Perinçek bu kapak hakkında konuştu
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugünkü özerklik önerilerine karşı çıkarken 2000e Doğru Dergisinde yıllar önce özerkliği savunmasına ilişkin konuştu.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugünkü özerklik önerilerine karşı çıkarken 2000e Doğru Dergisinde yıllar önce özerkliği savunmasına ilişkin konuştu.
Yeni Yüzyıl gazetesinden Sercan Meriçe konuşan Doğu Perinçek, Siz 2000e Doğruda özerkliği dile getirirken de suç mu işliyordunuz? sorusuna Biz onu o zaman özgürlük ortamı olsun diye dedik. Atatürkün özerklik programını yayınladık yanıtını verdi.
İşte o röportaj:
- Önce Ulusal Kanalda Cem Küçükle yaptığınız program ve ardından Akit TVye konuk olmanız çok tartışıldı. Nedir değerlendirmeniz?
Akitin izleyicisi benim yurttaşım değil mi? CNN Türke çıktığımda yurttaşlara sesleniyorum da Akite çıktığımda kime sesleniyorum? Önemli olan yurttaşlarımla iletişim kurmak. Devrimci yalnız kendi düşüncesinden olanlara seslenirse çürür gider. Kaldı ki Akitin izleyicisi mi daha vatansever yoksa diğer televizyonların mı?
- Silivriden çıkmadan önce Ergenekon hükümlüleri olarak hükümetle anlaştınız mı?
Ben savaşa savaşa çıktım Ergenekondan. Erdoğanla aramda ondan fazla dava var. Anlaşma yapmak büyük bir ahlaksızlık. Benim hayatıma bakarsanız böyle bir ihtimal olmadığını görürsünüz. Doğu Perinçekin ismiyle anlaşma kelimesi bir araya gelmez.
- Recep Tayyip Erdoğanlar bizim çizgimize geldi dediniz.
Birisi, Fethullah Gülen terör örgütüne karşı mücadele, ikincisi de PKKya karşı devletin yaptırım gücünü kullanmak. Biz Fethullah Gülen örgütünün ABD güdümünde olduğunu, devlet içine yuvalandığını ve ABD planlarında görev yaptığını 30 yıldır söylüyoruz.
- Cemaatin tasfiyesi süresinde sizin bilgilerinizden faydalanmak için gelen oldu mu?
Herkesin bilgisine başvuruyorlar. Ama şahsıma böyle bir talep gelmedi.
- Cemaat mensuplarının bürokrasiden tamamen tasfiye edilmesi mümkün mü sizce?
Büyük ölçüde edilebilir. Ediliyor da zaten. Cezaevinde aynı koğuşta yattığım genel başkan yardımcımız avukat Nusret Senem, Fethullah Gülenle ilgili altı kitap yazdı. O kitaplarda ne yazıyorsa, bugün soruşturma da öyle gidiyor. Şu anda Tayyip Erdoğan yönetimi, Fethullah Gülenle uğraşıyorsa, bu hukuka da uygundur ve doğrudur.
DİNK VE DANIŞTAY CİNAYETİ
- En dikkat çekici unsur ne cemaate ilişkin?
Danıştay ve Hrant Dink suikastı.
- Hrant Dinki cemaat mi öldürdü?
Hrant Dinki öldürenler Trabzon emniyetine bağlı haber elemanları. Bunlar Rahip Santoroyu öldürüyor. McDonaldsı bombalıyor. Haber elemanları bu eylemleri emniyetten habersiz yapabilir mi? O zamanki emniyet müdürü Ramazan Akyürek, Fethullah Örgütüne mensup. Ama onu oraya emniyet müdürü yapan da Tayyip Erdoğan hükümeti. O yargıçların ve savcıların belirli mevkileri ele geçirmesinde onların sorumlulukları var. Erdoğan, Ergenekon savcısıyız dedi. Soruşturmaların başında Abdullah Gülün yaptığı toplantılar var. Gül, Savcı bulun ve yürüyün bunların üzerine diyor. TSKnın ve İşçi Partisinin
- Hrant Dink suikastı, Danıştay saldırısı Ergenekon davasına meşruiyet sağlamak için mi yapıldı?
