Doğu Perinçek: Yargı artık daha güvenilir
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yargı kurumunun daha iyi ve güvenilir bir hal aldığını Tayyip Erdoğan'ın kendi çizgisine geldiğini ve bu programın asıl sahibinin kendileri olduğunu söyledi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek,Rotahaberden Eşref Aydoğmuşa konuştu. Perinçek konuşmasında yargının geldiği noktayı beğendiğini artık daha güvenilir bir yargının olduğunu söyledi.
YARGI DAHA GÜVENİLİR OLDU
*Ergenekon sürecinde bir takım mağduriyetler yaşandığı, hukuksuzluklar olduğunu her fırsatta ifade ediyorsunuz, hatta bunların birer tertip olduğunu söylüyorsunuz. Bugün malumunuz davanın savcısının yurtdışına çıktığı/kaçtığı söyleniyor. Yargıda da çok ciddi değişiklikler oldu, özellikle HSYK seçimleri ve sonrasında. Bugün itibariyle yargıya artık güveniyorum diyor musunuz?
-Bugünkü yargı, dünkü yargıya göre daha güvenilir oldu. O HSYKdaki değişikle ve Türkiyenin yaşadığı değişiklikle. Yargı biraz da iklim meselesidir. Türkiyede iklim değişti. Ne oldu? Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir davaları gibi davaların birer tertip ürünü olduğu ortaya çıktı.
Bu yapılan adaletsizliklerin ortadan kalkması için bir zemin oluştu. O bakımdan, son zamanlarda yargıda hep olumlu şeyler görüyoruz. İşte ne oluyor, Poyrazköy davası beraat ediyor, yurtdışı yasakları kaldırılıyor, işte Yargıtay duruşmalarında adil ve hukuka uygun bir tavır görüyoruz. Hrant Dink suikasti gibi olayların üzerine gidiliyor. O bakımdan, biz olumlu gelişmeler tespit ediyoruz.
YARGIDA AK PARTİNİN BİR KUVVETİ YOK
*HSYK seçimlerinden sonra Adli ve idari yargıdan seçilen üyelerin hükümet yanlısı olmadıklarını ve gerekirse Erdoğanı bile Yüce Divana götürebileceklerini söylediniz...
-Ben hala o kanıdayım. 7 yıl Ankara Hukuk Fakültesinde öğretim üyeliği yaptım. Çok insan yetiştirdim, öğrencilerim de var. Tanırım o camiayı. Bugün, Türk yargısında kesinlikle Tayyip Erdoğanı yargılayıp hakkında hüküm verecek cesur ve vicdanlı hakimler var.
HSYK seçim sonuçları da buna uygun. HSYK seçimlerinde Tayyip Erdoğan kazanmadı. Yargıda Birlik Platformu kimlerden oluşuyor? Cumhuriyet yanlısı, Milliyetçi insanlardan oluşuyor. Yargıda Ak Partinin bir kuvveti yok. Muhafazakar yargıçlar var, ama onlar güvenilir insanlar. Yani Ak Partili değil.
ERDOĞANIN YÜCE DİVANA GİTMESİ İÇİN BOP EŞ BAŞKANI OLMASI YETER
*Bir gün siz, Erdoğanın Yüce Divana götürüleceğini mi düşünüyorsunuz?
-Kesinlikle. Bir tek, Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) Eş Başkanı olması yeter. Türkiyenin Başbakanı, yabancı bir devletin herhangi bir projesinde eş başkan olamaz. Tespit ettik; ABDnin Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanıyım diye 33 yerde açıklamaları var, görüntüleri saptadık.
*Bir yandan da AKP, Vatan Partisinin yıllardır savunduğu mevziye geldi diyorsunuz?
-O başka bir şey, onu zorunluluklar oraya getiriyor. Türkiyenin sanayicileri var, Türkiyenin ordusu var, Türkiyenin halkı var
Taç, başı uslandırır. diye bir söz var. Siz bu ülkeyi yönettiğiniz zaman, istediğiniz gibi yönetemezsiniz. O zorunluluklar sizi bir yöne sokar. Yani Türkiyenin Başbakanı Ben BOPun Eş Başkanıyım, Türkiyeyi böleceğim vs. diyecek, işte onu bir yere getirsin, en sonunda o iflas eder. Yani 24 Temmuz, bu olayın başlangıcı. 24 Temmuzda AKPnin çözüm dediği PKK ile işbirliği projesi iflas etti. PKKnın üzerine yüründü.
