Murat Karayılan: Özgür Kürdistan'ı kurma sürecindeyiz
PKK yöneticilerinden Murat Karayılan, Kürdistan Ulusal Kongresi'ne gönderdiği yazılı mesajında "Bu süreç büyük başarıların süreci, özgür Kürdistanı kurma sürecidir" dedi.
Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) 15inci Genel Kuruluna yazılı bir mesaj gönderen KCK Yürütme Kurulu Üyesi Murat Karayılan, "Rojava devriminin başarısı ve Kuzey Kürdistanda 7 Haziran seçim zaferi, düşmanlarımızı çıldırttı. Onun için halkımıza ve mücadelemize karşı genel saldırı ve savaş başlattılar" derken, şu ifadeleri kullandı:
Halkımız Kuzey Kürdistanda, Türk devleti ve AKP hükümetinin işgal politikalarına karşı, yeni bir süreç başlattı. Özellikle Kuzey Kürdistandaki demokratik özerklik ilanı, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi içinde yeni bir aşamanın da başlangıcı oldu. Bu süreç büyük başarıların süreci, özgür Kürdistanı kurma sürecidir. Düşmanın saldırılarına karşı, Önder Aponun İmralıdaki direnişi, şehirlerde halkımızın direnişi, Kürdistan dağlarında gerillamızın direnişi yükseliyor. Devrimimizin direniş ve yürüyüşü başarı için yola çıktı. Kuzey Kürdistanda başlayan atılım, sadece bir parça için değil tüm Kürtlerin özgürlüğü içindir. Bu aynı zamanda Türkiye ve Ortadoğu bölgesinin de demokratikleşmesi için önemli bir role sahiptir. İnanıyorum ki değerli kongre üyeleri, bu konuda tartışıp önemli sonuç ve kararlara gidecekler."
Bağımsız bir devlet kurulmadan özgür kürdistan nasıl kuruluyor, bilen var mı? Kandil sempatizanlarına moral vermeye çalışıyor olabilir mi? Türk ordusunun hava saldırılarından çok fazla zayiat verdikleri söyleniyor. Telsiz konuşmalarından durumun çok kötü olduğuna dair haberler de basına yansımıştı. Moral bozukluğu içine giren PKK'lilere moral vermek için bu tür demeçler veriliyor olabilir.
''PKK yöneticilerinden Murat Karayılan, Kürdistan Ulusal Kongresi'ne gönderdiği yazılı mesajında "Bu süreç büyük başarıların süreci, özgür Kürdistanı kurma sürecidir" dedi. '
Buraya yazdıklarım tartışmaya açık olandır. ve arkadaşlarıun okuyup yada bazı yerleri okuyup eleştiri yapmaları ,tartışmayı devam ettirmesini diliyorum.
Doğrudur PKK bu karara 2015 Ocakta yapmış olduğu kongre Ulusal İnşaa kararı ile hayata geçirme niyetini ortaya koymuştur. Dayanak olarak Haziran 2014 te Öcalanın gönderdiği durum değerlendirmesi mesajına bağlamıştır .Öcalanın böyle birmesaj gönderdimi bilimiyoruz ama şu anda imralıda göstermiş olduğu tutum bunu onaylıyor .
Demek Öcalan aracılığı ile uzlaşma masasında bulunurken öcalan bir yandan Kandile bu mesajı göndermektedir. Zira kandilin son 2014 sonrasında uzalaşma değil kandırma olduğu yönünde öcalanla farklı düşünüyormuş gibi mesajlarını gördük. Hatta Kandille ,Öcalan arasında düşünce ayrılığı var düşünceleri de ortaya çıktı.
Ancak Öcalanın ABD tarafından Türkiyeye paketsel teslimi ile kandil öcalanı kendi toplumsal tabanında bir mit olarak yükselmesine ,yüceltilemesi ile öcalanın müzakere ve uzalaşma çabalarının kendileri içinde çıkış yolu önermesi ile kandil öcalana bağımlı kalmak zorunda kaldı .Öclan Türkiye devlettine şunu demeye başladı '' evet silahla bu işin sonuca vardırmayacağımızı biliyoruz, ortaklık yapalım. Anadolunun bizansa karşı 1071 kapılarını açan bizdik,şimdi Orta doğunun kapılarını Türkiye (türklere) açabiliriz.Çünkü kapının açılacağı yerde soydaşlarımız ve desteklerimiz vardır ve orada ki halk bizim kürt halkıdır.'' Ve mahkeme sürecinde sonrasında verdiği mesajlar anlayışlar bu çerçevede Türkiye devlettine yardımcı olmalıyız mesajlarını verdi.
