Erdoğanla aynı 'vatan'a sahip değiliz
Kemal Okuyan
Din istismarcılığı yetmedi, şimdi bir kez daha vatan-millet edebiyatı. Çünkü birilerini bu şekilde sindireceklerini biliyorlar.
Bizi dünyaya şikayet ettileeeeer
Savaş çıkarsa İran ordusuna yazılırım dedileeer
.
Soğuk Savaş yıllarından hortlamış ifadelerle suçlanan kişi bir milletvekili. Sözlerim çarpıtıldı diyor, partisi ise ilahların istediği kurbanı verdi verecek. En ilginci de CHPnin eski bir solcu milletvekilinin vatanı olmayanın Kâbesi olmaz sözleriyle hem solcu hem İslamcı diye bilinen Eren Erdemi moda deyimle sırtından vurmasıydı.
CHP yönetiminin yaklaşımı başından beri buydu zaten, makulü oynarsan AKP de durulacak makulleşecek. Tabi, tabi
İkinci Dünya Savaşı öncesinde İngiltere, Fransa hatta ABDnin Almanyayı sakinleştirmek için buldukları yola benziyor. Appeasement diye tarihe geçti, yatıştırma, modern çağlarda icracılarını bu denli aşağılayan bir başka politika pratiğine tanık olunmamıştı. Daha sonra belgeler de çıktı ortaya, Hitler ve kurmaylarının kendilerini yatıştırmak için olmadık işler yapan küçük insanlarla nasıl alay ettiklerini ortaya koyan.
Her ne ise
Bırakalım Hitleri Chamberlainı, günümüz Türkiyesine dönelim.
Erdoğan ve arkadaşları, Türkiyenin Suriye politikasını eleştirenleri hiç sıkılmaksızın vatan hainliği ile suçluyor. Bunu yaparken ne sıkılıyor ne de zorlanıyorlar çünkü karşılarındaki sözde muhalefet dış politika söz konusu olduğunda derhal yelkenleri suya erdiriyor. CHPnin hali ortada, Rus uçağı düşürüldüğünde birkaç saat içinde düşürmekle doğru yapılmıştır diyen bir genel başkana, hiçbir meşruiyeti olmayan sınır ötesine asker yollama tezkerelerine onay veren bir Meclis grubuna sahip. Muhalif gazete Sözcü ise Erdoğanla her fırsatta şovenizm yarıştırmakta.
Dış politika iç politikanın aynasıdır oysa
İç politikada kötü, çirkin, haksız olanın dış politikada tersini yürütmesi nasıl mümkün olacak?
Üstelik Suriye örneğinde AKP hükümetinin işlediği suçlar, NATO kalkanının bile gizleyemeyeceği bir kapsama ulaşmak üzere
Her gün yeni bir rezillik çıkıyor ortaya. Burada esip üfürüyor hazret ama dışarıda hakkında neler yazılıyor neler! İstese hakaret davası açabilir ama açmıyor. Bu davaların hiç olmadık yerlere gidebileceğini biliyor. Gidebilir; başka ülkelerdeki yargıya el atmadı henüz.
Özet itibarıyla, diyor ki, benim dış politikamı eleştiren vatan hainidir.
Biz de kendisine diyoruz ki, aynı vatana sahip değiliz seninle.
Senin vatanın NATO üyesi, ABD ile müttefik, İsraille stratejik ortak. Bizim vatanımızsa bütün bu emperyalist ülke ve kurumlardan zarar görüyor.
Senin vatanında tekeller hüküm sürüyor. Sanayi, tarım, yeraltı ve yerüstü kaynakları büyük holdinglerin elinde, paraya para demiyorlar. Devletin bütün olanakları bir avuç para babasına çalışıyor. Bizim vatanımızda ise işçiler, emekçiler, köylüler sömürülmekte, borçlandırılmakta, yoksullaştırılmakta, işsizliğe talim ettirilmekte.
Senin vatanında tarikatların sözü geçiyor. Senin vatanında kadına şiddet töre diye geçiştiriliyor. Senin vatanında hırsıza hırsız diyenler cezaevini boyluyor. Senin vatanında özel tim mensupları arama yaptıkları evin silahsız kızını durduk yere vuruyor. Senin vatanında köyler, kasabalar yetmedi, koca şehirlerde savaş ilan ediliyor. Senin vatanında sanat yok, bilim yok, kültür yok.
Yok.
Aynı vatana sahip değiliz biz.
Çıkarlarımız da ortak değil.
Bu nedenle Suriyede işlenen suçlara bakıp vatandır ne yapsa yeridir deyip susamıyoruz. Yurtseverliği kendi ülkesini kötülüklerden temizleme iradesi olarak tanımlamıştık biz. Bu iradenin sonuna kadar arkasında duracağız. Yalanın, suçun, haksızlığın, adaletsizliğin milli çıkarlar bahanesiyle ile meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz.
Avrupa Birliğinden demokrasi dilenenlerden hiç olmadık; ne İran ordusuna ne Putinin himayesine ihtiyaç duyarız. Egemenlerin, sömürücü sınıfları temsil edenlerin topuna alerjimiz var çünkü.
Sizin dünyanız bizim dünyamıza batıyor, zarar veriyor.
Senin vatanın bizim vatanımıza.
Biz o vatana ihanet etmeyiz.