Rizgari » Niviskar » Ibrahim Güçlü
PKKnın İnfazları ve Hakikatler Komisyonu
İbrahim GÜÇLÜ
Abdullah Öcalan başta olmak üzere birçok kişi ve kurum, Mecliste Hakikatleri Araştırma Komisyonunun kurulmasını öneriyor. Yine başta Abdullah Öcalan olmak üzere, bütün kişi ve kurumlar, bu Hakikatleri Araştırma Komisyonunun faaliyet alanını kendisi dışındaki bir alan olarak tayin ediyorlar. Bunun doğru olmadığı ve olmayacağı tartışmasız.
Mecliste kurulacak bir Hakikatler Komisyonunun uluslararası hukuka; adalet, vicdan, insan hak ve özgürlükleri ilkelerine bağlı kalarak araştırmalar yapacağına ve sonuçlara varacağına inancımın olmadığı ortada. Buna rağmen, bu konuda atılacak bir adımı, ilk ve başlangıç bir adım; yeni demokratik ve hukukun üstünlüğüne uygun bir kültürün ve davranış kalıbının ortaya çıkmasına yardımcı, vesile olmasını da değerlendirme dışı tutmuyorum.
Hakikatleri Araştırma Komisyonunun kurulmasını çok isteyen Abdullah Öcalanın kendisinin iç ve dış infazlarını bugüne kadar açıklaması, kendi kendinse ceza vermesi gerekirdi. Bu cezanın eskiye göre ölüm, günümüze göre hayat boyu hapiste kalmak olduğu açık. Öcalan ve PKK bunu yapmadı. Öcalan, yargılaması sırasında, avukatlarına yaptığı açıklamalarda, PKKnın katlettiği kişilerle ilgili kendisini sorumlu tutmama, diğer merkezi ve yerel yetkilileri sorumlu tutma, sorumsuzluğuna, şark kurnazlığına sahip.
PKK ve Öcalan için uyarıcı olsun, Hakikatleri Araştırma Komisyonu için Kürt cephesinden bir kolaylık ve destek sağlansın diye, PKKnın ve Öcalanın katlettiği Kürtlerle ilgili bir ön liste sunmayı şimdilik gerekli gördüm.
*****
PKK, içerde ve dışarıda infazlar yapmıştır. İçerde infazdan kastım, PKKnın kendi muhaliflerini, muhalif olmazsa da PKKnın yaşam tarzıyla uyum içinde olmayanları öldürmesidir. Çünkü PKK, küçük burjuva alışkanlıklarını aşamadığını ileri sürerek onlarca insanı infaz etti. Dış infazlardan kasıt, Kürt örgüt yönetici ve üyelerinin, Kürt sivil unsurlarının öldürmesini kast ediyorum.
*****
PKK, hem grup aşamasında ve hem de parti olma aşamasında, kendisi ile birlikte olmayan herkesi, her siyasal grubu, her toplumsal kesimi ve onların temsilcilerini düşman kabul etti. Bu düşüncelerini, kuruluş manifestosunda açıkça ilân etti. PKK bunun yanında, kendi içindeki farklı düşüncelere ve muhalefete de kesinlikle izin vermeyeceğini kısa bir süre içinde yaptığı uygulamalar ortaya koydu.
PKK, Türk Kemalist Devletinin 1919 yılında başlayan ve 1938 yılında Dersimde noktalanan ulusal ayaklanmalar sonucunda tasfiye ettiği, yargıladığı, cezalandırdığı, katlettiği, tarih ve siyasetin dışına ittiği Kürt egemen sınıflarını, sömürgecilerin işbirlikçileri olarak tanımladı. Kürt egemen sınıflarının temsil ettiği geleneksel sosyal ve ekonomik sistemi süreç içinde doğal ve meşru yöntemlerle tasfiye etmeyi ve ortadan kaldırmayı değil; egemen sınıf temsilcilerini tek-tek fiziki olarak ve öldürerek ortadan kaldırmayı strateji olarak benimsedi. Bu stratejisini de, daha grup aşaması döneminde hayata geçirdi, parti aşamasında da sistemleştirdi ve kurumlaştırdı.
İlk aşamada Hilvanda Süleymanlılar aşiretine karşı savaş açması, o aşiretten onlarca insanı öldürmesi bunun en somut örneklerinden biridir. PKK, Süleymanlılar aşiretine karşı savaş açtığında da, Süleymanlarla çelişkisi olan Paydaşları ve Tüysüzleri de, Kürtlük duygularını ve Kürt milletinin özgürlük isteği değerlerini istismar ederek yanına aldı.
