Yuh olsun tüm CHPlilere yuh olsun sizlere
CHPde mafyöz ilişki var, Kılıçdaroğlunu atacaksınız.
Yalçın Küçük, son dönem gelişmelerini Deniz Hakan ve Okan İrteme değerlendirdi. Küçük, söyleşide CHP, MHP ve HDPnin seçim hükümetine ilişkin tutumlarını yorumladı.
HDPnin tavrını Kürtler, evet, çok istekli, her türlü şarta razılar. Olsalar her ne yapacaklarsa, ne pahasına olursa olsun, Kürt kimliği ile bakan olmak istiyorlar. Selo Ağam ile Figo Bacı has akpli, sarılıyorlar. Her ikisi de cumhuriyete de laisizme de düşmanlar, cevaplarını alırlar. Ama ben akp tarafından mızıkçılık bekliyorum. Kürtleri önemli bakanlık dosyalarına dokundurtmazlar sözleriyle değerlendiren Küçük, CHPyi ise mafyöz ilişkilere bulaşmakla suçladı ve yuh olsun tüm CHPlilere, yuh olsun sizlere ve sizi işte böyle bir küçük memur idare eder ve size çoktur bile
Kılıçdaroğlu şimdi tasfiye peşinde, Deniz Baykal, herhalde çok korkuyor, sesi çıkmamaktadır. Kılıçdaroğlu chpyi akpnin kolu yaptı, ırkçı, sağcı dolduruyor, mitçi milletvekillerine doymamaktadır. Ama artık elimden kurtulamayacaktır ifadeleriyle eleştirdi.
İşte o söyleşinin tamamı:
Deniz Hakan: Yalçın Hocam, sizce de bir kandırılmışlar ülkesine dönmedik mi? Erdoğan Ergenekonda kandırıldık diyor; akpye verdikleri koşulsuz desteği kullanışlı aptallık diyerek savunmaya çalışanlar var. Şimdi de Kılıçdaroğlu koalisyon görüşmelerinde kandırıldım diyor. 32 gün boyunca kandırılmışlar, ne diyorsunuz?
Yalçın Küçük: Evet, herkes kandırıyor bunları, bizim manavla da konuşuyorduk, Yahu bunlar çok saf insanlar galiba, herkes kandırıyor, biz de gitsek, kandırsak diyor, haklı adam. Ben de Ey Kılıçdaroğlu, diyorum, siz kendinizi kandırıyorsunuz, içiniz gitmiş, Yalçın Küçük size söyledi, siz AKPlisiniz.
Okan İrtem: Röportajımızın ilk kısmında Erdoğanın valesi demiştiniz
Y. K.: Sadece vale değil, artık bir irtibatı olduğundan da şüphe etmiyorum. 7 Hazirandan bir hafta kadar sonra, Erken Seçimde, aday yoklamasıyla gelenlere kontenjan vereceğim demişti, bu erken seçimin ilk telaffuzudur. Ve erken seçim olmuştur. Doğru çıkmıştır. Kılıçdaroğlu, erken seçimi sağlamıştır.
D. H.: Evet, sadece bir hafta içinde, deyim yerindeyse, ortada fol yok, yumurta yokken Kılıçdaroğlunun böyle bir açıklama yapması çok ilginç. Ancak, sağlamıştır ifadesi biraz fazla değil mi?
KILIÇDAROĞLU ERDOĞANIN VALESİ OLDU
Y.K.: Nasıl mı sağlamıştır, 32 gün, oturmuşlar, çay kahve içmişler, Ankara Palasta içki de var ki, Engin adındaki parti büyüğü, hep içkili görünen bir yüzle görüyorum, ama hiçbirisi ne içerde ve ne dışarda koalisyon sözü etmemişler. Bir de sözcüleri var, konuşurken sürekli kıvırtıyor, ve kıvırıyor, vücudunun alt kısmını devamlı oynatıyor, bunu anlamıyorum, Doktor Haluk, 32 gün konuştu, açıklamalar yaptı ve hep ilerliyoruz diyordu, utanılacak bir haldir. Herkesi oyaladılar. Aralarında ciddi hiçbir laf geçmemiş ve saatlarce laf etmişler. Ne sadakat, ancak mafyada olabilir
Bu parti utanmaz bir partidir, şu hale bak, ben ne zaman tekrar Kılıçdaroğlunun Tayyip Beyin adamı olduğunu söyledim, seçimlerden bir hafta sonra, ne oluyorsa oluyor, çıkıp erken seçim olursa, aday yoklamasından gelenlere ben kontenjan vereceğim diyor, nereden çıkıyor daha ilk haftada erken seçim sözü? Önceden haber vermekten başka bir şey değildir bu. Ayrıca, sen kimsin, mafya ağası mısın, istediğine kontenjan veriyorsun. Orada şu bir kez daha anlaşıldı ki, Kılıçdaroğlu Tayyip Beyin sözünden çıkmıyor. Koalisyon görüşmelerine gittiler, yemek yediler, oturdular, nasıl vakit geçirdiler, hiçbir soru yok, hiçbir konuşma yok, ve bir adam çıkıyor oraya soruları yanıtlıyor ve gazetecilerden biri soruyor, Deniz Baykal tiyatrodur bu görüşmeler, açıklamalar diyor, ne diyorsunuz, yanıt bu soruyu şimdi cevaplandırmayayım oluyor. Bu kadar.
