Son günlerde HDP ve Demirtaş ile PKK arasında bir ayrışma var gibi görünüyor. Karşılıklı atışma da denilebilir. PKK ne yapmak istiyor, Demirtaş ne yapmak istiyor?

Demirtaş'tan PKK'nın Diyarbakır'da doktoru öldürmesine tepki

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'nın Diyarbakır'da bir doktoru öldürmesiyle ilgili olarak, "En ahlaksız savaş koşullarında bile kabul edilemez. Kimse sağlık çalışanlarına ne elini ne de dilini uzatmalı" dedi.

Demirtaş, TBMM'de düzenlediği sohbet toplantısında, bölgede durumun iyi olmadığını, ciddi ihlaller ve iddiaların söz konusu olduğunu dile getirdi. Bölgeden gelen milletvekillerinden aldığı bilgilere göre, operasyonların yapıldığı bölgelerde yerel emniyet ve jandarmadan çok dışarıdan gelen küçük operasyon birliklerinin "sivil katliamlar yaptığını" savunan Demirtaş, "Merkezi bir gladyo örgütü konusunda ben halen ısrarcıyım" ifadesini kullandı.
     
Demirtaş, şunları kaydetti:

"SEÇİM KOŞULU VARDIR" DİYEMEDİ
     
"Bugün yaptığımız toplantıda, bilgilendirme yapan hiçbir vekilimiz bölgede 'seçim koşulu vardır' demedi, diyemedi. 'Bu koşullarda sandık kurulması, seçim kampanyası yapılması imkansız' dedi. AKP'nin de istediği zaten bu. İstese seçim koşullarını bir günde oluşturabilirler. Zannedersem hükümet bunu bir plan ve program çerçevesinde yürütüyor. Cumhurbaşkanı da '1 Kasım, 7 Haziran gibi olmayacak' dedi. Saray sandıkları el koyacak, nasıl ki devlete, parlamentoya, hükümet el koyduysa, darbe yaptıysa görülen o ki sandıklara böyle bir baskı hazırlığı yapılıyor. Oyları düşmeye devam ederse seçimi erteleyebilirler iptal edebilirler. Bu seçenekler ciddi görünüyor şu anda. Doğuda şu anda seçim yapılabilecek koşullar maalesef yok. Seçimi erteletmeyi, iptal etmeyi her türlü kılıfa uydurabilirler. Cumhurbaşkanı kendi yetkisini de kullanabilir ya da parlamentodan da çıkartmaya çalışabilir."

Hürriyet
     

HDP'li Tan: Seçimleri boykot etmemizi PKK'nin bir kanadı ile Erdoğan istiyor


HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, HDP’nin seçimleri boykot etmesini PKK’nin bir kanadı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediğini söyledi.

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’a konuşan Altan Tan, “Kandil sizden seçimleri boykot etmenizi mi istiyor?” sorusuna, “Çok fazla eğip bükmeye gerek yok. Bazı açıklamalardan çıkarılan netice bu. Ama bu topyekün Kürt hareketinin kararı mıdır yoksa belli bir kesimin kararı mıdır? Buna bakmak lazım. Mesela ben Öcalan’ın böyle bir şeyi doğru bulmayacağı kanaatindeyim. Şöyle bir baktığımızda PKK’nin bir kanadının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir hesabı var.” cevabını verdi.

PKK’nin   Ceylanpınar'ı niye üstlendiğini anlayamadık

“Çatışma nasıl başladı? Size göre çatışmayı başlatan somut olay hangisi?” sorusu üzerine Tan, “Önce Suruç’ta korkunç bir katliam oldu. Hemen ardından Ceylanpınar’da gencecik 2 polis, yataklarında kurşunlanarak katledildi. Çok profesyonel bir eylem. PKK bu eylemi ne hikmetse önce üstlendi, sonra tekrar reddetti. Suruç da Ceylanpınar da düğümdür. Bu iki olay, aynı yerden yapılmıştır.” ifadelerini kullandı.

Altan Tan, “Peki ama PKK niye üstlendi bu cinayeti?” sorusunu da, “Bizim anlamadığımız nokta da bu.” diye cevapladı.

Cumhuriyet

PKK'nin yeni durumdan memnun olmadığını düşünüyorum. Çözüm süreci adı altında doğu ve güneydoğuda istedikleri gibi hegemonya kurabiliyorlardı. HDP'nin seçimlerde 80 milletvekili çıkarmasıyla Erdoğan'ın savaş aşamasına geçmesi HDP'nin bölgedeki gücünü ve planlarını kırmış olabilir. Kandil'den ara sıra duyulan çözüm sürecine dönelim seslerini buna yorumluyorum. Altan Tan boykot konusundaki düşüncesinde tamamen haklı. HDP'yi anketler baraj üstü gösteriyor. Bu durum da Erdoğan'ın tek başına iktidar olamaması demek. Seçimi boykot ise Erdoğan'ın arayıp da bulamadığı bir şey. Erdoğan için çözüm süreci tam da boykot şeklinde olur. Demirtaş böyle bir kara uymayacakları sinyalini veriyor. Kandil'in kararına Öcalan da uyarsa HDP una direnemez, Erdoğan'ın da tek başına iktidar hatta başkanlık yolu da böylece açılmış olur. Kürt hareketi böyle bir ihaneti yapar mı? Kendi çıkarları için yapar, bundan hiç kuşku duymuyorum.

kandil'in boykot kararı alıp açık açık erdoğan'ın önünü açabileceğine inanasım gelmiyor. hdp seni başkan yaptırtmayacağız dedikten sonra böyle bir karar kürt hareketinden etnik milliyetçiler dışındaki kesimlerin ayrılmasına yol açar. kürt hareketi yalnız kalmayı göze alamaz. istesede böyle bir şey yapamaz.