Süreç buzdolabında açıklaması da yapıldı, bu askıya alındığı anlamına gelmiyor mu?
-Buzdolabından çıktığı zaman, ona uygun tavrı alırız. Ama 24 Temmuzda gelinen nokta nedir? Vatan Partisinin mevzisi. Vatan Partisi diyordu ki; Siz, PKK ile işbirliği yaparak kesinlikle terörü ortadan kaldıramazsınız. Silahlı terör örgütünü ancak devletin yaptırım gücüyle etkisiz hale getirebiliriz.
Ve 24 Temmuzda Türkiye o noktaya geldi. Bunda, Vatan Partisinin tavrı, TSKnın kararlılığı, etkili oldu.
*Cezaevinden çıkarken bir konuşma yaptınız. Tayyip Erdoğan'ların, Abdullah Gül'lerin, Fethullah Gülen'lerin iktidarını, hepsini birden yıkacağız. Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız dediniz. Burada cemaatler ve tarikatlardan kastınız nedir?
-Cemaatler ve tarikatlar, Cumhuriyetimize göre yasadışı kuruluşlar. Atatürk, Türkiye şeyhler, müritler ülkesi olamaz diyor. Bu bir devrim programı. Bunun içinde ne var? Cemaat nedir? Cemaat orta çağa ait bir kurumlaşma. Modern kurumlaşmada dernekler kurarsınız, sendikalar kurarsınız, çağdaş örgütler falan ama tarikat/cemaat orta çağa ait kuruluşlar. Onlardaki ilişki ağı, feodal karakter taşıyor. Yani şeyh var, müridi var, o müridi o şeyhe bağlı vs. Bir dernekteki başkan gibi değil. Dernekte nedir? Oylar, seçer vs. Ama şeyhle mürit arasındaki ilişki nedir; babası şeyhtir, dedesi şeyhtir, öyle gelir. O nedenle Cumhuriyet ne yaptı, tekke ve zaviyeleri kaldıran kanun çıkardı. Hatta o kanunla, tekke ve zaviyelere ait tüm mallara da el konuldu.
O tekke ve zaviyelerin kaldırılması demek, aynı zamanda cemaat ve tarikatların tasfiyesi demek. Ben de bir Cumhuriyet devrimcisi olarak onu ifade ettim.
CEMAATLER TASFİYE EDİLİR AMA ÖNCELİKLİ OLAN GÜLEN CEMAATİ
*Gülen cemaati dışındaki cemaat ve tarikatları da kastediyorsunuz herhalde?
-Tabi, genel olarak, bu stratejik bir şey. Yani bir program uyguladığınız zaman o cemaatler tasfiye edilir. Ama bunların içinde de bir aciliyet ve öncelik var.
*Gülen cemaati en öncelikli olan?
-Gülen cemaati, Amerika ile bağları nedeniyle onlardan farklı. Gülen cemaatinin bir özelliği var, Amerikanın dünya çapındaki stratejik planlarında rol alan bir örgütlenme. Ve o nedenle de ne oldu, en son Kırmızı Kitaba girdi ve Fethullah Terör Örgütü olarak tespit edildi.
Amerika ile ilişkileri nedeniyle. Amerika ile ilişkileri olmasa sonuç itibariyle daha farklı bir tavır alabiliriz. Bir de nedir, Türkiyenin başına örülen son çorapta, tertipte rolü oldu. Ergenekon-Balyoz vsde Fethullah Gülen cemaati kullanıldı. Kullanan kim? Tayyip Erdoğan. Abdullah Gül de var bu işin içinde. Beraber yaptılar. Ben şunu söyledim mahkemelerde ısrarla hakimlere; Siz gladyo mu arıyorsunuz? Siz şimdi açıklayayım, Gladyonun 1 numarası Tayyip Erdoğan, 2 numarası Abdullah Gül, 3 numarası Fethullah Gülen dedim.
TAYYİP ERDOĞAN BİZİM PROGRAMIMIZA GELDİ
*Gizli bir Perinçek-AKP ittifakı olduğu iddiaları söz konusu. Var mı böyle bir ittifak?
