Çocuklarımızın haklı olduğunu öğrendik
12 Eylülde hapse düşen, faili meçhullere kurban giden çocukları için adalet arayan anneler yaşadıklarını 12 Eylül Anneleri belgeselinde anlatıyor. Filmin yönetmenleri Acıların dinmesi hesaplaşmayla mümkün diyor
OLGU KUNDAKÇI
Oğlumu 12 Eylülde aldılar içeri. Metris Cezaevine kondu. Bilinçsizdik. Türkçe bilmeyen, yolu bilmeyen biriydim. Çocuklarımız açlık grevine başladıktan sonra bir canavar kesildim. Her şeyi bize devlet öğretti. Çocuklarımızın haklı olduğunu öğrendim.
12 Eylül askeri cuntasında çocukları hapse düşen, gözaltında kaybettirilen, faili meçhul cinayetlere kurban giden annelerin yaşadıkları beyaz perdeye aktarıldı. Yönetmenliğini Memik Horuz, Eyyüp Ekinci ve Sevim Erdemin yaptığı 12 Eylül Anneleri belgeseli askeri darbenin açtığı yaraları çocukları için mücadele eden annelerin ağzından aktarıyor. Aralarında çocuklarını gözaltında kaybeden de var, sokağa çıkma yasağı nedeniyle evde doğum yaptığı için engelli çocuk dünyaya getiren de
Yaşadıklarını ilk günkü gibi taze acılarıyla anlatıyorlar:
Çocuğumu aldılar. Bir aydan fazla hiç haber alamadım. En sonunda televizyonda İstanbul Emniyet Amirliği dediler. Polis memuruna soruyorum. Yok diyorlar, yok senin oğlun. Polis memuru, teyze eğer senin oğlun buraya geldiyse onu morgda ara, dedi. Yatsı namazına kadar gece morglara baktım. En sonunda Selimiyede buldum oğlumu.
Tak tak tak. Kapı çaldı. Bir baktık ki etrafımız hep sarılmıştı. İçeri geldiler. Kızlarımız işkence görmüş ayakta duramıyorlardı.
Ev kadınıydım. Çoluğuma çocuğuma bakan bir insandım. Çocuklarıma da sormazdım düşüncelerini. Ben oğlumu kaybettim, dünyam karardı. Ancak ondan sonra bilinçlendim, dedim ki çocuklarımız bizim haklarımızı savunmak için bu davaya baş koymuşlar
12 Eylülü yargılayacaklardı hani? Devlet devleti yargılar mı?
Tüm Türkiyeyi gezdiler
Belgesel üzerine konuştuğumuz yönetmen Memik Horuz ve Eyyüp Ekinci, askeri cunta döneminde yaşananları belgeleyerek kayıt altına alma ihtiyacıyla yola çıktıklarını anlatıyor. Belgesel 8 yıllık bir dayanışmanın ürünü, hiçbir kurumdan fon alınmadan, tamamıyla gönüllü insanların emeğiyle çekildi. Çekimler için 116 anneyle görüşüldü, bu görüşmelerden yalnızca 57sine belgeselde yer verilebildi. Ancak görüşmelerin tamamı kitaplaştırıldı. Artvinden İstanbula, Batmandan İzmire dek pek çok ilde maddi imkânlar elverdiği ölçüde çekim yaptıklarını anlatan Eyyüp Ekinci, belgeselde Türkiye panoramasını yansıtmaya çalıştıklarını söylüyor.
Yönetmen Memik Horuz, belgeselin yaşanan acılar kadar, çocukları için mücadele eden kadınların politikleşme sürecinin de öyküsü olduğunu belirtiyor. Horuz, Konuştuğumuz annelerden biri biz birçok şeyi bilmiyorduk, ama kutlarım onları bize direnmeyi öğrettiler, diyordu devleti kastederek. 35 yıldır annelerin mücadelesi sürüyor. Anneler bugün hâlâ çocuklarının mezarını arıyor. Hiç kimse yaşananları unutmuş değil. Hepsinin yarası taze, hâlâ kanıyor. Senin çocuğuna ne oldu, diye sorduğumuzda, yarayı deşmek gibi oldu belki. Ancak tüm bu yaşananların kayıt altına alınması lazımdı diyor.
Acıyı hesaplaşma dindirir
Evlerine yapılan her baskın ardından verdiği kayıpları Onlar geldiği zaman Azrail geliyordu diyerek anlatan annelerin acısı ancak gerçek bir hesaplaşmayla diner diyen Horuz sözlerini şöyle sürdürüyor: 8 yılda çok acı öyküler dinledik. En hafifi yıllarca cezaevinde yatmış, işkence görmüş, sakat çıkmış, sağ çıkmış
12 Eylülle hesaplaşmak 12 Eylülün zihniyetiyle, kurumlarıyla, Anayasasıyla hesaplaşmaktı. İşlenen suçların yargılanmasının sağlanmasıydı. Annelerin acısını dindirecek olan bu hesaplaşma olacak.
12 Eylül Anneleri belgeseli, bugün İstanbulda Şişli Kent Kültür Merkezinde saat 18.00de gösterilecek.
birgün
Çocuğundan kopartılan annenin acısı sosyalizmin umudu olsun. İşkencehanelerin karanlıklarında devrimci gençlerin haykırışları gelecek güzel günlerin habercisi olsun. Faşizm döktüğü kanda boğulsun. Kadını ve erkeğiyle birlikte, kol kola bu gerici sistemden er geç kurtulacağız. Ne burjuvazinin tankı topu, ne bu gerici sistemin propagandistleri önleyebilecek bunu. 12 eylül başta olmak üzere gençlerine kan kusturan, annelerini derin acılara boğan bu sistemden gün gelir hesap sorulur.