HDP'nin yüzde 13 oy aldıktan ve 80 vekil çıkardıktan sonra tekrar doğrultu değiştirmeye karar vermesi kürt hareketinin bütününde bir yıkım etkisi yaratır. HDP'nin Kandil ile ''çatışıyor'' görüntüsü bence bu gerilim nedeniyle ortaya çıkıyor. Kandil ise yanlış başladıkları bir süreçten en çok etkilenen taraf. Erdoğan'ın masayı devirmesine tepkilerinin bu denli şiddetli olmasının nedeni bu.

Kürt hareketi soldan sağa savruldukça ne yapacağını bilemez durumda. Bu işten nasıl sıyrılacaklarını bildiklerini de sanmıyorum. 'En son ortaya atılan ''demokratik özerklik''in bile tam olarak içini dolduramıyorlar. ''Çözüm süreci''nde doğu ve güneydoğuda fiili bir egemenlik kurulmuştu ama bunun böyle sürmeyeceğini bilmeleri gerekiyordu. Ve en önemlisinin de doğu ve güneydoğuda yaşayan kürt halkı başta olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki kürtlerin ayrılık istemediğinin   ve türklerle birlikte yaşamak isteğinin temel alındığı akılcı bir siyasi doğrultu içine girememesidir. Bu durum kürt hareketi tarafından anlaşılmadıkça özellikle Kandil durmadan stratejik ve taktik hatalar yapacaktır. Yapıyor da zaten! HDP hiç beklenmedik bir biçimde parlamentoya girmişken Erdoğan'ın tam da istediği bir doğrultuya girip şiddeti yükseltmenin kürt halkına en küçük bir yararı olabilir mi? Mümkün mü böyle bir şey! Ne isteniyor, ne umuluyor! Sözde sol-sosyalist forumlardaki hamaset yüklü yorumlar bir yana bırakıldığında HDP dahil bu ortamın Türkiye halklarına en küçük bir getirisi olduğunu söyleyen birileri var mı?

HDP siyasi arenada kalıcı olmak istiyorsa sesini çok daha yüksek perdeden çıkarmalıdır. Kürt hareketinin önderliğinin Kandil'e bırakılmaması isteniyorsa başka bir çıkış yolu da bulunmamaktadır. Ayrıca Demirtaş bu konuda bir başına kaldığı da görülüyor. HDP içindeki sol bileşenlerin orada ne iş yaptıkları da sorgulanmalı artık!

HDP'den PKK hamlesi

HDP'nin PKK yönetimiyle görüşerek tek taraflı ateşkes ilan etmesini, saldırılara son vermesini isteyeceği aktarıldı.



HDP yöneticileri, PKK'yle temas kurarak örgütün ateşkes ilan etmesini, olmazsa "meşru savunma çizgisine çekilmesi" önerisini gündeme aldığı, bir heyetin PKK ile temaslarda bulunması yönünde karar aldığı açıklandı.

Cumhuriyet'in haberine göre, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın başkanlığında yapılan parti grubu ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarında, milletvekilleri ve MYK üyeleri Türkiye’de yaklaşık iki aydır yaşanan çatışmalı süreci değerlendirdi.

80 VEKİLLE EYLEM

Özellikle bölge milletvekilleri devam eden çatışmaların şiddetlendiğini bu sürecin çok tehlikeli boyutlara ulaşabileceği değerlendirmesini yaptı. Bazı milletvekilleri, silahların susması için Ankara’da 80 milletvekilinin katılımıyla ortak bir eylem yapılması önerisinde bulundu.

Bazı bölge milletvekilleri, özellikle 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla bölgede Abdullah Öcalan’dan bir çağrı yapılmasına yönelik çok büyük bir beklenti olduğu, bu tarihte beklenilen çağrının yapılmaması üzerine bölgede umutların azaldığı değerlendirmesini yaptı.

Edinilen bilgeye göre milletvekilleri, hükümetin çatışma ortamında ne yapmak istediğinin belli olmadığı için bu sürece "dur" denilebilmek için HDP’nin bugüne kadar yaptığı çağrının çok daha güçlü bir şekilde yapılması gerektiğini ifade etti. Yaşanan çatışma ortamının HDP’ye sivil alanda demokratik siyaset yapma alanı bırakmadığı, HDP’ye oy veren 6 milyon seçmenin partiden “barış beklentisi” içinde olduğu ve bu kapsamda HDP’nin barış iradesinin doğrudan PKK’ye aktarılması gerektiği dile getirildi.

PKK'DEN ATEŞKES İSTEYECEK

Milletvekilleri ve MYK üyeleri bu kapsamda HDP’nin doğrudan PKK ile temas kurarak partinin bu yöndeki taleplerinin iletilmesini istedi. Milletvekilleri ve MYK üyelerinin görüşmeleri doğrultusunda HDP’nin bir heyet aracılığıyla PKK yönetimiyle doğrudan temas kurması bekleniyor. Heyetin partinin söz konusu iradesi ve eğilimini doğrudan PKK yönetimine aktararak, PKK’den tek taraflı ateşkes ilan etmesini ya da örgütün saldırılarına son vererek, savunma çizgisine çekilmesini istemesi değerlendiriliyor