Benim hakkımda bayağı hükümler verilmiş
Proleterya diktatörlüğünü savunmadığımdan tutun proleteryanın öncülüğünü red ettiğime kadar hakkımda iftiraya varan kararlar verilmiş.
Bu suçları işlemedim hakim bey. Yargıç kimse.
Hiç bir yazımda proleterya diktatörlüğüne karşı çıktığımı bulamazsınız. yalan ve iftira.
Sadece proleterya onuru için savaştığında devrimcidir dedim aslında onu marx söyledi ben aktardım.Birde ekomomi küreselelştiği için devrimci sınıflarda küreseldir dedim ve zamanımızın özneleri mülksüzler deyip işçi sınıfı kapsamını daha da büyüttüm.
Proleterya diktatörlüğüne de karşı çıkmadım proleterya demokrasisini savundum demokrasi fukaraları bunu anlamamışsa ben bir şey yapamam.
Ha kapitali okumanın suç olduğu ancak cahillerin söyleyeceği şeydir.
Bireysel kurtuluş teorisi H.Karataşa ait bana değil ama adam iftiracı oldumu her suçu yükler.Ben sadece H.Karataşı anladığımı ve bu fikir idalist olduğunu anlattım % 70 diye bir oran da koydum.
Evet Leninist değilim Marxist Leninist hiç değilim. Eğer Sovyet tarihi okunsa idi Marxist Leninist idolojisi ne maksatla kime karşı kim tarafından ortaya atıldığı bilinirdi.
Leninist olmak bence Lenini anlamak değildir. Lenin de marxist ti Engels te bende.
Marxizm i doğma gibi düşünenler koşullar değiştiğinde yöntemler de değişeceğini anlamaz. Marx 1871 de proleteryaya devrim yapın devleti yıkın diyor 1872 de partilerinde örgütlenerek büyüyün diyor. İşte koşulların değiştiğini o kitabında söylüyor.
Benim fikirlerim eleştiriye açık ama iftiraya kapalıdır. Benim yazdıklarımla beni eleştireceksiniz kafanızdaki ütopyalarla değil.
Bende kabahat olduğunu biliyorum inançlılarla bilim tartışılmayacağını da ama daha iyisi yok.
En fazla tartışma konusu olan liberal görüş ve sosyalizmde libarallerin örgütlenme fikrine.
Demokrasilerde tek sınıf yoktur her sınıfın örgütlenme ve iktidar olma hakkı vardır. Devleti ayrı tuttuğunda korkacak şeyde yoktur. Demokrasiler toplumları ilerletir üretici güçlerin gelişmesine faydası vardır.
Birde kapitalist olmayan mülkiyete hak tanınmasını iddia ettim .Bence yıkılan sosyalizmden sonraki aşamalara kafa yoranlar bunun ne demek olduğunu anlayacaktır.
Burjuva demokrasileri bile öyledir bundan kat kat fazla olan işçi demokrasileri daha da demokrat olmak zorundadır.
Bir örnek vereyim burjuva düzeninde eğer işçiler kendi halkarı için mücadele etmesin üretici güçler gelişmez.
Bunu Marx manifestoda şu şekilde söylüyor.
İşçiler burjuvadan burjuva işçiden kurtulmak ister ama işçiden çok burjuva bunu ister der. Burjuva işçiden nasıl kurtulur neyi kullanarak kurtulur bir düşünsün o bana iftira atanlar.
Bu yazdıklarımın büyük bölümü klasiklerde var ama okumasını bileceksin. Klasiklerde olmayanda var onlarda bu gün geçmişin eleştirisinden çıkanlar.
Marxizm i doğma gibi düşünenler koşullar değiştiğinde yöntemler de değişeceğini anlamaz. Marx 1871 de proleteryaya devrim yapın devleti yıkın diyor 1872 de partilerinde örgütlenerek büyüyün diyor. İşte koşulların değiştiğini o kitabında söylüyor.
Karıştırıyorsun, koşullar değiştiğinde mücadelenin biçimi değişebilir, mücadelenin amacı değişmez. Paris Komünü bir anlamda barikatlar savaşıydı, Engels daha sonra, sosyalist mücadelenin barikat savaşı olmayabileceğini söylemiştir. Hiç bir sosyalist de zaten her dönemde aynı mücadele biçiminin olduğunu söylemez. Bir kere burada yanılıyorsun. Değişmeyen ve değişmeyecek olan şeyler de var, mesela sınıflar değişmez, biçimsel değişim özde bir değişim olduğunu göstermez. Bürokrasi diye ayrı bir sınıf yoktur marksizmde. Sınıf savaşımı halen burjuvazi ile proleterya arasındadır. Komünizm için siyasal devrim ve proleter diktatörlük şarttır. Liberalizme özgürlük tanımak gibi bir şaklaban düşünce de olamaz. Bu söylemeye çalıştıklarının hepsi marksizme aykırı. Yine o kısır tartışmalara dönmek niyetinde değilim, anlaşılması gereken zamana ve koşula bağlı olarak değişenler olacağı gibi değişmeyenlerin de olacağıdır. Değişmeyen yanı sosyalizmin bilimsel yanları, genel önermeleridir. Sen bunları da kafana göre değiştiriyor, ortada bilimsel sosyalizm diye bir şey bırakmıyorsun, sonra da komünistim, marksistim diyorsun.