Çocukluğumdan beri politikacıları izliyorum, 1950 ile başlayabilirim, başka bir Kılıçdaroğlu görmedim, küçük bir mafya reisi, burada bir mafyöz ilişki var demek istiyorum, herkesi alıyor ve herkesi satıyor, aldığı emirlere çok sadık. Evet, Erdoğanın valesi, oğlu demek istiyorum. Aydın Doğan ile Gülenin emirlerini hiç aksatmıyor, hepsini yapıyor. Milletvekili listeleri buradan gelmektedir.
O.İ.: İhsan Özkes istifa ederken, sizin daha önce söylediğiniz milletvekili ağaları sözüne benzer şekilde, ama Kılıçdaroğlunu dışarıda tutarak, chpde delege ağaları var dedi.
Y.K.: O imamı ben referans olarak alacak değilim, beni ilgilendirmiyor o, ama bu iş yerleşmiştir. Asıl söyleyeceğimiz nokta, chp bu süreyi, iki ayı, oyunla, bir tiyatroyla, bir soytarılıkla geçirdi, bunların hepsi biliniyor. Öbürü de, Devlet Bahçeli de öyle yaptı, bu böyledir, üç ayaktır bunlar. İki tane de meddahları var, biri Rahmi Turan, Sözcüde, sürekli müthiş başarı diyor, hangi başarıdan bahsediyor, inanılmaz bir hal. Aday yoklaması nasıl zafer kazandı diyor, ne zaferi kazandı, senin aday yoklaması dediğinin yarısı oy vermiyor, parayı almış gitmiş. Bizim söyleyeceklerimiz bunlar.
YAPTIKLARI MAFYA TOPLANTISI
D.H.: Chpnin Parti Meclisi toplantısında aday belirleme yönteminin değiştirilme kararı alınmasına ne diyorsunuz? Kılıçdaroğlu aday belirlenmesinde bu kez tam yetki aldı.
Y.K.: Yaptıkları bir mafya toplantısıydı. Öncekinde yolsuzluklar ayyuka çıktı. Tekrarlayamıyor. Mafya, mafya reisinin kararlarını kabul etti.
O.İ.: Yanılmıyorsam, zaman darlığını neden gösterdiler.
Y.K.: Aday yoklaması olmasa ne yapacaklar ki... Amerikalı devrim öncesi Çine gitmiş, sokakta hasır işliyor, Amerikalı sormuş, bir sepeti kaç günde yapıyorsun, Çinli otuz günde cevabını vermiş.. Amerikalı şaşırmış, şöyle yap böyle yap, bir sepeti bir günde yaparsın... Çinli Amerikalıyı pek aptal bulmuş, peki, kalan 29 günde... Ne yapacak? Bunların ne işi var ki?
CHP AKP GİBİ BİR PARTİDİR
O.İ.: Kılıçdaroğlunun erken seçim sözünü seçimden hemen sonra telaffuz etmesini ve chpnin 32 gün boyunca herkesi oyalamasını konuştuk. Kılıçdaroğlunun Bizi koalisyona çağırmadılar açıklaması üzerinde ise pek durmadık, bu açıklamayı nasıl görüyorsunuz?