Şöyle bir talimat verilmiş ABDden: TSKnın üzerine yürünecek, ordunun içerisindeki bağımsızlıkçı subaylar temizlenecek, İşçi Partisinin liderleri içeri atılacak. Neden? ABDnin Büyük Ortadoğu Projesi için. Tayyip Erdoğan, 15 Şubat 2004te Teke Tek programında Ben Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanıyım. Diyarbakırı merkez yapacağız dedi. Diyarbakır, ikinci İsrailin merkezi yapılmak isteniyor.
- Gladyonun rolü neydi bu süreçte?
Türkiyedeki gladyo polisin içerisine taşındı 1990lı yıllarda. Bunun ihalesi Fethullah Gülene verildi.
- Bambaşka bir gladyo örgütlenmesinden de söz ediliyor. JİTEM gibi
Bir ülke NATOya girdiği zaman, ABDnin ülkeyi kontrol etmesi için gizli bir örgütlenme oluşur. Bunun merkezinde de siyasiler olur.
- ABD, Türkiyeyi Fethullah Gülen üzerinden mi yönetmek istedi?
En son bu örgüt aracılığıyla yapıyordu. Şimdi ne oldu? Fethullah Gülen kısmının, ki cihazın esas eylemlerini ve ayak işlerini yapan kısımdır, üzerine gidiliyor. Bu iyi bir şey.
- Ergenekonda herkes suçsuz muydu? Veli Küçük mesela, çok tartışılan bir isimdi...
Türkiyede bir gladyo var ama Ergenekondan içeri atılanlar gladyo mensubu değil. Veli Küçük gibi komutanları da geçmişten beri böyle bir soruşturma yürütmek için hedef aldılar.
CEMAAT PARTİLERE PARA AKITTI
- Cemaat partilere sızabildi mi bu süre içerisinde?
Sızmaz olur mu?
- Hangi partiye daha çok sızdı ve etki alanı yarattı?
En çok AKP içerisinde vardı. Bir dönem Fethullah Gülen, Türkiyenin cumhurbaşkanlarına ödül dağıtıyordu. Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayıya bile ödül vermeye kalktılar. Kabul etmedi. Hatta para desteği de yaptılar partilere.
- Somut bir bilgi mi bu?
Evet, somut.
- Hangi partiye para desteği yaptı cemaat?
1993te Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, bizi ziyaret etti. Başlarında Latif Erdoğan vardı. Sizi Fethullah Gülen hocayla buluşturalım. Fotoğraf çektirin dediler. Bunu reddettim. Bir gün sonra onların yayın organlarında çalışan emekli bir subay, Doğu Bey, neden reddettin? 5 milyon dolardan başlardı, bir fotoğraf çektirmeniz dedi. 500 milyon verseniz Doğu Perinçeki satın alamazsınız. Teessüf ederim bunu böyle söylemeniz beni yaraladı dedim o arkadaşa. Ama bütün partiler para aldı dedi, bana.
- O dönemde siz hangi partinin böyle bir para aldığını öğrendiniz?
O dönem ÖDPden Ufuk Uras, Biz Fethullahın sol örgütü olacağız dedi. Ve Fethullahı övmeye başladılar. O tarihlerde bizim de eski bir arkadaşımız olan partinin saymanı birden büyük para girişleri olduğunu söyledi.
- Milletvekillikleri parayla mı verildi mi diyorsunuz? Öyleyse CHP ve MHP de var mı?
Bilemem. Partilere milletvekilleri verdiklerini biliyoruz. Gazetelerde Gülenin adamı olan vekiller yazıldı.
- Cemaatin savcılarının yurt dışına kaçmasıyla ilgili düşünceleriniz nedir?
Beni tutuklayan yargıç Metin Özçelik, şimdi benim yattığım hücrede yatıyor. Ama daha eksik var, başkaları da girecek.
- HSYK seçimlerinde 4 bin civarı bir oyu olduğu ortaya çıktı cemaatin
Tahminim 4 bin kişi olmadığı. Yargıda o kadar güçlü olamazlar. Ama bunlar CHPnin etkilediği insanları etraflarında topladılar.