-Biz bu Ergenekon sürecinde dedik ki, bu Fethullahçı gladyodur. Evet, bunun arkasında Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül var şahıslar olarak ama kullandıkları aygıt, mekanizma Fethullah Gülen örgütünün devlet içinde kurduğu aygıt. Tayyip Erdoğanın kendisinin polisleri, yargıçları vs yok. Fethullah Gülen de konuşmalarında askerin içine yerleşin, polisin içine yerleşin diyor. Bu nedir? gizli bir örgüt. Bu örgütü Erdoğanla Gül kullandı. Tayyip Erdoğanın kendi gladyosu yok. Etrafında çıkarcı bir çevre var, o ayrı. Benim kastettiğim devlet içinde Erdoğanın kendisine ait bir gizli örgütlenmesi yok.
Şimdi biz Fethullah Gülen Örgütünün üzerine yürünmelidir ve tasfiye edilmelidir dediğimiz zaman tabi bizzat o cemaatin kendisi bizi Tayyip Erdoğanla beraberler diye suçladı. İkincisi, CHP ile MHP de cemaatle ittifaka girdikleri için onlar da bizi bu konuda Erdoğanla ittifak yapmakla suçladılar. Bir de arkasından ikinci bir olay geldi 24 Temmuzda; Erdoğan 24 Temmuzda da bizim tarafa geçti.
Bakın Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen meselesinde bizim programımıza geldi. Biz onların programına gitmedik.
*A Haberde bir programlarına gittiniz
(gülüşmeler)
-Size de konuşuyorum, Yeni Akite de konuştum. Benim Zaman Gazetesinde Ekrem beyle de fotoğraflarım var, her yerde çıkıyor.
Bakın Zamana giderken bir seçim öncesiydi. Bütün basın kuruluşlarını ziyaret ettik. Bizim içimizden bazı arkadaşlar dediler ki; Fethullah Gülenin gazetesine, Zamana gitmeyin. Peki biz iktidar olduğumuz zaman basın organlarına ayrım yapacak mıyız? Yapmayacağız. O zaman şimdi niye yapalım dedim ve gittim. Hürriyet Gazetesi, Zaman Gazetesinden daha iyi bir gazete mi mesela? Veyahut da diğer gazeteler. Bu yanlış bir şey, basın organı basın organıdır. Biz yarın hükümet olacağız ve gazeteler, basın organları arasında hiçbir şekilde ayrım yapmayacağız.
*Bugün medya kuruluşlarına kayyum atamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz öyleyse?
-Türkiye Cumhuriyetinin, şeyhlikleri, dervişleri, cemaatleri, tarikatları, tekkeleri tasfiye programını doğru buluyoruz. Zaten devrim kanunları da bunu gerektiriyor. Ama bu uygulamalar sırasında bazı hukuk dışı tavırlar olabilir. Ben çok ayrıntıları bilmiyorum. Onunla da çok fazla ilgilenmiyorum.
İkincisi, buradan kişisel çıkar elde etmek isteyenler de olabilir. Yani bugünkü hükümet bundan yararlanarak bazı basın kuruluşlarını kendi kontrolüne almaya çalışabilir. Ama yapılan işin kendisi; yani nedir bu iş, cemaat ve tarikatlara Türkiyede yer yok. Amerika işbirlikçisi hiçbir şeye yer yok. Tayyip Erdoğanlara da Türkiyede yer olmaması gerekir.
*Beni tutuklayan hakim benim koğuşuma girecek dediniz, nitekim öyle de oldu. Bunu nereden bildiniz?
-Çünkü bu tertibin devam etmeyeceğini biliyordum.
*Ama o koğuşa gireceğini nereden biliyordunuz?
-O bir espri. Ama o hücreye koyanlar benim beyanatımı okuyup benim sözümü dinledilerse onu bilmiyorum.(gülüyor)
Genellikle o F blokta kaldık biz. Anladığıma göre o F blok daha güvenli. Onları da tabi oraya koyunca bizim hücremize girmiş oldular.
CEMAAT BÜYÜK ÖLÇÜDE TASFİYE OLDU, BİR GÜCÜ KALMADI
*Bugün, sizin deyiminizle Fethullah Gülen iktidarı yıkıldı mı sizce?
Fethullah Gülenin devlet içinde çok ağır darbe yediği ortada. Ekonomik anlamda da ciddi darbe yedi. Fazla bir gücü kalmadı. Ama toplum içinde zayıflasa bile vardır tabi. kökünün kazınmasından kasıt zaten cemaat şeklinde bir yapılanmamanın kalmaması. Yoksa o cemaateki fertler de bizim yurttaşımız. Bizim partimizin üyesi ile Fethullah Gülen cemaatinde yer alan bir insan arasında benim için bir fark yoktur hukuken.
