Bugünleri de gördük!
Doğu Perinçek: Afganistan'a modernlik, çağdaşlaşma, kadın-erkek eşitliği Taliban'dan gelecek
Habertürk Televizyonu'nu canlı yayınına katılan Doğu Perinçek'e, Taliban'ın ülkenin kontrolünü sağlamasının Kurtuluş Savaşı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesine benzetmesi soruldu.
Nagehan Alçı'nın “Ama İstiklal Savaşı'ndan sonra belli bir hayat tarzını kabul etmeyenleri yok eden, sokak ortasında infaz eden görüntü ortaya çıkmadı” sözlerine Perinçek, “Daha öyle bir görüntü ortaya çıkmadı. Öyle bir manzara gördüğümüz zaman değerlendireceğiz” karşılığını verdi.
Alçı'nın, “Ama bunun öncesi de var sokaklarda kadınları infaz ettiler” demesi üzerine Perinçek, “Birincisi bunlar bir istiklal savaşı verdi Amerika'ya, ben onu alkışlıyorum. Amerikan emperyalizmini dize getirdiler. Ben Türkiye'den bakıyorum. Amerika'dan baktığınız zaman endişeleriniz olabilir, tamamen haklısınız. Sizin işbirlikçileriniz tekerleklerin altında kalıyor havaalanlarında” diye konuştu.
Alçı'nın “Sizce ABD'ye karşı olmak diğer her şeyi önemsiz hale getirir mi?” sorusuna Perinçek, “Hayır ABD'ye karşı olmak değil. Ülkesinin bağımsızlığını sağlayarak, ülkesinin gelişme ve kadın-erkek eşitliği dahil, laiklik dahil her alanda ilerleme çağdaşlaşma için gerekli zemini yaratmak. Bağımsız bir ülke değilseniz ne kadın-erkek eşitliği olur ne kadını kurtarırsınız” ifadelerini kullandı.
'TALİBAN'LA TEMASIMIZ OLACAK'
Mehmet Akif Ersoy'un Taliban'la temaslar kurup kurmadıklarını sorduğu Doğu Perinçek, “Taliban ile temasımız olmadı ama olacak. Olmaması mümkün değil” şeklinde yanıtladı.
Alçı'nın “Kadınların tek başına sokağa çıkmasını yasaklayan, müziği yasaklayan, sokak ortasında infaz eden... Daha bugün tartaklanan kadınların görüntüleri var” sözleri üzerine Perinçek, “Ben onlara inanmıyorum. Size şunu söyleyeyim, kadın spikeri çıkardılar, onun önünde basın toplantısı yaptılar. Afganistan'ın seçenekleri ne, Amerika veya Taliban. Taliban'dan modernlik, çağdaşlaşma, kadın-erkek eşitliği, oradan gelecek. Oradaki süreçler, oradaki çelişmeler, Afgan halkı getirecek. Yoksa Amerika oraya çağdaşlık getiremez” dedi.
https://www.gazeteduvar.com.tr/dogu-perincek-afganistana-modernlik-cagdaslasma-kadin-erkek-esitligi-talibandan-gelecek-haber-1532312
Akıl alır gibi değil, Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu'daki mücadelesini, Taliban'ın Afganistan'daki mücadelesiyle bir ve aynı tutmak ve dahası Taliban'ı Afganistan'da çağdaşlığın, modernliğin ve kadın erkek eşitliğinin öznesi olarak görmek gerçekten akıl alır gibi bir şey değil. Böyle bir değerlendirmenin sağlıklı bir zihin tarafından yapılabilme imkanı olabilir mi? Sadece Doğu Perincek ziniyetinden ççıkabilecek bir saçmalıktan başka ne olabilir ki, bu tür cümleler? Ve başka türlü nasıl yorumlanabilir?
