TBMM olağanüstü toplandı! Partiler ve hükümet adına yapılan konuşmalar
CHP'nin talebiyle olağanüstü toplanan TBMM'de hükümet adına Bülent Arınç konuştu.
Şafak Pavey'in ''Burada yaratacağımız her asabiyet sokağa şiddet teşviki olarak dönebiliyor. Bu vatan hırslarımızdan çok daha değerli. Bizler varlıklarımızlar bir şey katmak için Meclis'teyiz. Siyaset şiddet bizi her zamankinden çok daha acil göreve çağırıyor. Ortak hafızamızı takip etsek düzlüğe çıkabileceğimize inanıyorum. Değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyor gündeme geçiyorum'' sözleriyle açtığı oturumda ilk sözü hükümet adına Bülent Arınç aldı.
Arınç şöyle konuştu; "Öncelikle CHP Grubuna verdikleri olağanüstü toplanma tekliflerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Son günlerde kalplerimizi kanatan acı olayların,. Soruşturmaların devam ettiği bir zamanda ve hükümetin terörle mücadele yaptığı süreçte konuyla ilgili görüşme zaruret olmuştu. Bunu CHP yerine getirdi. Komisyon kurulabilir korumayabilir bunlar sizlerin değerli oylarınızla belli olacaktır. Son günlerde yaşanan olayları hepimiz acı ile karşıladık ve tepkimizi verdik. Ayrıntılarını biraz sonra vereceğim şiddet olayları kapsamında ülkemizde bir üzüntünün hakim olduğunu söyleyebilirim. Memleketini seven herkes üzüntülü ve tepkilidir. Meclis olarak bunu görüşmek hepimizin göreviydi. Bu günkü konumuz ülkemizde giderek artan terör olaylarını nedeni araştırmak ve engellemek için meclis komisyonunun kurulmasını içeriyor. Bu konuda iki rapor vardır. İnsan hakları inceleme komisyonunun hazırladığı bir rapordur. Bu Şubat 2013tedir. Yine aynı dönemde Kasım 2013 tarihli meclis araştırma raporumuz var. Bunun ayında geçtiğimiz dönemde 10 Temmuz 2014 tarihli terörün sona erdirilmesi maddeli kanun hazırlanmış ve resmi gazete yayınlanmıştır. Terör operasyonlarında bin 61 kişi gözaltına alındı, 156 kişi serbest bırakıldı. PKK ve DHKP-C'ye yönelik operasyonda 847 kişi gözaltına alındı. DAEŞ'e yönelik 136 kişi gözaltında alındı, 31 tutuklu var."
2 DAKİKA POLEMİĞİ
Konuşma süresi biten Arınç, Pavey'e "Sayın Başkan ek süre verecek misiniz, diğer konuşmacılara da verilmek üzere" diye sordu. Pavey'in Bugün olağanüstü toplandık. Konuşmanızı bitirmek üzere 2 dakika veriyorum. Diğer konuşmacılara verilecektir yanıtını vermesiyle Arınç Madem olağanüstü toplandık çok hasis davrandın. 2 dakika dedi.
Osman Baydemir'in konuşması sırasında milletvekili sıralarından bağırtılar gelmesi üzerine Pavey vekilleri "Lütfen egolarınızı terbiye edin. Bu ülke sizin egolarınızdan değerlidir" diyerek uyardı.
Baydemir'in konuşmasından satırbaşları şöyle:
"TBMMnin 8 Haziran sabahından itibaren Türkiye topluluğunun tüm farklılıklarına sahip olduğu temsil oranında memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Türkiye ye yeni bir döneme uyandı. Türkiye farklılıklarının bir bütün olarak, siyaset mekanizmasına emretmiş olduğu barışın ortak paydalarda buluşun ve ret politikaları nihai barışla taçlandırın mesajı alınmadı ya da gereğinin gerilmemesi için ısrar ediliyor.
Suruçta insanlığa karşı suç işleyen IŞİD organizasyonun yarasını sarmak üzere Türkiyenin dört bir yanından Türklerin Kürtlerin birlikte yaşayabileceğinin sembolü olan gençler Suruçta katledildiler.