İkinci aşamada Siverekte Devletin de kurtulmak istediği, önemli bir güç odağı olan M. Celal Bucaka suikast düzenlemesi, PKKnın bu şiddet politikasının en üst düzeye tırmanmasına, katliam düzeyinde hayat bulmasına yol açtı. Siverekte M. Celal Bucaka karşı savaş açarken, İzol ve Kırvar aşiretlerinin de desteğini almayı önemli bir askeri taktik olarak benimsedi. PKKnın M. Celal Bucaka suikastinden sonra, M. Celal Bucak ve taraftarları, Kürt ulusal ve devrimci örgütlerine karşı büyük bir saldırı başlattılar.
PKKnın ve devletin de istediği, bir taşla birkaç kuş vurmaktı. Biryandan Kürt egemen sınıflarından oluşan bloğu ve güç odağını tasfiye etmek isterken, bunun yanında Siverekte güçlü olan Kürt ulusal ve devrimci örgütlerini tasfiye etmek; devletin yeniden örgütlenmesini yaratmak, Kürt ulusal ve devrimci örgütlerinin yerine, devletin projesi ve en azından desteği ve kontrolünde olan PKKyı ikame etmek, güç haline getirmekti.
Siverekteki bu kanlı ve tehlikeli strateji, on binlerin Sivereki terk etmesine, 1000den fazla Kürt yurtseveri ve sıradan insanın katledilmesine yol açtı. (1979-80)
PKK üçüncü Aşamada da, Batmanda büyük ve toplumsal/siyasal etkinliği olan, bünyesinde Sait ve Mustafa Ramanlı gibi Kürtlükten 1959 yılında ve 12 Mart Döneminde tutuklanan ve yargılanan önemli şahsiyetleri barındıran Ramanlılara karşı savaşı başlattı. Bu savaşı başlatması için de bir gerekçe bulması gerekti. O dönemde PKKnın desteklediği ve Belediye Başkanlığını kazanan Edip Solmazın katledilmesi bu saldırıların başlaması için gerekçe oldu.
Edip Solmazın Ramanlılar tarafından katledilmediği ve ölümünden izlerin PKKya gittiği de herkesin bildiği bir olay.
Bu çatışmalar sırasında da onlarca Kürt katledildi.
PKK, bu stratejisini Kürdistanın diğer il ve ilçelerinde de uygulamaya geçirmeye çalıştı. Ceylanpınar ve Nusaybinde de aynı stratejiyi sürdürdü. Nusaybinde de Hemolar ailesini yanına alarak yurtsever Ömerliler aşiretine karşı saldırı başlattı. Bu ilçelerde kanlı stratejisini ve Kürt ulusal örgütlerini tasfiye stratejisini sürdürürken, KDP- Kürdistan Ulusal Kurtuluşçular (KUK) isimli Kürt örgütünün onlarca militanını ve seçkin kadrosunu katletti, öldürdü, ele geçirdiği yerlerde vahşetçe işkence ederek, infaz etti.
*****
Apocular olarak ortaya çıkan Abdullah Öcalan liderliğindeki PKK ilk çıktığı günden günümüze dek binlerce militan ve sempatizanını örgüte ihanet, ajan-provokatör suçlamasıyla infaz etmiştir.
PKK ortaya çıkışıyla birlikte, 1976da Ankarada kendi arkadaşları Ali Doğan Yıldırımı kaldığı evde kafasına bir kurşun sıkılarak öldürdüğü ve bunun PKKnin ilk cinayeti olduğu iddia edilir. PKK önce bu cinayeti üstlenmez ve polise yıkmaya çalışır. Ancak, daha sonra kabul etmek zorunda kalır ve bir kaza olduğunu iddia eder. Keza, Ali Doğan Yıldırım cinayetinde kullanılan silah daha sonra Kemal Pir üzerinde yakalanır. (Tekoşin iddiası)
PKKde İnfaz Edilen Kurucular, Merkez komitesi Üyeleri ve Üst Düzey Yöneticiler:
1) Mehmet Turan: 27 Kasım 1978de Diyarbakırın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde PKKin Kuruluş Kongresine katılan kadrolardan ve ilk oluşum safhasında örgütün önde gelen eylem adamlarından biridir. 1979 yılında Abdullah Öcalanın emriyle ve ajan olduğu gerekçesiyle Mardinde öldürüldü.
