Biz bu yeri bir beşik yapmadık mı2 ? Dağları birer kazık yapmadık mı3 ? Nebe 6-7
2- Tektonik hareket, meteor ve volkanlarla sarsılan, yok olan yerkabuğu,
3- 400 milyon yılda kalınlaşarak dayanıklı hale geldi. Bu süreçte soğuduğu için
"Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı." Secde 7
Biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık. Muminun 12
Hayat, ikinci 500 milyon yılda, bu toprak + su = çamur karışımında başladı.
"O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı2." Nur 14
Gönül hem bir öğrenme aracı hem de fizyolojik evrime (homo sapiens), ruhsal evrimin (adem) eklendiği seviye.
Biz elbette onun (yerin) üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacak olanlarız2. Kehf 8
Gün olur dağları yürütürüz3 de yeryüzünü çırılçıplak2 görürsün. Kehf 47
Yer üzerinde bulunan herkes yok olacaktır4. Rahman 26
Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman5, Rahman 37
3- Kıtaların tektonik etkiyle yer değiştirdiği gelecekte, 4- hayat son bulacak,
5- Ölüm vakti gelen güneş, genişleyip yerküreyi ısıtarak kuruttuğu zaman.
Türlerin evrimi:
2- Çünkü bu aynı kavim olur = başka kavim olmaz = kavim yok olmuş olmaz.
3- Kavimler, soyundan geldikleri ama çocukları olmadıkları başka kavimlerden yaratılıyor =,
Bir soy ağacındaki her tür, soyundan geldiği ama onun çocuğu olamadığı başka bir türden yaratılır. [/size]
.
Bu yazıdan kuranın evrimi doğruladığını mı anlamalıyız, yoksa evrimin kuranı doğruladığını mı
Eğer bir yaratıcı varsa, her şeyi o yarattığından,
Bilim = felsefe = din = ....... = Bir olmalı.
O halde dediklerinin ikisi de.
Evrim kuranı doğruluyor diyorsunuz, kuran doğruysa tanrı da vardır demek istiyorsunuz. Farklı bir bakış açısı.
Sn. ozkanates;
Verdiğiniz her örnek evrim ile kuranın örtüştüğünü göstermeye çalışan bir öznellikten öteye geçmiyor. Çok fazla zorlama yapmışsınız. Gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Enbiya 30 örneğinde Big Bang, evrenin yaratılış anı nı bulmuşsunuz! Ne ilgisi var?
İkincisinde O ki yarattı, düzene koydu, Ala 2 örneği vermişsiniz onu da İlk yaratıştan sonra başlayan düzene koyma, evrim.
şeklinde açıklamışsınız. ''Yaratış''ı maddenin ortaya çıkışı mı, yoksa canlılığın ortaya çıkışı olarak mı aldınız, pek belli değil ama hangisini alırsanız alın mutlak bir ''düzen'' kavramıyla bu süreci açıklayamazsınız. Hatta düzensizlik kavramı çok daha uygun bit terimdir.
Üçüncüsüne okyanus oluşumunu meteorlara bağlamışsınız, bu da kesin bir bilgi değil. Dünyanın oluşumu sırasında ortaya çıkan su buharlarının (bulutların) yoğuşmasıyla oluştuğu daha kabul edilir durumda.
Böyle gidiyor.
Asıl soru bence şu olmalı; neden böyle bir çalışma içine giriyorsunuz? Doğayı anlamak için ''kutsal kitap''ların incelenmesi ve yorumlanması gerektiğini mi avunuyor, yoksa Tanrının var olduğunun bilimsel dayanaklarını mı göstermek istiyorsunuz? Bence ikisi de doğru ve gerekli bir çaba değil. Tanrı konusu bir inanç işidir. İnanıyorsanız inancınız içinizde kalmalı,ve öyle kalmalı. Hiç bir şekilde bilimle ilişkilendirilmemeli ve en önemlisi doğayı ve toplumu anlama kılavuzuymuş gibi değerlendirilmemelidir.
kuran'da evrim teorisine işaret ettiği düşünülebilecek ayetler vardır. ancak islamî kesime mensup insanlar evrim teorisine hristiyanlardan ve musevilerden daha fazla karşı çıkıyorlar. bu da aldatılmışlıktan kaynaklanıyor. islamiyeti yeterince bilmemekten ve anlamamaktan...
Evrim, bugünkü hem bilimin hem de mistiğin üzerinde durduğu kaide.
İkisi de evrimsiz olur ama o zaman bugün bildiğimiz hallerini yıkıp,
Başka bir kaidenin üzerinde yeniden inşa etmek zorunda kalırız.
Evrim düşüncesine ait tarih, Charles Darwin ile değil, yazının keşfiyle başlıyor. Muhammed'in yakın çevresine kadar uzanıp, sonraki yüzyıllarda İslam üniversitelerinde okutuldu. Sonrasında taasup yeniden yükselince, diğer bir çok mistik bilgi gibi, Sufism'in öykü ve sembollerinin arkasına çekildi. Rumi'ninki gibi çok nadir tarihi koşullarda, doğrudan ifade edilebildi:
İnsanoğlu önce cematlarda (cansızlarda) zuhur etti, sonra cematlardan nebatlara (bitkilere) geçti. Yıllarca o fidanlardan bir fidan gibi yaşadı, çok farklı olan cemat halinden habersiz. Nebati halden hayvani hale geçince, nebat halinden hiç bir şey hatırlamadı, nebatlar âlemine duyduğu meyilden başka. Bilhassa ilkbahar ve çiçekler açtığı zamanda. Yine biliyorsunuz ki Ulu Yaratıcı insanoğlunu hayvan durumundan insan haline çıkardı. Böylece insan iklimden iklime geçti, şimdiki gibi akıl irfan ve kudret sahibi oluncaya kadar. Evvelki akıllarından hiç bir hatırası yoktur, şu anki akıl durumu da değişecektir.
Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
Fakat yolum devam edecek,
Allahtan başka her şey kaybolacak.
Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.
Yıldızların üstünde bir yıldız olup,
Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.
Sn. Cihan Türkoğlu, Evren ve Evrim isimli 2 ciltlik evrim kitabının girişinde,
Yazının keşfinden itibaren evrim düşüncesinin gelişimini,
Mistisizm içindeki yerini kaynaklarıyla birlikte kronolojilendirmiş.