Maalesef toplumda var olan barış arzusu henüz siyasi partilerin ortak bir çabası olmamıştır. Bu toplantıda tarihi buluşmada tarihi bir karara gelin katkı sunalım.
Yaşanmış acıların son acımız olmasının temennisinde bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahilimiz bir daha asla bu ülkede tek bir insanımızı hayatını çatışma ortamlı içinde yitirmemesinin pratiği ve çabası olacaktır. Hepinizin vicdanına çağrıda bulunmak istiyorum.
Suruç'ta hayatını kaybeden de Ceylanpınar'da hayatını kaybeden de kardeşimizdir.
Bir kez daha tek başına iktidar olmak için canlar toprağa veriliyor. Rabbim şahittir ki bizim canımız askerin, polisin, gerillanın ve sivilin canına kurban olsun.
HDP olarak şiddet kimden gelirse gelsin savaş yapmanıza izin vermeyeceğiz diyelim.
Bu meclis, gerçekten tek bir yurttaş evladımızın hayatını yitirmesini istemiyorsak irade burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli etmiştir. Gelin hepimiz bulunduğumuz zeminde sorumluluğumuz gereği olarak bu çatışma pratiğine dur diyelim. Emin olun ki 2013 yılında seçime kadar devam eden çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli olduğunu bugün daha iyi idrak edebiliyoruz.
Yapmamız gereken tek şey var. Tek bir canımızın toprağa düşmeyeceği ortak iradeyi yaşama geçirmektir. Neden bu sarmal başlatıldı. Cumhuriyet tarihimiz boyunca en büyük siyasi gelişme elbette ki 2013 Nevruzu ile barış manifestosu ile başlayan süreçtir. O sürecin Ağrıda seçim atmosferini zehirlemeye çalışan provokasyona kadar devam etmiş süreçte AK Parti iktidarı barışı etkin şekilde yönetebilmiş olsaydı.
Yurttaş tercihi ortaya koyarken hesap sorabilir bir noktaya geldi. Hükümet bir kez daha 1990ların diğer hükümetlerin devlet refleksine geri döndü. Adeta bir milliyetçi dalga yaratarak HDPyi baraj altı bırakma çabasına girdi.
Hükümet kuramazsak b ve c planlarımız var denilmiş. İşte o planlar 8 Haziranda yürürlüğe girdi. Tek başına iktidar olma uğruna Türkiyenin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Bugün bir kez daha barış zeminine geri dönüş şarttır.
Yaşatılan saldırılar, partimize yönetilen 200e yakın saldırı eğer bunlar etkin şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı Suruçtaki katliamı Türkiye yaşamamış olacaktır. Savaş isteyenlerin restine rest ile karşılık vermek amacında değiliz . Ateşe benzin dökmek değildir. Şüphesiz ki bu tek başına izah edilmeyecek bir tabloydu.
Sayın Cumhurbaşkanının Dolmabahçe deklarasyonunu tanımaması. Orta doğu siyasinde Türkiye Suriye politikası ve Rojova statüsüne kırmızı çizgi diye karşı çıkması yani Suriyede barbarlığa karşı mücadele eden kardeşlerimizin komşu olarak tercih edilmemişi barış süreç inin sekteye uğramasına neden olan en önemli argümanlardan olmuştur.
Her bir saldırı arka plana sahiptir. 8 Haziran sabahından itibaren tek başına iktidar olunmadığı için ülke savaşa çekiliyor. Tek başına iktidar olma uğruna fidanlar toprağa gömülüyor. İsterseniz kardeşliğime inanın ister inanmayın Rabbim şahittir ki bütün dünya iktidarları bin kere bir askerin bir polisi bir gerillanın bir sivil yaşam hakkına binlerce kez kurban olsun.
Bizim yapmamız gereken kinle öfke ile yanıt vermekle sorunu çözemeyeceğiz. 30 yıllık pratiğimiz de buydu. Bu pratikten yeterince çektiğimiz için 2013te müzakere masasını kurduk. Bu aşamaya kadar onlarca fedakarlık örneği vardır. Gelin el ele vererek bu toplumun tek ferdinin hayatını yitirmeyeceği bir geleceği inşa edelim.
