PKK silah bırakmalı, oyun bozmalıdır - Mustafa Sönmez
Takip edenler bilir; Suruç katliamının arkasından Ceylanpınarda iki polisin evlerinde öldürülmelerini aynı gün 8 Temmuzda Twitterda şöyle yorumlamıştım; Ceylanpınar polis ölümleri kontrgerilla işi gibi görünüyor. Çok bayat türden
Bu yorumuma anında öfkeli yanıtlar gelmeye başladı; PKK, eylemi üstlendi, sen ne konuşuyorsun diye.. O zaman da şu eklemeyi yapmıştım; 2 polisin infazını PKK üstlenmiş. Biz yapmadık, diyen yok. HDP ise infazı onaylamadığını ifade ediyor. Doğru yapıyor. HDPye sahip çıkmalı
ANKETE GÖRE SAVAŞ...
Ak faşizm, Suruç katliamı ile tırmandırmaya başladığı savaş konseptini, aslında 7 Haziran öncesinde başlatmıştı. Anket sonuçları HDPnin yüzde 10 barajını geçtiğini gösteriyordu. Bu ise, RTEnin hesaplarını altüst ediyordu. HDP barajı geçmemeliydi. Bunun için HDPyi ve arkasındaki PKKyi şiddete kışkırtmalı, Kürt seçmenler ve onlarla dayanışan sol, liberal, demokrat kitleler, HDPden uzaklaştırılmalıydı. Birçok ilde provokatif eylemlere girişti Ak faşizm. En büyük provokasyonu da 5 Haziranda Diyarbakırda hazırladılar. Ama hesap tutmadı. Ertesi gün de sandıklar Ak faşizmin tek parti iktidarına son verdi.
Kaçak Sarayda oturan ile yakın çevresi bu sonucu hazmedemediler, günlerce ortalığa çıkamayıp tünelden çıkış yolları aradılar, taradılar; buldukları tek yol, yeniden seçimdi.
HESAP...
Şunun hesabı yapıldı: Dış ve iç egemen çevrelerin zorladıkları AKP-CHP koalisyonunun, hatta MHP ile koalisyonun riskleri vardı. Bir fırsatını bulan 17-25 Aralık soruşturma dosyalarının açılmasının, 4 Bakanın Yüce Divana götürülmesinin çatlağını bulabilirdi. Dosyalar kabarıktı. Su uyuyor, Cemaat uyumuyordu. Hiçbir açık vermemek gerekiyordu. O halde ne yapılmalı? Ülkeyi yeniden, mesala kasım ayında yeniden seçime götürmek, 7 Haziranda alınan oyların üstüne birkaç puan daha eklemek gerekirdi ki, AKP, yeniden tek parti iktidarı kurabilsin. Peki nereden alınacaktı bu oylar? Ağırlıkla MHPden
Kürtler? Onların 7 Haziran tercihlerini değiştirmek zor görünüyordu. MHPli seçmenlere, Kürt bölücülere karşı savaşan bir AKP imajı satılabilirdi. Bunun yolu da, PKK ile savaşmaktı. Savaşa karşı çıktıkça HDP, PKKnın maşası olarak takdim edilebilir, hatta bakarsın yüzde 10 barajının altına bile atılır ve hele ki bu, tadından yenilmezdi!..
TEMMUZDA SAVAŞ...
7 Haziran öncesi başlatılan savaş konsepti temmuz başında yeniden uygulandı. PKKya vurmanın bahanesi yaratılmalıydı. Her türlü teröre, hatta IŞİDe vurmak olarak
Özellikle ABDnin rızasını almak gerekliydi ve bu, Suruç katliamı ile gerçekleşti. 33 gencin hunharca katledilmesinin ardından, Ceylanpınardaki polis cinayetleri, hem IŞİDe, hem PKKya karşı savaşıyoruz argümanını yarattı. Ceylanpınar cinayetlerini doğrudan PKK üstlenmedi ama yerel güç dedikleri bir hücreyi de dışlamadılar, böylece eylem PKKnin üstüne kaldı ve savaşın gerekçesinin yaratılmasına da neredeyse PKK çanak tutmuş oldu.