- Siz de Yargıda Birlik Platformunda etkindiniz
Yargıda Birlik Platformunda ağırlıklı olarak, Atatürkçü, cumhuriyetçi, milliyetçi ve bir miktar da muhafazakar vardı. Türkiyenin kurtuluşunda çok önemli bir görev yaptı. Fethullah Gülen örgütünün boşalttığı yerlere Tayyip Erdoğanın adamları gelmedi. Cumhuriyetçiler, milliyetçiler, halkçılar ve Atatürkçüler geldi.
- Şu anda bürokraside bu nitelikte insanlar mı etkili oluyor?
Emniyette olsun, yargıda olsun böyle olumlu bir gelişme var.
- TSKda nasıl yuvalandı bu yapı?
Çok geniş bir sızması olduğuna ihtimal vermiyorum. Türk ordusunun Atatürkçü gelenekleri var. Onu tahrip etmek kolay değil. Ama bazı Yüksek Askeri Şura uygulamaları, Ergenekon ve Balyoz gibi davaların yönlendirmesiyle oldu. Mesela Ergenekondan yargılanan pırlanta gibi komutanlar var. Siz Askeri Şurada onları tasfiye ederseniz, o şuranın kararlarını Fethullahçı savcı almış oluyor.
MİTLE ORGANİK İLİŞKİMİZ OLMADI
- Bir dönem Aydınlıkçılar MİTte etkindi diye bir düşünce var
Aydınlıkçılar her yerde etkili. Yalnız MİTte değil. Çünkü Vatan Partisi, etkili bir parti. Önemli olmasa ABD onun üzerine gitmez.
- Peki, organik bir ilişki oldu mu hiç MİTle?
Hayır. Vatan Partisi, cumhuriyeti ve halkı savunduğu için her yerde etkilidir. MİT, güvenlikle ilgili bir teşkilat. Bu güvenlikle ilgili en duyarlı parti biziz. Güvenlikle ilgili bütün örgütlerde Vatan Partisine bir sevgi var.
- Emniyet içerisinde de mi?
Her yerde. Ama bizim ilkelerimiz var. Biz bunları örgütleme
TEK KELİMEYLE DOĞU PERİNÇEK
Atatürk: Büyük devrimci
Fikir Kulüpleri Federasyonu: 1968 Hareketinin Örgütü
Deniz Gezmiş: Arkadaşım
Mahir Çayan: Arkadaşım
İbrahim Kaypakkaya: Arkadaşım
12 Eylül Darbesi: Amerikancı
Vatan Partisi: Geleceğin hükümeti
Silivri: Tertipçilerin mezarı
Tuttuğunuz takım: Galatasaray
En sevdiğiniz yazar: Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Şair Hüseyin Haydar, Namık Kemal
En sevdiğiniz müzisyen: Beethoven, Dvorak, Haçaduryan, Aşık Veysel, Ahmet Adnan Saygun
PKK BİTERSE KÜRT SORUNU DA ÇÖZÜLMÜŞ OLUR
- 2000e Doğru dergisinin haberleri ve manşetleri çok gündemde. Sizin, bugün özerklik, özyönetim gibi konuları o günlerde savunduğunuz görülüyor. Ne değişti?
1991 yılından itibaren ABD geldi Irakı işgal etti ve Irakın kuzeyinde bir Kürdistan-Barzanistan kurdu, gitti. O andan itibaren, Kürt meselesi ABD meselesine döndü. ABDnin Körfez Savaşlarındaki hedefi Kürdistanı kurmak. Biz bunu 1990da gördük. O andan itibaren, ABDnin Türkiyeyi bölme planlarına karşı mevzilendik. ABD, Türkiyeyi bölmek için PKKyı örgütlüyor, eğitiyor ve donatıyor. 1990 öncesinde bu yoktu.
- Meseleyi sadece ABD üzerinden okumak ne kadar doğru?
Çok doğru. ABD, Türkiyeyi bölme iddiasında olan bir ülke. 2003 yılının 2 Nisan günü ABD Dışişleri eski Bakanı Colin Powell Ankaraya geldi ve Abdullah Gülle gizli bir anlaşma yaptı. Bunu 24 Mayıs 2003te Vatan gazetesinde Abdullah Gül söyledi. Orada 2 Nisan günü Powellla iki sayfa dokuz maddelik gizli bir anlaşma yaptık diyor. ABD, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül yönetimini eline almış ve bu sözleşmeyle kendisine bağlamış. 2003 yılı Nisanından itibaren, o sözleşmedeki dokuz madde uygulandı. Hükümet programı gibi.
