İşçi sınıfı ekmeğine bir dilim ilave etmek için değil onuru için savaştığında sözü size niçin anlamsız geliyor pek anlamadım.
Sn Melnur.
İşçi sınıfının komünizm e giden yolda kendi kurtuş mücadelesi ne anlama geliyor.
İşçileri bir de köle gören düzende kurtuluşun anlamı nedir sizce.
İşçileri köle yapan nesnel şartlar onların ücrete bağımlı yaşaması değilmi
İşçiler ücretten nasıl kurtulur .
Bazı felsefik sözlere çıplak gözle baktığında pek bir şey göremezsin onun derinliklerine inmen gerekir. Felsefe zordur bilirim ekonomi bilimi kadar sade ve çıplak değildir.
İşte işçi sınıfının onur savaşı özgürleşme savaşıdır ilk isyanla başlar sonu da komünizmdir. Eğer işçiler bu onur savaşı vermezse kölelik durumları değişmez sadece sahipleri değişir.
Niçin Sosyalizm.
Bütün sınıflı düzenlerin ana ekseni özel mülkiyettir Bu mülkiyet anlayışı daha ziyade üretim araçlarında olmaktadır. Bu mülkiyet anlayışında sermaye birikimi iki şekilde elde edilir 1 -sömürü vasıtası ile. 2-başkasının mülklerini çeşitli zor yolu ile elinden almak vasıtası ile.
1-Sömürülen kesim hiç mülkü olmayan geçimi için emek gücünü satmak zorunda olan insanlardır-yani İşçiler.
2-Başkalarının mülklerinin elinden alınması ya faiz vasıtası ile ya ticari faaliyet vasıtası ile olur mülksüz kaldığında işçilere katılarak büyük bir sınıf oluştururlar. Buna işçi sınıfı denir.
Kapitalist faaliyet bunula kalmaz işçi sınıfı tarafından sermayesi büyüyen sınıf (burjuva) bununla yetinmez işçi sınıfından da kurtulmak ister onun için makinaları yani sabit sermayesini daha da güçlendirip mümkün olan az işçi çalıştırarak maliyetini daha aza indirir. Bu sayede bir çok işçi işsiz kalır ya açlıktan ölür ya kapitalistin vereceği aşa muhtaç kalır.
Kapitalizm makinaları geliştirip işçilerden kurtulduğunda krizlerini geçici olarak çözsede kalıcı olarak çözememiştir ya faşizmleri gündeme getirmiş ya çalışamayanlara sosyal yardımlar dağıtarak işi çevirmiştir.
Kapitalizm 3 ayak üzerinde yürür.
1-üretim.
2-dağıtım.
3-tüketim.
Bu ayakların bir tenesinde tıkanıklık olduğunda kapitalizm kriz yaşar bir ayağın tıkanıklığı diğer ayaklarında tıkanmasına yol açar. Onun için kapitalizm bütün ayakların sorunsuz çalışmasını ister. İşte bu durumda devlet ve devletin zor aygıtı iş başındadır. Mahkemeler polis güçleri parlemento bu işleri yapar Devlet ve sistemin çarkları sorunsuz dönmesi için her daim devrededir.
Kapitalizmin düşmanı yalnız işçiler değildir kapitalistler kendi sınıfı içindede düşman bulurlar kendi içindeki acımasız rekabet kapitalizmi sık sık krize sokar ve bu krizden çıkmak içinse her kapitalist devleti elinde tutmayı en acil görev bilir.
Kapitalistlerin bütün amacı tek başına veya çok az kitlesi ile dünyaya hakim olmak isterler onun için savaşlar yaratır teröristler besler dini kullanır entrikalar düzenler toplumlar için korku senaryoları üretirler.
Tek amaçları yer yüzü tanrıları olmaktır.
Kapitalizmde amaç sadece para (sermaye) biriktirmek olduğu için yaşadığımız dünyanın bütününe yatırım yapmazlar onlar kar nerede yatırım oradadır derler. Onun için hiç bir kapitalistin insani yönü yoktur.
Kapitalizm sınıflı ve özel mülkiyetli düzenlerin sonuncusudur Bu dünyayı kendinden önceki düzenlerden daha çabuk kirlettiği berbat ettiği için ömrü onlardan kısa olacaktır.
Hakkı Baykuş
kapitalizmden kurtulmak için sosyalizm. kapitalizmi anlatmak sosyalizmi anlamamıza yol açmaz ki. kapitalizm konusunda söylenenler doğru bir sosyalizm yorumunada neden olmaz. başlık sosyalizm ise, proleter diktatörlük ve liberalizm ile olan ilişkisini anlatmanız lazım. kapitalizmi savunanlar bile kapitalizmi savunduklarını söyleyemiyorlar. nasıl bir sosyalizme ne oldu.