2) Murat Bayraklı: PKK 1982 yılında gerçekleştirdiği 2.Kongresinden sonra örgüt içinde temizlik hareketi başlattı. Birçok PKKlı militan sırtını Suriye devletine de dayamış olan Öcalanın emriyle örgüte ihanet ve karşı-devrime hizmet gerekçeleriyle ortadan kaldırıldı. Suriye kontrolünde olan Lübnandaki eğitim kampında olduğu gibi Avrupada da birçok PKKli için ölüm emri verildi. Murat Bayraklı 5 Haziran 1984 günü Batı Berlinde bir çöp konteynırında yakılarak öldürüldü. Onun da suçu örgüte ihanetti (!)
3) Süphi Karakuş Şoreş 1) Öcalanın emriyle Mahsum Korkmaz tarafından infaz edilir. (Abdullah Öcalan, Gerçeğin Dili, s.65-66)
4) Zülfi Gök: 7 Ağustos 1984 yılında Almanyanın Rüsselsheim şehrinde bir trafik şeridinde arabasının içerisinde beklerken kurşunlanarak öldürüldü. PKK bu cinayete sahip çıkarak; PKKye muhalif gruplarla (Enver Ata) işbirliği yaptığı için Abdullah Öcalanın emriyle görevlendirilen PKKnin Avrupadaki İnfaz Timlerince infaz edildi diye açıklama yaptı.
5) Enver Ata: 20 Haziran 1984de İsveçin Uppsala şehrinde infaz edildi
6) İzzettin Evcil: 1977-79 yılları arasında Örgütün Batman sorumluluğu yapmıştı. 1982-84 yılları arasında ise, PKKnin Botan Bölge Sorumlusu olarak görev yaptı. 1984 sonlarında PKK içerisinde muhalif çizgi oluşturmak, önderliğe başkaldırmak, silahlı propaganda yönetmenliğine ve örgüt talimatlarına uymamak suçundan Öcalanın emriyle o da diğerleri gibi infaz edildi.
7) Çetin Güngör: PKK merkez Komitesi Üyesi ve Öcalana muhalefet yaptığı için 2 Kasım 1985 günü İsveçin Başkenti Stockholmda yüzlerce Kürdün gözleri önünde infaz edildi ve katili olay yerinde yakalandı. Katil Öcalanın verdiği görevi yerine getirmiş olmaktan mutluydu. Şimdi ne haldedir acaba?
Çetin Güngör; 18 Mart 1984 tarihli açıklamasında, artık PKKli değilim PKKnin uygulamış olduğu silahlı mücadelenin ve Kürd gruplarına karşı izlemiş olduğu davranışların yanlış ve çıkmaz yol olduğunu söylüyordu.
8) Abdullah Kumral: 1979 yılından 1980 yılının ortalarına kadar, PKKnin Gaziantep İl Sekreteri olan, 1980 sonrasında ise, Şanlıurfa Bölge Sekreterliğine getirilen, PKK Merkez Komitesi Üyesi olan Kumral, Aponun izlemiş olduğu politikalara karşı çıktığından dolayı, önce göz hapsine alınmış, hapis edildiği evden kaçmayı başarmış, ama daha sonra Suriye istihbaratı tarafından yakalanarak tekrar PKKye teslim (!) edilmiştir. Öcalanın hamiliğini üslenen Suriye istihbaratı tarafından yakalanarak, PKKye teslim edildikten sonra, yol arkadaşı Abdullah Öcalanın emriyle cellatları tarafından kulaklarına tüfek harbisi sokulmak suretiyle Bekaada öldürüldü.
9) Resul Altınok: 1980lerin başında PKK Merkez Komitesi Üyesi olan Altınok; Öcalana karşı muhalefet yaptığı gerekçesiyle infaz kararı alındı. PKKnin önden gelen isimlerinden Öcalanın iki infaz eri Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun Resul Altınoku PKK kampında önce kendisine bir çukur kazdırıp daha sonra kafasına kurşun sıkarak infaz ettiler. (daha geniş bilgi için: Hasan Yıldız, Muhatapsız Savaş Muhatapsız Barış s.146-150)
10) Mehmet Karasungur: PKK Merkez Komitesi Üyesi Güney Kürdistanda bulunduğu bir sırada, yani 2 Mayıs 1983 gecesi Kandil Dağı yakınlarında KYB-IKP arasında çıkan çatışmada (Karasungur ve arkadaşları o alanda, IKP ile YNK arasında arabulucu olarak bulunuyordu) öldürülmüştür. Karasungur ve yanında bulunan İbrahim Bilgin ve diğer arkadaşlarının öldürülmesi bugün bile başta PKK olmak üzere hala tartışılmaktadır. Jitemin önden gelenlerinden olan Ahmet Cem Ersever ise, Karasungur ve arkadaşlarının Aponun bilgisi dahilinde Talabaninin peşmergeleri tarafından öldürüldüğünü ileri sürüyordu.
