Bölge patlamaya hazır cephaneliğe dönüyor
Radikal.com.tr yazarı ve Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin bugünkü yazısında Suriye'deki iç savaş nedeniyle bölgede artan askeri yığınağa dikkat çekti.
Yetkin, Mevlüt Çavuşoğlu ve Sergey Lavrov'u kastederek, "Dışişleri bakanları buluştu ama Putin'in sert sözleri gerilimi daha da artırdı. Bölge patlamaya hazır cephaneliğe dönüyor" ifadelerini kullandı.
Yetkin yazısında konuyla ilgili özetle şu bilgileri aktardı:
"Bütün bunlar olurken bakın bölgedeki silah yığınağı nasıl arttı.
Öncelikle 2 Aralık gecesinden itibaren İngiltere de bölgedeki askeri tabloya dâhil oldu.
İngiliz Başbakanı David Cameron parlamentodan onay alır almaz, Kıbrıstaki Agratur (Akrotiri) üssünden kalkan 4 Tornado savaş uçağının IŞİDin ana gelir kaynağı olan petrol tesislerini vurduğu açıklandı; 8 Tornado daha Kıbrısta üslenmek üzere yoldaydı.
***
İngiltere daha önce Kıbrıstaki üslerini Fransız savaş uçaklarının Suriye ve Iraktaki IŞİD hedeflerine operasyonu için açtığını duyurmuştu.
Ankara da önceki gün Fransız savaş uçaklarının aynı amaçla Türk hava sahasını kullanabilmesine izin verdi.
Adanadaki stratejik İncirlik üssü bu operasyonların merkezi konumunda.
***
Dün akşam Ankaraya gelen Almanya Savunma Bakanı Ursula Von Der Leyenin amacı da Alman Tornado savaş uçaklarının (ve o çerçevede 550 kadar askerin) İncirlikte konuşlanması için izin almaktı.
ABD hava kuvvetleri zaten Temmuz ayından bu yana (zaman zaman Türk F-16larının da katılımıyla) İncirlikten IŞİDi vuruyor. Amerikan F-16larına yakın zamanda F-15 ve A-10 tipi uçaklar da katıldı.
Yani şu anda Suriyenin Lazkiye şehri yakınlarındaki Hmeymim hava üssünde konuşlu Rus MiG-24, MiG 25, Su,24 ve Su-30 savaş uçaklarına karşılık, NATOnun beş önemli gücünün, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve tabii Suriyenin sınırdaşı, ev sahibi Türkiyenin hava kuvvetleri İncirlik, Agratur (ve destek amaçlı Diyarbakır üslerini kullanabilecek durumdalar.
***
Türkiyenin İncirlikteki havada yakıt ikmali filosunu ve Konyadaki AWACS filosunu da resme katmamız gerekiyor.
Ve tabii Rusyanın Suriye sahasındaki en önemli kara müttefiği İrana S-300 satışını açıklaması ve uçak düşürülmesi olayı ardından Suriyeye daha gelişmiş modeli olan S-400 yerleştireceğini ilan etmesinini de saymalıyız.
***
Ve bu sadece hava kuvvetlerindeki tablo.
Gelelim denizlerdeki yığınağa.
Lazkiyenin 100 km kadar güneyindeki Tartusta bulunan Rusyanın Orta Doğu ve Akdenizdeki tek askeri üssü olan deniz üssü, zaten Rusyanın Suriyeye hava gücü yığmasının en önemli nedenlerinden biriydi.
***
Hava gücüyle birlikte Rusyanın Karadeniz, Kuzey Denizi ve hatta Pasifik Filosundan bazı savaş gemileri de Akdenize, Kıbrıs ve Suriye sahili arasında, İskenderun Körfezinin güneyinde kalan bölgeye yerleştiler.
AB üyesi Kıbrıs Rum hükümetiyle Rusya arasındaki bir anlaşma sayesinde Güney Kıbrıstaki limanlardan da yararlanıyor Rus filosu.
Bu arada Montreaux (Montrö) anlaşmasının verdiği hakla, Boğazlar üzerinden Suriyeye bir askeri ve sivil zinciri kurmuş vaziyette silah ve her türlü malzeme sevk ediyor.
Son gelişmelerden sonra Karadeniz filosunun amiral gemisi olan Moskva füzeatar kruvazörü de Suriye açıklarında seyrediyor.
***
ABD Altıncı Filosuna bağlı Donald Cook füzeatar destroyeri de Akdenizde, bir süre önce Türk donanmasıyla ortak bir tatbikat yaptı. Onun nöbeti dolunca yerini bir başka Amerikan füzeatar gemisi alacak.