- Peki, Kürt sorunuyla ilgili sizin çözüm öneriniz ne? Bölgedeki insanların mağduriyetleri nasıl giderilecek?
Türkiyedeki mücadeleler sonucu demokratik haklar açısından Kürt meselesi esas olarak çözüldü.
- Gerçekten çözüldüğünü mü düşünüyorsunuz?
Kürtçe yazmak, yayın organı çıkartmak serbest. Hatta Kürdistan ismiyle örgütlenmeler var. İş Kürdistana özerklik programının ilanına kadar vardı. 26-27 Aralık gününde DTK özerklik ilan etti. İş özgürlüklerin sınırını aştı. Suça kadar geldi.
- Siz 2000e Doğruda özerkliği dile getirirken de suç mu işliyordunuz?
Biz onu o zaman özgürlük ortamı olsun diye dedik. Atatürkün özerklik programını yayınladık. Atatürk, 1921 tarihinde Iraktaki El-Cezire cephesi komutanı Tuğgeneral Nihat Paşaya, Biz TBMMde hükümet olarak mahalli idarelere özerklik kararı verdik diyor. Neden? Kürtleri İngilizlere kaptırmayalım, biz verelim özerkliği, yanımızda tutalım diye.
NEREDEYSE ÇÖZÜLDÜ
- İngiltere yerine ABDyi düşünelim. Bugün de aynısı yapılamaz mı?
Siz burada ABDyle özerklik yarışına girerek, bu işi çözemezsiniz. Silahlı bir güç var. O silahları almadan, onları etkisiz hale getirmeden bu iş çözülmez. En son Suriyeye bir ay önce heyetimiz gitti. Orada Suriye devleti çok önemli bilgiler verdi. PYD ve PKKnın hakim olduğu Suriyenin kuzeyinde üç tane ABD üssü var. Bu üslerde 2 bin 500 ABD özel kuvvet komutanı var. Koskocaman bir kuvvet. Mesele hak hukuk vererek değil, silahlı örgüte silah bıraktırılarak çözülecek.
- Savaşılarak mı diyorsunuz?
Devletin yaptırım gücünü kullanarak.
- 30 senedir kullanılmıyor mu devletin yaptırım gücü, çözülebildi mi bu yöntemle?
Hiçbir zaman kararlı olarak kullanılmadı. Sadece 2003-2004 yılında etkili olundu. PKK o zaman kaçtı ve kaçarken 600 militanı TSK tarafından etkisiz hale getirildi.
- Bu işin hiç mi sosyolojik boyutu yok?
Bu işi AKPnin açılım politikası büyüttü. Ama 24 Temmuz 2015ten itibaren TSK, yeniden PKKnın üzerine yürüdü. Açılıma başlarken, PKK silah bırakacak diyorlardı. Olmadı. Bizim tespitlerimiz doğru çıktı. Topyekün milletin ve devletin kaynaklarını kullanarak bir mücadele uygulanmadı. Şu anda mevcut hükümet, Rusya, Suriye, İran ve Irakla işbirliği politikası yapsa, PKK 15 gün içinde biter.
- PKK bittiği anda Kürt sorunu çözülecek mi?
Çözülmüş olur. Kürt sorunu dediğiniz ne? Kürt yurttaşlar Türkiyeden ayrılmak istemiyor ki.
- Mesela anadilde eğitim en önemli taleplerden birisi.
Biz anadilde eğitimi kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu mümkün değil. Bugün varsayalım ki bir Kürdistan kuruldu. O Kürdistanda eğitim dili Türkçe olacak. Hiç Kürtçe bir eğitim tarihte olmuş mu?
- Hiç olmayacağı anlamına mı geliyor bu?
