İsmail Bilen'in 32. ölüm yıldönümü
TKP Genel Sekreterliği yapan komünist hareketin önemli isimlerinden İsmail Bilen'in bugün 32. ölüm yıldönümü. Bilen 1983 yılında Doğu Berlin'de hayatını kaybetmişti.
(İleri - Haber Merkezi) Türkiye Komünist Partisi'nin 1973-1983 yılları arasında genel sekreterliğini üstlenen komünist siyasetçi İsmail Bilen 18 Kazım 1983'te Doğu Berlin'de hayata gözlerini yummuştu.
ATILIM DÖNEMİ
1934 TKP Merkez Komite Plenumunda örgüt sekreterliğine getirildi. Kominternde çeşitli görevler üstlenen Bilen, 1973'te MK genel sekreterliğine getirildi. Bilen'in genel sekreterliği dönemi, TKPnin o güne kadarki tarihindeki en kitlesel ve yoğun siyasi faaliyet yürüttüğü bir süreç oldu ve Atılım Dönemi olarak adlandırıldı. Parti bu dönemde bütün enerjisini DİSK, İlerici Gençler Derneği (İGD) ve İlerici Kadınlar Derneğine (İKD) aktardı. İsmail Bilen 1983'teki 5. parti kongresi ile genel sekreterlik görevinden ayrıldı ve sembolik bir işlevi olan parti genel başkanlığı görevini üstlendi. Bu kongreden birkaç gün sonra 18 Kasım 1983te Berlinde öldü.
İSMAİL BİLEN'İN HAYATI
Parti içinde Laz İsmail, Marat, İsmail Marat, Savaş Üstüngel gibi isimlerle de tanınan Bilen 1902'de Rize'de doğdu. Doğduğu köyde tamamladığı rüşdiye eğitiminin ardından, ailesi ile göç ettiği İstanbul'da motor makinistliği yaptı ve İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgal edildiği 1918-1922 yıllarında çeşitli eylemlere katıldı. 1922de yasa dışı Türkiye Komünist Partisi'ne girdi; ardından parti tarafından eğitim görmesi için Sovyetler Birliğine gönderildi. 3 yıl boyunca Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi KUTVda eğitim gördü.
1926 yılında Viyanada yapılan konferansta alınan KUTVdaki öğrencilerin parti örgütlerinin güçlendirilmesi için yurda dönme kararıyla Adana il sekreteri olarak Türkiyeye döndü. Adana'da işçiler arasında örgütlenme faaliyetlerinde bulundu. 1927 Adana Demiryolu Grevi'ne önderlik edenler arasında yer aldı. 1927 Tevkifatında merkez komite üyelerinin çoğunun tutuklanmasından sonra Şefik Hüsnünün onayı ve Kominternin aday göstermesiyle yeni Merkez Komite'ye alındı. 1928 Ağustos'unda yurda Nazım Hikmet ile birlikte pasaportsuz girmeye çalışırken yakalanarak Hopa Cezaevi'ne gönderildi. 1929 başında salıverilse de Nisan ayında yeniden tutuklandı. İzmirde yargılandı ve 1933'e kadar Diyarbakır Cezaevinde tutuklu kaldı. Cumhuriyetin 10. yılı için çıkartılan af yasası ile serbest kaldıktan sonra Moskovaya gitti ve yaşamının sonuna dek bir daha ülkesine dönmedi.