Suriye'de yeni Rus operasyonu

Rus savaş uçakları, Suriye'nin Türkiye sınırına 5 kilometre mesafedeki Azez kasabasında hava saldırısı düzenledi. Saldırıda, 6 TIR imha edildi, 3 kişi öldü.

Rusya'ya ait savaş uçakları Kilis sınırına yakın bölgede hava saldırısı düzenledi. Rusya Hava Kuvvetleri'ne ait SU-24 savaş uçağının Hatay'ın Yayladağı ilçesi yakınında Türk jetleri tarafından düşürülmesinin ardından dün akşam saat 16:45 sıralarında Rus jetleri Öncüpınar Sınır Kapısı'na 5 kilometre mesafede bulunan Azez kasabası yakınlarında 6 TIR'ı vurdu. Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre saldırıda inşaat malzemesi taşıyan 6 TIR imha edilirken, 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı. Geçtiğimiz günlerde Türkmenlerin ele geçirdiği bölgelere yönelik bir saldırı yapılmadığı öğrenildi.

İleri

Rusya kızdı, savaş uçağının düşürülmesi bölgedeki operasyonların daha da hızlandırmasına yol açtı. Rusya bu konuda kararlılık gösteriyor. ABD geri adım attı, Rusya sazı eline aldı. Uçağın düşürülmesi Türkiye'nin Suriye planlarına bir darbedir. Rusya Işid'i destekleyen ülke olarak Türkiye'yi görüyor. Işid dışında Esad muhaliflerini de vuruyor bence bunlar da Katar ve Türkiye'nin desteklediği cihatçı gruplar. Bölgede ABD ve Fransa dahil bütün ülkeler Esad'ı bir kenara bırakıp cihatçı çetelere odaklandı, bizim hükümetimizin hedefi hala Esad. Bu politikada geri adım atarsa karşısına Rusya'nın çıkacağını, ABD'nin bu konuda Türkiye'yi yalnız bırakacağını hesap etmiyorlar.

Tavuk eti alımını durdurdular, seyahat acentelerinde Türkiye'ye turlarını iptal ettirdiler, futbol takımlarının Türkiye'de kamp yapmasını istemediler. Zarar 10 milyarın üstünde. Burada durmayacaklar, askeri baskıyı da arttıracaklar. Türkiye'nin bakan düzeyinde görüşme talebini de reddetmişler. Türkiye başına bela arıyor. Erdoğan içerde karanlık bir tünele sokmuştu bizi, şimdi aynı karanlık tünel Suriye politikasında ortaya çıkıyor. Bu hükümet sonunda bir duvara toslayacak, sadece kendini değil, ülkeyi de bitirecek.

Rusyanın Türkiye alehine yaptığı oparasyonlara bu kadar sevinen sosyalist görmedim.

Bunu bedelini işçi sınıfı ödeyecek bir çok işçi işten atılacak bir çok insan depresyona girecek belki de intiharlar olacak.
Sanki bu çıkacak krizi devrime dönüştürecek devrimci komünist örgütlenme hazır .Bu kriz solcuların işçilerin kafasında patlayacak.

Filler depişecek çimler ezilecek.
İnsan bu kadar yaşayabilecek felakete sevinirmi anlamadım.
Ülkede bir yığın siyasi cinayetler işlenecek bunda sevinecek ne var.
İktidar bunun bedelini kime ödetecek.

Bir söz vardır sanıyorum Lenin söyledi-Vurduğunda yıkacak gücün yoksa bırak öyle kalsın en azından güçsüz kalır bir başkası bir gün yıkar, demişti.
Bezen sol komünistlik çocukluk hastalığı oluyor.

