Ben bir soru sormak istiyorum, zaman bireysel kurtuluş çağıdır diyen bir kişinin marksist olma ihtimali nedir? Toplumun kurtuluşu Marks'a göre devrim ve komünizmdir. Bireyin kurtuluşu toplumun kurtuluşuna bağlı ve bunun için de özel mülkiyet ve yabancılaşmadan kurtulmak lazım. Bireyse kurtuluş ise liberal düşüncenin dayandığı düşüncedir. Bu iki görüşü kıyasladığımızda kendini marksist olarak gören biri kurtuluşu sınıflı bir topumda bireysel kurtuluş olarak görebilir mi? Bu düşüncenin yanlış ve Marksizme aykırı olduğunu anlayabilmek çok mu zor?
Çok doğru bir saptama da bulunmuş Denizcan Arkadaş!
Bireysel Kurtuluş,içersinde bulunduğumuz bu sömürü düzeninin dayattığı bir kavram.
Hatta sistem bu tezine dayanak olması için insanlara bir takım bireysel "kurtuluş" yolları gösterir.
Tabi bu "kurtuluş"ların da bir bedeli vardır.
Kendi sınıfına,kendine ihanet ettiğin sürece bu yollar sana açıktır.
Oysa Marksizm,Toplumsal Kurtuluş sağlanmadan bireyin kurtuluşunun olanaksız olduğunu söyler.
Bireyin Özgürleşmesi ise,toplumsal emek için harcanan zamanın en aza indirgenmesine,çalışmanın zorunlu olmaktan çıkmasına ve de insanın faaliyet göstereceği alanın başkaları tarafından değil,kendince belirlenmesine bağlıdır.
Buda anca Komünist Toplumda mümkündür.
Zaman bireysel kurtuluş zamanıdır. Toplumsal kurtuluş ve devrim emareleri ortadan kalkmıştır.
Bu arkadaş ne söylerse söylesin, ne iddia ediyorsa etsin, Marksizmle ilişkisini kesmiş demektir. Önceden bir ilişki içine girmiş midir, anlayarak benimsemiş midir o da ayrı bir soru? Marksizm'in özü liberal bireyselciliğe karşı sosyalist toplumculuğu temel almasıdır. Marks budur. Bu anlayış için sınıfsal mücadele de ortadan kalkmıştır. Başka yazılarında da burjuvazi ve işçi sınıfıyla birlikte devlete karşı mücadele edilmesini savunacak kadar ne yaptığını, ne söylediğini bilmez haldedir. Ben bunlara, bu anlayışa ''kerameti kendinden menkul solculuk'' diyorum. Solculuk mu orası da bir başka tartışma konusu.
Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür. Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda, zihinsel üretimin araçlarını da emrinde bulundurur, bunlar o kadar birbirinin içine girmiş durumdadırlar ki, kendilerine zihinsel üretim araçları verilmeyenlerin düşünceleri de aynı zamanda bu egemen sınıfa bağımlıdır. Egemen düşünceler, egemen maddi ilişkilerin fikirsel ifadesinden başka bir şey değildir.
Marks ve Engels'in Alman İdeolojisinden. Sınıflı bir toplumda bireysel kurtuluşun olamayacağını anlatıyor. Bazı aydınlar dışında sosyalist bilince ulaşılamayacağı anlamı da çıkarabiliriz. ''Zaman bireysel kurtuluş çağıdır, toplumsal kurtuluş çağı değildir'' demek Marksizme de aykırı. Sınıflı toplumda kurtuluş olmaz, kurtuluşun olabilmesi önce siyasi devrimle başlar, komünizme yürüyüşle devam eder.
Arkadaş bireysel kurtuluşun neden gerekli olduğunu anlatmaya çalışmış, ortaya da hiç bir şey çıkmamış. Kapitalizm insanı emeğine yabancılaştırıyor. Bilinmedik bir olgu değil bu. Bu yüzden sosyalizm kurtuluşun toplumsal olduğunu söyler. Arkadaş da bunu kelime oyunları yaparak sanki bir buluş yapmış gibi anlatmaya çalışmış ve sonra '' bu yüzden bireysel kurtuluş şart'' demiş. Saçmalamış.