Liberalizme özgürlük tanımak gibi bir şaklaban düşünce de olamaz. Bu söylemeye çalıştıklarının hepsi marksizme aykırı. Yine o kısır tartışmalara dönmek niyetinde değilim,
Kısır tartışmaya dönmek istemiyorsan ağzını bozmayacaksın. Kimse liberalizme özgürlük demedi liberaller le izm karıştırma.
İzm bir sistemdir liberaller bir topluluk.
Sosyalizmde liberal görüşlere bile tahammül edemeyenler ancak diktatörlerdir. O kişilerin kapitalizmde hiç demokrasi istemeye hakkı yoktur. Birde işçi sınıfı demokrasisi burjuva demokrasisinden daha demokrattır diye bir iddiada bulunamazsın kimse inanmaz.
Eğer demokrasi savunuyorsan içinde farklı sınıfların farklı düşüncelerin olacağını bileceksin.
Eğer demokrasi savunmuyorsan tek seslilik sana yeter.
İşte aramızdaki fark.
Kimse kendini marxizm konusunda otorite sanmasın hüküm vermeye de kalkmasın.
İşte bu tür düşüncelerin akibeti yıkılan çöken sosyalist sistem.
Marksistlerin derdinin demokrasiyi savunmak olduğunu nereden çıkarıyorsun? Marksistlerin derdi komünizmi kuracak devrimleri gerçekleştirmektir. Bu sürecin kapitalizmin gelişmesi gibi kendiliğinden olamayacağı, halk dalkavukluğu ve liberalizm seviciliği ile hiç olmayacağını bilmen gerekir. Komünizme varış, siyasal devrimden sonra toplumsal devrimlerle gerçekleşir ve bu süreçte toplumun dönüştürülmesinin liberal demokrasi öykünmeleriyle değil, marksist otoritenin yönlendirmesine gerçekleşeceğini anlaman lazım. Öyküneceksen Marksizmin temel tezleriyle ilgilenmelisin, yetmiyorsa Leninizmden yardım alabilirsin. Başvuracağın kaynak liberalizm, liberal demokrasi olmamalı.
Geçmişin hesabını komünistler sorar, liberaller değil. Sen önce söylediklerinin arkasında dur ondan sonra ne olduğuna karar ver.
http://www.solpaylasim.com/k6133fs0ks40--komunist-teoriler-eskidi-mi-.html
Sn Solcu
Şu yukardaki kararttığım yere bir bak .
Birde kimin marsist kimin komünist olduğu konusunda ahkam kesersin
Sen hiç Lenin okumadın mı okumamış görünüyorsun
Lenin, bir temel çelişki den söz eder Bir de baş çelişkiden ve derki bazen baş çelişki temel çelişkiden önceliklidir .
Sen türkiyenin doğusundan batısına kuzeyinden göneyine bir yolculuk yap bakalım kim işçi sınıfı mücadelesinden söz ediyor kim kürtler ve devlet savaşından söz ediyor.
İstersen anket yap hangisi halk için daha öncelikli
Öyle hayat senin elindeki teraziye benzemiyor keyfine göre her kesi tartacaksın .Dünya senin oturduğun yerden farklı görünüyor olabilir .
İşte bu gün bir savaş olasılığından söz ediliyor her kes onu konuşuyor ona göre plan yapıyor daha savaş falan ortada yokken ama hiç işçi burjuva mücadelesinden söz eden yok.
Niçin acaba ?
Evet bu ülkede öncelikli mücadele kürt mücadelesidir onu çözmeden hiç bir şeyi çözemezsin sen yaşama gözlerini kapatsanda yaşam akacaktır.
Bir gün belki işçiler güçlenir mücadeleleri ile herkesi susturur işte o zaman sular başka yere akacaktır .
Bence hayatı gözle sana en doğru yanıtı verecektir.
Söylediklerim bunlar arkasında duruyorum.
Sen temel çelişki ile baş çelişkinin ne olduğunu bilmiyorsan arasındaki farkı anlamıyorsan benim sana söyleyecek bir şeyim olamaz.
Sana göre komünistlerin elinde sihirli değnek o değnekle sağı gösterdiğinde temel çelişkiyi solu gösterdiğinde baş çelişkiyi çözecek.
İyi ne güzel ya keşke.