AKP herkes kandırdığı gibi Öcalanda bu konuda ikna etmeye çalıştı. Bunda başarılıda oldu. AKP ,gelecek türkiyesinde ekonomik krizi görüyordu ve türkiyenin petrol giderleri yıllık 10 milyar dolardır .Böylesi bir yükten kürtlere vereceği tavizlerle kurtulabilirdi. Ve iktidarını bir on yıl daha uzatma şansı olabilirdi. Bunun için elbette ABD ile o ortadoğu bölgesinde gerginlik yaşayacağı malumdu ve bu gerginlik yaşanmaya da başladı. Düne kadar feto ile Türkiye AKP iktidarına lojistik destek veren ABD bu desteğini çekti. Gerçekte esas kapışma Ortadoğuda idi. Ve AKP ortadoğuda duvara işemeye başlamıştı .Kısaca ABD ye bu bölgede topu ben cevireceğim,bu topta benim istediğim biçimde ortada dönecektir ''diyordu. Güvencesi de Öcalandı. Çünkü Öcalan ABD tarafından Türkiye ye paket oluşundan beri sürekli Türkiyeye güvenceler vermeye çalışıyor ,ateşkesler yatırıyor , heyetler göndertiyor, AKP nin sunduğu Anayasa oylamasında pasif tutum takınarak ,kürtlere olumlu oy verilmesinişn kapıları açıyor ,Cumhur başkanlığı seçimlerinde Demirtaşı Tek başına aday koydurtup kürtlerden CHP ye gelecek oylara duvar örüyor, Yerel seçimlerde o zamanın BDP si ile ittifak arayışlarına imkan vermiyor ve sonuçta her yönü ile AKP nin yanında olduğunu AKP nin müzakere ,uzlaşma ile Kürt sorunun haledebileceğinin inancını ve güvenini tazelemeye çalışmakta ona bağlılığını göstermeye çalışmaktadır.
Öcalan cumhur başkanlığı seçimlerinde boykot tutumu kürt siyasalınca anlaşışlmakta güçlük çekilse de bunu '' sonuçta AKP bizim kucağımıza oturacak '' güvencesiyle yürüttüğü politikasının doğruluğuna inanılmasını istiyordu. BU bir sipop gibikaçtı ise de konuyu yakından takip edenlerin ve Öcalan hiç birzaman güven duyulmayacak olanlardan kaçmadı. Çünkü alternetifsiz ,önerisiz boykot taktiği AKP ye hizmet etmekten başka birşey değildir Eğer Öcalan Boykot taktiğini kalkıp ''bu gün karayılanın dediği gibi uluslaşma,ulusal inşaya bakın bize ne cumhur başkanlığından sürecine bakın'' dese idi anlamlı olurdu . Ama öclan Boykot dedi ne öneri getirdi ne altarnetif. Kürt toplumunu serbest bıraktı. Kürt toplumunun içinde bulunduğpu koşular zaten dinsel motiflere yatkın toplum oluşundan AKP oy verceğini söylemek herhalde kain olmaya gerek yoktur.
Sonuç olarak AKP Öcalanın tutum ve davranışına güvenmeye ,kürtlerin ortadoğuda türkiyenin emperyal ,ABD ye bu ortadoğu alanın da kafa tutma cesaretine sevk ederken bu yönde politikalar geliştimesine yöneltmiş olmakta.
Ancak ulusal kurtuluşçuluğun içerik olarak ve anlayış olarak şeytanla birlikte yatağa girebilir , ilkesiz ,kuralsız ,dün verdiği sözden dönebilir olması Öclan bir yandan mücakereler yürütüyoruz derklen diğer yandan Kandile '' ne duruyorsunuz Özerklik ilan edip ''devrim '' (Ne devrimi ise)yapın mesajı göndermekte. Anacak Türkiye yöneticileri bu mesajı bilsede bunun kanıtlarını görmek ( söz hava uçar gerçek olan pratiktir) ve 7 Haziran seçimlerini bu ortamda haletme isteği ağır basmaktadır. Bu arada Ocak 2015 te PKK kongersi ulusal inşaa programı kararını alırken Şubatta dergilerinde yayınlamakta ama yinede Türkiye yöneticileri haziran seçimlerinde HDP yi seçimlerde Barajı geçemeyecek ve AKP tek başına iktidar olabilecek umutlarını beslemekte ,öcalanın HDP yi seçimlere kimse ile ittifak yapmaması ilekesiyle HDP bunun bu durumda tek KKürt seçmeniyle barajı geçirmemsi yönünde tutumunu olumlamaktadır.
