Bilinen klasik şeyleri söylemek kolay .
Ama o klasik şeyler zamanımıza ışık olmuyor.
Bakın burada bile soyut, ne olduğu belli olmayan ifadeler kullanıyorsunuz. Bize ''bilinen klasik şeyler''in ne olduğunu söyleyebilir misiniz? Ve o ''bilinen klasik şeyler zamanımıza neden ışık tutmuyor''? Işık tutan şey ne? diye sorsam eminim ''Henüz bulamadım, düşünüyorum'' diyeceksiniz! Böyle bir yorum olabilir mi?
Uzatmıyorum, şu kurduğunuz iki cümleyi açıklayın yeter!
Nerde ise kırk yıldır biz.,..... Tarihin doğrudan devindici gücünün sınıf savaşımı olduğunu ve özelikle burjuva proleterya arasında sınıf savaşının ,modern toplumsal devrimlerin büyük manivilası olduğunu vurgulaya geldik.Bu nedenle bizim ,sınıf şavaşımını bu hareketten koparıp atmak isteyen insanlarla işbirliği yapmamız olanaksızdır .......... (marx,engels ten Bebele mektup ).
Esasında burada bizlerde nerde ise 150 yıldır bugüne kadar hep . ''Tarihin doğrudan devindici gücünün sınıf savaşımı olduğunu ve özelikle burjuva proleterya arasında sınıf savaşının ,modern toplumsal devrimlerin büyük manivilası olduğunu vurgulaya geldik'' demekteyiz. Hala da onu demekteyiz. Sanırım buna eskmiş düşünce denilemez. O zaman bizde yenisini ortaya koyun deriz. Bunu da yapılan ve yapılmakta olan ağız çalkalamarı ,ortan oraya atlamalarla değil ,düzgünce anlaşılır açık net tıpkı Proleterler için yazılan kapital kadarıyla bizlere anlatsınlar . Belki yeriz.
''bizim tarih anlayışımız ,herşeyden önce bir araştırma rehberidir. ,hegelcilerin tarzında (idealsitçe yani BN)yorum üretmeye yarayan bir kaldıraç değildir.Bütün tarih ,yeni baştan incelenmelidir ,farklı toplumsal oluşumların var oluş koşullarından ,bunlara teakbül eden siyasal sosyal hukuksal estetik ,felsefi dinsel vb görüşler çıkarsamaya çalışmadan önce bu koşullar ayrıntılı olarak incelenmelidir. (engels -Berlinde,ki Conrad Schmid'e 1890)
Engel önce ''gerçek ne '' diye bilmemiz gerekir diyor .Bunun için hegelci tarzda değil ama toplumsal tarih anlayışıyla olanı ,koşulları incelememiz gerekir demekte. Ve ondan sonra çıkarsamaları ancak ortaya koyabiliriz.
ve marx engel incelemesin en uç soyu anlamda şu ortaya çıkmıştır .Toplumların değişimin devindici gücü sınıflar arasında ki olan bitendir'' İşte bu kadar . Basit anlaşılır temel dayanak noktası. Basılan temel bu ,toplumların devindici güç sınıflarmış.
Demek ilk önce bunu kabul etmemiz gerekecektir. Yada red edeceğiz. Hayır diyeceğiz toplumun devindici gücü sınıfların birleriyle çatışmaları değildir.
Bu eskimiş bir sözmüdür. ? Ya da eskimiş içerikmidir.? Ve bugün bunun eskimiş olduğunu söyleyenler vardır .
Ama bunun yanında toplumların devindici gücü biçim değiştirmiştir de diyenler vardır. Ancak bunlar bile toplumların devindici gücünün sınıflar olduğunu inkar edememektedir. Bizleri daha çok biçimler üzerinde tartışmalara çekip ne zaman sınıflar noktasına vardığımızda ''bunlar eski klasik sözcüklerdir '' diyerek,tıpkı idoljik efendim ideolojik diyerek ağzımız kapatmaya çalışmaktadırlar.
