Hakkı sen ne dediğinin farkında mısın, yoksa Marks'a bu şekilde eleştiri getirerek anti marksist laflarına yer mi açmaya çalışıyorsun? Bir şey tutturdun mu, öyle gidiyor; şimdi de Marks peygamber değildi, cümlesini bozuk plak gibi tekrarlamaya başladın. Marks'ın neyini destekliyorsun, hangi düşüncesine karşısın belli değil. Marksizmden beslenmeden, Marksizmi anlamaya çalışmadan marksist mi olunurmuş? Hem marksistsin, hem komünistsin, hem de neresine çaksam diye kıvranıp duruyorsun.
Benim yazılarımda Marx a eleştiri yok. Marxistlere eleştiri var.
''Bu marksistler Marks'ı bir türlü anlayamadı, ama ben şıp diye anladım'' demeye getiriyorsun. Gerçekten böyle düşünüyor olabilir misin? Yoksa içinde bulunduğun durumu kurtarmaya dönük sözler mi bunlar? Yüzlerce yıl Marksizmi savunanlar, dünyanın dört bir yanında hiç eksik olmuyor, kitleleri peşinden sürüklüyorlar, ama sen onların yanlış yaptığını, kendinin doğru yolda olduğunu iddia ediyorsun!
Böyle düşüneceğine, bütün dünya marksistleri doğru söylüyoru, ben yanılıyorum diye düşünmek daha mantıklı değil mi? Yanlış biliyorum deyip, doğru yola dönmek zor mu geliyor? O hale gelmişsin ki, ''Marksizmden beslenmek de ne?'' diye sorabiliyorsun, marksizmle ilgin kalmamış senin.
Marx dan beslenmekte ne demek.
Marx yaşamdan beslenmiş, reel hayattan beslenmiş, tarihten beslenmiş, kapitalizmden beslenmiş. İşte sizin de önünüzde Marxın beslendiği her şey duruyor. Besin kaynakları tam karşınızda .
Sn.Hakkı;
Marks'tan beslenmek dünyaya Marksist felsefeden ( diyalektik materyalizm) bakmak demektir. Toplumların nasıl değişip dönüştüğü (tarihsel materyalizm) konusunda Marks'a başvurmak demektir. Kapitalizmden nasıl kurtulacağız sorusunun yanıtı da yine Marks ve Marksizmdedir. Bu konular Marksistlere, sosyalistlere, komünistlere yol gösterir. Marks bir kenara bırakılarak, aynı yolu biz izleyelim doğru bir yorum değildir. Marks'ın buluşları çağıyla sınırlı buluşlar değildir, evrenseldir. Evrensel olduğu için de yüzlere yıldır dünyanın her yanında karşılık buluyor. Kuramsal açıdan yanlışlanmadığı sürece de gerçekliği tartışmasız bir biçimde etkin olmayı sürdürecek. Bu konularda yanılıyorsunuz; bu konularda çok yüzeysel yorumlarda bulunuyorsunuz; Marks yok sayılarak, '' o bunu yapmıştır, biz de onun yolunu izleyelim'' demek yeterli bir açıklama değildir. Marksist yöntem kullanılarak bugünün sorunlarına bakmak doğrudur, ama bu ancak Marksizmi ve diyalektik yöntemini benimsemekle olabilir. Bu kadar da değil, Marks'ın kuramından ortaya çıkan temel ilkelerin yadsınması anlamına da gelmez. Siz her şeyi yadsıyorsunuz, marksistim demeye çalışıyorsunuz ( artık onu da açık seçik söyleyemez oldunuz) ancak konulara yaklaşımınızın da, ileri sürdüğünüz tezlerin de marksizmle bir ilgisi yok.
''Okuma yazma öğrendim, aklım da var'' yüzeyselliğinden sıyrılmak gerekiyor. Bilgiye ulaşmada ve ulaşılan bilgiyi içselleştirmede problem varsa günceli de tarihsel olanı da işçi sınıfının çıkarları bağlamında değerlendirip yorumlamak mümkün olmaz. ''Marks peygamber değildi, Marksizm kuran değil, eleştirilmeli'' lafları da indirgendiği düzey açısından çok yakışıksız kaçıyor. Marksizm bu düzeye indirgenmemeli, bu düzeyde tartışmaya açılmamalı. Bu düzey bile Marksizm gibi bir dünya görüşünün kavranılması konusunda problemler yaşandığını göstermektedir.
Umarım bu sorundan kurtulunur diyeceğim ama siz yıllardır bu konularda hiç değişmediniz! Kolaycılığa kaçıyor, bilgiye ulaşmadan düşünce ileri sürüyorsunuz.
yanlış yere açılmış...özür
Marks'tan beslenmek dünyaya Marksist felsefeden ( diyalektik materyalizm) bakmak demektir
Sn Melnur
Böyle başladığında marks ında kuyruğundan tuttun demektir. Marx ne zaman felsefeci oldu Marks filozoflar için ne dedi bilirsin.
Bu üstte yazdığın Diyalektik Materyalizm Marks ait mi yoksa bu iki görüşün eleştirisi mi Marks a ait. Toplumların tarihi de Marks a ait değil tarihin analizi Marks a ait.
Marks kendini açıkça tanımlamıştır ben soyutlama yaptım demiş bir şey icat ettim dememiş .Mark ne felsefeci ne bilim adamı ne idolog
Niçin olduğundan farklı misyon yüklüyorsunuz ona.
