Muhbir vatandaş dönemini de başlattılar!
Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suç faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara veya yerlerini, yahut kimliklerini ihbar edenlere para ödülü verilmesine dair İçişleri Bakanlığı yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yönetmelik, ilgili kanun kapsamına giren suçların işlenişine iştirak etmemiş olmak koşuluyla, faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara veya yerlerini yahut kimliklerini haber verenlere para verilmesini öngörüyor. Ödül uygulamasıyla birlikte artık herkesin birbirine yönelik "terörist" diye suçlamasının da önünün açıldığı yorumları yapılıyor.
Ancak yönetmelik kapsamında para ödülü verilebilmesi için suçun 3713 sayılı Kanun kapsamında bulunması, verilen bilginin suçun aydınlatılması veya failin belirlenmesine yardımcı olacak nitelikte olması, ödüllendirilecek kişinin suçun işlenişine iştirak etmemiş olması, geçici köy korucuları hariç kolluk, askeri personel veya terörle mücadele ile görevli kamu personeli olmaması şartları aranıyor.
Ödüllendirme, ödül komisyonu tarafından tespit ve ilan edilen ve 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suç ve failler hakkında yapılacak.
Suçun aydınlatılmasına yönelik bilgilerin ödüllendirmede değerlendirilebilmesi için, daha önce terörle mücadelede görev alan istihbarat ve kolluk görevlileri ile bu amaçla görevlendirilmiş diğer personel tarafından temin edilmemiş olması gerekecek.
Ödüllendirilecek kişinin Türk vatandaşı olması gerekmezken, ödüllendirme için ödüllendirilecek kişinin talebi zorunlu olacak.
EN YÜKSEK ÖDÜL 200 BİN LİRAYI GEÇMEYECEK
Öte yandan ödülün miktarı, sağlanacak bilgi, aydınlatılacak suç veya ihbar edilecek fail dikkate alınarak Ödül Komisyonu tarafından belirlenip ilan edilecek. Ancak bu miktar 200 bin lirayı geçemeyecek.
Öte yanda suç failinin terör örgütünde üst düzey yönetici olması veya aydınlatılacak suçun toplumda oluşturduğu infial ve etki de dikkate alınarak, ödülün miktarı, Ödül Komisyonu'nun önerisi ve İçişleri Bakanının onayı ile 20 katına kadar artırılabilecek.
Bir kişi, bu yönetmelik kapsamında birden fazla suçun aydınlanmasına veya birden fazla failin yakalanmasına yardımcı olursa, ödül miktarı aydınlatılmasına yardımcı olduğu her suç ve fail için ayrı ayrı belirlenebilecek.
Bu arada ödüllendirmeye ilişkin giderler İçişleri Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten karşılanacak. Hak sahibine yapılacak ödemeler Ödül Komisyonu kararında belirtilen valilikler tarafından gerçekleştirilecek. Yönetmeliğe göre ödül verilen kişilerin kimlikleri hiçbir şekilde açıklanmayacak.
Bu yönetmelik hükümlerinin uygulanması ve buna ilişkin iş ve işlemler ile bunların denetimleri vesilesiyle edinilen bilgiler gizli olacağından, bu gizliliğe uymayanlar hakkında genel hükümlere göre cezai işlem uygulanacak.
Muhbirlik Onursuzluktur
Mesut Örs
Ödüllü insan avcılığı yasal olarak başladı Anti-Kapitalista, Faşizm / Şovenizm, Kürdistan, Memleket, Haber-Yorum Vahşi Batı filmlerinden aşina olduğumuz, Wanted ilanlarıyla yapılan ödüllü insan avcılığının 2015 Türkiye versiyonuyla karşı karşıyayız. Şerif tepemizde, cebimizden çaldığı paralar elinde, bana karşı gelenlerin yerini söylerseniz size biraz para veririm diyor.
Bugün Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikle yasal olarak ödüllü insan avcılığı başlatılmış oldu.
Neymiş bu Yönetmelik, önce ona bakalım biraz.
Yönetmeliğin amacı; 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suç faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara veya yerlerini yahut kimliklerini bildirenlere verilecek para ödülünün miktar, usul ve esaslarını düzenlemektir diye açıklanıyor.
Bir muhbire kaç para ödül verileceği sağlanacak bilgi, aydınlatılacak suç veya ihbar edilecek fail dikkate alınarak Ödül Komisyonu tarafından belirlenecekmiş.
Bu Ödül Komisyonu da emniyet işlerinden sorumlu İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısının başkanlığında; Emniyet Genel Müdürünün belirleyeceği üç üye, Jandarma Genel Komutanının belirleyeceği üç üye olmak üzere toplam yedi üyeden oluşacakmış.
