Ankara katliamının üzerinden yirmidört saat geçmedi. Ölü sayısı en son 96'ydı, içinde ağır yaralıların bulunduğu sayı 150'yi geçiyor. Türkiye'de bir günde gerçekleştirilen en büyük katliam bu. Onlarca eve ateş düştü, milyonlarca güzel insan aynı acıyı ve üzüntüyü yüreğinde yaşıyor. İlk tepki dün verilmişti. http://www.solpaylasim.com/k5675fs0ks8-miting-oncesi-patlama.html Sonrasında iktidar yetkililerinden ve yandaşlardan gelen açıklamaların da etkisiyle acının üzerine öfke de ekledi.
Acısını ve öfkesini dışa vuranlardan biri de Sn.Borga. O da SF'deki yazısında bu konuya değinmiş. Söylediklerine önemli bir kısmına katılmıyorum. Gerçekçi saptamalar olduğunu düşünmüyorum. Ne kadar acı içinde olursak olalım, öfke içimizde ne kadar büyürse büyüsün soğukkanlı olmamız gerektiğini ve duygusal tepkilerin de verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Genç insanların yoğun olarak bulunduğu forumlarda ise çok daha fazla sorumlu davranabilmeliyiz. Ayağı yere basmayan saptama ve önerilerden kaçınmalı, şiddeti sürekli olarak bir çözüm aracı olarak görme perspektifini geride bırakmalıyız.
Katliam sonrası KCK'nın yaptığı '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! açıklamasına ''Olur emret.'' diye ironik bir şekilde karşı çıkmış Sn.Borga!
''Koyunlar gibi toplanalım meydanlarda, maytaplar gibi patlaya parçalana ölerek demokratikleşelim. Öyle çok ölelim ki, zalimler insafa gelsin. Bu mu istediğiniz.
Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.''
Yazısında katıldığım bölüm burası, Türkiye'de demokrasiyi merkeze alan bir mücadelenin Türkiye halklarına özgürlük ve barış getirmeyeceğinin bilincinde olunmalı artık. Son bir iki ayda bile Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamları yaşanmışken hala demokratik mücadele demek, hala AKP'yi iktidarda tutabilecek ''çözüm''de ısrar etmek, hala AKP'yi masaya çağırmak gerçekten bıktırdı, usandırdı.
Türkiye solcularının, sosyalistlerinin öncelikli mücadele biçimi demokrasi olamaz. Demokrasiyi merkeze alan bir mücadele biçimi solun mücadele biçimi olamaz. Sol sınıfsal mücadeleden yanadır. Sol iktidar perspektifi ile donanmak zorundadır. Sol toplumsal bir güç olma yolunda kuyrukçu siyasetlerden arınmak zorundadır. Kürt hareketi kendi içinde müthiş bir dinamizm taşıyor, bu doğru, ancak kürt hareketinin izlediği siyasetin Türkiye bütününde sınıfsal bir niteliği olmadığını bilmek ve ona göre davranmak zorundayız. Türkiye sosyalistleri ve eğer ''türkiyelileşmek'' iddialarında samimiyet taşıyorsa kürt ulusalcılığı Türkiye bütününe uygun bir siyasi perspektif oluşturabilmelidir. Bu yol demokrasiyi merkeze alan bir siyasi perspektifi değildir. Kürt ulusalcılığı en azından Türkiye bölmesi için ''kuruluş ayarlarına'' dönebilmelidir.
Sn.Borga'nın sonrasında yazdıkları ise kabul edilebilir bir niteliğe sahip değildir.
Cana can, kana kan, kısasa kısas.
Bir bedenim var. Söyleyin, gidip orada patlatayım. Of dersem namerdim.
Canımızı isteyin verelim. Nicesi var benim gibi.
Oy istemeyin bizden.
Demokrasi de istemeyin. Silahların emrinde ve hükmünde demokrasi olmaz.
Devrimcinin silahıysanız, devrim için ateş alın. Biz hayatımızı bu yola pazarlık için koymadık. Biliyoruz, siz de öyle değilsiniz. O silahları ne için kuşandıysanız o yolda kullanın.
Yada çekilin halkların önünden. Çıkamaz mı zannediyorsunuz yeni yiğitler. Neyin demokrasisi. Bombaların mı.
Suruç demokrasisini gördük. Aynı bombalarla bugün de Ankara demokrasisini.
YETER !
Yerlerde sürüklenmek istemiyoruz. Bizim de onurumuz var. Onların bombasıyla öleceğime kendi bombamla ölürüm.
Acizliğimize son verin. Yada silahları halka iade edin.
Öyle de ölüm, böyle de. Hiç değilse bunda onur da var umud da.
Tekrar olacak bu tür yorumlar, özellikle genç insanların girip çıktığı forumlarda ''yanlış bilince'' yol açmaktadır. Türkiye solunun örgütlenmeye ve toplumsal bir güç olmaya ihtiyacı var. Bu katliamlara karşı koyacak irade sosyalistlerin başını çektiği yığınsal bir irade olmalıdır. Bu yoksa şiddete, silaha sarılmayı önermek bir yanlışa bir başka yanlışla yanıt vermek anlamına gelecektir.
( Not: Sn.Borga'nın yazısının tamamı: http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/78284-yeter.html )
Bu katliam için bir şey söylemek çok zor.
İnsan lanet yağdırmaktan başka yapacak şey bulamıyor.