11) Lamia Baksi ve 67 militan 1987de infaz edildiler.(Daha geniş bilgi için: Hakkı Öznur Derin Sol 2.cilt s.1610)
12) Dilaver Yıldırım: Apocuların ilk oluşum dönemlerinden beri PKKye dönüşen çizginin içerisinde yer almıştır. 1977 yılı başlarında Kemal Pirin Sinop Ulubey Hapishanesinden kaçırılışında yer alarak, ilk eylemini gerçekleştirmişti. Örgütün en güvendiği isimlerden biri olan Yıldırım Ankarada örgüte silah ve malzeme almak için gerekli olan parayı bulabilmek amacıyla Güven Hastahanesi soygununa katılmış ve bu soygun olayından sonra yakalanarak 12 Eylül dönemini cezaevinde geçirmişti. Suriyede rehin olan Öcalan ne hikmetse, 1987 yılının sonlarına doğru Dilaveri ziyaret etmek için Bulgaristana gider ve görüşür. Öcalanın talimatıyla Bekaa kampına getirtilen Yıldırım, bir sürü uygulamadan sonra bir gece nöbetinde intihar (!) ettiği söylenir. ( daha geniş bilgi için: Hüseyin Yıldırm ve Kesire Öcalanın 29 sayfalık broşür Dilaver Yıldırım Olayı Milliyet, 31 Mart 1993- Selim Çürükkaya Aponun Ayetleri s.40-41- Mümtaz Kotan Yenilginin İzdüşümleri s.120-121)
13) Av. Mahmut Bilgili: 12 Eylül 1980 sonrası Av. Şerafettin Kayanın öncülük ettiği Avukatlık Bürosu yazıhanesinde işe başlamıştır. Bu avukatlık bürosu başta PKK olmak üzere birçok Kürt örgütünün davalarına bakıyordu. Mahmut Bilgili de PKK davasına girenlerden biriydi. Bu davalardan dolayı PKK taraftarı olmaktan tutuklanarak beş yıl Diyarbakır zindanında yattı. Tahliye olduktan sonra Avrupaya çıkan Mahmut Bilgili, Avrupadaki PKK temsilciliğinin almış olduğu infaz kararıyla 1987 yılının Mart ayının başında Hollandada yemek masasında boğdurulup, cesedi satırla parçalanıp kanalizasyona atıldı. Cesedi 26 Martta Twente kanalında bulundu. O da örgüte göre ihanet etmişti Yani, devletin Diyarbakır Zindanında yapamadığını PKKye havale etmişti. Yurtseverliğinin bedelini Bilgili de diğer soydaşları gibi ödedi.
14) Mehmet Tunç: bir dönem Avrupadaki PKK yapılanmasında yer alan Mehmet Tunç lideri Öcalan tarafından çağrıldığı Lübnandaki Mahsum Korkmaz Akademisinde gerilla eğitimi yapar. Burada eğitim yaparken Pariste tanıştığı yine kendisi gibi PKKli olan Ali Toprakın kız kardeşi olan Hevi (Şafak)a aşık olmuştur. Sevgilisi Şafak, sevgilisi Mehmet Tunçu ziyaret etmek üzere Lübnandaki örgüt kampına gelir. İkisinin arasındaki bu duygusal ilişki lideri Öcalanın ve örgüt mensuplarının tepkisini çeker. Mahmut Tunç bu duygusal ilişkiden dolayı Öcalanın yasalarını çiğnemiştir. İnfazına karar verilir ve sevgilisi de dahil orada bulunanların gözü önünde kurşuna dizilir. Bu vahşet videoya da çekilmiş ve her tarafa yollanmıştır. Bu vahşeti belgeleyen videokaseti, Almanyanın Düseldorf mahkemesinin dosyalarında bulunmaktadır.
15) Mustafa Ömürcan ve dört arkadaşının infazı: Mustafa Ömürcan, PKKnin 1980 öncesi kadrolarındandır. örgüt talimatlarına karşı gelmek ve önderliğe baş kaldırmak suçlarından dört arkadaşı ile birlikte, Halil Kaya tarafından infaz edildiler. Kör Cemal kod adlı Halil Kaya da Öcalan sisteminin bir gereği olarak, bir yıl sonra Öcalanın emriyle infaz edildi. Arkada canlı tanık bırakmak, PKK ve Öcalanın metodu değildir.