Marx' Enges bu tarih anlayışını ortaya koyarken gökten inmediğini bu tarih anlayışının 0n binlerce yılın toplumsal tarihinden ve bu on binlerce yıl içeriğinde ortaya çıkan düşünceler üzerine kurulduğunu söylemekten hiç bir zaman kaçmamışlardır .Zaten mümkün değildi. Örneğin sınıfları bulan ortaya çıkarn Marx kendisinin olamdığını yine diyalektik düşünmenin yunan uygarlığna kadar gittiğini ama netleşen durumuyla hegelden alındığını söylemektedir.
Evet bu durumda yunan uygarlığında ortaya çıkan diyalektiğin başlangıç ip uçları hegelle ortaya çıkarken ne marx ne engels diyalektiğin eskimiş olduğunu söyleyemiyorlardı.
Marx ve Engelsin söyledikleri eskimiş ve işe yaramaz olduğu söylenmek isteniyorsa bu söylenebilir.
Ama bir kesinlik var .Toplumaların devindici gücünün sınıflar olduğu gerçeğidir. Bu marxsist denilen toplumların tarihsel bir tezdir. Ve yine bu sınıfların ikdisadi anlamda emek -Sermaye arasında olduğudur. Eğer iktisadi anlamda emek ve sermaye çelişkisinin bittiği söylenmek isteniyorsa o zaman otomatik olarak ,toplumun devindici güvcünün de sınıflar mücadelesi olmadığını söylüyoruz demektir.
O zaman sormamız gerekiyor .Toplumlar neden alabora olmaktadır.? Bunu bize açıklamaları gerek . ? Örneğin suriyeye,Ukraynaya ,libya ,mısrda yaşananlar esasında nedir. Üç beş adamın iktidar arzu ve amaçlarımıdır .Neden sosyalizm tüm emperyalist gücün sarıp sarmalamasıyla ,hışmıyla iç dinamikler teşvik ve güç verme ile yıkılmıştır. Rusya neden İŞİdi bomalamaktadır.? Yugoslavya neden parçalanmıştır.
Bizler bunu temelinde sınıflar mücadelesi olan ,Emek sermaye çelişmesi olan bir temel üzerinde ,sömürü , toplumların çalışma ve meklerine el koyma dışında bir amacı olmadığını söylüyoruz. Yoksa kafam bozuldu gideyim Suriyey bombalayayımla tarih niyetler üzerinden açıklanmaz. Evet açıklanır da bu cocuklar için yazılan masaldan başkası olamaz. Elbette yersen...
Sayın melnur benim söylemek istediğim yazdığınız alıntıda şudur:
Sanki onların düşünceleri üzerinden kendilerinin ne müthiş devrimci ne karalı devrimci olmaya çalışıyormuşuk gibi geliyor .halbu ki burası forum . İnsan farklı farklı şeyşler düşünür ve bunları topluma sunarak ilk önce kendi arkadaşlarıyla sınamaya çalışır yada bazı yerlerde değişiklikler yapar..
Kastım bundan kaçınılması gerektiğidir. Evet eleştiri yapılır ,konuya farklı yönlerden de yaklaşılıp eleştireilebilinir. Ama sen markist değilsin ,devrimcide değilsin , bu kadar kitap okumuşsun ama bedava gibi yaklaşımların olduğudur. Marksist olup olmama lafla olacak olanda değildir. Öncelikle yaklaşımı nedir ?Yazılanı anlayabiliyormuyum ,yoksa yanlışmı anlıyorum ?ne demek istiyor ? Bu konuda tartışma tarihselliğinde açık varmıdır veya olmuşmudur.? Veya şu anda bu konuyu tartışanlar varmıdır ?Bu kaynaklar nedir ve bu konuda neler deniyor gibi zahmetlere girmeden keskin devrimci edasıyla ortaya çıkmalar , kestirmeden yargılamalar.
Eğer forumsal bir yapıysa burası ki hepimiz bu amaçla buradayız , bunlardan kaçınılması gerekir. Çünkü bu konuda gördüğüm kim işi ''çirkeflik derecesine götürürse puan topluyor ve ne müthiş devrimici adediliyor.