Eee bu ödül verilecek paralar kimin cebinden çıkacak derseniz, Yönetmelikte onun da cevabı var: Ödüllendirmeye ilişkin giderler İçişleri Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Yani senden, benden alınan vergilerden, bizim cebimizden.
Türkiye, terörle mücadelede tarihi bir ilke imza atıyor diye gururla, şevkle, heyecanla duyuruyor bu haberi Sabah Gazetesi mesela, Yahya Bostan diye birinin imzasıyla, Her birinin başına 4 milyoncümlesini başlığa taşıyarak.
Haber bu, her gazete yazacak elbet ama kimileri böyle şehvetle, isterik çığlıklar içinde yazıyor işte. Neyse mevzu o değil, medya bildiğimiz medya.
Mevzu şu: memlekette yasal olarak parayla insan avı başlatılmış durumda.
İnsanlar için av mevsimi
Bu Yönetmelikle soyularak, sömürülerek, emeği çalınarak üç kuruşa muhtaç hale getirilen insanlar, para kazanmak için başka insanların üzerine salınıyor.
Vahşi Batı filmlerinden aşina olduğumuz, Wanted ilanlarıyla yapılan ödüllü insan avcılığının 2015 Türkiye versiyonuyla karşı karşıyayız. Şerif tepemizde, cebimizden çaldığı paralar elinde, bana karşı gelenlerin yerini söylerseniz size biraz para veririm diyor.
Egemenlerin temel korkusu insanların birlik olması, birlikte hareket etmesidir. Çünkü egemenlerin parası çok olsa da sayıları azdır.
Bu karşı gelenlere devlet yasalarında terörist deniyor , sanırsınız 2-3 kişi ama öyle değil, herkesin her an terörist ilan edilebildiği bir ülkede yaşıyoruz. Hakkını arayan, köyünde deresine, madende emeğine, okulda bahçesine, gazetede kalemine sahip çıkan terörist sayılabiliyor. Sadece bu yıl içinde Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılan kaç kişi oldu bilmiyorum.
Egemenlerin temel korkusu insanların birlik olması, birlikte hareket etmesidir. Çünkü egemenlerin parası çok olsa da sayıları azdır. Halkın ise parası olmasa da sayıları çoktur. Bir araya gelmeleri onları alaşağı etmeye yeter. Bu yüzden egemenler, devlet yapısını, onun ordusunu, polisini, savcısını kendi kasalarını ve çıkar çarklarını korumak için kullanırlar. Halkı da mümkün olduğunca bölmeye ve birbirine düşman etmeye çalışırlar.
.İşte ülkemizde de suyun başını tutanlar insanları milliyetlerine göre, mezheplerine göre, nereden yakalarlarsa oradan bölmeye çalışıyorlar. Ama öyle bir çaresizlik içindeler ki, yetmiyor bu.
İstiyorlar ki; mahalle mahalle, sokak sokak insanlar birbirinin arkasından kuyusunu kazsın, sokağındaki komşusuna, işyerindeki arkadaşına, yolda gördüğü delikanlıya ispiyonlayacak bir şeyi var mı? diye baksın, ulan şöyle bildiğimiz biri olsa da ihbar edip parayı bulsak diye aklından geçirsin ve birilerinin cesedinin üzerine basarak yükselmeyi hayal etsin.
İstiyorlar ki; mahalle mahalle, sokak sokak insanlar birbirinin arkasından kuyusunu kazsın, ulan şöyle bildiğimiz biri olsa da ihbar edip parayı bulsak diye aklından geçirsin ve birilerinin cesedinin üzerine basarak yükselmeyi hayal etsin.
Çünkü egemenlerin kendisi ancak cesetlerin üzerine basarak ayakta durabiliyor.
Biliyorlar ki bu insanlar birleştikleri zaman kendileri yok olacak.
Bugün çıkan Yönetmelik de bu yönde çıkarılmış bir muhbir vatandaş yönetmeliğidir.
Muhbirliği, ispiyonculuğu, çocuklarımıza ayıp diye öğretiyoruz biz. En iyi anneler, öğretmenler bilir; çocuklar bir arkadaşlarını ispiyonladıklarında bunun yanlış bir davranış olduğunu anlatırlar.
İnsanları muhbirlik gibi onursuz bir işe özendiren bu yönetmeliğin asıl amacı faillerin yakalanması filan değildir.
Bu yönetmeliğin ve bu kafa yapısının asıl amacı halk içinde birbirine karşı güvensizlik oluşturmak, para için birbirini satan insanlar ülkesi yaratmak, arkadaşlık, dostluk, sadakat, vefa, fedakarlık gibi temel insani duyguları çürütmek, insanları sadece parayla hareket eden varlıklar haline getirmektir.
İnsanların ruhlarını satın almaktır.