Y.K.: Pek zayıf ve pek korkak, bunu o sırada, 32 gün içinde çok daha erken söylemesi gerekiyordu. Bitmiştir, chp bizim için akp gibi bir partidir, onun bir parçasıdır, biz bunları söyledik, akp üç parçadır, biri açık kısmı, iki tanesi de gizli, chp ve mhp. Adamı gördünüz mü, bir partinin böyle ayaklar altına alınması görülmüş değildir, Tayyip Bey bir adam vermiş, Davutoğlu, ve bu adam 32 gün bunları adam yerine koymamış, bunlarla koalisyonu konuşmamış, hükümetleri konuşmamış ama çok teşekkür etmiş, iyi konuştunuz, diye. Bizi iyi eğlendirdiniz, demiş.
Kılıçdaroğlu da zavallı, ama beni çağırmadılar diyor, gözyaşı bile döküyor. Koalisyon görüşmeye gidip de kendileriyle koalisyon konuşulmayan adamlar, birinci gün o görüşmeleri terk ederler. Erdoğan, 45 günün geçmesini istemişti, anlaşılan bunlar da emrin olur dediler, oyaladılar, gün saydılar.
D.H.: Bundan hiç kuşku duymuyor musunuz?
Y.K.: Neden, siz duyuyor musunuz, Bahçeli ile Kılıçdaroğlunun ortak Ekmeleddin oyununda hiç kuşku duydum mu? Burada ikisi de Erdoğanın, hükümetin içine bir yaban sokmama isteğine uyuyorlar ve birdenbire ikisi de, girmeyiz dediler. Erdoğan, yaban bir tek adamın hükümet kayıtlarını görmesini istememektedir ve ikisi de bunu yapmaktadırlar.
DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ CUMHURİYETE VE LAİKLİĞE DÜŞMAN
D.H.: Seçim hükümetine gelelim mi, HDP girmeye pek hevesli görünüyor ve Erdoğana karşı zaman zaman çıkışta bulunsalar da, akpye karşı, sizin ifadenizi kullanacak olursam, hiçbir ciddi yabanlığı yok.
Y.K.: Kürtler, evet, çok istekli, her türlü şarta razılar. Olsalar her ne yapacaklarsa, ne pahasına olursa olsun, Kürt kimliği ile bakan olmak istiyorlar. Selo Ağam ile Figo Bacı has akpli, sarılıyorlar. Her ikisi de cumhuriyete de laisizme de düşmanlar, cevaplarını alırlar. Ama ben akp tarafından mızıkçılık bekliyorum. Kürtleri önemli bakanlık dosyalarına dokundurtmazlar.
D.H.: Şimdi haber düştü, HDPden Levent Tüzel, Müslüm Doğan ve Ali Haydar Koncaya teklif gitmiş.
Y.K.: Öyle mi, bu hiç aklıma gelmemişti, demek eninde-sonunda Kürt sokmadılar. Bunlar mı, Kürt değiller ki, şimdi Ne Mutlu Kürdüm diyene diyorlar. Bu üç isim de saylav olmuşlardı ve şimdi bir de nazırdırlar. Demek, yüksekliğin sınırı yoktur. Kutluyorum. Levent Tüzel, eski soldan geliyor, Kürt olacaktır. Diğer Alevileri bilmiyorum.
[img]http://odatv.com/images/resimler/f-1(69).jpg[/img]
[img]http://odatv.com/images/resimler/f-2(49).jpg[/img]
[img]http://odatv.com/images/resimler/f-3(41).jpg[/img]
KILIÇDAROĞLU BAHÇELİNİN DANIŞMANINI ALDI
Y.K.: Devam edelim mi... Çocuğun bir güzelliği var, ama bu manzaranın bütünü childish diyebilirim. Çocukça demek istiyorum. Bir 23 Nisan Devleti görüyorum.
O kupürlerden birini verir misiniz, bakın Okan Hocam, bakın Deniz Hocam, bakınız, koalisyon görüşmelerine şunlar şunlar katılmış... Genel Başkan Baş Danışmanı Rasim Bölücek katılmış, tabii o da e bir de koalisyon konuşsaydık dememiş.
Kim bu Rasim, niye bunu aldın, başdanışmanmış... Devleti, Maliye Bakanlığını veya Merkez Bankasını bilir misiniz, girdiğiniz zaman bir kat vardır, çok güzel, danışman katlarıdır bunlar... Bir kısmı emekliliği gelmiş, işlerden alınmış, burada danışman yapılmıştır, bir de başdanışman vardır. Danışmanların çok olacak, her birine iş vereceksin, o danışmanlar bazı konuları başdanışmana soracak, peki bu adam niye başdanışman, kim bu adam, neyin başdanışmanı, niye oraya koydun, devam da edeceğim. Niye oraya koydun Kemal Ağa, Kemal Ajan mı diyelim, Kılıçdaroğlunun ajanlığı artık çok açık ortaya çıkmıştır, AKPnin CHP denilen yerindeki ajanıdır.
