Patlama canlı bombaymış. Yayın yasağı getirilmişse canlı bombanın Işid olduğu ihtimali yüksek.
Patlamanın olduğu yere giden CHP milletvekili Eren Erdem, "Bu bir canlı bomba saldırısı" dedi.
Sultahmet saldırısından önce IŞİD'in dergisinde bakın ne yazıyordu
IŞİD'in dergisi Konstantiniyye'nin son sayısında İstanbul'a dair tehditlerin yer alması dikkat çekti.
Sultanahmet'teki canlı bombanın Suriyeli olduğunun açıklanması gözleri IŞİD'e çevirirken, IŞİD'in dergisi Konstantiniyye'nin son sayısında İstanbul'a dair tehditlerin yer alması dikkat çekti. Türkiye'de son dönemde öldürülen IŞİD karşıtı gazeteciler için de dergide önceden tehditte bulunulması gözlerden kaçmadı.
İSTANBUL'U ŞERİATLA YÖNETECEĞİZ
Türkiye sabah saatlerinde Sultanahmet'te gerçekleşen canlı bomba saldırıyla sarsılırken, saldırganın Suriyeli olduğunun açıklanması gözleri IŞİD'e çevirdi. IŞİD'in Aralık ayında çıkardığı Konstantiniyye Dergisi'nin 4. sayısında İstanbul'a yönelik tehditler ise dikkat çekti.
Dergide IŞİD karşıtı hutbeler eleştirilirken, şu ifadelerle İstanbul tehdit edildi: "Küfür, tüm çeşitleriyle bir araya gelmiş ve İslam Devleti'ne zarar vermek için elinden geleni yapmaktadır. Tağut Türkiye Devleti, belami teşkilatlarında onun aleyhinde hutbeler okutturarak İslam Devleti'ne zarar vermek istemektedir. Her gün yüzlerce Müslümanı katleden bu haçlılar hakkında bir kere hutbe okumayan bu satılık imamlar, İslam Devleti aleyhinde ciddi bir efor sarf etmektedir. Bütün bu uğraşlarınızı ve çırpınışlarınızı izlemekteyiz. Siz istediğiniz kadar çaba sarfedin, biz yine de Allah'ın izniyle İstanbul'u tekbirlerle fethedeceğiz. 1400 sene önce bunu haber veren Peygamberin müjdesine nail olacağız. Küfrün, demokrasinin ve laikliğin hâkimiyetine son verip İstanbul'u şeriatle yöneteceğiz."
Sultanahmet, Osmanlı ve Bizans döneminde İmparatorluğun merkeziydi.
IŞİD KARŞITI GAZETECİLERE TEHDİT
Türkiye'de son dönemde dikkat çeken IŞİD karşıtı gazeteci cinayetlerine de dergide yer verildi. Gaziantep'te öldürülen Suriyeli gazeteci Naji El Jerf cinayetinden önce çıkan sayıda gazeteci cinayetleri önceden haber veriliyor ve gazeteciler tehdit ediliyor: "Bunların dışında, özellikle Türkiye'de gazeteci veya başka kimlikler altında dilleriyle veya elleriyle İslam Devleti'ne iftira atıp zarar verenler de hak ettikleri şekilde cezalandırıldılar. Bunlardan ibret almayıp hala da İslam Devleti aleyhinde yazıp çizenler, pervasızca konuşup iftira atanlar veya yetkisiz bir şekilde onun ismini kullanarak fayda elde etmek isteyenleri de aynı akıbet beklemektedir."
oda.tv.
İstanbul, Sultanahmet Meydanı'nda büyük bir patlama meydana geldi. Beyoğlu, Beşiktaş ve Kadıköy'den de duyulan patlamanın ardından İstanbul Valiliği, 10 kişinin hayatını kaybettiğini 15 kişinin ise yaralandığını açıkladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, canlı bombanın IŞİD üyesi olduğunu açıkladı. Başbakan Davutoğlu, Saldırıyı gerçekleştiren canlı bomba yabancı uyruklu DEAŞ mensubu" dedi.