Cok dogru söylüyorsun hakki arkadas. Bizim "sosyalistlerimiz" solculugu, ilericiligi, anti emperyalistligi, sosyalistligi sadece AKP ve Edogan karsitligi üzerinden degerlendirikleri icin Erdogan'dan fazlasi olupta eksigi olmayan Potin gibi bir despotu bizim cok bilmis "keskin sosyalistlerimiz" ayakta alkisliyorlar. Al birisini vur ötekisine, neden iki despot arasinda secim yaparlar anlasilir degil. Herhalde Putin ve Rusya'si antiemperyalistte ondan desteklerler.

Cok dogru söylüyorsun hakki arkadas. Bizim "sosyalistlerimiz" solculugu, ilericiligi, anti emperyalistligi, sosyalistligi sadece AKP ve Edogan karsitligi üzerinden degerlendirikleri icin Erdogan'dan fazlasi olupta eksigi olmayan Potin gibi bir despotu bizim cok bilmis "keskin sosyalistlerimiz" ayakta alkisliyorlar. Al birisini vur ötekisine, neden iki despot arasinda secim yaparlar anlasilir degil. Herhalde Putin ve Rusya'si antiemperyalistte ondan desteklerler.

Benim eleştirim Putinin   Erdoğandan daha despot olduğu için değil   Sn Alişan.

Mesele çıkacak siyasi krizin en ağır bedelini solcuların ödeyeceği içindir. Keşke hazırlıklı olsalar keşke bu krizi çıkara dönüştürecek olsalar o zaman ben sevinirim üzülmem.

Kriz devrimcilerin en sevdiği yönetimdir sonuçlar hep krizlerden çıkmıştır. Komünistler ne halkla bağlar kurdu ne bu tür hazırlıları var.

Ama bir güzel yan artık kendileri bir şeyler yapma arayışı içindeler. Bu güzel kendi kabuklarını kırdıkları anlaşılmakta ama bu iş haziran örgütlenmesi hızında ve gerisi devam etmeyen biçimde olursa bu   günden beter olur. Tıpkı almanyadakı Spartakus Birliği (1-ocak 1916 Rosa Lüxenburg-Karl Liepknecht) örgütlenmesine benzer yaraları uzun bir zaman kapanmaz.

Benim eleştirim bu yönde.
Türkiyenin solcularının iktidar kaşıtı olması doğrudur bunda yanlış bir yön yoktur. Eksik vardır.

Keşke daha fazlası olsa, umarım olur.

maalesef acı ama gerçek. çok doğru bir cümle. rusya gelip de "ak saray"ı vursun diye tweet atan dahi oldu.

türkiye'yi sırf akp yönettiği için son uçak olayında taraf oldular. oysa bir devlet kendi hava sahasını koruyamayacaksa onun devletliği tartışmalı hâle gelir. karizması çizilir. şimdi çizilen, putin'in ve rusya'nın karizması oldu.

selahattin demirtaş geçenlerde "türkiye bizimle uğraşmayı bıraksın da, sıkıyorsa rusya'yla uğraşsın, sınırları delik deşik oldu." diye dalga geçiyordu. demek ki büyük konuşmamak gerekiyormuş.

uçağı düşürmese mi idi türkiye? bu da savunulabilir. ille de düşürülmeliydi demiyorum. hatta düşürülmese daha iyi olurdu diye düşünüyorum. ama düşüreni suçlayan, sınırı ihlal edene tek laf söylenmeyen bir kampanyayı yürütenleri de ciddiye almıyorum. yunanistan'la sık sık çıkan ve itdalaşına konu olan sınır ihlalleriyle bomba taşıyan rus jetinin sınır ihlalini eşdeğer gösterenleri de ciddiye almak mümkün değil.

bu nasıl bir mantıktır ki, suriye aynı şekilde türkiye'nin uçağını düşürdüğünde suriye yönetimine tek laf etmediler ve yine sadece türkiye yönetimini suçladılar. türkiye'nin uçaklarının suriye hava sahasını ihlal ettiğini söyleyip türkiye'yi eleştirdiler. aynı kişiler şimdi de "ne var bunda? ille de vurmak mı gerekiyordu?" diyorlar. tabii önce rusya'nın karşı tezini kabul etme eğilimine girdiler ve rus uçağının suriye hava sahasında düşürüldüğü iddiasını tekrarladılar. ama abd'nin karşı açıklamaları ellerini zayıflattı.