O.İ.: Rasim Bölücekin başdanışmanlığına neden karşısınız; hangi açıdan başdanışmanlık için yetersiz görüyorsunuz?
Y.K.: Rasim Bey pratisyen doktormuş, pratisyen doktoru hiç küçümsemem, bana göre en iyi doktor pratisyen doktordur, ama başdanışmanlığın seninle ne alakası var? Kardeşi MHPde milletvekili adayı, kendisi daha önce Bahçelinin danışmanıymış; umarım yanlıştır, ancak Mitin önemli adamı olduğunu duyuyorum, demek şebekeye yeni alınmış bir adamdır.
D.H.: Öyle mi? Kılıçdaroğlu Bahçelinin danışmanını mı almış?
Y.K.: Evet, efendim. Bir müddet sonra bu adamı milletvekili yapacak, milletvekili yapacaklarını bir yere getirir, başdanışman yapar. Öyleyse, yakında mechant küçük memurun saylavıdır ve bir yerden emir almıştır. Baykalın deyişiyle, makbuzu var mı, bilmiyoruz. Ama Zekeriya Temizeli almamışlar, cehepe de bakanlık yapmış tek adamdır. Maliye Bakanlığı yapmış, koalisyona girmiş, hükümetlerde bulunmuş, BDDKda Genel Müdürlük yapmış bir isim. Hükümet nedir bilir, ama güçlüdür; küçük memur korkar ve bilen insan 32 günde bir gün, yok yaa, bir de koalisyon konuşalım der ki, küçük memurun sözü var, göz yumamaz. Bu oyunu oynayacak, ağzını açmayacak.
Peki, sen nesin ey Kemal Kılıçdaroğlu, bu CHPnin içinde başka hareketlerin ajanı mısın? Bu adam herkesi değiştiriyor, otuz yıldır özel kalem müdüresini değiştirmiyor, niye değiştirmiyorsun, çok mu biliyor, niye onu milletvekili yapmadın?
O.İ.: Şükran Hanımı mı niye yapmadığını soruyorsunuz?
Y. K.: Tabii, onu hiç bırakmaz, Kemal Kılıçdaroğlu, yirmi yıldır özel kalem müdürün olan Şükran, bu hanımın ailesi Büyük Birlik Partisinden mi yoksa MHPden mi? Bunun ailesinin ya da kendisinin cumhuriyet ile bir ilgisi var mı, Atatürkçülük ile bir ilgisi var mı? Sen ne biçim adamsın, sana ben açıkça sen bu partinin düşmanısın diyorum, sana açıkça milletvekillerinin satıldığına dair çok ciddi rivayetler var, hadisler var, diyorum. Sana çok ciddi olarak bunlar soruluyor. Burada var, Yalçın Bayer yazdı, Deniz Baykalın makbuzun nerede sözü var, Bayer açarak söylüyor: "Biz de bu işleri biliyoruz. Belli bir rakamın üzerindeki paralar banka havalesi ile yapılır. Bu ne demektir? Makbuz demektir. Bu işler söylemle olmaz, herkes makbuzunu çıkarıp masaya koymalıdır". Bu, bastınız mı parayı, sorusudur. Mahkemeye başvurduk, komisyon istedi, yollu bir söz vardır ya da ben daha küçücük bir çocukken, bu meseleyi komisyona havale edelim derlerdi, sen bu meseleyi komisyona havale etmişsin. Bu bir mafyadır, benim de söylediğim budur.