Ak faşizmin milliyetçi oylar için anket yaptırıp , çıkan sonuca göre savaşın dozunu artırmasına PKKnın karşılık vermesi neye, kime yarıyordu? HDP, hiç onaylamadı Kandilin politikasını, ama durduramadı da. Kandilin hesabı belki şöyleydi: Ak faşizm, Kürt hareketine saldırarak milliyetçi oy topladığını sansın, biz de tüm Anadoluya her gün cenaze göndererek suyu kızdıralım, AKP o zaman görsün oyu, Anyayı, Konyayı
Herkes oy hesabı peşinde savaş taktiği yürütürken, topluma olabilecekler hiç hesaba katılıyor muydu? Günde birkaç ölümle kalmayıp bir anda, çeşitli kentlerde Kürt-Türk çatışmasının fitili ateş alabilir ve kimsenin kolay kolay kontrol edemeyeceği iç kitlesel çatışmalar başlayabilirdi.
ATEŞKES
Neyse ki HDP, sağduyuyu sürekli koruyan siyasi bir aktör olarak yeri geldiğinde PKK ile, Kandil ile de didişme ve silah kesi açıklıkla talep etme basiretini gösterdi. 8 Ağustos Cumartesi Vanda yaptığı konuşmada şöyle dedi Demirtaş, Bugün iki tarafa da sesleniyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli, tahkim edilmiş ateşkese uyacağını ilan etmeli. Hükümet bir an evvel diyalog için hazır olduğunu beyan etmelidir. Koalisyon kurulur ya da kurulmaz ama barış acildir. Sayın Davutoğlu bunu sizden talep etmiyoruz bunu yapmaya mecbursunuz..
OMUZ OMUZA
Özgür Gündemde 8 Ağustosta Hüseyin Ali imzalı yazıda şöyle deniyordu, Türkiyede son zamanlarda yaşanan çatışmalar ve bunun ortaya çıkardığı tartışmalar tamamen Kürt sorunuyla ilgilidir. Kürt sorununun neden çözülmediği de bellidir. Hâlâ inkâr ve imha zihniyeti sürmektedir
Doğru ama eksik bir önerme. Neden eksik? Yaşanan çatışmalar sadece Kürt sorunu ile ilgili değil. Ak faşizmin mağdur ettikleri sadece Kürtler değil. Ak faşizm etnik ayrım gözetmeden, tüm demokrasi isteyen, adalet isteyen, ifade özgürlüğü, toplantı, gösteri yürüyüşü başta olmak üzere şu dandik Anayasadaki kadar da olsa Anayasal haklarını isteyen ve Haziran isyanı bileşenlerini oluşturan herkese saldırıyor.
Kürt mağdurlara, öteki etnik kimlik ve daha çok da alt sınıflardan mağdurlar omuz verdi ve 7 Haziranda Ak faşizm oyunu bozuldu. Ak faşizm bu oyunu bozanlara topyekün savaş açıyor. O nedenle Özgür Gündemin ANFnin, Ethanın yanı sıra Sendika.orga da, BirGüne, Evrensele de saldırıyor. O nedenle ücret mücadelesi yapan KESKe biber gazı sıkıyor, direnen işçilere, kadınlara saldırıyor, her tür barışçı eylemi yasaklıyor, terörünü koyulaştırıyor.
Düzenin, Ak faşizmin mağdurlarını bir bütün olarak görüp mücadeleyi de birleşik olarak yükseltmek gerekiyor. Bunun ön adımı da Ak faşizmin savaş gerekçesini boşa çıkarmaktan geçiyor. O nedenle PKKdan ateşkes talebi ile Ak faşizmi boşa düşürmek, bugün için bir ortak duruş olarak savunulmalı, mücadele Ak faşizme karşı omuz omuza yükseltilmeli, yeni bir seçim oyunu da tıpkı 7 Hazirandaki gibi bozulmalı, daha güçlü bir biçimde güzel gelecek günler için direniş el ele yükseltilmelidir.