16) Şahin Baliç: 1980lerin başında henüz liseden yeni olmuşken, PKKye katılan Metin kod adlı Şahin Bilgiç, Mardin bölgesinde birçok eyleme katılmış, eylemlerdeki kararlılığı Öcalanın dikkatini çekmişti. 1986 yılında bizzat Öcalanın talimatıyla PKK-MK üyeliğine, daha sonra da ARGK (Askeri Konsey) üyeliğine getirildi.1988 yılında girdiği bir çatışmada yaralanan Baliç, Aponun özel çabalarıyla Suriyeye getirtildi. Bir dönem tedavi gördükten sonra Aponun Şamdaki evine yerleşti ve lideriyle çok içli dışlı olan militanlardan biri oldu. Aponun yakın adamlarından biri olan, Öcalanın ayak işlerine bakan hemşerisi Hasan Bindalın 25 Ocak 1990 tarihinde bir kaza kurşunu sonucu ölmesiyle, bu ölüm olayından dolayı Öcalan tarafından hakkında idam fermanı hazırlanıyor ve Aponun talimatıyla PKKnin (Öcalanın demek daha doğru olur) infaz timi, kaza kurşunuyla ölen Hasan Bindalın ölümünden Akademi Komutanı olarak Bekaada görev yapan Şahin Baliçi sorumlu tutuyor ve infaz ediyor.
17) Şahin Dönmez: PKKnin kurucularından ve ilk Merkez Komitesi Üyelerinden Şahin Dönmez, 1979 yılında yakalanır, çözülür ve bildiği tüm arkadaşlarını ele verir. 3 Nisan 1990 yılında İstanbulda infaz edilir. Şahin Dönmez, yakalanmadan önce Aponun gözbebeklerinden biriydi!
18) Mustafa Çimen: Mahsum Korkmazın başını çektiği 14 Temmuz Silahlı Propoganda Takımının bir üyesi ve Mahsum Korkmazın hem siyasi hem de askeri yardımcısıydı. 15 Ağustos 1984 yılında yapılan Eruh baskınında yer aldı. Mustafa Çimen, Eruh ilçe merkezine asılan Kahrolsun Faşist Türk Sömürgeciliği! Yaşasın HRK!, Halk Düşmanı canilerden hesap Sorulacaktır! Yaşasın HRK! yazılı pankartları hazırlayan ve asan militanlardan biridir. Mustafa Çimen 1985de yakalanınca itirafçı olur. Urfa Hilvan doğumlu PKK içerisindeyken (2) Teyfik kod adıyla tanınan Mustafa Çimen, 1990ların başında cezaevinden çıktıktan sonra PKK infaz timleri tarafından öldürüldü.
19) Osman Tim: 1992 yılının Aralık ayında PKKnin cezaevi temsilcisiyken polisle işbirliği yaptığı gerekçesiyle Bayrampaşa Cezaevinde boğularak öldürüldü. Osman Timin boğularak öldürülmesine gösterilen gerekçe, hiçbir tokat bile yemeden arkadaşlarını ihbar ettiği gösteriliyordu. (Yalçın Küçükün Apo ile yaptığı ve adına, Kürt Bahçesinde Söyleşi s.270) Burada bir dipnot düşmek gerekiyor: Osman Tim ve onlarca PKK kadrosu bir tokat bile yemeden çözüldüler(!) gerekçesiyle öldürüldüler. Peki, Şefleri Apoda bir tokat yemediği halde örgütünü devlete teslim etmekle kalmadı, Kürt halkına sempati ile bakan ve Türkiye ile sorunları olduğu için PKKye yardımda bulunmuş tüm devletleri de tek tek açıkladı. PKKde Apo benzeri itiraf yapan hiç olmadı. Ne olacak şimdi? Neden Apo kahraman, diğerleri hain-ajan-provokatör diye öldürülsün?
20) Mehmet Çimen: Avrupa örgütünün koordinatör yardımcısı olarak görev yaptı. On yıl cezaevi yattı. 1992 yılının ortalarında Avrupaya geldi. Öcalanın kadın sorunuyla ilgili koyduğu yasaları çiğnedi. Sorgulandı ve 1993te buharlaştırılarak yok edildi.( geniş bilgi için: Selim Çürükkaya Aponun Ayetleris.194-197)
21) Yıldırım Merkit: 27 Kasım 1978 yılında yapılan Fis toplantısında PKKnin Dersim ve Erzincan bölge sorumlusu olarak atandı. Apo ile ayrılığa düştü ve Aponun talimatlarına uymadı. Yıldırım Merkit, Erol Değirmenci ve Meriç Yeşiltaş Dersim bölge komitesinde görevliydiler. Daha sonra örgütten ayrılıp itirafçı oldular. Yıldırım Merkit 1994 yılında Romanyada öldürüldü. Keza, babası da PKK tarafından öldürülmüş, kendisi gibi PKKli olan ve devrim nikahıyla Ali Haydar Kaytan ile evlendirilen bacısı Cemile Merkit (Seher) de canını zor kurtararak, yaşama Baki Karer ile devam etmektedir.