DHAnın haberine göre, canlı bomba saldırısını Nabil Fadlı adlı Suudi Arabistan doğumlu teröristin gerçekleştirdiği belirlendi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise, Sultanahmetteki saldırıyı Suriye kökenli bir canlı bomba gerçekleştirdi açıklamasında bulundu.
CANLI BOMBANIN KİMLİĞİ BELLİ OLDU
DHAnın haberine göre, 10 kişinin öldüğü, 15 kişinin de yaralandığı canlı bomba saldırısını Nabil Fadlı adlı Suudi Arabistan doğumlu teröristin gerçekleştirdiği belirlendi. Polis, Eylül 1988 doğumlu teröristin tüm bağlantılarını ortaya çıkarmaya yönelik operasyonlarını sürdürüyor.
ERDOĞAN: SURİYE KÖKENLİ BİR CANLI BOMBA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: İstanbul Sultanahmet Meydanında meydana gelen ve Suriye kökenli bir canlı bomba saldırısı olduğu değerlendirilen terör olayını esefle kınıyorum dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Maalesef terör eyleminde ölümüz var. Bunlar yerli, yabancı. Yarım saat, bir saat içinde açıklanacak. Patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu hadise, bir kez daha terör karşısında tek yürek olmamız gerektiğiniz göstermiştir. Türkiye'nin kararlı ve ilkeli duruşu devam edecektir. Bizim için adı veya kısaltması ne olursa olsun, birbirlerinden farkları yoktur. Bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi Türkiye'dir. Çünkü Türkiye bunların hepsiyle aynı kararlılıkla mücadele yürütmektedir."
KURTULMUŞ: CANLI BOMBA 88 DOĞUMLU, BAĞLANTILARI ARAŞTIRILIYOR
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, patlamaya ilişkin İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile birlikte açıklama yaptı. Kurtulmuş, Saldırı sonrası 10 insan hayatını kaybetmiştir. Parçalanmış bir cesedin ise canlı bombaya ait olduğu tespit edilmiştir. Canlı bombanın Suriye kökenli olduğu araştırmalar sonucu anlaşıldı. 88 doğumlu, bağlantıları araştırılıyor. Ölenlerin çoğu ise yabancı uyruklu dedi.
HAYATINI KAYBEDEN 6 KİŞİ ALMAN
Alman Bild gazetesi, saldırıda hayatının kaybeden 10 kişiden 6sının Alman olduğunu öne sürdü. Habere göre, Berlin'de kriz masası oluşturuldu.
Alman haber ajansına (DPA) demeç veren hükümet yetkilisi biri en az 9 Alman vatandaşının hayatını kaybettiğini belirtti.
REUTERS: IŞİD YAPTI
İki üst düzey güvenlik yetkilisi Reuters'e yaptıkları açıklamalarda, Sultanahmet saldırısının büyük olasılıkla IŞİD militanları tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.
Sultanahmette bomba değil kanalizasyon patladı
Kemal Okuyan
İstanbuldaki patlamadan hemen sonra, daha yaralılar hastaneye kaldırılmadan aceleyle getirilen yayın yasağı, patlamanın kanalizasyon kaynaklı olduğunun kanıtıdır. Sultanahmette onüç yıldır bu ülkeye ve giderek tüm insanlığa kir ve kan saçan bir siyasi iktidarın marifetleri kaba sığmayarak infilak etmiştir.
Herkesin bildiği sır filan değildir. Bu ülkenin bu kadar pisliği taşıması imkansızdır. Son birkaç aya memleketin üçte birini savaş alanına çevirmeyi, dışarıda NATO ve Rusyayı sıcak bir savaşın eşiğine getirmeyi, genç bir kadını durup dururken evinde öldürmeyi, kanalizasyonun en zayıf noktasına dikilen Diyanetin abuk subuk fetvalar vermesini, çocuklar ölmesin diyen birine sus pis terörist tepkisi göstermeyen bir televizyon ünlüsünü dövmekten beter etmeyi sığdıran bir siyasi aktörle karşı karşıyayız.