D. H.: Peki, chpyi Baykal mı kurtaracak Hocam? Mümkün mü?
ŞU ATATÜRKÜN PARTİSİNE BAK
Y. K.: Bazı her şeyi bilen adamlar, Yalçın Küçük Deniz Baykalı genel başkan yapıyormuş diyorlar, benim öyle bir iddiam yok. Ben ne yapılabileceğini bilirim, ben şunu bilirim, iki hapisliğim arasında üç gün dışarıdaydım, ne yaptım orada, Silivriden adam topladım milletvekili yapmak istedim. Niye milletvekili yapmak istedim, çok mu seviyordum, ben beş taş oynamıyorum, Silivri Mahkemesini ancak milletvekili yaparsak bozabiliriz, dedik ve öyle oldu. İlk önce de milletvekilleri çıktı. Burada da şunu düşünüyorum, CHP artık mafyavaridir, oraya oturanların hepsi mafyanın elemanı gibidirler.. Nerden çıkartıyorum bunu, hiçbiri Davutoğluna soru sormamış, hele o Haluk Koç, adam arada bizimle dalga geçmiş, şöyle konuşuyoruz, böyle konuşuyoruz, bilmem ne, hiçbir şey konuşmamışsınız siz. Ve bu Kemal, bu yobazların ajanı Kemal iki bilgi verdi, Bizi tanıdılar, dedi. Sizi tanımak için fotoğrafını ver, Şükran Hanıma götür, o seni anlatsın, böyle şey olur mu, seni tanımıyor mu o! Ve ikincisi, Biz hiçbir şey söylemedik, bir tek şunu söyledik, diyor, biz İmam-Hatipe karşı değiliz dediğini anlatıyor; vay vay vay, şu Atatürkün partisine bak! Vay Kemal, vay! İslamcıların, İmam-Hatipin ajanı mısın sen! Sen de hiçbir cumhuriyetçilik yok, bunu boşuna demiyorum, bir tek cumhuriyetçi arkadaşı yok, şimdiye kadar cumhuriyeti savunan bir tek arkadaşı olmamış. Aa, bir kişi olmuş, Sayıştayda, bak bu kadar biliyorum.
Bu adamı, Kılıçdaroğlunu, oradan atacaksınız. Atmazsanız da canınız bilir. Deniz Baykal şimdi ne yapacak, ah benim çocuklarım iyi tiyatro oynayacak mı diyecek, tiyatro dedi. Tiyatro bile değil bu, bunların hepsi öyle, şu partiye bak, Deniz Baykal kal orada kal, sana hakaret ediyorlar.
Baykalın yerine bu Şafak denilen kızı aday yapacaklardı, gitti bağırdı, etti
Size Şafak Pavey ile ilgili bir kupür gösterdim mi, orada bakın. Ben sizin gibi iyi kalpli değilim, bu yazıyı okuyun, ne yazıyor, zor bir görevmiş, başkan vekili olmuş. Ben bu yazıyı okuduğumda bu kızın Hürriyet Gazetesinin kızı olduğuna karar verdim. Aferin, iyi yaptın kızım, bebeğim, Hürriyet Gazetesinde biri Şafak Paveye bebeğim diyor. Bu bebek muamelesidir, utanç verici bir durum. Deniz Baykal utan bunlardan, kurduğunuz, bu hale getirdiğiniz şu partinin haline bakın. Sizin yerinize seçilecek kıza bakın, şuraya bakın. Pavey Meclis Başkanı olarak ben öyle düşünüyorum demiş; Meclis Başkanı öyle düşünmez, oturun yerinize, kalkın yerinizden, söz almadan konuştunuz, der; bu böyledir. Bu aday olmamış, ayrılmış; birisi Kemal Kılıçdaroğluna, Kemal, koş koş, bu kızın gönlünü al, istiyorsa da Meclis Başkanlığını ver demiş, o da koşmuş. Ondan sonra bebeğim diyen Hürriyet Gazetesinden biri bunu burada yazıyor. Ne diyor, zor görevi üstlendi, vah canım, vah benim Paveyim, vah benim Şafakım.
NASIL BİR STRATEJİ
O. İ.: Gelen haberlere göre, Kılıçdaroğlu CHPnin yeni seçim stratejisini belirleme görevini Erdoğan Toprak ile Mehmet Bekaroğluna vermiş. Siz bu isimlerin daha önce AKPye yakın olduklarını söylemiştiniz. CHPnin bu isimlerle nasıl bir seçim stratejisi izleyeceğini tahmin ediyorsunuz?
