Sosyalizmin bilimselliği kendisinden önce ortaya atılan ve ütopik olduğu için gerçekçiliği bulunmayan sosyalizm düşüncesinin sağlam temellere oturtrması ve bilimsellik kazandırmasıdır. İnsanlığın öteden beri adalete, özgürlüğe ve eşitliğe duyduğu özlem Marks'ın sistemi ile bilimsellik kazanmıştır. Bilimsel sosyalizmin vurgusu işçi sınıfının tarihsel bir görevi olduğu ve geleceğin toplumunun yaratıcısı olduğunu ortaya koymasıdır. Sosyalizm bu yüzden tarihsel olarak karşı karşıya gelen burjuvazi ile proleteryanın mücadelesinin sonucunda ortaya çıkacaktır. Proleteryanın verdiği sınıf mücadelesinin diğer sınıf mücadelelerinden farkı, toplumun tümünü kurtarmadan kendi kurtuluşunu sağlamayacak olmasıdır.
Devrim konusunda marksizmin proleteryayı önder güç olarak görmesinin nedeni kapitalist sömürüyle doğrudan muhatap olması, örgütlü olması, sınıf özelliği nedeniyle kurtuluşunun diğer sınıfların da kurtuluşu anlamına geleceğindendir. Bunu da ortaya koyan Marks'tır. Proleterya bu yüzden bilimsel sosyalizmi savunanlar için önemlidir. Gelecek proleteryanın mücadelesine bağlıdır. Proleterya kurtuluş için ayağa kalkmadıkça bilimsel sosyalizmin öngördüğü sosyalizme de ulaşılamayacaktır. Proleteryanın ayağa kalkması ise sadece fiziki anlamda değil, düşünsel anlamda da geçerli olmalıdır. İşçi sınıfının ideoloji bu yüzden sosyalistler ve komünistler için tek yol göstericidir. Bilimsel sosyalizmin sosyalistler ve komünistler için de önemi burada yatmaktadır.
Bilimsel sosyalizmi inkar ederek komünizmi savunmak bir illüzyondur ve ütopiktir. Marks öncesine dönüştür. Marks'ı yok saymaktır. Bilimsel sosyalizmi inkar Marks ve Marksizmi inkardır, ya da Marks ve marksizmi inkar komünizmi inkardır. Komünizmin ne olduğunu ve ona nasıl varılacağını ortaya koyan bilimsel bir sistem dururken, onun reddiyesinin komünizmi reddetmekten başka ne anlamı olabilir? Bunun gerekçesi ne olabilir? Sovyetlerin yıkılmış olması siyasal ve toplumsal devrimi, özel mülkiyetin kaldırılmasını, planlı ekonomiye geçişi ve proleter diktatörlüğü yanlışlamaz. Sovyetlerin yıkılışı ile bu tezlerin inkarına varılacaksa bu inkar komünizmin inkarından başka bir sonuç vermez.
Marks sosyalizm ve komünizmi aynı anlamda kullanmıştır. Kendilerinden önce sosyalizm kavramı kullanıştaydı ve kapitalizm karşıtlığı konusunda söylenen hemen her şey de sosyalizm olarak adlandırılıyordu. Marks ve Engels bu yüzden sosyalizm yerine komünizmi tercih ettiler ve fakat aynı anlama gelmek üzere sosyalizm kavramını da kullandılar.
Somut bir gerçek; Marks öncesi kapitalizm karşıtlığı her ne kadar sosyalizm olarak adlandırılmış olsa da, Marks'ın öğretisiyle birlikte bu düşüncelerin tamamı ütopik sosyalizm olarak tanımlanır. Rousseaue'dan Babeuf'a, Saint-Simon'dan Fourier'e ve Owen'a kadar pek çok düşünürün savundukları hep bu kapsamdadır. Bu isimlere eklenecek daha pek çok düşünürün savunageldikleri birbirlerinden farklı çözümlerdi. Bence en ilginci de Proudhon'un savunduklarıydı. Proudhon bilindiği gibi ''mülkiyet hırsızlıktır'' diyen bir anarşistti. Bana göre ilginç olan yanı da hem mülkiyetin hırsızlık olduğunu söylemesi ve hem de mülkiyetin kalkmasına itiraz etmesiydi. Proudhon'a göre mülkiyet kalkmamalı; ama burjuvazinin karlarına bir sınır getirilmeli ve mülkiyetin sınırsızlığına engel olunmalıydı. Proudhon mülkiyetin sınırsızlığına karşı çıkarken aynı zamanda mülkiyetin eşitlik ve özgürlüğün gereği olduğunu da söylüyordu.
Marks ve Engels Proudhon'da örneğini gördüğümüz şekilde birbirinden çok farklı kapitalizm karşıtlığına yönelik düşüncelerden kuşkusuz etkilenmiş ve sonuçta çok farklı bir eleştirel-çözümlemelerle sosyalizmi bilimsel bir temele oturtmuştur. Bu bilimsellik Marks'ın kapitalizm çözümlemelerinde ve dahası, toplumsal hayatın tarihsel süreç boyunca nasıl değiştiğine ilişkin ortaya çıkardığı tezlerindeydi. Dolayısıyla hem kapitalizm çözümlemeleri ve hem de tarihin nasıl değişip dönüştüğü konusundaki tezleri sosyalizmin bilimsel altyapısını oluşturur.
( Ütopik sosyalizm ile bilimsel sosyalizm konusunda sanırım söylenecek daha pek çok şey var. Öncelikle içselleştirilmesi gereken, sosyalizmin bilimselliği söyleminden sosyalist siyasetin bilimsel olduğunun anlaşılmamasıdır. İkisi arasında epey fark var.)