Bu fotoğrafın hikayesini bir de bu detaylarla okuyun
Akbaba, yerde sürünmeye çalışan kara derili çocuğa bağırdı: Haydi! Git gidebiliyorsan! BM Sudan Yardım Merkezi 2 km. ötede... Ama oraya varamayacaksın!
Aşağıda gördüğünüz, dünyanın en hüzünlü fotoğraflarından biri olarak 1994 yılında Plutzer Ödülüne de layık görülecek Kevin Carterin fotoğrafı.
Konuşan da elbette akbaba değil, bizzat Kevin Carterdi...
MESLEĞİMİ YAPIYORDUM
Çünkü o, ben mesleğimi yapıyordum, diyecekti daha sonra. Evet, görüntü korkunçtu, ama bir ya da iki dakika fark etmeyecekti. Sonunda akbaba çocuğa dokunmadan kaçtı...
Peki siz, diye sordu biri. Siz ne yaptınız? Çocuğa yardım ettiniz mi?
Ben mi? Ah, bunu defalarca söyledim. Bir ağacın altına gittim, bir sigara yaktım ve ağladım...
Neden? Çocuğu kurtarma şansınız yok muydu?
Hayır! O sıralarda hepimize şu talimat verilmişti BM tarafından: Yaralı veya ölü kimseye bulaşıcı hastalıklar nedeniyle dokunmayın.
O yüzden mi dokunmadınız?
Hayır... Umurum değildi bulaşıcı hastalık. O kadar çok ölü ve diri insana dokunmuştum ki Sudan ve Güney Afrikada... Hayır, sorun bu değildi.
Neydi?
Bunu bana soracak en son kişi sensin Bethy! Neden olduğunu çok iyi biliyorsun! Bunu yüzlerce kez konuştuk...
Sahnede Kevin Carter, Mona, Angel ve Bethy vardır. Carterin elinde bir viski şişesi sürekli içmekte ve kendisine yöneltilen sorulardan bıkmış halde tuvalete gidip kusmakta, yeniden içmektedir. Olay Angelin evinde geçmektedir. Kevin Carter kara derili Angelin evine gelir ve tam o sırada sevdiği, hatta sevgilisi gibi gördüğü Mona uğrar. Sürekli içki içen Kevinin durumundan endişelenen Mona ve Angel, daha önce birlikte olduğu Bethyyi çağırırlar.
Bunlar ayrıntı.
İŞİN ÖZÜ
İşin özü şu: Sen ey Tanrı! diye haykırmaktadır Kevin Carter. Tamam, ben bir hata yaptım ve o çocuğu kurtaramadım. Sadece işimi yaptım. Peki sen neredeydin o küçücük yavru ölürken? Neden akbabayı sen kovalamadın? Bu kadar iraden yok mu? Senin tüm iraden, tüm iyilik dağıtman cebinde parası olup da, kiliselerin kumbaralarına üç beş kuruş atanlar mı?
Karaderili Angel, Kevin, lütfen Tanrımıza hakaret etme, der.
O senin Tanrın! diye bağırır Kevin, araya en etkili olan ve sonradan çağrılan Bethy girer: Plutzer ödülünü alırken böyle söylemiyordun ama... Bana yaptıklarını anlatırken de böyle değildin. Kendini toparlayabilir ve hayatına yeniden başlayabilirsin.
Hayır diye haykırır hayatına bir arabanın koltuğunda egzoz gazıyla son veren Carter: Beyninin bir yerlerinde hayatın boyunca taşıyamayacağın kareler yerleştiyse ve sen kendini ne kadar zorlarsan zorla onları unutamıyorsan, yeniden bir hayata başlayamazsın. Gözümün önünde beş beyaz, bir karaderili kadını yaktı. Onun resimlerini de çektim, ama kimse beni sorgulamadı. Bir keresinde de beş karaderili bir beyazı döverek öldürdü, ama yine kimse oralı bile olmadı. Onun resimlerini de çekmiştim. Ben işimi yapıyordum yalnızca, sorgulamak sizin Tanrınıza ait, bana değil!
Büyük günah işliyorsun, der Angel...
Bunu Plutzer ödülünü aldığın zaman söylemiyordun, der Mona...
Sen insan değilsin, diye haykırır Bethy...
YOKSUN
Bu anlattığım, son provası 25 Aralıkta yapılan ve ilk gösterimi de dün yapılan, dünyanın en ünlü fotoğraflarından birinin sahibi Kevin Carterin hayatını anlatan Yoksun adlı oyunun son provasından izlenimlerim.
Yıllardır Anadolu Efesin de desteğiyle Türk tiyatrosuna yenilikler getiren Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosunun Ankara Demirtepedeki tiyatrolarında sahneye koydukları oyunu Cuma Boynukara yazmış, Edip Tümerkan yönetmiş, dramaturjisini Kültür Bakanlığı eski müsteşar yardımcılarından Gülşen Karakadıoğlu yapmış.
Oyunun adı Yoksun...
Kevin Carterı Musa Kazım Öney, Angeli Miray Tuğçe, Moayı Diyar Güldoğan, Bethyi de Irmak Tuğcu oynuyor.
Oyun sonrası toplantı yapılıyor yeniden ve eksiklikler veya fazlalıklar konuşuluyor.
Metin, çok kuvvetli bir metin, ama belli ki Gülşen Karakadıoğlu ve Kerem Işıkın da ciddi müdahaleleri var sahneye konuşunda.
Bir yönetmendir tiyatroyu hayata geçiren, diyor soğukta, kapıda yaptığımız konuşma sırasında yönetmen ve oyuncularla...
Oyun şunu bağırarak soruyor aslında: Sanat hayat mıdır, hayat sanat mıdır?
Gelin de cevap verin.
Oyun her Cumartesi Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosunun Maltepe, Daniş Tunalıgil sokak, 3 numaradaki salonunda gösterimi olacak.
Derim ki gidin...
1994 yılında aldığı Plutzer ödülünden sonra intihar eden 34 yaşındaki Kevin Carterin hayatına şöyle bir bakmak için gidin ve ardından 12 gece haberlerini izleyin, Suriyede, Diyarbakırda, Cizrede, Surda, Nusaybinde neler oluyor ve biz oralardan niye haber alamıyoruz?
3 aylık bir öldü dün, dedesinin kucağında ve dedesiyle birlikte.
Soru şu: Burada suçlu mu arayacağız? Bebek PKK'lıydı demek yetmiyor. Bebek de dedesi de güvenlik güçlerindendi... O da olmuyor.
Suçlu kim?
Mümtaz İdil
Odatv.com