Y. K.: Bana göre Erdoğan Toprak yerine doğrudan doğruya Aydın Doğan yapmalıdır, öbürü yerine de Fethullah Gülen yapmalıdır. Böyle şey olur mu, bizde öyledir, asil varsa, yedekler olmaz, asiller var. Erdoğan Toprak Aydın Doğan ile chp denilen yerin genel merkezi arasında habercidir, öyledir, kim gelecek, kim gidecek, bunları taşır. Sonra bu sorunuzla ilgili olarak benim söyleyeceğim nedir, nasıl kötü bir chp, ne utanılacak bir parti. Bakın, Genel Sekreter diye bir adam çıkarttı bunlar, chpde genel sekreterlik yoktur, sekreterlik vardır, tek görevi vardır, odacılarla meşgul olur, Gürsel Tekinin beyanat vermeye hakkı yoktur. Kemal Kılıçdaroğluna söylüyorum, buna cevap versin, Gürsel Tekinin öyle bir hakkı yoktur. Çok mu önemli bir adam, Kılıçdaroğlunun ortağıdır, her şeyde ortağıdır. Niye böyle, bu adam, bu Gürsel Tekin, kurultayda en az oy alan adamdır; Bekaroğlu kadın kontanjanından sokuluyor, değil mi efendim? Toprak çok az oy alıyor, neredeyse giremiyor, değil mi efendim? Bu adamlar partisine karşı adamlar, Kemal Kılıçdaroğlu ise chpye hain, chpnin kurultayında neredeyse Parti Meclisine giremeyecek kadar az oy alan adamları yükseltiyor, kurultaya gelenlere diyor ki Kemal Kılıçdaroğlu, siz eşeksiniz, siz bu adamların değerlerini bilmiyorsunuz. Gürsel Tekin ancak odacılarla meşgul olur, başka hiçbir işle uğraşamaz, bir de emlak işleri ile uğraşır. Metin miydi, bir AKPli hariciyeci vardı, oy almazdı, onu yükseltirdi. Ne olacak Bekaroğlu, Atatürke kefere dediğine dair hadis var.
ELİMDEN KUTULAMAYACAKLAR
Sonra siz ne diyorsunuz, adamın, Kılıçdaroğlunun, CHPye mit soktuğu söyleniyor, bu söylendiği zaman ben düşünürüm. Enis Berberoğlu, çok severdim, bana Türkiyenin en güçlü 10 isminden biri de dedi, ama ne oluyorsun, sen daha önce hiçbir şey yazmadın da niye şimdi Balyozda suç var diye Zamana yazdın, bunu sana Kemal Kılıçdaroğlu mu emretti, nereden çıkıyor, nedir ilişkin, bunları soracağım.
Daha neler neler var, Kemal Kılıçdaroğlu, Beşiktaş Belediye Başkanlığını denetlemek için bir komisyon atamış ve komisyonda Bülent Kuşçuoğlu ile İlhan Cihaner var. Adı doğru olmayabilir; doğru olmayanların adlarının doğru olmalarını önemsemiyorum.
Bu Kuşoğlu var ya, iki dönemdir, chpde saylavdır. Hiçbir iş yapamaz, küçük memur Kemalin adamıdır. Hesap uzmanıymış, ama aslında çok sağcı, ırkçı, ve Mehmet Ağarın adamlarındandı. Orada durur, küçük memura akıl verir imiş ve ikisinin de akılları yoktur. Hesap uzmanları ticari işletmeleri teftiş ederler, sadece muhasebe bilirler ve başka bi-şi bilmezler. Osman Nuri Torun, Aslan Başer türü hesap uzmanları bittiler ve bunlar bilmezler ve bu nedenle hiç bitmezler.
Belediyeler birer özerk ve devlet kuruluşudur. Bunları maliye müfettişleri teftiş ederler. Ve chpde iki adet varlar, Hamza Çelebi ve Zekeriya Temizel, bunlar bilirler. Temizelin bir de defterdarlığı var.
Küçük memur, Kemal Bey, yine oyun oynamaktadır. Bizim İlhan Cihaner de orada süstür. Savcıyken savcı ve chpde iken bir süs arkadaşımızdır. Artık süs olmamasını tavsiye ediyorum. Oradan çekilmesini öneriyorum.
Peki ben ne diyeceğim, yuh olsun tüm CHPlilere, yuh olsun sizlere ve sizi işte böyle bir küçük memur idare eder ve size çoktur bile
Kılıçdaroğlu şimdi tasfiye peşinde, Deniz Baykal, herhalde çok korkuyor, sesi çıkmamaktadır. Kılıçdaroğlu chpyi akpnin kolu yaptı, ırkçı, sağcı dolduruyor, mitçi milletvekillerine doymamaktadır. Ama artık elimden kurtulamayacaktır.
D. H.: Ne yapacaksınız, Yalçın Hocam?
Y.K.: Ordu düşmanı, chp düşmanı, laisizm düşmanı, Cumhuriyet mahkemesinde yargılanacaktır. Bu mafyavari ekip elimden kurtulamayacaktır.
Odatv.com