Sonuç olarak. HDP seçimlerde barajı aşamayacak Öcalan ve kandil Dünya kamu oyuna ''Bakın Türkiye Meclisinde mecliste temsil edilemiyorum ve engeleniyorum kendi ulusal inşayı kurmaya ve bunu yapmaya haklıyım'' gerekçesini rahatlıkla sunabilecekti. Easata ne öcalan ne Kandil HDP nin Barajı geçebileceğini düşlünmemiş bunun aksine geçemeyeceği yönünde hazırlıklarını yapmış oluyorlardı.
Bugün Kandil ve Öcalan tarafından HDP nin AKP ilekandil arasında sıkıştırlışmasının ve ezilmeye çalışlmasının altında bu vardır. Öcalan ise İmralı cezaevinde hayal kırıklıkları yaşamaktadır. Buna rağmen Kanidil saldırı aşamasıyla,bu güne kadar soyalistleri baskı arasında bırakma taktiğini HDP yi de katmış bulunmaktadır.
Sanırım baya uzun oldu ..
Sanıldığı gibi müzakere masasına tekme atan AKP değildir. Zira Uzun zamandır Kandil öcalan tarafından yürtülen müzakereyi sağından solundan eleştirmekte ancak yücelttiği mitleştiridiği Öcalan karşı açıktan yapmamaktaydı. Bu konuda Cemil Bayığın KCK başkanı seçilmesi sonrası açıklamalarına bakılabilinir.
Yani olan:13 yıldlr AKP yi sırtımızda biz taşıyoruz ve AKP ye destek sununa öcalanın bu poltikası Kandil tarafından kandırılma ,aldatılma ,kulanılma olarak Cemil Bayıkla net ortaya koymaya başlamış ve terk edilmesi eğilimlerine Öcalan Kandil Poltikasına katılmaktan başla birşey değildir. Yoksa bu kandil poltikasına uymayacak olan Öcalan tasfiye edileceği apaçıktır ve Öcalan bunu görmüştür. Böyle olmasıyla Öcalan kandil poltikasın yönelmiş Kandile 2014 haziranında ''ne duruyorsunuz ulusal devrimin yolunda Özerkliğe gidin'' mesajıyla varlığını PKK içinde korumayı seçmiştir.
Kısaca bugün ne Öcalan eski Öcalan nede PKK eski öcalana tabi PKK dır.
Toplumsal algılama da Dolmabahçe de kurulan masayı AKP tarafından tekme vurlulduğu söylenmektedir. BU sadece görünendir . Gerçekte masaya tekmeyi vuran ulusal inşa ,özerklik gibi karaları almakla Öcalan ve PKK vurmuştur.
AKP Dolmabahçe basın açıklamasını yaklaşan ve iktidarı boyunca yaptığı PKK nın desteğini kazanma seronamisinden başka birşey değildir. BU mutbakat değil Kürt miletvekileri ile niyet, basın açıklamasıdır. İmzalanan belgemi var ortada da bu mutabakat olmaktadır. Zaten AKP de bu niyetle bunu yapmıştır.
Dolmabahçe açıklamasını başta olumlu karşılayan AKP birden üç gün sonra bu açıklamayı saçma anlamsız isimleştirmiştir.
Peki bu üç günde ne oldu da AKP dolmabahçe açıklamasını şiddetle karşı çıktı.
Çünkü HDP nin seçimlerde barajı geçemeyeceğ üç taraf: AKP,Öcalan,Kandil tarafından ön kabul görülüyordu .Aynen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ki PKK nın gibi boykotta olduğu gibi AKP nin başkanlık sistemi yolunu açıyordu.
HDP nin tek başına seçimlere gireceğini açıklaması Bu üç toplumsal aktörü bırakalım sosyalist kesimde bile imkansız olarak görülüyor değerlendiriliyor ve HDP nin yani Kürt siyasal poltikasının kürdistana kapanma ,içine çeklme bu amaçla BÖlgesel partisini kurduğuna dikkate çekiyordu. Yani seçimlerde HDP nin barjı geçememsi üzerinden , kürt siyasalının uluslar arası areneda '' bakın kendimizi mecliste bulunmamız bile barajla engeleniyor , ulusal haklarımız demokratik yollardan ifade edemiyoruz'' haklılığı ile özerklik ,ulusal inşa programını hayata geçirecek basamak olarak görüldü.
Ancak bir teslik oldu baraj geçildi ve Kürt siyasalı (öcalanla birlikte ) şaşkınlığa düştü. Öcalan ve Kandil tıpkı AKP gibi HDP nin barajı aşamayacağı üzerinden politik taktik benimsemişlerdi.
