HDP'de Erdoğan sevdalıları var

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisine yönelik, “7 Haziran öncesi ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ çıkışı bireyseldi ve hatalıydı” diyenleri, “Yalnızca Erdoğan sevicilerin kaygı duyduğu bir gelişmedir. Bizim parti içerisinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı” sözleriyle eleştirdi.



HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, TBMM’de bir grup gazeteciyle yaptığı görüşmede HDP içinde Erdoğancılar olduğunu söyledi.

Hürriyet'ten Rifat Başaran'ın haberine göre Demirtaş, gazetecilerle yaptığı görüşmede şunları söyledi:

“Eski mekanizmalar bir yere kadar getirdi çözüm sürecini. Daha da ileriye götüremeyiz. Eski mekanizmadan; İmralı heyeti ve hükümetin çözüm heyeti ve belli aralıklarla İmralı ziyaretlerini kastediyorum. Bundan sonra böyle ilerlemez. Parlamentoda bir komisyon kurulsun, çözüm süreci bu komisyonun sorumluluğunda yürüsün. Örneğin İmralı adasına mı gidilecek; bu komisyon karar versin. Hükümet ile HDP arasında sıkışıp kalan bir süreç olmaktan çıksın. Ne parlamentonun ne muhalefetin ne kamuoyunun haberi oluyor. Komisyon olması bizce daha faydalıdır. CHP de bu işin parlamentoda çözülmesini istiyor.

İDEOLOJİK DURUŞ

(‘Seni başkan yaptırmayacağız’ çıkışı bireyseldi ve hatalıydı’ eleştirileri) Yalnızca Erdoğan sevicilerin kaygı duyduğu bir gelişmedir. Bizim parti içerisinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı. Bunlar gizli Erdoğan’cılardı aslında. Bizden çok Erdoğan’ı sevip sayarak, AKP ile ilişki kurarak AKP’ye neredeyse yalakalık yaparak sorunun çözüleceğine inanıyordu bu tipler. ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ klasik bir kişisel sürtüşme veya bir kişinin başkan olup olmamasının üzerine ortaya çıkmış bir slogan değildir. İdeolojik bir çatışmanın formüle edilmiş halidir. Bir tarafta sağ, neoliberal, Türk-İslamcı ve hilafeti esas alan bir yapı vardır. Biz onun dayattığı başkanlık sistemine karşı çıkarak ideolojik bir duruş sergiledik. Yalnızca Erdoğan sevicilerin kaygı duyduğu bir gelişmedir.”

Bu sevdalıların Başında İmralıda kalandır. Çünkü o hiç bir zaman Türkiye sosyalitlerine güvenmedi ve Türkiyede solu (gerici)sağ,sağı sol (ilerici) olarak gördü. Kürt sorununu kürt siyasalı hep sağ kesimin çözeceğine inandı ve politkasını bu doğrultuda geliştirdi. PKK nın çıkışıyla birlikte PKK siyasettine egemen olan Türkiyede sağ kesimin kürt sorununu haledebileceğine inanmasıydı.

Bundan dolayı sürekli sağ (burjuvaya )hizmet ederek ,onun istekleri doğrultusunda poltik hat belirledi. Burjuva Cumhuriyet kurucusu küçük burjuva egemenliğinden kurtulmak istiyor ama ekonomik ve siyasal olarak gücü yetmiyordu. 1980 sonrası liberaleşme kapitalizmin Türkiyede derinleşmesi ,burjuvaya ekonomik güç kazandırdı ve burjuva siyasal olarak nisbi anlamda olan gücünü pekiştirdi.

Bu aşamada aradan bonapartis tıpte islamcılığın egemenliği peşinde koşan daha çok papülist halk desteği bulan kesim aracılığı ile burjuva Türkiye de ekonomki siyasal egemenliğini tam tesis edebilidi.

Şimdi gelidğimiz yer. İslamcı bonopartis parti miadını doldurmuş burjuva   tarafından kulanılıp   bir kenarıya atılma tehlikesi ile karşı karşıya ve bu   kesim ,cumhurriyetçi ulusal kesimle itifaklar aramakta. Bu olsa olsa sadece Bonopartis islamcı kesimin ömrünü uzatmaktan başka bir halta yaramayacağı kesin.

Kısaca Türkiyede zarlar tekrar atılmakta.

Bunu gören HDP bu zarlar içinde yerini almaya çalışıyor ..

Sırrı Sakık ile Hasip Kaplan üzerine alınmış, ''daha açık konuşsun'' demişler. Bence de daha açık konuşmalı. Demirtal kendi partisine dönük böyle bir iddia ortaya atıyorsa bunu açık bir şekilde söylemeli ve parti politikasına aykırıysa disipline vermeli. Leyla Zana ''kürt sorununu çözerse Erdoğan çözer'' derken Erdoğancı mı oluyor mesela. Olmuyorsa Erdoğan'a yalakalık yapanlar kimler? Demirtal bu partinin eş genel başkanı değil mi, açıklasın.