Evet ortada seçimlerde bir felaket cinsinden birşey oluştu. Melih Pekdemir''Şunu da bilelim, CHPye ve HDPye vurarak birleşik bir muhalefet olamaz. ''diyor. Tersine vurarak,net açık kendini ortaya koyarak bu olur. Ahmet kayanın dediği gibi '' senin kim olduğunu nerden bilinecek'' Sonra ''Hiçbir şey bizim yüzümüzden olmadı, bütün bu felaketlerin sebebi kesinlikle bizler değiliz. Kendimizi suçlamayalım.'' diyeceğiz ki bu teseli ikramiyesi olacak .Bir şey önermeyen ,yapmayan ,insiyatif koymayan , zaten hiç bir zaman hatası olmaz.Eğer birşey yapılıyor ve hatasızsak o zaman bu hatasızlığımızı bağırarak söyleyebilmeli,kimlerin hata yaptığını ortaya koyabilmeliyiz ki hata yapmadığımızı bilelim yahu..Kendimize ,toplumlara güven verelim.Sorumlu biz değilsek ki değiliz. O zaman Haziran örgütlülüğünün altına dinamitler koyan,Haziran örgütlemesini parçalamak amacını taşıyan ve çaba sarfedenleri ortaya koyalım. Bundan kaos olacakmış,çıkacakmış kaos herzaman yeni düzen getirir unutmayalım.
Zorunlu-Birleşik Muhalefet
09.11.2015 10:59
MELİH PEKDEMİR MELİH PEKDEMİR melihpekdemir@birgun.net
Dün Pazar Ekindeki yazımı şöyle bitirmiştim:
Geçen yıl ODTÜ Vişnelik toplantısında Birleşik Haziran Hareketi tam da bugünler öngörülerek yapılan bir çağrıyla kurulmuştu. Ya o kuruluşu tamamlayacağız ya kuruyup kalacağız
Sesimizi birlikte çoğaltacağımız toplumsal muhalefet güçleriyle eleştirel bir dayanışma içinde olmaya artık sadece gönüllü değil mecbur olduğumuzu da bilmeliyiz. Bunların bir kesimi CHP bünyesinde bir kesimi HDP bünyesindeler
Elbette elde var yüzde 25 (CHP) artı yüzde 10 (HDP) ötesinde düşünmemiz lazım. Sosyalistler bu yarışa girmemişti (girseydi ne olacaktı?) ama Birinci Dünya Savaşında Almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık zırvasındaki gibi CHP ve HDP yenilince biz de yenilmiş sayıldık diye mi zırvalayalım? Mahallemizdeki bakkal, komşularımız bizleri de yenik sayıyor! Çünkü öyle inanıyorlar ve kısmen de öyle...
Şunu da bilelim, CHPye ve HDPye vurarak birleşik bir muhalefet olamaz. Şimdi zaten gün o gün değil. Umarım iki parti de AKPyi bırakıp birbirlerine vurarak puan alma hesabı yapmazlar
CHP öncelikle Sünni AKP, Alevi CHP denklemini, imajını bozabilmeli. HDP de elinden geldiğince Türk AKP, Kürt HDP denklemini
CHPnin bu denklemi bozmasındaki çare elbette Alevileri dışlamak veya Sünni kimliği öne çıkarmak olamayacaksa, tek çare var ki o da yoksulların partisi, halkın partisi kimliğine ağırlık vermek. Nerede mazlum var, onun yanında olabilmek
Yani kendi çapında ve fıtratında CHPnin de Haziranlaşması şart
(Tarık Şengül HDPnin Kürt muhafazakâr seçmenine yönelik başardığını CHPnin niçin batıda başaramadığını açıklamak gerekiyor diye yazdı. HDP bunu Kürt kimliğiyle başardı, ama CHP Türk kimliğiyle başaramaz, emekten yana kendisini çoğaltarak, muhafazakâr emekçilere de seslenebilir.)
Türk AKP, Kürt HDP denklemini bozabilmek için HDP ne yazık ki yeterince Türkiyelileşemedi, kendi mecrasında (doğal olarak) Kürdistanlaşırken Ortadoğu siyasetiyle kuşatıldı. PKK bir Ortadoğu gücü ve o düzlemdeki ittifaklarla hareket ediyor. HDP ise PKKden farklı olarak ve hatta çoğu kez ona rağmen kimlikçi değil tüm emekçilere seslenebilen ve bu anlamda inandırıcı parti olabilirse, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan kendi muhafazakâr-emekçi seçmenine bile inandırıcı olmayı sürdürebilir. PKK yakın zamana dek HDPnin yükselişinde önemli etkendi ama bundan böyle artık HDPyi etkisiz eleman haline getirecek işler yapmıyor mu? PKK/PYD Ortadoğu misyonlarına ağırlık verse bile bu düzlemde AKP faşizmini ancak IŞİD üzerinden yıpratabiliyor. IŞİDe karşı elbette parlamenter mücadele verilemez, ama madem Türkiyedeki talepleri artık sistem içi ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı (AYÖŞ) düzleminde bir özerklik, bıraksın o işi de HDP halletsin
Aksi halde ABDnin dayatmasıyla Kürtlere, ancak ülkede ve bölgede Barzanileşmeleri ölçüsünde şans tanınıyor.