Türkiyenin Rusyanın Suriyedeki varlığına karşı korunması amacıyla NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenbergin hafta başına açıkladığı üzere Akdenize gelecek takviye NATO deniz gücü söz konusu.
Alman ve Danimarka donanmalarına bağlı yüksek teknolojiyle donatılmış savaş gemilerinin yolda olduğu bildiriliyor.
***
Tabii sadece Akdeniz değil.
Rusya Karadeniz filosunu Akdenize indirince NATO da karşı hamleler yapmaya başladı.
Türkiyenin Kuzey Deniz Saha Komutanlığı zaten bir süredir teyakkuzda.
***
Dün bunlara ek olarak üç savaş gemisi Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçerek Karadenize çıktı.
Gemiler Kanada, İspanya ve Portekiz bayrağı taşıyor.
Anlamını biliyorsunuz değil mi? NATO bütün üyeleriyle teyakkuzda.
***
Türkiyeyi Rusyanın askeri misillemesinden koruyan en önemli unsurun NATO üyeliği olduğu anlaşılıyor; şimdi tavuk-yumurta meseline girmeden söyleyelim.
Gelinen noktada ne ABD, ne Rusya, ne Suriye ve ne de Ukrayna nedeniyle birbiriyle savaşmaya niyetli.
Ama bu kadar dar alana bu kadar ülkenin silahı, askeri yığıldığında ortam her türlü kazaya açık hale gelir.
Dünya tarihi ne çatışmaların, hatta savaşların bazen ne kadar sudan sebeplerle patladığına tanıktır; bazen en umulmadık, önemsiz damla taşırır bardağı.
O nedenle Türkiye ve Rusya arasındaki gerilimin bir an önce diplomatik yollardan giderilmesi gerekiyor; bir an önce."
CAGDASSES.COM
Suriye öyle bir karıştı ki, neredeyse üçüncü dünya savaşı çıkacak. İpini koparan Akdeniz'e açılıyor. Hadi Amerika, İngiltere, Rusya'yı anladık da Danimarka'nın burada ne çıkarı var? Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taş attı kuyuya, herkes onu çıkarmaya çalışıyor. Taş kuyudan çıkar mı çıkmaz mı, bölgede sıcak bir çatışma çıkar mı, çıkarsa Türkiye'nin kaybı ne olur, herkes bunu konuşmaya başladı. Üçüncü dünya savaşının küçük ölçekli bir örneği bölgede, Suriye üzerinde yaşanabilir. Seçimlerden önce Erdoğan kaybetmemek için savaş bile çıkarabilir diyorduk, seçimler bitti, Erdoğan kazandı, yine savaş tehlikesi var. Rusya uçağın düşürülmesini fazla önemsiyor, Erdoğan'dan özür bekliyor. Erdoğan açık açık özür dilemeyi kendine yediremez. Nato'nun da arkasında durduğunu biliyor. Putin geri adım atmazsa bu gerilim yükselecektir. Al başına belayı.
Kendi yarattıkları canavarı boğmaya geliyorlar. Acaba sadece bu mu?
Hiç bir şey olmaz kaybeden Türkiye ve Suriye olur.
2008 de Gürcistan Rus savaşı çıktığında dünya 3.dünya savaşı beklentisine girmiştiler ama beklenen olmadı.
Almanya Ukrayna da nüfusun arttırmak istiyor NATO .Karabağ da kazanç sağlamak istiyor Rusya Suriye de üstlerini güçlendirmeye çalışıyor ABD nin hedefi belli.
Türkiye Libya yı kaybetti Suriye yi de kaybedecek
Sovyetler yıkıldığından bu yan hep duyarız 3. dünya savaşı çıkacak diye ama unutmayalım bu günün teknolojisi bir dünya savaşını kaldıramaz. Böyle bir savaş ortada ne ABD bırakır ne Rusya.
Her şey enejinin kontrolü için yapılıyor
Kaybeden hep orta ölçekli devletler ve bunu bilmeyen siyasetçiler oluyor Elbette o topraklar üzerinde yaşayan halkta kaybediyor.
Bu gürültüde Rojava denilen batı Kürdistan kurulacak Kürdistanı bütünleyen Kuzey Kürdistan da savaş hızlanacaktır. Yani Türkiye toprak bile kaybedebilir.
Bazı hırslı yöneticiler hesap bilmeyen kumarbazlar gibidir kazanacağım diye oturduğu masadan kayıplarla kalkar.
Türkiye de kaybedecek hiç bir dönem Suriye ilişkileri 2005 e dönemeyecek .Türkiye gibi orta ölçekli devletlerin hiç bir zaman kumar oynamaması gerekir
Onlar için en iyi Slogan. Yurtta sulh Cihanda Sulh dur.