Sayın Cumhurbaşkanının Çine gitmeden önce yaptığı konuşma, Davutoğlunun bugün yaptığı konuşma birlikte yaşama suikast girişimidir.
Birbirimizden farklı düşüncelere sahip insanlarız. Benim hitabım biz saygıdeğer vekillerin vicdanınadır. Net bir duruş sahibi olmazsak toprağa düşecek her candan bizlerde mesul olacağız. Gelin kalleşliğin olmamasının önünde biz bariyer oluşturalım.
Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla ayaktaydı. Bugün bu meclis evet derse başta AK Parti Grubu evet derse vallahi bu savaş 48 saat içinde durur. 48 saat içinde tek bir insanın hayatını kaybetmeyeceği zemini yaratırız. Neden 8 Haziran sabahından itibaren bu grubun İmralı Adasına gitmesine izin vermiyorsunuz.
Neden kalıcı barışın inşasının önüne bariyer oluşturuyorsunuz. Hepinizin vicdanına çağrımdır.
Gelin meclis araştırma komisyonu kuralım. İmralıya uygulana tecridi kaldıralım. Bizler HDP olarak 78 milyonun barış içinde yaşaması için zalime teslim olmayacağız."
CHP adına söz alan İstanbul Milletvekili Murat Özçelik:
"Bugün burada toplumsal barışımıza kast edenleri kınamak ve yapılan eylemleri incelemek üzere bizim teklifimizle ortaya konan partimizin görüşlerini ortaya koyuyoruz.
1 hafta içinde 46 vatandaşımız hayatını kaybetti, acımız çok büyük. Suruç'ta 31 gencimiz hayata veda etti ve ardından maalesef polislerimiz, askerlerimiz şehit edildi. Bunlardan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Bu eylemleri gerçekleştirenleri lanetle kınıyoruz, baş sağlığı diliyoruz, sabır diliyoruz.
Bir şeyden dolayı çok umutlandık. Elimde tuttuğum bu kalın kitapçık CHP'nin bugüne kadar hükümete sunduğu bir gensoru, beş genel görüşme ve 153 soru önergesini içeren koskaca bir kitapçıktır.
Bu konularla ilgili iktidar kanadından cevap alamazken, bugün Bülent Arınç tarafından yapılan eleştirilerin bazılarının kabul edilmesi inancımızı ve umudumuzu artırmıştır, teşekkür etmek istiyorum.
Olayları ben analitik izlemek istiyorum. Olan olaylar biraz silsile ile bakarsak Suriye'deki iç savaşla Türkiye yaşananlarla irtibat kurmamız mümkün olacak. Hangi sorunlarla karşı karşıyayız bilelim ki dayanaklılığımız ona göre sağlam olsun.
IŞİDe karşı Türkiye başlangıçta, tedbir, tavır almadı. Suriyedeki iç savaş Türkiye içine taşındı. IŞİD bu zaman zarfında kendisine sınır koymaksızın maalesef adam devşirme faaliyetine girişti, eğitime girişti ve Türk vatandaşları yaklaşık 10 bin kendi vatandaşımız bir şekilde ya gitti savaştı ya da o lojistik faaliyetler içinde oldu.
O kadar ki şu an bana arkadaşlarım iletti. IŞİD şu anda Gaziantepin karşı tarafında bulunan Türkmen köylerinde 8-15 yaş arasındaki çocuklara kendi eğitimlerini vermek için talimatını vermiş vaziyette. Bir ulusal güvenlik sorunuyla karşı karşıyayız.
Ne yazık ki, Türkiyede biz iki lanetin çabalarıyla karşı karşıya bulunuyoruz. Çözüm sürecinin başarısızlığından kaynaklanmıştır Biz şimdi ki geçici hükümetle birlikte hükümetin bugüne kadar Yapmayacağım dediği şeylerde bir u dönüşü gördük Her ne kadar Türkiye hükümetin aldığı kararlarla politikada değişiklik yapıyor gibi görünse de maalesef bu tedbirlerle güvenlik sorununun çözümlenmesi mümkün değildir.Milletin iradesiyle oluşan meclis her sorunu çözebilir buna inancımız sonsuzdur, çok önemli bu sorunları el ele vererek çözebiliriz.