Çünkü böyle bir ülkeyi yönetmek daha kolaydır.
Yalnız bitirirken şunu da söylemek lazım; bu muhbir vatandaş olayı yeni çıkan bir şey değil. İktidarlar her dönem vatandaşlardan muhbir olmalarını istemiştir. Ama bunu vatan için, millet için, Allah için vb gerekçelerle yapmalarını istiyorlardı. Demek şimdi o kadar köşeye sıkıştılar ki sonunda paraya kıymaya karar verdiler.
gezite
Karanlık dönem başladı
Terörle Mücadele Kanunu kapsamında muhbirlik yapanlara para ödülü verilmesini öngören yönetmelik Resmi Gazetede yayımlandı. Yönetmeliğe göre muhbirin kimliği gizli tutulacak
SEBAHAT KARAKOYUN
Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda ihbarda bulunanlara ya da failin yakalanmasına yardımcı olanlara para ödülü verilmesi için yönetmelik çıkarıldı. Dün Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik tepkilere neden oldu.
Erdoğan istedi
Cumhurbaşkanı Erdoğanın muhtarlara yaptığı muhbirlik çağrısı yönetmelik haline geldi. Dün Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğe göre Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda muhbirlik yapanlara 4 milyon liraya kadar ödül verilecek. Kamu personeli ödül alamayacak ancak geçici köy korucularına istisna uygulanacak, muhbirin kimliği de gizli tutulacak.
Vatandaşlık şart değil
Yönetmeliğe göre ödüllendirilecek kişilerde Türkiye vatandaşı olma şartı aranmayacak. Ödülün miktarını Ödül Komisyonu belirleyecek.
İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısının başkanlığında oluşturulacak komisyonda, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığından üçer üye görev yapacak. Ödül verilecek kişilerin kolluk kuvvetleri, askeri personel veya terörle mücadele ile görevli kamu personeli olmaması gerekiyor. Ancak geçici köy korucularına istisna getiriliyor. Buna göre ihbarda bulunan ve failin yakalanmasına yardımcı olan koruculara ödül verilebilecek. Ödüllendirmeye ilişkin giderler İçişleri Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten karşılanacak.
4 milyona kadar ödül
Yönetmelikte ödülün miktarının 200 bin lirayı geçemeyeceği belirtilmekle birlikte, komisyonun önerisi ve İçişleri Bakanının onayı ile 20 katına, yani 4 milyon liraya kadar artırılmasına da olanak tanınıyor.
Ödül miktarı, her yıl ilan edilen yeniden değerleme oranına göre artırılacak. Birden çok ihbarda bulunanlar her suç ve fail için ayrı ayrı ödül alabilecek.
Kimlikler gizlenecek
Yönetmeliğin en tartışmalı hükümlerinden biri de ihbarcıların kimliklerinin gizli tutulması. Buna göre ödül verilen kişilerin kimlikleri hiçbir şekilde açıklanamayacak.
Ayrıca yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına yönelik işlemler ile bunların denetimlerine ilişkin bilgiler de gizli tutulacak. Böylelikle tümüyle karartma uygulanacak.
"BU ANCAK DEMOKRASİDEN VAZGEÇMİŞ REJİMLERDE OLUR"
Rıza Türmen (Eski AİHM Yargıcı): Çok ahlaksızca bir yönetmelik hazırlandı. Herkesi ihbarcılığa teşvik ediyor. Kimlikler ve denetimle ilgili bilgiler de gizli tutulacak. Herkes yanındaki komşusuna, akrabasına kuşkuyla bakacak. Böyle bir düzenleme demokrasiden iyice vazgeçmiş rejimlerde söz konusu olur ancak. Geziden beri devam eden sürece baktığımızda Erdoğan önce esnafa polislik görevi verdi ardından muhtarları muhbirliğe teşvik etti. Şimdi temenniyle kalmıyorlar ihbarcılığı kurumsallaştırıyorlar. Yönetmeliğin atıfta bulunduğu terörle Mücadele Yasası zaten son derece sakat bir yasa. Son derece ucu açık bir terör tarifi var. Nerede başladığı nerede bittiği belli olmayan bir yasa. Bu yönetmelik ülkedeki rejimin diktatörlük olduğunun açık bir ilanıdır. Tam anlamı ile utanç verici bir yönetmelik.
"MUHBİRLİK AHLAKİ DEĞİL"
Yücel Sayman (Eski İstanbul Barosu Başkanı): Para ile ödüllendirerek insanların kafasına muhbirliği koymak ahlaki değil. Böyle bir yönetmelik hazırladığına göre, demek ki İçişleri Bakanlığı bunu ahlaki görüyor. Terörle mücadele ihbarcılığı, muhbirliği teşvik ederek.
Birgün