SF'deki danışman arkadaşımız Sn.Hasan Karataş'ın 2014 yılında açtığı bir konu var! Yazısının başlığını doğru bir şekilde ''Zaman Örgütlenme Zamanıdır'' şeklinde koymuş ama anlatmaya çalıştığı ile pek uyumlu değil. Yazısının bir paragrafına ise ''zaman bireysel kurtuluş zamanıdır'' diye başlamış! Bu arkadaşımız kendini Marksist olarak tanımlıyor ve kendince ''yaşadığımız çağı anladığı'' iddiasında bulunuyor. Yanılıyor, yanılgısı Marksist olduğunu iddia ederek Marksizme aykırı şeyler ileri sürmesi ve bu konuda Leninizme hiç kulak vermemesi...
Zaman Örgütlenme Zamanıdır.
Uzun zamandır ekonomiler çökecektir ve bununla ilintili olarak siyasi kırılmalar yaşayacağız diyordum. Gelecekle ilgili olarak demokratik gelişim, demokratik açılım, demokratik özerklik vs beklentilerin, bizler için bir fantezi olmaktan öte bir anlam taşımayacağını anlatıyordum. Yerel seçim öncesi siyasal atmosfer, AKP nin gideceği havası yaşanıyordu. Zira cemaat AKP çekişmesi, hükümetin büyük yolsuzluklarının açığa çıkması ve ABD nin Erdoğanı gözden çıkardığı biçiminde düşüncelerin pompalanması, yeni bir yönetimin haberini işaret ediyordu. Bu beklenti öylesine umutla ifade edilmeye başlandı ki neredeyse devrim havası yaşıyorduk. Tabi ki bu süreçte AKP nin gidişine Kürt siyasetinin de demokratik özerklikle eşlik etmesi, Türkiyede umutlu bir bekleyişe neden olmuştu.
Zamanı iyi okuyamayan, gerçeklerden uzak ütopik arkadaşların kendilerine ve topluma hayal kırıklığı yaşatacağını biliyordum. Onların senaryoları üzerine hemen, AKP gitmeyecektir, başlıklı iki paragraf küçük bir yazı yazdım. Birinci paragraf şöyle:
Önümüzdeki süreçle ilgili yanlış rotaya çekilmeye çalışılıyoruz. Bütün sol veya sosyalist arkadaşlar AKP gidecek ve bizlerinde o doğrultuda konuşlanmamız, yani daha geniş demokrasi için mücadeleye odaklanmamız, yani AKP gidecek CHP gelsin istemiyoruz denilmektedir. Bu süreçte devrimde yapamıyoruz. O halde demokrasi güçleri hep birlikte halk hareketlenmesi yaratalım veya o doğrultuda gelişen halk hareketliliğini sosyalist çizgiye çekelim diye çaba sarf ederek ilerleyelim denilmektedir. Bu çizgi yanlıştır. Önümüzdeki süreç AKP gitmeyecektir. Gitmesi içinde mücadele anlamsızdır. Bütün partiler hep birlikte AKP yi tutmaya çalışacaklardır. Zira farklı bir ekonomi politik bulunmamaktadır. Bu partilerin içine pkk, tkp, ve cepheyi de katabiliriz. Şayet bunlara rağmen AKP yi devirme siyasetleri tezahür ederse bunlar sadece birilerini yanıltma politikasıdır. Zira hiçbir parti, açmaza girmiş ekonomi politiğe yön verecek durumda değildir. Devrim lafları geçerse bunlar yalandır. Zaten kimse de devrimi tarif edemiyor.
Şimdi soruyorum, ufukta demokrasi, devrim ve halk hareketlenmesi gören var mı? Tabi ki gören yok. O zaman belirtmiştim, açmaza giren ekonomi politiğe çıkış yolu gösterecek bir siyasetin mevcut olmadığını söylemiştim. AKP gitmedi devrim ve demokrasi umutları da belirmedi. O halde süreç nasıl ilerleyecek? Süreç varacağı yere varmıştır. Yolun sonu görünmüştür. Eğilim karşı devrimci dönüşüm demekteydi. Evet, karşı devrimci dönüşümün eşiğindeyiz. Bu süreci Türkiyede hiçbir siyasal örgütlenme okuyamaz. Zira hepsinin de canı cehenneme, hep beraber ve devletle beraber, karşı devrimci dönüşüme birlikte yürüdüler. Uzun zamandır söylüyorum. Devletle bağlantılı siyaseti terk edin. Devletle olan bağlantınız sizi de devletle beraber kırılmaya götürecektir. Motorsikletin arkasındaki kız gibi yapıştınız Kürt siyasetine, sanki mutluluğa uçuyorsunuz. Yetmedi, TKP ve DHKP/C nin bağımsız Türkiyeci devlet bağlantılı siyaseti, gençliği mürit, asker karışımın içine çekme gayreti, hep beraber bu kötü atmosferi hazırlamıştır.