Kendini tarif ediyorken niçin farklılıklar yüklüyorsunuz. İşte böyle düşündüğünüzde Marks hep kurtarıcı olarak çıkıyor
Kurtuluş kendi kollarınızda Kendi aklınızda Marx kimseyi kurtaramaz.
Onun için Markstan beslenilmez onun gibi dünyaya geleceğe baktığında var olan dünyadan var olan gerçekten beslenir ve aklınla ve gerçekten yola çıkıp değişim yapılır.
Marks ın kuramı ne 50 sayfalık manifesto halbuki tuğla gibi kapitaller var. O 50 sayfalık manifestoda bile olabilecek olma ihtimali olan şeylerden söz ederken zaman kaçtığında öznelerin ne olabilaceğinden söz ettiği de var.
Marx bir tesbit yapmış kapitalizmde sermaye birikimi sömürü soygun ve rant demiş eğer sömürülen sınıf var olduğu durumdan (ücretli kölelik ) kurtulmak istiyorsa iktidarı almalı komünistlerde onlara katılmalı demiş.
Hiç kimse hesap yapmışmı eğer bunlar olmazsa işçiler zamana itiraz etmezse komünistler işçilerle ortak olmazsa ne olur.
Ama Marx onu da söylemiş köleler dilencileşir asalaklaşır gereksizleşir.
Hadi beslen Markstan dilencileşen geresizleşen asalaklaşan bir sınıf tan.
işte marks la yolculuk yapmak onun belendiği yerden beslenmek ve onun kaygılarını paylaşmak la Marks gereksiz yükler yüklemek onu başka bir şeye benzetmek le gidip gelinir.
Bütün anti Marksistlere malzeme taşınır böylece.
Sn Melnur Beni kurtarmaya çalışmayın kendiniz kurtarın inançlarınızdan.
Böyle başladığında marks ında kuyruğundan tuttun demektir. Marx ne zaman felsefeci oldu Marks filozoflar için ne dedi bilirsin.
----------------------------------------
DİYALEKTİK MATERYALİZM
Panta cwrei, oudei menei.
Her şey akar, hiçbir şey durmaz.
(Herakleitos)
Doğayı ve toplumu düşünmenin ve yorumlamanın bir yöntemi olan diyalektik, her şeyin sürekli olarak bir değişim ve akış halinde olduğu aksiyomundan hareket ederek, evrene bakmanın bir yolunu oluşturur. Ama bundan ibaret değildir. Diyalektik, değişim ve hareketin çelişki barındırdığını ve ancak çelişki yoluyla gerçekleşebileceğini açıklar. Böylece, söz konusu olan, pürüzsüz, kopuşsuz bir ilerleme çizgisi yerine, yavaş, birikimli değişimlerin (nicel değişim) yüksek bir ivme kazandığı, niceliğin niteliğe dönüştüğü, ani ve patlamalı dönemler tarafından kesintiye uğratılan bir çizgidir. Diyalektik, çelişkinin mantığıdır.
Diyalektiğin yasaları Hegel tarafından ayrıntılı biçimde geliştirilmiştir, ama onun yapıtlarında bu yasalar mistik ve idealist bir biçime bürünürler. Diyalektiğe ilk kez bilimsel, yani materyalist bir temel sağlayan Marx ve Engels olmuştur. Şöyle diyordu Troçki:
Hegel, Darwin ve Marxtan önce yazdı. Fransız Devriminin düşünceye kazandırdığı güçlü itilim sayesinde, Hegel, bilimin genel hareketini öngördü. Ancak bu dahice olmakla birlikte sadece bir öngörü olduğu için, Hegelden gelen idealist bir karakter kazandı. Hegel nihai gerçeklik olarak ideolojik gölgelerle uğraştı. Marx bu ideolojik gölgelerin hareketinin, maddi cisimlerin hareketinden başka hiçbir şeyi yansıtmadığını kanıtladı. [1]
Hegelin yapıtlarında diyalektiğin tarih ve doğadan çıkarılmış yasasının birçok örneği mevcuttur. Ama Hegelin idealizmi zorunlu olarak kendi diyalektiğine yüksek derecede soyut ve keyfi bir karakter veriyordu. Diyalektiği Mutlak İdeanın hizmetine sokmak için Hegel, Marxın Kapitalinde uyguladığı, verili bir olgunun yasalarını araştırma konusunun titiz biçimde nesnel bir incelemesinden türetmemizi isteyen diyalektik yöntemle bariz bir çelişki içinde, doğaya ve topluma bir şema dayatmak zorunda kaldı. Bu bakımdan, Marxın yöntemi, Hegelin tarih ve doğaya keyfi biçimde yamanan idealist diyalektiğinin salt basmakalıp bir tekrarı olmasının çok ötesinde, onun tam karşıtıydı. Bizzat açıkladığı gibi:
Benim diyalektik yöntemim, Hegelci yöntemden yalnızca farklı değil, onun tam karşıtıdır da. Hegele göre, İdea adı altında bağımsız bir özneye de dönüştürdüğü insan beyninin yaşam süreci, yani düşünme süreci, gerçek dünyanın yaratıcı gücüdür, ve gerçek dünya sadece İdeanın dış, görüngüsel biçimidir. Bende ise tam tersine, idea, insan zihninde yansıtılmış ve düşünce biçimlerine tercüme edilmiş maddi dünyadan başka bir şey değildir. [2]
http://marksist.net/AI/3_diyalektik_materyalizm.htm