22) Mehmet Şener: 1 Kasım 1991 yılında Suriyenin Kamışlı ilçesinde Suriye istihbaratının da katkısıyla infaz edildi. Kamışlı istihbarat sorumlusu Akid ömer ile Ebu Adnan yanlarında iki PKKli olduğu halde, Mehmet Cahit Şenerin kaldığı eve giderek öldürdüler. (Jitemci Ersever, Derin Sol, 2.cilt, s.1260) 1 Kasım 1991 günü Şenerin yanında bulunan Fatma Temel (Dilan) adlı bayan da kurşunlara hedef olmuş ve olay yerinde yaşamını yitirmiştir. Kuşkusuz cinayetler Şenerle sınırlı kalmadı. Şenerin sağ kolu olarak bilinen Mustafa Pusa (Şiyar) ise 7 Kasım 1991de İstanbul Küçük Ayasofyada infaz edilirken, eşi Ayşe Pusa da Bekaa vadisindeki Mahsum Korkmaz Akademisinde öldürüldü.
23) Sîpan Rojhilat: 5 Ekim günü öğlen saatlerinde, Güney Kürdistanda Maxmur kampı yakınlarında, Kongre Gel mensuplarınca kaçırılan PWD üyesi Sipan Rojhilatın (Şapur Badoşiva) 7 Ekim günü infaz edildi.
24) Kemal Şahin: 7 Şubat 2005 tarihinde PKK timlerince infaz edildi ve katilleri Güney Kürdistan Bölge Yönetimi güvenlik güçleri tarafından yakalandı.
25) Hikmet Fidan: Öcalanın Kenyadan getirilirken dediği Türkiyenin hizmetindeyim sözü örgüt tarihindeki ilk ciddi kırılmaydı. İkinci kırılmayı İmralıdan gelen Ateşkese son verin talimatıyla yaşayan PKK üçüncü ve en büyük kırılmayı muhalif kanadın temsilcilerinden Hikmet Fidanın öldürülmesiyle yaşadı. Diyarbakırın Bağlar semtinin dar sokaklarında 6 Temmuz 2005 sabahı, susturucu takılı tabancadan ensesine sıkılan tek kurşunla öldürüldü eski Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan. Cinayet, ertesi gün gazete sayfalarında kendine küçük bir yer bulabildi. Her ne kadar haber bu şekilde yer alsa da etkisi sonradan büyük oldu.
26) Kanî Yılmaz: Güney Kürdistanda araçlarına yerleştirilmiş bir bombanın patlaması sonucunda, PWD- K Koordinasyon Kurulu üyesi Faysal Dumlayıcı ( Kani Yılmaz ) ve aynı örgüt üyelerinden Serdar Kaya ( Sabri Tori ) 12 Temmuz 2005 günü PKK timlerince infaz edildiler.
*****
PKKnın iç ve dış infazları 12 Eylül Rejiminden önce başladı ve 12 Eylül sonrasında da devam etti. Bu infazların bilinenleri ve halk içinde sembol hale gelenleri söz konusu. Bu infazlar, PKKyı tanımaya ve tanımlamaya yeter niteliktedir.
12 Eylül öncesi infazlar
* Mustafa Çamlıbel: Kürdistanda PKKnın katlettiği ilk yurtsever Ağrıda, Özgürlük Yolu yandaşı Mustafa Çamlıbelin katledilmesidir.
1974 yılından sonra, Kürt örgütleri Kürdistanın tümünden olmazsa da belirli kentlerinde örgütlü ve etkin bir konumdaydılar. Özgürlük Yolu da Ağrıda etkin olan Kürt sol örgütlerinden biriydi. PKK, Ağrıda kitleyi ve Özgürlük Yolu taraftarlarını sindirerek, Ağrıya egemen olmak istediği için o sevimli genç insanı öldürdü.
Mustafa Çamlıbelin öldürülmesi PKKnın kodunu çözen ilk vakıa oldu. Özgürlük Yoluyla çatışmayı genişletip, derinleştirmek istediği halde, Özgürlük Yolu bu oyuna gelmedi. PKK de 12 Eylül öncesi Ağrıda egemen olma şansını elde edemedi.