Zaman bireysel kurtuluş zamanıdır. Toplumsal kurtuluş ve devrim emareleri ortadan kalkmıştır. Bütün bilinçli bireyler, devrimci bireyler bulunduğunuz bölgelerde forumlar içinde örgütlenmeniz gerekmektedir. Bela bize gelmiştir. Henüz vakit varken, henüz kırılıp dökülmeden kendi kurtuluşumuzu örgütlemeliyiz Bulunduğunuz şehirlerde küçük de olsa hatta 3-5 kişi bile olsa forumlar biçiminde örgütleniniz. Her hafta düzenli toplantılar düzenleyiniz. Sizin bu birlikleriniz büyüyecektir. Bela çok kötü bir şekilde gelmektedir. O nedenle ortada kırılmalar görmeyi beklemeyin. Kırılmalar çok uzak değildir. Uyanık olun bir kez de olsun erken davranın. Sosyalist örgütler, özünde çok insani nedenlerle yola çıkan bir geleneğin ardından geliyorsunuz. Devletin geleceğine akıl verme, yön verme ve iktidar olma gibi hayallerle kendinizi ve toplumu aldatmayın. İnsani kurtuluş şehirlerdeki forumlardan geçecektir. Forumlara örgüt olarak katılmayın. Birey olarak katılın. Zira forum üyelerinin hepsinin ayrı ayrı bilinç ve yeteneklerinin önü açık olmalıdır. Forumların nasıl örgütlenmesi gerektiği üzerine konuşmaya devam etmeliyiz. Bence bütün arkadaşlar bu konu üzerine acil olarak yönlenmelidir. Uzun zamandır yaşadığımız dünyayı doğru okumaktayız.Buna bağlı olarak, göz göre göre insani kırılmaya kurban gitmeyelim.
http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/68321-zaman-orgutlenme-zamanidir.html
Bu yazıya bir cevap verilemez ki, samimi söylüyorum, yazan arkadaş o kadar saçmalamış ki, ne dediği hiç anlaşılmıyor. ''Zaman bireysel kurtuluş zamanıdır'' sözünün anlamı herkes kendi başının çaresine baksın demek. Bunu söylemek istediğini sanmıyorum, herkes mahallesinde örgütlensin diyor, ne üzerine örgütleneceğiz? Sosyalizm mi? O da belli değil. Bir şey söylemek istiyor ama, kendisi de ne söyleyeceğini bilmiyor. Kürt hareketine biat edenlere karşı, biat etmeyenlere de karşı Kurtuluşun ne olduğunu da kimse anlamamış ama kendisinin anladığı iddiasında bulunuyor. Anlamış ama anlatamıyor. Anlayan anlamayanlara anlatsın
Forumda yazan herkesi eleştiriyor ancak kendi çözümünü doğru dürüst anlatamıyor. ''Zaman bireysel kurtuluş zamanıdır. Toplumsal kurtuluş ve devrim emareleri ortadan kalkmıştır. Bütün bilinçli bireyler, devrimci bireyler bulunduğunuz bölgelerde forumlar içinde örgütlenmeniz gerekmektedir.'' Solculuğun hiç bir akımında böyle şeyler söylenmez ve savunulmaz. Bireysel kurtuluştan kastı herkesin bilinçli birey haline gelmesi sanırsam. Bilinçli birey dediği ise tam olarak ne, o da belli değil. Bilinçli bireyler örgütlenecek sonra ne oacak? Anlayan anlamayanlara anlatsın
Hasan Karataş,ı tanırım iyi arkadaşız bazen saatlerce siyaset ekonomi konuşuruz bazen bir şişe rakı açar sohbet ederiz.