ayrıca asıl gerçeği gözden kaçırmamak gerekir. o da şu: uçağın düşürülmesi asıl sorun değil, asıl sorunun bir yansımasıdır. asıl sorun, asıl anlaşmazlık, asıl çelişki olmasa, uçak konusu kısa sürede unutulabilir. hatta belki yakında unutulur da. asıl sorun, rusya'nın suriye rejimine desteğini, kendi stratejik çıkarları doğrultusunda ileri boyutlara taşıması ve türkiye'yi tahrik edecek biçimde tehlikeli hareketlere girişmesidir. sınırımızın hemen yanıbaşında bombardıman ve sınır ihlalleriyle birlikte gerginliği ciddi ve tehlikeli bir biçimde tırmandırmasıdır.

erdoğan balıkesir'de "çiftçiyle çoban" hikayesi anlattı. "vurmasaydı ne olurdu yani?" diyenlere karşı açıklayıcı bir örnek oldu. çoban sürüsünü çiftçinin tarlasından geçirmek için izin istiyor. çiftçi izin veriyor. bir süre sonra çoban tekrar geçiş için izin isteyince bu sefer çiftçi "olmaz" diyor. nedenini soran çobana "bir kez istedin, izin verdim; ama tekrar geçerlerse orada iz olur, yol olur. bundan sonra devamlı sürüler oradan geçer"

bu ülkenin solcuları, bu ülkenin akp'yi ve erdoğan'ı sevmeyenleri, sevmediklerini yine sevmesinler. ama kendi ülkesinin hava sahasının, kendi ülkesinin topraklarının yolgeçen hanına dönmesine, delik deşik edilmesine, iz olmasına, yol olmasına "ne var bunda?" diyecek kadar da apolitik olmasın. sürekli esad güzellemeleri yapıp, putin güzellemeleri yapıp, esad'ın kendi ülkesinin dağlarını, şehirlerini, rusya'yı da yardıma çağırıp bombalamasına azıcık seslerini yükseltmeyen bir topluluğa sol denebilir mi? rusya'nın hemen yanıbaşımızdaki toprakları deli gibi bombalamasında en ufak bir sorun görmeyen, ama bir rus uçağı düşürüldüğünde feryadı basan bir topluluğa "millî" denebilir mi?

"esad kendi ülkesini bombalıyor, sana ne?" diyenler çıkacağını biliyorum. "rusya'yı kendi ülkesine çağıran esad, sana ne?" diyenler de çıkacaktır. ama o esad, kendi halkının büyük bir kısmını kaçırıp göçürmüş bir diktatör. suriye halkı da bir katili başından atma hakkına sahiptir. elbette dışarıdan gelmiş şeriatçı, cihadcı, katliamcı ışid, el nusra gibi terörist ve katil çetelere karşı çıkılmalı. elbette bütün savaş suçlarına da karşı çıkılıp cezalandırılması istenmeli. ama şu an rusya'nın yaptığı, iran'ın da yaptığı, halkının bir kesiminden soyutlanmış bir katil despota kayıtsız şartsız destek vermektir.

o rusya ki henüz ağzından "esad gidecek" lafı bile çıkmamıştır. esad da ondan aldığı cesaretle geçiş süreci sonrasındaki seçimlere katılmanın kendisinin de hakkı olduğunu söyleyecek kadar arsızlaşmıştır. burada, bizde, 34 kişinin öldüğü roboski katliamından dolayı söylemedik söz bırakmayanlar, orada, suriye'de 300 küsur bin kişinin hayatına mal olan içsavaşın baş sorumlusu olan kişiye hâlâ meşruiyet atfedebiliyorlar.