* Baki Karer: PKK, Kürt ulusal örgütlerinin güçlü olmadığı alanlarda örgütlenmek istiyordu. Örgütlenme yaparken de lumpen, üretim dışı, toplum tarafından dışlananları örgütlemeye çalışıyordu.
PKK, alanlarda örgütlenip güçlenerek, Kürt ulusal örgütlerinin etkin ve örgütlü olduğu alanları, şehirleri ve kentleri kuşatmak istiyorlardı. Bu bağlamda ilk dönemlerde, Gaziantepe öncelik tanıdı. Gaziantepte örgütlenmek isterken, Kürt örgütlerinden Têkoşîn Gaziantepte güçlü ve örgütlü konumdaydı. Gaziantepte örgütlenmesi için, Têkoşîni sindirmesi ve bunun içinde provokasyonlar yapması gerekirdi. Bu yaptığı provokasyonlar sonucu, kendi içinde de muhalefetten de kurtulmak istediği Haki Kareri de kurbanlık kuzu haline getirdi.
Bir düşünceye göre, Haki Kareri yaraladı ve daha sonra hastanede öldürdü.Ya da Têkoşînle çatışmada Haki Karer yaralandı, hastahanede de PKK tarafından öldürüldü.
* Mehmet Uzun ve Ali Kınacık: Haki Karerin öldürülmesi gerekçe gösterilerek, Têkoşînî Antepte tasfiye etmek için öldürülen Kürt yurtseverlerdir.
* Ferit Uzun: Dengê Kawa lideri ve PKK tarafından 22 Kasım 1978 yılında Siverekte katledildi.
Daha sonraki tarihlerde deşifre olan PKK raporlarına, PKKdan ayrılan Merkez Komitesi ve PKK Kurucusu unsurların açıklamalarına göre, PKK, kendi dışındaki Kürt yurtsever örgütlerini tasfiye etmek için, liderlerini ortadan kaldırmakla sonuca ulaşacağını hesap ediyor. Ama diğer örgütlerin duyarlılıkları, hesap dışı gelişmeler, PKKnın bu karanlık, tehlikeli, iğrenç amacına 12 Eylül 1980den önce tümüyle ulaşmasını engelledi.
Ferit Uzundan sonra Kurtalan ve diğer kentlerde de başka Dengê Kawa taraftarı ve kadroları katledildi.
* Mehmet Çakmak: TKPnin Diyarbakır Bölge sorumlusuydu ve TKPnin Kürdistandaki örgütlenmesinin önde gelen önder unsurlarından biriydi. PKK, bütün diğer sol ve Kürt örgütleri gibi TKPyi de düşman ilân etti. Bu nedenle, Diyarbakırda TKPlilere ait kitapevi basılarak Mehmet Çakmak katledildi. Arkadaşı Liceli Ömer Ağın da felç oldu.
Liceli Ömer Ağın daha sonra, yanında arkadaşı öldürülmemiş gibi ve PKK TKPye hiç düşmanlık yapmamış gibi, PKKnın legal siyasi mekanizmalarının üst düzeyinde görev aldı.
* Beş Parçacıların katledilmesi: PKK, Kürdistanının beş parça olduğunu savunan, Kürdistanın bağımsız ve bileşik devlet yapısını amaç edinen Beş Parçacı Grubu kendisine rakip gördüğünden, Beş Parçacıların tüm yönetimini ajan ilân ederek, çoğunu katletti.
* Abdullah Irmak: Rizgarî ve Komalın Kızıltepedeki yöneticilerinden biriydi. Komal Yayınevinde otururken PKKnın plânlı saldırısı ile karşı-karşıya kaldı. Ağır yaralandı. Ölümden kurtuldu.
* Zabit Kaplan: Şivan Hareketinin Diyarbakır Çermik Kazasının yöneticilerinden biriydi. PKK tarafından katledildi.
* PKK, KUKu Kürdistanda kendisi için engel gördüğünden savaş açtı. PKKnın bu saldırılarında, Abdulvahap Aknman (Nusaybin), Mehmet Akagündüz (Suruç), Kerim Hamidanoğlu (Siverek), Sıdık Matzar (Derik), Abdulkadir Umur (Derik), Ziver Kaya (Nusaybin), Şeyhmus Kaya (Nusaybin), Mahmut Zıngırtlı (Derik), Neytullah Özgen (Derik)Murat Yalçın (Ömerli), Bekir Öztürk (Kızıltepe), Cemil Onur (Gercüş), Cemil Çakır (Nusaybin), Resul (Eruh), Abdurrahman Aslan (Nusaybin), Sadık Özen (Nusaybin), Mahmut Karahan (Şêxêreş), M. Selim Aslan (Kızıltepe), Ubeyit Sana (Lice Serdê), tespit edebildiğim öldürülen kişilerdir.