NEW YORK—
Yaklaşık bir buçuk milyon nüfuslu New York kentinde her beş kişiden biri açlık sorunu yaşıyor. Amerika genelindeyse, nüfusun %14’ten fazlası aynı sorunla başbaşa. Bu insanların bir kısmı, aş evlerinden faydalanıyor. New York Gıda Bankası isimli bir sivil toplum örgütü, geçtiğimiz yıl New York’un beş ilçesinde hizmet veren aş evlerine toplam 3,5 milyon ton gıda yardımı yaptı.
Harlem’de insanlar, ailelerine yemek götürmek için her sabah erkenden sıraya giriyor. Bu aş evi New York Gıda Bankası tarafından işletiliyor.
Bronx’tan birkaç kilometre uzaklıkta bulunan dev dağıtım deposundaki konserve gıdalar, taze sebze ve meyve gibi ürünler kamu kurumları, gıda firmaları ve bağışçılardan geliyor. Gıda Bankası yöneticisi Margaret Purvis, ihtiyacın her geçen gün arttığını söylüyor: “Burada zengin ve yoksul arasındaki uçurumdan bahsediyoruz. Dünyadaki yoksulluk ciddi bir sorun. Zengin ve yoksul arasındaki bu mesafe çok üzücü.”
Gıdaların aş evlerine dağıtılmasında gönüllüler önemli bir rol oynuyor. Örneğin, finansal hizmetler sağlayan bir firma makarna dağıtımına hazırlık yapıyor.
Bu kadın, “Daha önce hiç gönüllü olarak çalışmamıştım. Bu tür bir görev, hem insana başkalarına yardım etme şansı tanıyor hem de kendi sahip olduklarının kıymetini anlamaya,” diyor.
Aşevleri, gıda yardımına ihtiyacı olanların süper marketine dönüşmüş durumda. Buraya gelenlere basit, ucuz ama besin değeri yüksek yemek tarifleri de veriliyor.
Sunny Anderson, “Bu fırında pişmiş tatlı patates püresi. Yapmak çok kolay. Sadece tatlı patates, soğan, tuz, karabiber ve margarin gerekiyor. Çok da lezzetli,” diyor.
Buraya birçok insan alişverişe geliyor.
Mary Edwards, “Çocuklar için besleyici şeyler alıyorum. Genelde onlar için alışveriş yapıyorum,” diyor.
Aşevi müşterileri yemek için para vermiyor. Ailelerinin büyüklüğüne göre alışveriş yapıyorlar. Gıda Bankası Üye Hizmetleri Direktörü Camesha Grant, 2013’te devletin gıda yardımlarını azaltmasıyla, New York’ta açlık sorununun arttığını söylüyor: “Her beş üyeden biri çocuk. Her altı kişiden biri yaşlı. En çok dikkat çeken nokta ise, üyelerimiz arasında çalışanların da bulunması. Düzenli olarak çalıştığı halde yeterli beslenme için para bulamayan çok insan var.”
Ortada gittikçe kötüleşen bir gıda krizi var. Bunun en açık işareti de, son beş yılda New York’ta gıda yardımı alanlara 200,000 kişinin daha eklenmesi oldu
13 10 2014 Amerika,nın sesi.
Dünya devletinde işçilerin düştüğü durum. Gıda yardımı alan insanlar potansiyel işçi, çalışamadıkları için emek gücünü satarak geçimlerini sağlayamıyor Ve kapitalizmin kapısında ellerini açmış tanrıya dua ediyor Allah devletimize zeval vermesin diyorlar.
Her 100 kişiden 15 kişi dilenci
Bu insanlar umutlarını da kaybetmiş onurlarınıda .
İşte kapitalizm insanı bu hale düşürüyor onursuz aşağılanmış alay konusu olan bir nesneye.
Niçin hal böyle niçin bu aşağılanmış duruma isyan yok
İşte işçi sınıfı onuru için savaşmadığında bu hale düşecektir .O zaman bir kapitalist ukala çıkacak eğer bu dünyaya komünizm gelecekse onu biz getireceğiz diyecek.
Onun içindir ki en güçlü mücadele onur mücadelesidir
Dünyanın bu gerçeğine gözlerini kapadığında bu yaşanan aşağılayıcı olayları görmemezlikten geldiğinde istediğin kadar Marx oku istediğin kadar sosyalist ol bir işe yaramayacaktır.
Teoriler olabilecekleri anlatır pratik olmakta olanları Devrimcilik isyandır aynı zamanda burjuvadan daha iyi dünyayı yönetme talebidir.Onun için proleterya diktatörlüğü demokrasilerin en iyisi ve en insana uygunudur.
Yoksa senin diktatörlüğün diğerinkinden kötü se al başına çal derler adama.