İşte bu faktörler hesaba katılarak CHP ve HDPye iltihak etmeden ve fakat özellikle seslerini bizlerle çoğaltmak isteyenlerine bu imajlarından (niyetlerinden) uzaklaşabilmeleri için yardımcı olmalıyız. Çünkü hem iktidar hem sokaktaki cihatçı-faşistler parti kimliğine bakmıyor, kendisinden olmayan herkese saldırıyor.
Unutmayalım. Bu coğrafyada beklenmedik zamanda bulutsuz gökyüzünde şimşekler çakmasına tanık olduk, ama görevimiz öyle bir şimşeğin çakması için tevekkülle dua etmek, şimşek duasına çıkmak değilse eğer, o kıvılcımlanmayı hazır etmektir ve şimşeklere hazır olmaktır.
Zaten ajite haldeyiz, kendimize ajitasyon yapmamızın ve bilinen sözlerimizin ve çarelerimizin ötesinde, hep birlikte yeni durumdan yeni görevler çıkarabilmeliyiz. Yeni Türkiye, bunu gerektiriyor!
Hiçbir şey bizim yüzümüzden olmadı, bütün bu felaketlerin sebebi kesinlikle bizler değiliz. Kendimizi suçlamayalım.
Sokakların asıl gücünü, o sokaklarda yaşayan hane halklarından aldığını unutmadan görevlerimizi yeniden tanımlayalım. Evet, o sokaklar, bağırıp çağırmaktan öte, öncelikle o sokaklardaki evlerin kapısını çalmak ve buluşmak için lazım
Yine o buluşmaları yapmak için beklersek asıl felaket işte o zaman gelecek. Çünkü seçim gecesinde de söylediğim üzere, her zaman bir yarın olur ve dolayısıyla bugün hep yarım kalır. Kendi yarınlarımızı ve yarımlarımızı tamamlamak ve onların heveslerini yarım bıraktırmak şartsa
Birinci görevimiz ayakta ve hayatta kalmak. Yani: Yaşamak hemen şimdi! Teslim olanlar en kısa sürede infaz edilirler. Ve yaşamak için direnmekten başka çaremiz yoksa...
Görev, evet, öncelikle fiili açık faşizm karşısında kendimizi, sokaklardaki kapıları birer birer çalarak, tamamlamakta
Türkiye'nin ihtiyacı güçlü bir sosyal demokrat parti ve onun solunda güçlü bir sosyalist güç. Sosyalistler karar verecek, ''ben nerede olmalıyım'' diyecek. Alper Taş da bu soruyu kendine soracak, solcular da. Sosyal demokraside karar kılanlar otursunlar sosyal demokrat parti sayılan HDP ile CHP birleştirsinler ve istiyorlarsa o birleşme içinde yer alsınlar. Sosyalistlerin burada ne işi var? HDP ve CHP sosyalist mi? Alper Taş'a bundan kızıyorum, adamın hayatı sosyal demokrasiyi örgütlemeye çalışmakla geçti. Çok meraklıysa iki partiden birine girsin ortada sosyalist olarak dolaşmasın?
Hakkı arkadaşım, ilk defa yazdıklarının tamamına ve kelimesi kelimesine katılıyorum. Dayanışma'nın da dediği gibi, bize ne burjuva örgütlenmeden, burjuva siyasete kayıtsız kalmamalıyız ancak bizim işimiz amasız fakatsız komünistlerin örgütlenmesidir. Alper Taş iyi niyetiyle solun beraberliğini savunuyor olabilir, ama bizim işimiz komünistlerin beraberliği olmalıdır. Ülkenin sorunu komünistlerin bir çatı altında bir araya gelmemesidir, bu sorunu aşmamız lazım, aşamadığımızda düzen siyasetinin içinde kaybolup gidiyoruz.
Umut arkadaşım siz bu kararı verdiniz mi
Bu ülkede olağan üstü bir durum var mı yok mu.
Benim yazımda dikkatlere bu da sunulmuş
Varsa farklı ve ödünlü siyaset yoksa ödünsüz ve hedefe yakın siyaset.
Ayrıntılar bu karar ı hangi yönde vermekte.
Mesele iyi niyette değil siyasette iyi niyet olmaz siyaset kavgadır.
Komünistlerin kendini burjuva siyasetinden uzak tutması bence en doğru yöntemdir.