Suruç ve Ankaradaki katliamları düzen muhalefetinin basiretsizliği ile kendi lehine çeviren AKP hükümeti, bu sefer patlayanın kanalizasyon olduğunu sezdiğinden artık tanıdık olduğumuz bir panikle hareket etmeye başladı, haber yasağını alışılmıştan daha erken koydu.
Kılıçdaroğlu ülkeyi yönetemiyorlar demiş; kanalizasyon patlaması yönetilemez ki!
Önce PKK dediler. Adet oldu, bu tür olaylardan sonra birilerinin sosyal medyada ne yazdığına bakıyor ve işte
diye yaygara koparıyorlar. Sosyal medyada her tür tuhaflık söyleniyor, mutlaka denk gelir. Örnek olsun, bir yerli turist insanlar ölürken, ben burada Sultanahmetin güzelliklerini seyrediyorum, vicdanım sızlıyor diye yazmış olsa birkaç gün önce, hapı yuttuğunun resmidir.
Kanalizasyon patlamasını tetikleyen canlı bombanın Suriyeli olması için bizimkisi nelerini vermezdi. Zaten bunu iddia etti, hemen, hiç beklemeden. Devamı gelecekti, Esedin ajanları diyecek ya da YPG militanı diye kafa karıştıracaktı.
Yok, her şey cihatçıları gösteriyor. Kanalizasyonun içindeki basıncı son birkaç yıldır iyice yükselten yerli ve yabancı unsurlar.
Anlaşılıyor ki, Suudi Arabistandan bir militan özellikle seçilmiş. Artık kim seçtiyse
Kimin seçtiği önemli değil ama sonuçları önemli.
Büyük güçlerin birbirleriyle olan itişmesi bir yana, ABD, Almanya ve Fransa içinde sürmekte olan keskin mücadelelerin önemli başlıklarından birisi Suudi Arabistan-Türkiye ikilisinin geleceğinin ne olacağı
Sultanahmette denk gelmiş.
Bakmayın siz bir yandan NATOcular müttefikleri Suudi Krallığına sahip çıkıyorlar ama öte yandan orası için de güzel planları var.
Konumuz Suudiler değil, yeri geldiğinde o konuya da elbette gireceğiz.
Konumuz insanları öldüren, acı çektiren, güzel ülkemizi yaşanmaz hale getiren lağım istilasının artık yönetilemez olmasıdır.
Lağımın Suudi Arabistanlı birine patlattırılıp yabancıların katledilmesi, birilerinin bu pisliği başka türlü değerlendirmek için bir kez daha kolları sıvadığının göstergesidir. IŞİDin sevgili dostuna yönelmesini, ona zarar vermesini sağlayacak mekanizmalar zaten hazırdı.
Başkalarının da AKPye daha büyük bir örtü sunarak lağımı gizlemede yardım etmek isteyeceği açık.
İkisi de kötü.
Geziden sonra ülkeyi siyaseten biten bir zombi yönetiyor ama o yönettikçe biz de cesetleşiyoruz demiştik. Şimdi şu söylenmeli: Siyasi iktidardan korkmayın, kanalizasyondan her tarafa yayılan pisliğin içinde boğulmaktan korkun!
Halkın önce bu pislikte boğulmamak için derhal siyasi bir kararlılık içine girmesi, sonra da pisliğin kaynağını kurutması mutlak zorunluluk.
Bugünkü iktidar oyunları, o onunla o şununla ittifak yaptı meseleleri, kanalizasyon idaresidir. Liberalizm, milliyetçilik ve dinsel fanatizm elbirliğiyle bu ülkeyi lağım yönetimine mahkum hale getirmiştir.
İnsanlık, her boy ve soydan ama toplamda küçük bir azınlık tutan patron sınıfının bütün zenginliklere el koyacağım, diğerlerini de gece-gündüz sömüreceğim ısrarı yüzünden asırlardır büyük acılar çekiyor.
Sultanahmette bu ısrarın zayıf noktası patlamıştır, bu böyle biline!