştir
Bir sözü buna kanıttır. İşçi sınıfı ekmeği için değil de onuru için savaştığında devrimcidir.
Marks kapitalizmden komünizme geçişin öznesi olarak proleteryayı göstermiş, bu sürecin proleterya diktatörlüğüne varacağını söylemiş, marksist olmak için marks'ın her görüşünü savunmak gerektiğini söyleyen sen, marks'ı yerin dibine batırmışsın.
Sürekli benim sözlerimde çelişki aramak..... Bence siz kendi bilgilerinizde eksik ve çelişki aramalısınız.
Öyle şeyler söylüyorsun ki, işçi sınıfının düşmanlarının bile aklına gelmediği şeyler, sonra kalkmış, marks'ı okudum diyorsun!
Marks bir bilim adamı bir teorisyendi. Bütün bilim adamları ve teorisyenler gibi önemli bir şahsiyettir ve öyle kalacaktır. Kapitalizm yıkılana kadar Marks'ın görüşleri, teorileri varlığını koruyacak en fazla güncelleme ihtiyacı duyulacaktır. Lenin ise Marks'ın teorilerinden yola çıkarak kendi ülkesinde devrimi gerçekleştiren kişidir. Tıpkı Mao gibi, Fidel Kastro gibi. Bir anlamda Marks evrensel bir niteliğe sahiptir, Lenin, Mao ve Fidel ise yerel önemde liderlerdir. Onları önemli kılan sosyalist ideolojiye inanmaları, kendi ülkelerinde bir düşü gerçekleştirmeleridir. Sosyalistler için önemleri budur. Aynı şeyleri Marks için söyleyemeyiz. Marks yerel değil evrensel ölçekte bir şahsiyettir. Bu yüzden önemi diğer liderlerden çok farklıdır ve onlarla kıyas kabul etmeyecek bir boyuttadır.