Düşüncelerimiz birbirinden % 70 ayrılsada ginde dost uz ve bu dostluk daha da sürecektir.
H.Karataş a eleştiri yapanların onu anlayarak yaptığını sanmıyorum
H.Karataş şunu düşünür yaşam bir kurgudur bu gün dünyada ne oluyorsa bu plan dahilinde olmaktadır ekonomiler büyüyemiyor ve kapitalizm çöküş yaşamaktadır dünyayı yönetenler bu çöküşe karşı planlar yapmaktadır bu
planların içinde kürt hareketi ve türkiye siyaseti de vardır türkiyede ve dünyanın farklı yerinde siyasetler bu sanaryoların oyuncularıdır Bu işe sosyalistler ve kendine devrimciyim diyenlerde dahildir.
H.Karataş bütün insanlara bu sanaryoların oyuncuları olmayın ve devletin sistemin dışına çıkın öğütleri vermektedir.
Artık bütün örgütler bilerek veya bilmeyerek bu planların nesneleri olmuştur o halde örgütleri terk ederek bireysel kurtuluşa ulaşın demektedir.
Bunun örneklerini forumlar oluşturmaktadır diyerek bireysel düşünceleri o forumlarda söyleyin itirazları oralarda yapın der.
Yani H.Karataş örgütsüzlüğü değil zamana uygun örgütlemeyi salık vermektedir. Bu örgütlenmede her birey tek tek öznedir bu özneler çoğalarak çok özne olmalıdır demektedir.
Bu durumda H.Karataş Marxistmidir değilmidir bunu sorgulamak kimsenin haddine değildir kimsede bu konuda otarite değildir.
Sadece anlamak itirazları ve eleştirileri bu çerçevede yapmak gerekir.
Bu günlerde T.Erdoğanın yükselişi ile ilgili bir kitap okumaktayım o kitaptada ekonomi dışınadiki analiz H.Karataş a benzemektedir T.Erdoğan 1973 ten bu yana bir sanaryonun ürünü olduğu anlatılmaktadır.Ünversite okuması imam hatip okuması fotbolculuğu ve bir anda yükselişi bir sanaryo ile anlatılmaktadır.
Niçin bu yaşadıklarımız sanaryo olmasın biz niçin bu sanaryoların içinde rol alanlar olmayalım.
Bence bir de o yandan okuyun Sn Karataş,ı
Yaşadıklarımız ''senaryo'' zaten adı sanı da belli; kapitalizmin senaryosu. Marksizm bunun adını koymuş liberal ideoloji! Allıyor, pulluyor ve önümüze koyuyor, geniş kitleler de o ''senaryo'' icabı kendi rollerini oynuyor. Böyle olmasa bir küçük azınlık, bir koca çoğunluğun tahakkümüne boyun eğmek zorunda kalır mıydı? Bu arkadaşlar bu senaryoya nasıl karşı çıkılacağını reddediyorlar ve bunu da marksist olduklarını ileri sürerek yapıyorlar. İktidar işçi sınıfı tarafından alınacak ve işçi sınıfı diktatörlüğü kurulacak. Bu konuda tek bir açıklama var mı? Bu adamlar aslında tam da ''devletin'' istediği tipte marksist! Bunlardan hiç bir şey olmaz, idealist düşünceler içinde marksçılık oynamaya çalışıyorlar. Kapitalizm altında bireysel kurtuluş, bireysel bilinçli olma hali gerçek olabilir mi; bu marksist! arkadaş bunu bile düşünemiyor mu?
Bu durumda H.Karataş Marxistmidir değilmidir bunu sorgulamak kimsenin haddine değildir kimsede bu konuda otarite değildir.
Marksizmi savunana marksist denir, marksist olduğunu iddia edip ''zaman bireysel kurtuluş zamanıdır'' diyen biri de marksist değildir. Bunu anlamak için ''otorite'' olmaya da gerek yok. Bireysel kurtuluş liberal bir iddiadır ve marksizm ile bağdaşır yanı yoktur. Bunları savunan birinin marksizm olma iddiası da havada kalmaya mahkumdur.
Karataş senin arkadaşınsa o zaman lafımız yok, mutlaka marksisttir!