Üç gün içinde dolmabahçeyi onayan AKP neden bir anda 180 dercelik dönüş yapıp masayı devren olarak algılandı.
Bunu seçim anketlerinin verdiği sonucu görmesi olmasından başka açıklamsı olamaz. AKP 7 Haziran seçimlerinde HDP ninBarajı geçtiğini gördü. İşte bu tespit ve değerlendirme AKP yi bu güne kadar ve son kez müzakere bağlı tavizlerle oyaladığı kürt siyasalına açık tavır almasına neden oldu. Bunun için zaten seçimlerde istediği sonucu elde edemeyecek AKP Neden Kürt siyasalına tahamül etsin.
Kısaca AKP iktidarıyla başlayan Kürt siyasalıyla olan uzalşamlı ittifak birikimi 7 Haziran seçimleri öncesine kadar zar zor iti kaka ,tahammül edile edile gelen uzalaşma nicelişk birikim patladı. AKP ile Kürt siyaslı arasında ip koptu. Dayanamadı.
Murat Karayılan ne kadar bu söyledikleri şeylerin öznesidir bunu bilmiyorum ama söyledikleri gerçekleşecektir.
Dünya kapitalist sisteminin BOP projesinin yanında birde güçsüz devletler projesi vardı bu konuda ilk başarı K.Irak kürt bölgesel devleti bunu yanında hemen olmasa da bölünmüş Libya güçsüz Tunus ve Suriye projelerinin içinde Türkiyede var.
Yıllar önce Bill Gates devletlerin aldığı vergilerin çokluğundan bahsetmişti devletlerin güçsüzlüğü sayesinde iletişim araçlarının her bireye girmesinden söz etmişti. Şu anda bu sorun bankaların girişimi (toplumu uzun vadeli borçlandırma) ile çözüldü ama henüz istenilen düzeyde değil.
Dünyada güçsüz (askeri alanda) örnek devletler var İsviçre buna örnektir.
Kapitalizm engelsiz ve kar marjı düşmeden her bireye intikal etmek ister gümrükler ve ağır vergiler buna engeldir.Bunun için orta devletlerde olan küllenmiş çelişkileri canlandırır ve ateşe benzin döker.Türkiyede bu çelişkilerin yaşandığı ülke ve hep taze kalmış Türk burjuvazisi be bürokrasisi bu sorunu hiç halledememişti.SB sayesinde yıllarca gizlendi saklandı o dönem dünya bölünmüş ve bu bölünmede arada kalmış ülkeler vardı ama o risk kalktı.Şimdi kapitalizm eski hayalleri olan yeni projeleri hayata geçirmekte.
Türkiye büyük şansı esnek burjuvası olmadığı için kaçırdı SB yıkıldığında azarbeycan türki devletler ve bazı arap ülkeleri ile bir koordinasyon kurup daha güçlü hale gelebilirdi ama yapamadı orta devletler düzeyinde kaldı.
Şimdi yem durumunda.
Bölgede ABD ve AB nin büyük rakabeti var işbirlikleride Türkiyenin bölünmesi bu iki devin işbirliği ile yürütülüyor.
Rojava da kazanılacak zaferin kalıcı duruma gelmesi ile en canlı mevzi Türkiye kürdistanı olacak. Türkiye bu konudada başarı sağlayamıyor Rojava bölgesinde o bölgenin liderleri ile iş birliği kurarak bölgede etkin olabilirdi kürdistanı siyasi olarak kaybetsede ekonomik olarak ele geçirebilirdi ama muhafazakar ve fazla İslamcılık onuda elinden kaçmasına sebep olacaktır.
Karayılan haklı çıkacak. Ama ne kadar özgür kürdistan doğacak işte o kuşkulu.
Çok zıt kutupların bile bazan aynı noktada buluştukları olur. Çıkarları o noktaya gelebilir. Masanın devrilmesine bir de bu açıdan bakmak lazım. Çözüm süreci anket okumasıyla AKP'ye yaramadığını gösteriyordu. Başkanlık hayalleri kuran Erdoğan bunu değiştirebilmek için milliyetçilik kartını çıkardı ve masaya tekmeyi koydu. Kandil'in sertleşmesi bu tekmeye cevaptır. Sadece bu da değil. HDP'nin güçlü olmasının da Kandil'de rahatsızlık yarattığı ileri sürülebilir. Terörü azdırmak ''bu denklemde ben de varım'' demek. Bu yüzden masayı tek taraflı olarak Kandil devirdi demek çok doğru bir yaklaşım değil. Çözüm sürecinde bölgede fiili bir hakimiyet kurabiliyordu, özerkliği fiili olarak hayata geçirebiliyordu. Şiddete başvurduğunda bu üstünlüğün elinden gideceğini bile bile neden şiddeti başlatsın? Şimdi ''Masaya oturalım'' derken de amacı bölgede kaybettiği prestiji yeniden kazanmak.