*Bugün gönül rahatlığıyla cemaat artık tamamıyla tasfiye olmuştur diyor musunuz?
-Büyük ölçüde tasfiye edildi. Bu da yeter zaten. Bir askeriyede dokunulmadı deniyor, ama ben TSK içinde Fethullah Gülen örgütlenmesinin önemli bir gücü olduğunu sanmıyorum.
*Gülenin iade meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Fethullah Gülen, sağlık sorunları da olan bir insan. Ben hiç kimseye eziyet yapılmasının peşinde olan bir insan değilim. Türkiyede önemli bir etkisi kalmadığı söylenebilir artık. İade edilsin de, Silivri zindanlarına atılsın diye benim açımdan bir mesele yok. Zaten bu sorun çözülmüş büyük ölçüde. Yani kişilerden intikam benim karakterime uymaz, kişilerin eziyet çekmesinden mutlu olan bir insan değilim.
*Ruşen Çakır, "Cemaatle mücadele stratejisinde birileri olaya müdahil olmuş gibi. Yeni bir kumanda ve akıl dahil olmuş sanki diyor. Yeni akıl ve kumandadan kasıt nedir? Siz misiniz?
-Bu programın asıl sahibi biziz. AKP değil. Yani Fethullah Gülen örgütünün tasfiye edilmesi programının asıl sahibi biziz. Vatan Partisi. Bizim programımıza geldiler. Biz onların programına gitmedik.
Onlar, Fethullah Gülenle beraber Türkiyeyi yönetmiyorlar mıydı? Bütün bu hakimleri onlar desteklemiyor muydu? Bu hakimlerle savcılarla gizli gizli buluşmuyor muydu Tayyip Erdoğan? Ergenekon ve Balyoz tertipinde Abdullah Gül özellikle, boylu boyunca yok muydu? Biz, başından beri Fethullah Gülen örgütü Cumhuriyetimiz ve vatan bütünlüğü açısından bir tehdittir ve tasfiye edilmelidir diyorduk, oraya geldiler. Bu program, bizim programımız.
ERDOĞAN YÖNETİMİNE KARŞI GÜÇLÜ İTİRAZLAR VE KALKIŞMALAR BAŞLAYACAK
*Ak Parti iktidarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
-Rus uçağının düşürülmesinden sonra, geleceğini hiç parlak görmüyorum. Zaten şimdi önümüzde derinleşen büyük bir ekonomik kriz var. Bunların 250 milyar dolar sıcak para bulması lazım 1 yıl içinde. Bunu bulma şansaları sıfır. Hele bu uçak meselesinden sonra çok olumsuz etkilenecek. Önümüzdeki 1 sene içinde çok ağır sarsıntılar yaşayacak Tayyip Erdoğan. Hükümet felakete gidiyor. Türkiye değil ama. Hükümet neden felakete gidiyor; özellikle borçlanma ekonomisi iflas ettiği için. Şimdi bunlar ekonomisinin şampiyonları. Yani Turgut Özalla başlayan çizgi.
Ekonomileri iflas etti. Türkiyede bir ithalat problemi ortaya çıkacak, döviz sıkıntısı olacak, sanayide daralmalar olacak, bazı fabrikalar kapılarına kilit vuracak, ithalata bağlı olduğu için tarımda problemler olacak. Bütün bunlar tabi toplumsal hareketlere de yol açacak. Ekonomi, toplumun hükümetleri değiştirmesinde belirleyici faktör. Önümüzdeki aylardan itibaren vatandaşlarda Tayyip Erdoğan yönetimine karşı çok güçlü itirazlar ve kalkışmalar olacağını göreceksiniz.
KAYNAK: ROTAHABER - EŞREF AYDOĞMUŞ
Perincek adı geçtiğinde aklımıza ne kadar olumsuz sıfat gelirse söylüyoruz. Bizim forumda da oluyor, daha çok bizim dışımızdaki sol forumlarda söyleniyor. Adamın ne topallığı kalıyor ne faşistliği. Bu yazıyı buraya asarak Perincek'in görüşlerini birinci elden yansıtmış oldum ama hiç yorum yapılmamış. Böyle olacağını tahmin ediyordum. Perincek'in görüşlerini açık açık eleştirmekten kaçınıp, onun adının önüne çirkin sıfatlar eklemek eleştiri değil, güzel de değil. Perincek AKP'nin yanında değilim, o benim yanıma geldi derken haksız mı? AKP'nin yanına geldiği suçlamasıyla Perincek'e saldıranlar, AKP'nin yanına gelen isimlere ve odaklara neden eleştiri yöneltmezler? Perincek'in siyasetini doğru bulmadığımı da ekleyeyim ki, yanlış anlaşılmasın. Karşı olduğum şey, Perincek'e yapılan saldırıların eleştiri olmadığı, sadece saldırı olduğu ile ilgili. Saldırmak için saldırıyorlar, yoksa Perincek'in görüşlerini eleştirmiyorlar.