Suçlu belli niçin yapıldığıda
Ama onun istediğine teslim olmak o yaptı istedi diye demokrasiden vaz geçmek işte o bizim için mümkün değil.
İnat olsun diye demokrasiyi savunacağız inat olsun diye o meydanları dolduracağız .
Demokrasi biz e o olmasa da gerekli biz onun gibi davranmayacağız biz öldürmeyeceğiz .
Bu gün ölülerimize ağıt yakacağız yarın ölülerimizin üstüne basarak zafere yürüyeceğiz vaz geçmek korkmak yok ne domokrasiden ne sevdamızdan .
Evet yastayız daha uzun yazamıyoruz ama bu vazgeçtiğimiz anlamı taşımıyor o meydanları yine dolduracağız.
Ta ki son vuruşu yapacak güce ulaşıncaya kadar.
Katliam sonrası KCK'nın yaptığı '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! açıklamasına ''Olur emret.'' diye ironik bir şekilde karşı çıkmış Sn.Borga!
''Koyunlar gibi toplanalım meydanlarda, maytaplar gibi patlaya parçalana ölerek demokratikleşelim. Öyle çok ölelim ki, zalimler insafa gelsin. Bu mu istediğiniz.
Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.''Melnur arkadaşın yazısndan alıntıdır.
Böyle bir delinin özelikle ''Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' deyişlerine nasıl katılıyorsunuz Melnur arkadaşa.
Borga bu yazısıyla sol gösterip sağ çakıyor.'' basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' Böylesi irade kulanılmasına yönelik borga delisi ne yapıyor? İşte yazıları Komünist forumda,Enternasyol forumda Sosyalist forumda önce ''akademisyen'' sonra borga diye yazılanlar ortada .
Esasında bir deli var İmralıda, ikinci deli de borga olmakta.
İşi gücü böyle gerçek anlamda bir toplumsal iradenin oluşmasını sebote eden birinci delinin yaptığı ,eleştiren ,komünal örgütlenme önerileriyle ve bunun üç beş on gençlk çoşkusuyla gençleri örgütlenmelerini öneren,savunan ikinci deli.
Bu arada Hayriözşen diye girdiğim o forumda benim olduğum bilinmesine rağmen 16 mesajlarımın onanıp yayınlanaması rağmen akşam reis Che tarafından tekkerür mahlas diye banladı.Orası Sosyalist forum değil Che reisin forumu olduğunu tescillemiş oldu.
NOT:Yine buradan sesleneceğim bir var o forumda Dinç diye biri .babasına selamlarımı iletsin.
Sn.owert;
KCK'nın '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! '' açıklamasına Sn.Borga'nın gösterdiği tepki haklı bir tepkidir. KCK şu ''demokratik mücadele''den, demokrasi için mücadeleden kendini sıyıramıyor. Üstelik bu demokrasi kürt etnisitesinin dışında Türkiye bütünlüğünü de kapsamıyor. Ne kadar ''Türkiyelileşmek'' kodlamasına vurgu yaparlarsa yapsınlar bu konuda hiç bir inandırıcılıkları da bulunmuyor. Böyle olunca AKP karşıtlığı ilkesel değil, pragmatik bir özellik kazanıyor. Ulusal çıkarlarına uygun olduğunda ''sorunu AKP çözer'' diyorlar, tersi olduğunda ''AKP faşizmi''nden söz ediyorlar. BU yüzden Sn. Borga'nın bu konudaki tepkisi doğru. Yanlış olan önerdiğidir. Bu konuda da Sn. Borga yanlış bir konumlanış içinde. Kitle desteği kazanılmadan silahlı bir mücadele veya silahlı bir tepki tam da burjuvazinin ( siz bunu sistemin koçbaşı durumunda olan AKP anlayın) isteğidir, arayıp da bulamadığıdır. Sn.Borga burada tepkisel bir refleks de göstermiyor, konuya bakışı genel olarak bu. ''Leninist-Blankist'' tanımlaması kitle desteği kazanılmadan dar örgütçü bir anlayışın mücadele biçimidir ki, bunun da zaten Leninizm ile bir ilişkisi bulunmuyor.
Yazmaya çalıştıklarımın basitçe özeti buydu.[/size]
Böyle bir delinin özelikle ''Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' deyişlerine nasıl katılıyorsunuz Melnur arkadaşa.
Borga bu yazısıyla sol gösterip sağ çakıyor.'' basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' Böylesi irade kulanılmasına yönelik borga delisi ne yapıyor? İşte yazıları Komünist forumda,Enternasyol forumda Sosyalist forumda önce ''akademisyen'' sonra borga diye yazılanlar ortada .
Esasında bir deli var İmralıda, ikinci deli de borga olmakta.
İşi gücü böyle gerçek anlamda bir toplumsal iradenin oluşmasını sebote eden birinci delinin yaptığı ,eleştiren ,komünal örgütlenme önerileriyle ve bunun üç beş on gençlk çoşkusuyla gençleri örgütlenmelerini öneren,savunan ikinci deli.
Bir hareketin liderine ''deli'' denmesini kabul etmiyorum. Öcalan'ın hiç bir düşüncesine katılmıyorum. Öcalan'ın özgürlük iddialarının gerçekçi olduğuna da inanmıyorum. Öcalan'ın Lenin ve Marks konusundaki iddialarını ise şiddetle reddediyorum. Ancak bir siyasi lidere, kürt halkının önemli bir bölümünün önder kabul ettiği bir şahsiyete ''deli'' yakıştırmasının yapılmasını yanlış buluyorum.