Seçimlerde 80 vekil çıkarmış, Türkiyelileşme konusunda dev bir adım atmışsın, artık silaha ne gerek var? Sıkılan her kurşun, yapılan her terör eylemi, öldürülen gencecik çocuklar kürt hareketine destek olarak geri dönmüyor. PKK bunu anlamıyor. Sanki Erdoğan ile PKK ortak bir amaca hizmet ediyor, HDP gerilesin, AKP iktidar, Erdoğan başkan olsun!
Karakol baskınında hayatını kaybeden Barış Aybek'in ilerici, solcu bir genç olduğu ortaya çıktı. Terör böyle sonuçlara yol açıyor. Siyasetinin ne olduğu belli olmayan üzerinde sadece üniforma olduğu için öldürülen insanlar PKK'nin bu şiddeti tırmandırma operasyonlarıyla hayatını kaybediyor. Bu yolun çıkmaz sokak olduğunu PKK anlamalı. Barış gerçekten isteniyorsa silahı elinden bırakmalıdır. Parlamentoya 80 tane milletvekili soktuktan sonra hala terörden medet umuluyorsa kürt hareketinin silahlı kanadının barış istediğine beni kimse inandıramaz.
Şehit ailesi: Vatan dedikleri Erdoğanın sarayından başka birşey değildir
Şırnak 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Akdizgin üs bölgesine düzenlenen saldırıda şehit olan piyade onbaşı Barış Aybek'in akrabası Eren Can Aybek "Vatan dedikleri Erdoğanın sarayından başka birşey değildir" diyerek yaşanan çatışmalara tepki gösterdi.
Şırnak 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Akdizgin üs bölgesine düzenlenen saldırıda şehit olan piyade onbaşı Barış Aybek'in (22) cenazesi, memleketi Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde defnedildi.
Alevi askerin cenazesinin cemevinden kaldırılmasına izin verilmezken Aybek'in mikro blog sitesi Twitter'dan paylaştığı mesajlar ve fotoğraflar ise sosyal medyada paylaşım rekoru kırdı. Aybek'in akrabası Eren Can Aybek de, "Vatan dedikleri Erdoğanın sarayından başka birşey değildir" diyerek tepki gösterdi
Alevi olduğu öğrenilen askerlerle ilgili ayrımcılık politikası bir kez daha yaşandı. Malatyalı bir Alevi ailenin çocuğu olan Barış Aybekin cenazesi devlet erkanı töreniyle apar topar camiden kaldırıldı.
Barış Aybek'in ablası Şehriban Aybek, cenazenin gelişi sırasında "Ben ondan büyüğüm, ablan öleydi, ben bu yükü kaldıramam, 'abla bana bir şey olmaz' dedi" şeklinde ağıt yaktı.
Şehit piyade onbaşı Aybek'in mikro blog sitesi Twitter'dan paylaştığı Ahmet Kaya'lı, Berkin Elvan'lı mesajlar ise sosyal medyada gündem oldu. İşte şehit askerin paylaştığı o mesajlar: Benim bir gün Ahmet Kaya konserine gitme ihtimalimi çalan ülkesin sen Türkiye. Eve ekmek götürmek zor derlerdi de inanmazdık. Berkin Elvan Ölümsüzdür. Gücüme gidiyor abi 5 yaşındaki çocuğun kömür torbasına sarılıp babam gibi kokuyor demesi.
"VATAN DEDİKLERİ ERDOĞAN'IN SARAYINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL"
Şehit askerin akrabası Eren Can Aybek de sendika.org sitesine bir yazı kaleme aldı.
