Marxın Hindistan konusunda söyledileri o dönemin şartlarını anlatır.Yani 18 in ci yüzyılı
Doğruluğu yanlişliğıda zamanına aittir. Bu gün 21 .yüz yıldan bakarak yanlıştı demek zamanı dikkate almamaktır.
Bundan 30 yıl önceye gidelim Güney afrika bir İngiliz sömürgesi dir 30 yıl önce siyahlar orada kendi yöneticilerini seçme hakkı bile yoktu ama 10 yıl (tarihi şimdi tam hatırlamıyorum)önce siyah bir kişi güney afrikaya cumhur başkanı oldu.
Şimdi ne yapacağız zaman onlara seçme hakkı tanımadı zaman seçimlerde siyah bir cumhur başkanı yaptı. Emperyalizm 30 yıl öncede vardı şimdide biz 30 yıl önceki emperyalizme gerici şimdikine ilericimi diyelim.
Bundan 50 yıl önce ABD de beyaz saraya köpekler ve siyahlar giremez diye yazılıyordu şimdi bir siyah başkanları var.
Mesele şu dün öylesi iyi idi bu gün böylesi.İşte Hindistan meeleside 18. yüz yılın sorunu bu günün değil.
O dönem sömürgelerden ne var yok götürülüyormuş İngilizler bir model geliştirip oradaki üretim biçimini değiştirmiş ve bir eskiye veya emsallerine göre gelişmişlik örneği olmuş.
yani 10 insanla 1 ton ürün elde edilirken araç kullanıp 3 insanla 1 ton mal elde edilmiş anlatılmak istenen bu .İşte buna gelişme denmiş.beşte bir insanla aynı ürünü elde etmek beşte dördü başka iş yapmasını sağlamak.
işte buna eskiye göre bir ileri atlamak deniyor.
Marx insan ve hayvan enerjisinden buharlı makinalara geçmeyi muazzam bir devrim der. Şimdi ne diyelim Marx a biz bunu doğru bulmuyoruz mu demeliyiz.
Bence Marx ı eleştireceksek daha dikkatli olmalıyız ve daha etkili eleştirmeliyiz.
Marks'ın Hindistan konusundaki değerlendirmelerinde ''o dönem için doğruydu'' şeklindeki yorumlar çok da haklı sayılmaz. Bence hiç bir şekilde bir ülkenin bir başka ülkeyi sömürmesine haklılık payı vermemeliyiz, buna gerekçeler de yaratmamalıyız. O zaman şu soruyu sormak gerekiyor; Marks hindistan'ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarının İngiliz monarşisi tarafından sömürülmesine neden gereken tepkiyi göstermiyor ve karşı çıkmıyor? Bunun tek bir nedeni var; sadece Marks'ta olmayan ve aynı zamanda Engels ve Lenin'de de olan bir nitelik bunun yanıtı, o da devrimin çıkarları! Marks Hindistan sorununa böyle yaklaşıyor. Sadece Hindistan sorununa değil, her konuya böyle yaklaşıyor. İrlanda konusunda değişik zamanlarda ki farklı tutumunun nedeni de bu. İngiliz sömürgeciliğinin Hindistan'daki kast sistemini parçalayacağını düşünüyor, kapalı bir sistemin kapitalizmin gelişimine yol açmayacağını, en azından geciktireceği düşüncesini taşıyor. Bu düşünce yapısı anlaşılır bir şey, bütün devrimcilerin olaylara yaklaşımında benimsemesi gereken bir duruş. Bu konunun bir yanı!
Hindistan özelinde konunun ikinci önemli yanı da şu:Marks'ın hemen her konuya '' devrimin çıkarları'' açısından bakması ne kadar önemli ve doğru olsa da Hindistan konusunda İngiliz sömürgeciliğinin hindistan'da ilerlemeye yol açacacığı gerekçesiyle olumlaması kabul edilmemeli, haklı bulunmamalıdır. Sömürgecilik sömürülen ülkelerde birtakım yeniliklerin yerleşmesine ve hatta oralarda ''ilerlemeye'' de neden olacaksa kabul edilmez olmalıdır. Bugün için de öyle olmalıdır, dün için de öyle olmalıydı. Bugün Hindistan konusuna bakarken bu iki noktanın göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum.
Marks bir eleştirmen değildir. Marks zamanının bir dahisiydi, her şeyden önce bilim insanıydı, toplumsal tarihin gelişim yasaları ile kapitalizmin devindirici yasalarını bulmuş ve kapitalizmin neden yıkılması gerektiğinin bilimsel altyapısını kurmuştur. Ama Marks Engels'le birlikte sadece bilim adamları değildi. Onlar devrimciydi ve mücadele adamlarıydı. Bir daha tekrar olacak, aralarına Lenin'i de kattığımızda bu üç devrimci önder sosyalizmle yatıp sosyalizmle kalkıyorlardı. Menşevik Martov Lenin için ''rüyasında bile devrim görür'' derken kastettiği şey, Marks ve Engels için de geçerliydi. Marks'ın Hindistan konusuna yaklaşımının temelinde bu içkinlik var. Yine tekrar olacak, bütün devrimcilerde, bütün Marksistlerde içselleştirilmesi gereken bir nitelik bu. Ve son bir tekrar, bu doğru duruş, sömürgeciliğin ne olursa olsun olumlanması anlamına gelmemeli.
Sn Melnur
çok haklısınız bu Hindistan konusu niçin bu kadar tartışma konusu oldu bilmiyorum
Evet Marx bir devrimci idi
Marx değer yasasının nasıl işlediğini buldu Engels,e göre muazzam bir buluş yani bilim.
Marx kendisi için biz soyutlama yaptık dese de Engels onu bilim adamı gördü.
Biz geçmişi bu kadar tartışırken zamanı tartışmaktan kaçırıyoruz.
Aslında Marxın da içinde olduğu Proleterya diktatörlüğünü tartışmamız gerekiyor.
Bu gün 21 .yüz yılda hala geçerli bir teorimi .Niçin zamanımızda kalıcı olamadı Niçin proleterya kendi düzeninin çökmesine izin verdi. Yaşanmış olan reel sosyalizm de ne eksikler vardı .
Niçin Çin yeniden kapitalizme döndü veya hala sosyalistte başka bir taktık mi uyguluyor.
Niçin Kuba kontrollü kapitalist ekonomi uygulamak istiyor.
Bu sorular cevap bekliyor
Yoksa tarihi ne kadar tartışsak geri dönüş sağlayamayız.
Uygulanan proleterya diktatörlüğü teoriye uymadı mı veya uyduda bazı yanlış anlamalar mı oldu.
İşte bizi ilgilendirenler bunlar. Yenden devrim yapsak nasıl bir düzen kuracağız.
Bence zamanımızın Kapitalizm,i Emperyalizm,i ni eleştirirken bizimde geçmişimiz olan Proleterya diktatörlüğünü de tartışalım.
Çünkü tairh bunu bizden isteyecektir. Zaten bizim dışımızda bunlar tartışılmakta.
Sn Melnur
çok haklısınız bu Hindistan konusu niçin bu kadar tartışma konusu oldu bilmiyorum
Ben de anlamadım, sömürgeciliğe bu kadar methiye düzüleceğini rüyamda görsem inanmazdım