Karşımızda düşman yok. Eğer birisi bu forumlara gelmişse dost bildiği için gelmiştir . Ön koşul bu olmalıdır .
Benim genel olarak ,ağırlıklı eğilim forumlarda bu .. Enternasyonel foruma üç yazı sonrası sholtoklanırsınız çünkü baştan gard vaizyetinde bakıyor ve tek tek cümleriniz alıp sosyalajik ,psikolojik analizlere kadar işi vardırıyor . Bunun daha başka boyutu SF de yaşanıyor ki ,''Kral devrimciler egemenlik diyari ''olma hali. Kimse laf ve sözlerle devrimci olamadığı gibi susarakta abi ablalara biyat etmekle de devrimci olmaz.
Yoksa laf ve kelime bol. Çok kolayda yazılıyor söyleniyor. Bunun kişi üzerine değil onun savunduğu düşünce üzerinde olması gerek. Yani bu düşünce yanlıştır neden yanlışlığını ortaya koymalıdır. Yoksa sen bunları savunuyorsan devrimci de marksistte değilsin gibi yaklaşımlar hoş değil: Karşı tarafta şunu der sertifikamı dağıtıyorsun?
Söylemek istediğim bunlardır. Yoksa inanın bazen öfkem ta gırtalğıma kadar geliyor tek burası için değil genel olarak bu kadarı da olmaz diyerek küfretdeceğim geliyor. Bu da delirme hali oluyor yani. İnsan saygı duymalı ama saygı duyuyorum diye de eleştirisinden mahrum kalmamalı. Bizde hala birey ile bireyin toplumsal düşüncesi karıştırlıyor.
Birey çok iyi olabilir insan ,hümanist ,dayanışmacı merkhametli vs vs ama bu aynı birey en uç noktadan örnekle faşistçe düşünceleri de savunuyor olabilir ne yapacağız şimdi bu bireye selam dahi vermeyecekmiyiz. Birey ile toplumsallığın farklı içerikte olduğunu ama bunun bizim gibi ülkelerde netleşmediğini bilmeliyiz.
Ha toplumcuyuz o zaman toplumcu olarak değerlendirmeli bireyi yok sayıp bireyi silip süpürmeliyiz falan gibi birşey olur ki bu faşist düşüncenin taa kendisidir. Bilemeden faşistçe düşünülüyordur.
SF'yi neden eleştiriyoruz? Birinin kovulması, sonra başka mahlasla girilmesi vb. değil ki Bunların hiç önemi yok. SF'nin problemi ''Sosyalist forum-Sosyalizm Okulu'' başlığında bilimsel sosyalizme aykırılığın ve kuyrukçuluğun foruma egemen olmasıdır. Yönetimden başlayarak üyelerin büyük çoğunluğu bu çerçevede bir konumlanış içinde bulunuyorlar ve çok daha önemlisi bu çerçeve bu forumda Marksizm veya Leninizm olarak satılıyor. Sorun burada. Bizde durum farklı; en geniş anlamıyla solun her renginin forumda yazabilmesini ve solun sosyalizmin ne olduğunun tartışılmasını ve anlaşılmasını istiyoruz. Ne kadar başarılı olunur o ayrı. Marksizme, bilimsel sosyalizme aykırı düşüncelerin foruma egemen olmamasını da istiyoruz. Yani SF'de eleştirdiğimiz yanlışlıkların burada olmamasını istiyoruz. Şimdi ben Sn. hakkı'nın yaptığı bir kaç yoruma burada sanırım üç kez yanıt verdim, şimdi bu tutum size göre yanlış mı oluyor, haksızlık mı oluyor?
Bir kaç kişinin marksizm veya değil fikirlerini ifade etmesi bilimsel sosyalizme aykırı fikirlerin foruma egemen olması olarak mı yorumluyorsunuz? Bu tarzı doğru kabul etmek yanlış değil mi? Bir kaç kişi farklı düşüncede diye onun üzerinde baskı kurmak ve uzaklaştırmak savunduğunuzla uyuşmuyor.