"Vatan dedikleri Erdoğanın sarayından başka birşey değildir" diyen Aybek'in o yazısı şöyle: Günlerdir Türkiyenin her yerinden asker ve gerilla ölümlerinin haberleri geliyor. Artık ben de bir şehit askerin akrabasıyım. 11 Ağustos Salı günü toprağa verilen Barış Aybekin akrabasıyım. Sanmayın ki bunu övünerek, gururlanarak söylüyorum, yazıyorum. Bu, ölümlerin herhalde en acısı, en fenası
Hele ki ölen asker; askere giderken istemeyerek, zorla, verecek 18 bin lirası olmadığı için gidiyorsa. Kimse kusura bakmasın Vatan sana canımız feda değil; niye olsun ki(!)
Zorunlu askere gitmek zorunda kalanlar Tayyip Erdoğan ve onun kendi gibi eli kanlı bakanları, milletvekilleri parasına para, gemiciğine gemi, yatlarına yat, katlarına kat koysunlar diye gitmiyorlar askere. Biz her asker öldüğünde sizlere lanet okumaktan, beddua etmekten bıktık. Kimse kusura bakmasın Vatan sana canımız feda değil; niye olsun ki(!)
Sizin iktidar hesaplarınız için ölmekten tükendik fark etmediniz mi? Yok CHP-AKP, yok MHP-AKP, yok CHP-MHP-HDP
Hani siz milletin iradesini düşünüyordunuz? Hani siz milletin yapma etme dediğini yapmazdınız? Bu millet size savaşı bitir diyor. Bu millet artık kan, gözyaşı, katliam görmek istemiyoruz diyor. Neden bizlere istemediğimiz şeyleri yapıyorsunuz/yaptırıyorsunuz? Kimse kusura bakmasın Vatan sana canımız feda değil; niye olsun ki(!)
Bangır bangır alanlarda, meydanlarda, sözde halka açık yerlerde bağırıyorsunuz; Biz de savaş istemiyoruz, anaların gözyaşını dindirmek istiyoruz diye. Bu mu sizin dindirmek istediğiniz savaş! 30 yıl oldu (!) 30 yıldır savaş sürüyor. Sizin ise 30 yıllık savaşa dair yaptığınız tek şey boş konuşmak ve savaşı körüklemek. Kimse kusura bakmasın Vatan sana canımız feda değil; niye olsun ki(!)
Bir solcu bu topraklarda hiç kolay yetişmiyor.Barış da anlaşıldığı kadarıyla böyle bir genç. Terör onu hiç hak etmediiği şekilde toprağa gömdü. İnsanın yüreği sızlıyor.
PKK'nin eylemleri tam bir terör havası yaratıyor, halkta korku ve paniğe yol açıyor, arada ölen geç insanların kaybı da cabası. Türkiye solunun bu eylemleri desteklediğini düşünmüyorum. Bildiğimiz forumlardaki bazı tiplerin bu eylemleri destekler bir tutum almasını da doğru bulmuyorum. Bu eylemlerin kürt hareketine de bir fayda getirdiğini düşünmüyorum. Anketlerde HDP'nin oyu şimdiden düşüş trendine girmiş bile. Türkiye soluna ne fayda getiriyor diye bakıyorum, böyle bir fayda da göremiyorum. O zaman bildiğimiz forumlardaki bu yorumlar neye dayanıyor, hangi neden halka korku veren bu eylemlerin savunulmasını gerektiriyor, ben mi yanlış yorumluyorum, yoksa bu forumlardaki solcular mı konuya farklı pencereden bakıyorlar?
Kürt halkının yaşadığı mağduriyetler, örgütün ne yaparsa ne yapsın haklı olacağı, doğru yapacağı şeklinde yorumlanıyor. Bence yapılan yorumların nedeni bu. Silahlar susup masaya oturulduğunda da alkış alıyor, silah sıkıp bomba attığında da. Amaç ne, ne yapılmak isteniyor kulanılan araçlar amaca uygun mu hiç düşünülmüyor. Kürt hareketi Türkiyelileşmek istiyorsa yüzde 13 oy da almış ve meclise 80 milletvekili sokmuşken şiddeti tırmandırmak anlamsız. Forumlarda bu tür eylemleri destekleyen solun hangi saiklerle destek verdiğini anlayabilmek gerçekten güç.