Maoizm Türkiye sol-sosyalist hareketinin bir geleneği. Bunun liderliğni de Doğu Perincek yapıyor. Bugün bakıldğında sadece bu spesifik konuda da değil, bu geleneğin önemli sayılabilecek kişilerinin tamamının ''dönek'' olarak tanımlanacak br savrulma yaşamış olması bence hiç de tesadüf değil. Hakkını yemeyelim, Perincek ise bu konuda hiç dönmedi! Dün de ''baş çelişki, temel çelişki'' diyordu, bugün de aynı teraneyi kendince yorumluyor. Dün Sovyetler Birliğini sosyal emperyalist olarak nitelemeyi siyasetinin baş köşesine yerleştirmişti, bugün de Taliban gibi emperyalizmle iç içe geçmiş ve kuruluşunda ABD parmağı olan bir gerici unsuru Afganistan'da modernitenin kurucusu gibi gösterme akıl dışlığını savuur hale getirmiş. Keşke mücadele arkadaşları gibi ''dönebilseydi'' Doğu Perincek; keşke liberal, demokrat olabilseydi ya da bir köşeye çekilip anılarını yazar hale gelseydi! Upuzun, acılı ve yorucu bir mücadele sürecinden sonra gelinen noktaya bakın! AKP destekçiliği, dinci faşizme payanda olmaya çalışma ve en son Taliban şakşakçılığı...
Olacak şey değil.
Perincek Afganistan'ın Taliban eliyle modernleşeceğini söylerken parti içinde neden güçlü bir muhalif ses duyulmaz? Garip değil mi? Partinin şefi olduğu için mi? Partinin işleyişinde bir sorun olduğu için mi yoksa? Başka ne olabilir diye düşünüyorum ve aklıma da bir şey gelmiyor. Demokratik merkeziyetçilik böyle bir şey mi? Partinin liderliği ve yönetim kurulları ''demokratik'' bir seçimle seçiliyorlar ve sonra aldıkları bütün kararlar yukarıdan aşağıya aynen hayata geçiriliyor? Sol, sosyalist partilerin işleyişi böyle. Çoğu da monolitk bir yapıya sahipler. Farklı düşünceler, eğilimler, hizipler partide tutunamıyor. Bu spesifik örnek üzerinden gidilecekse, Afganistan'da Taliban'ın ABD emperyalizmini yenilgiye uğrattığı iddiasıyla birlikte modern bir yaşam kuracağı iddiası partide tartışılmadan dile getirilmştir. Parti liderinin böyle bir hakkı olsa da ve söylemleri partinin görüşü anlamına gelse de, böyle bir işleyişin sol bir partide egemen olması merkeziyetçilik adına nasıl savunulabilir? Apayrı bir tartışma konusu bu, yeri de bu başlık değil ama zihnimizin bir yerinde olmasına yarar var.
Sol emperyalizm karşıtlığıdır. ABD emperyalizminin dünyanın her bir noktasında yenilgiye uğraması elbette önemsenmelidir. Ama ABD'nin Afganistan'da yenilgiye uğratıldığını iddia etmek ve üstelik bu yenilginin Taliban tarafından gerçekleştirildiğini iddia etmek ve arkasından Taliban'ın Afganistan'da modern bir toplum kuracağı noktasına varmak nasıl bir akıl yürütme olabilir ki?
İyi de böyle bir tavır Perincek ağzıyla dile getirilirken, parti içinde ve sempatizan kesimde neden yoğun bir tepki ortaya çıkmaz? Garip olan, ilginç olan, üzerinde düşünmemiz gereken şey bu?
Perincek'in partisindeki işleyiş ''leninist parti modeli'', Hasan Yalçın'ın bu konuda kitabı da var. Demokratik merkeziyetçilik bence de olması gereken bir işleyiş biçimi, ama bu tür örnekler sanki bu işleyiş biçiminin tekrar tekrar gözden geçirilmesini gerektiriyor. Öyle değil mi? Şöyle bir benzetme yapsak yanlış mı yapmış oluruz: Tayyip Erdoğan milliyetçiliği ayaklar altına alırken de, en büyük milliyetçi benim derken de nasıl ki aynı milyonlardan destek ve oy alabiliyorsa ve ortada bir sosyolojik gerçek varsa, bu merkeziyetçiliğin işleyiş biçiminde de benzer durumlar yok mu? Örnekse Perincek ''kahrolsun Taliban'' da dese, o partinin başında kalacak ve hiç eleştirilmeyecekti, eminim.
Ve üzüntü verici olan şey Perincek ve şürekası arasında var olan bu ilişki, sadece Perincek ve şürekasına içkin bir ilişki biçimi olmaması. Evet, ne yazık ki böyle.