Ayrıca, Halkın Yolu, Halkın Devrimcileri, İşçi Köylü Partisi, TİKKO, DEV-YOL, Kurtuluş Hareketi üyeleri de hem PKK saldırısıyla karşıya kaldılar ve hem de öldürülenleri oldu.
Özcesi, 12 Eylül Diktatörlüğünden önce PKKnın saldırmadığı Türk ve Kürt Devrimci, yurtsever örgütü yok.
12 Eylül sonrasında PKK infazları
Bingöllü Dawud(Resul Altıok) : PKKnın kurucusu ve Merkez Komite üyesi. 12 Eylülden sonra Öcalana yaptığı muhalefetten dolayı gözaltına alındı. Suriye Kürdistanın Efrin ve Suriyenin Halep şehrinde tutuklu olduğu zaman, yanından kaçan nöbetçinin bize haber vermesiyle durumu anlaşıldı. O zaman, Ala Rizgarî, Pêşeng (Şivancı Hareket), KUK, Têkoşîn, Özgürlük Yolu bir güç birliği çalışması içindeydik. PKK de, DEV-YOL, Mihri Belli, Teslim Töre ile Faşizme Karşı Birleşik Cephe içindeydi. Durum cephe yönetimine iletildi. Sorunun çözüleceği belirtilmesine rağmen, daha sonra Güney Kürdistanda yapılan işkencelerle katledildi.
Dersimli Semir (Çetin Güngör): 12 Eylül sonrasında, PKKya karşı en sistemli, en ilkeli muhalefet yapan grubun liderleri arasındaydı. Öcalanın en çok korktuğu muhalefet lideriydi. O da Stockholmda 1000 kişinin katıldığı Şivanci Hareket Pêşengin kuruluş toplantısında intihar eylemi sonucu katledildi.
Batmanlı Enver Ata: PKKnın hapishaneden kaçan Batmanlı kadrolarından biriydi. İsveçine Uppsala şehrinde kalıyor ve tedavi görüyordu. Uppsala şehrinin merkezinde ensesine sıkılan tek kurşunla katledildi.
Katleden kişi yakalandı, halk adına Enver Atayı cezalandırdığına dair mahkemede açıklama yaptı.
Necla Baksi: Mahmut Baksi ve Lütfi Baksinin (KADEP Kurucusu ve Meclis Üyesi) bacısı ve İsveçte doktorluğu bitirmiş yetenekli bir Kürt kızı. Küçük burjuva değer yargılarından ve alışkanlıklarından vazgeçmediği için katledildi. Necla ile aynı gerekçe ile 67 militanın da katledildiği PKKnın Serxwebûn gazetesinde açıklandı.
Eyüp Kemal Atsız: Şivancı Hareket (DDKD) taraftarı, Danimarkada katledildi.
Mustafa Tangüner: Şivan Hareket (DDKD) taraftarı, Danimarkada katledildi.
Rizgarici Emin: Rizgarînin Hollandaya iltica eden Viranşehirli taraftarlarından biriydi. PKKya muhalefet eden Merkez Komitesi üyesi Çetin Güngöre (Semire) yardım ettiği, evinde barındırdığı için Hollandanın Amsterdam şehrinde katledildi.
Avukat Mahmut Bilgili : Dersimli ve PKK taraftarı. Hollandada ilticacıydı. PKKya muhalefet ettiğinden dolayı Amsterdamda öldürüldü. Öldürüldüğü zaman da, parça-parça haline getirilip çuvala konup, Amsterdam su kanallarına bırakıldı.
Ramazan Adı Güzel : Özgürlük Yolu taraftarı. Fransada katledildi.
Ali Aka Gündüz: Özgürlük Yolu taraftarı, Almanyada katledildi.
Diyarbekir, 14. 12. 2011
PKK'nin kendi örgütlenmesi dışındaki sola şiddet uyguladığı, cinayetler ve katliamlar yaptığını biliyordum, ancak kendi örgütü içinde bu kadar fazla yöneticisini öldürdüğünü yeni öğrendim. Bölgede tek bir örgüt olabilmenin karşılığı bu kadar vahşi cinayetler işleyebilmekten geçmemeli.