Sayın Bülent Arınç bazı şeyler söyledi. Araştırma komisyonunu kurmalıyız. Çok ciddi olarak şu olaya bakmamız lazım. Çok ciddi zaaflar var. Almamız gereken tedbirlerin daha büyük olması gerektiğine inanıyorum. Bugüne kadar şeffaf yürütülmeyen çözüm sürecinin meclis altında ele alınması büyük önem taşıyor. PKKnın yapması gerekenler nasıl lanetlenmek gerekiyorsa, kime karşı savaşmamız gerekiyorsa bunu bilmeliyiz. Güçlü bir katılımla partilerden demokrasimiz açısından çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz."
MHP'li Ümit Özdağ'ın konuşmasında geçen bazı ifadeler:
"Ortadoğu'daki savaşın dalgaları Türkiye'ye vuruyor. MHP, AKP'yi bir çok kez uyarmıştır. İş çığırından çıkmıştır. İşleri çığırından çıkaran PKK ile müzakere ve dış politikadır. Güvenlikçi politikaların öncü isimleri AKP döneminde yargılandı. Müzakere olursa terör örgütü muhattabınız olur. Çıkar yol tekrar terörle mücadele stratejisinin benimsenmesidir. Esad'ı devirmek tutku olunca Suriye'de PKK'nin önü açıldı. Suriye gibi ülkelerde rejim yıkılırsa devlet de yıkılıyor. Bu politika Türkiye'yi Pakistanlaştırdı. Türkiye'de Selefi cihatçı bir gelenek oluşuyor. Kürtler ve Zazalar bizim öz kardeşimizdir. MHP'nin HDP'ye tavrı şehitlerimizden dolayı, demokrasiye bağlılığımızın sonucudur. HDP'nin bugün yaptığı sahte barış çağrılarına inanmıyoruz."
AKP adına Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın konuştu:
"MHP'yi dinledikçe HDP'nin, HDP'yi dinledikçe MHP'nin bize minnet etmeleri gerektiğini anlamış olduk. Siz barajı geçmek için terör örgütleri, çeteler, paralel ile bir araya geldiniz. AK Parti'nin yaptığı ilk iş red, inkar politikalarını değiştirmek oldu. Sadece 7 Haziran'dan bu yana 650 terör eylemi gerçekleştirildi. Demokratik dönüşüm için silahın aradan çıkması lazım. Biz silahların aradan çıkması için çok uğraştık. Seçimle operasyonlar arasında ilişki kurmak hadsizliktir. Şiddetten beslenenler çözümü istemezler. Yeni seçim düşünmüyoruz, koalisyon çalışmaları sürüyor. Hükümetimizle DAEŞ arasında bağlantı kuranlar müfteridir. Yapılan operasyonların tek bir amacı va tüm terör örgütlerine müdahale etmek. PKK'nin sözcülüğüne soyunanlar bize laf söyleyemez. Silahla fikir bir arada yürümez. HDP yol ayrımındadır, tercih yapmak zorundadır."
Birgün
MHP yine AKP'nin imdadına yetişti: CHP'nin araştırma önergesi reddedildi
TBMM Genel Kurulu, CHP'nin talebi üzerine bugün saat 15.00'te olağanüstü toplanarak, "toplumsal barışı tehdit eden artan terör olaylarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önerge"yi görüştü. Tartışmalı görüşme sonucunda önerge reddildi
Yapılan oylamada AKP ve MHP grubu CHP'nin önerisine hayır oyu verdi.
CHP İstanbul milletvekili Eren Erdem, MHP'nin AKP'ye verdiği desteği Twitter hesabı üzerinden şöyle duyurdu:
İnanılmaz şeyler oluyor! MHP oy vermedi. Biz çoğunluk olunca (akp kaybedince) bir anda el kaldırıp AKP'YE destek verdiler! Değnekler!!!
Eren Erdem (@erenerdemnet) July 29, 2015
birgün
CHP 2011 seçimlerinde MHP'yi baraj altında kalmaması için desteklemişlerdi, şimdi dizlerini dövüyorlardır.