Evet kandiliğn tek taraflı masaya tekmeyi çaktığını söylemiyorum. Önce Kandil pozisyonunda yaptığı değişiklikle (2014 öcalanın ne duruyorsunuz devrim yapı,2015 te PKK nın kongre kararıyla ulusal inşaa programı kararı) ile masayı yerinden hoplattı. Buna rağmen bu gelişmelere rağmen AKP seçimleri kazasız belasız atlatmak istiyordu. Başkan olduktan sonra ne Yapacaktı AKP ? Seçimlerden sonra yaptığını belkide üç katını yapacaktı. Ancak PKK da bu üç katı yapılacak olana hazırlanmıştı. BU hazırlıkta HDP yi batıya havale edip Kürdistan Bölgesel parti kurması ve bunlar gibi savaşa hazırlıktı. PKK durup duruken ve HDP varken neden Kürdistan partisi kursun ki.
AKP şunu gördü.HDP barajı aşacak. İşte hoplatılan masaya havada volayi çaktı.. Masayı deviren de o göründü. Yani Kandilde masayı devrinelerdendi.Esas oydu. Seçimler sonrası ki başkan olacak AKP zaten ne masa ne sandelyeyi ortalıkta hiç birşey bırakmayacaktı.
Yani AKP de Öcalan da PKK da HDP nin seçim barjanı aşamayacağı yönünde hazırlıklar yapıldığı gerçek .Bu hazırlıkları seçimler sonrasında tam istenen biçmde gerçekleşmese de oldu. PKK hazırdı ,AKP PKK ya yüklendi.
PKK ve özelikle kürt siyaseti kendilerinden başka zaten kimseyi düşünmezler .Çıkış noktaları bu zaten 1975 ten beri. PKK sosyalist değil ki diğer toplumları düşünsün. Böyle bir vizyonu bile yok. O kürtle yatıp kürtle kalkıyor.
Bakın PKK yayın organında 2015 ocağında ki seçimlere 6 ay varken PKK, HDP nin öyle bağımsız adaylar çıkarmakla değil parti olarak girmesi yönünde baskı yapıyor . Halbu ki 6 ay önce Türkiyede kime sorarsanız sorun HDP nin seçimlerde barajı geçemesinin imkansız olduğunu söylenen dönemdir. Şahsen bende HDP seçimlere 6 ay önceden tek başına girmesi karında ''bunların işleri güçleri sosyalistleri gezide olduğu gibi akp ile ortak tasviye etmek '' diye düşünmüşümdür . Çünkü yerel seçimlerde böyle yaptılar.
Ben şunu anlyorum PKK da AKP de Öclanda HDP nin barajı aşacağına inanmıyordu. Bırakalım HDP bile aşacağına inanmıyordu .
Ama aştı. '' sınıflı toplumlar da bir sürü irade çarpışır ama olan kimsenin istemediğidir''marx.
Olan budur.
Kürt hareketi kendi yolunu çizmeye çalışıyor. ''Kendisinden başka kimseyi düşünmezler'' sözü bana haksız bir cümle geliyor. Bir ulusal hareketten bahsediyoruz ve bu ulusal hareket kendi ölçülerine göre kürt halkının ''özgür'' olması için mücadele ediyor. Bütün ulusalcı hareketler gibi, kendi yolunu içinde bulunduğu koşullarda kendi çiziyor. Bunda çok yadırganacak bir durum olmamalı. Türkiye'de yadırganması gereken şey sosyalistlerin bu harekete yaklaşım biçiminde olabilir. Hepsi değil. Bizim kuyrukçu olarak gördüğümüz kesimlerin yaklaşımları eleştirilmeli ve bunların siyasi analizlerine karşı çıkılmalıdır. Kürt hareketi kendi yolunu çizmeye çalışıyor, bu yola soldan eleştiri getirilebilir, ancak problemin daha çok kuyrukçu siyasetlerde olduğunu düşünüyorum. Bu kesimlerin solu HDP'ye bağlama ve kürt hareketini sanki solcu bir örgütlenmeymiş gibi yüceltme anlayışları eleştirilmelidir. Bu yapılmadan sürekli olarak kürt hareketine yönelik eleştiriler de bir çıkmaz haline gelebilir.