100 sene sonra olur. 100 sene hangi dille kamu hizmeti yapılacak? Abdullah Öcalanla yaptığım görüşmede kendisi aynen şunu söylüyor: Devlet kurduğumuz zaman 50 yıl boyunca resmi dilimiz Türkçe olacak. Çünkü Kürtçe eğitim yapamayız. 50 yıl Türkçe eğitim yaptıktan sonra nasıl Kürtçeye geçilecek? Mümkün değil. Bir ticaret kanununu Kürtçeye çeviremezsiniz. Gelsin bir babayiğit çevirsin getirsin.
- Eskiden Maoisttiniz, halen öyle mi?
Maoist diye bir şey yok. Bilimsel sosyalist var. Halen de öyleyim.
- Bir bilimsel sosyalistle eski bir ülkücü olan Yaşar Okuyanı buluşturan şey ne?
Vatan, cumhuriyet, halkçılık, altı ok ve Atatürk devrimi. Türkiyenin ihtiyacı bu.
- Toplum vicdanını yaralayan kararlar da alınabiliyor. Can Dündar ve Erdem Gülün tutuklanması örneğindeki gibi
Bu yanlış tabii. Orada siyasi bir hata da var. Hedefi lüzumsuz yere genişletip, soruşturmayı tehlikeye atıyorlar. Can Dündar ideolojik bakımdan liberal, benimle aynı görüşte olmayan birisi. Fikrinden dolayı insanları içeri atamazsınız. Fethullah Gülen örgütüyle birlikte somut bir suç işlemesi lazım. Can Dündarın ve Erdem Gülün böyle bir suç işlediğini sanmıyorum.
- Hatta MİT TIRları haberi ilk olarak Aydınlıkta yayınlanmıştı
Soruşturmayı baltalamak için. Çıkmazlara götürmek için yanlışlar yaptırtabilirler.
- Kimler?
Bilemem. Bu soruşturmanın başarılı olmasını istemeyenler. Mesela Fethullahçılar.
- İhtimal dahilinde mi Can Dündar ve Erdem Gülün Fethullahçılar tarafından tutuklanması?
Şu veya bu şekilde bir yerden yönlendirmiş olabilirler. Burada olay, gerçek kanıtlardan ve olgulardan gitmek. Bu soruşturmayı ben yürütsem ki en iyi biz yürütürüz; bu şekilde kamuoyunda soru işareti yaratmayız. Kamuoyu desteği burada çok önemli. Can Dündar ve Erdem Gülü hedef almak sonuç itibarıyla, kamuoyunda soruşturma için Böyle olmaz dedirtiyor.
Odatv.com
Perincek'ten başdöndürücü değişim, milliyetçilerle kuracağı cephenin yönünü değiştirdi, şimdi muhafazakarlarla vatan cephesini kurma hazırlığında. Demokrat parti dönemine özenmiş.
http://www.birgun.net/haber-detay/perincek-muhafazakarlarla-vatan-cephesini-kurduk-101258.html
Perincek'in aşamadığı bir sorunu var. O da Türkiye okumasının yanlışlığıdır. Perincek öteden beri Kemalist çizgide MDD türü bir devrim anlayışını savunuyor. ( Perincek'in daha önce bulunduğu örgüt ve partilere bakıldığında onun siyasi bir savrulma yaşadığı iddia edilebilir. Gerçekte öyle midir, tartışılabilir. İhsan Akdere ve zeynep karadeniz'in ''Türkiye Solu'nun Eleştirel Tarihi-1'' adlı, evrensel'den çıkmış çalışmalarında Perincek'in hep Kemalizmi savunduğuna ilişkin bir saptama olduğunu da hatırlatalım.) MDD türü devrim anlayışının öznesi işçi sınıfı değildir. MDD devrim anlayışının işçi sınıfı dışında bir özne arayışı, Perincek ideolojisinde farklı bir şekil almaktadır. Bu ideolojik konumlanışın dayanaklarından biri bazen ''milli ordu'' olmakta, bazen PKK olmakta, bazen ''kızıl elma'' ortaklığını savunur hale gelmekte bazen de, bazen ''milli cephe'' ortaya atılmakta ve bazen de şimdi karşımıza çıktığı gibi ''Muhafazakar Vatan Cephesi''nin ortaya atılmasına yol açmaktadır. Perincek bu!Yanlış strateji yanlış pozisyon alınmasına neden olmaktadır. bana göre Perincek'in bu kadar hızlı ''savrulmasının'' nedeni de bu.