Sol Perincek'i eleştiriyor ve bunu da yeri geldiğinde yapıyor. Türkiye'de AKP gibi bir parti yıllardır Türkiye'yi yönetiyorsa AKP'ye dokunmayıp Perincek'i ve partisini merkeze koymak AKP'nin ekmeğine yağ sürmekten başka neye yarar? Perincek eleştirilerine eleştiri de denmez, sadece saldırı, küfür ve hakaret var, başka bir şey yok. Bunlar da daha çok kürt milliyetçi cenahtan geliyor. Tek nedeni Perincek'in kürtler konusunda karşı kutupta bulunması, başka bir nedeni de yok. Çünkü çok uzun zamandır siyaset kürt hareketi üzerinden şekilleniyor. Kürt hareketine yedekleniyorsan solcu, komünist, enternasyonalist olunuyor, kürt hareketine yedeklenilmiyorsa nasyonalist, faşist, ulusalcı olunuyor.
Perincek solculuğu Kemalizmle başlıyor. Kemalizmi de sosyalizme götürecek bir yol olarak görüyor. Bunu yaparken ulusal ve üniter devleti esas alıyor, üniterliğe karşı olan kürt hareketine karşı da kuvvetli eleştiriler yöneltiyor. Perincek siyasetinin özü bu ve Perincek bir anlamda bu siyaseti burjuva devriminin tamamlanması ve MDD'nin karşılığı olarak ileri sürüyor. Karşı çıkılacaksa bu siyasete karşı çıkılması lazım. Ancak karşı çıkanlara bakıldığında zaten büyük çoğunluğuyla sosyalizmi inkar eden kesimler. Marks ve Lenin'i aşanlar, sosyalizmi, yoksulluğun komünce paylaşımına indirenler, bu konuda gericilerle ve ağalarla ve şeyhlerle iş birliği yapmaktan çekinmeyenler olduğu da görülüyor. Bu yüzden Perincek siyaseti eleştirilmiyor, saldırıya uğruyor. Bu saldırıların yapıldığı forumlar da buna uygun olduğu için, buradaki eleştiriler tornadan çıkmış gibi birbirinin aynısı oluyor.
Perincek'e eleştiriyi saldırı zannedenlerden sol bir Perincek eleştirisi beklemek hakkımız, onlar da artık saldırıdan eleştiriye geçmeye başarırlar.
Siz bunca mali gücüne,Ulusal kanal ve Aydınlık gazetesine rağmen,ve bunca yıllık mazisine ve örgütlülüğüne rağmen Sol içinde milim itibarı olmamasının nedeni nedir.
Bakınız Seksen öncesinden tanıyorum onu.
Arkadaşlarla tartışıyorduk onu ,Gazetelerinden tam sayfa devrimcileri ihbar ediyordu.
Bir arkadaşım''Galiba Mitçi bu'' dedi.
Cevap verdi bir diğer arkadaş''Bu Gladyoya ihbarcılık yapıyor''dedi,ve ilave etti''mitçi olsa isimleri mite bildirirdi,bu tam sayfa ihbarcılık yapıyor Emperyalizme hizmettir bu yaptığı''
Çok düşündüm bu konuyu.
Ergenekon kumpası esnasında
Bu adam Millici subaylarımızın davasına monte edildi diye düşünür oldum.
Sadece bunun savunması dışarı sızdırıldı.
Nazarımda Antiemperyalist subaylar çok değerliydi ve bu zata yem edildi diye düşünüyorum.
Solda kimse muhatap almak istemiyor çünki tiksiniyor.
Fakat haklısınız eleştirilmeli.
Muhbirde olsa ,gladyo işçiside olsa eleştirilmeli.
Tgbli gençleri kurtarmak için bu yapılmalı.
Onun içini bilmeyen subaylarımız için bu yapılmalı.