Çoğunun yorulmuş, yılmış, eski solcu olması tesadüf değil
"Liberal olduğunu söyleyen kesime baktığımızda çoğunun eski solcu ama yorulmuş yılmış, teslim olmuş bir tayfanın olması tesadüf değildir. Bir nedeni vardır. Bunun nedeni solun vicdanı olmasıdır."
Bilim ve Gelecek Dergisi Büyükçekmece temsilciliği, Şubat 2016 seminer konusunu Liberal Kirlenmeye ayırdı.
Seminere konuşmacı olarak katılan ABC Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, AKP'nin bir Amerikan projesi olduğunu belirterek "İç dinamiklere dayalı, büyük taşra ve muhafazakar sermayesi ile kurulmuş, 2002 seçimlerinden sonra İstanbul burjuvası ile de bir uzlaşma gerçekleşti ve bölgede Ortadoğuda öncü siyasi güç olarak gördüler. Türkiyede de sendikalar tasfiyesi, özeleştirme gibi tüm kirli işleri için AKPyi kullandılar" dedi.
"Liberal kirlenme"nin etkilerine değinen Merdan Yanardağ, "Liberal olduğunu söyleyen kesime baktığımızda çoğunun eski solcu ama yorulmuş yılmış, teslim olmuş bir tayfanın olması tesadüf değildir. Bir nedeni vardır. Bunun nedeni solun vicdanı olmasıdır." İfadelerini kullandı.
[img]http://odatv.com/images/resimler/1(720).jpg[/img]
20 Şubat 2016 Cumartesi günü gerçekleşen etkinliğin açılışını şube temsilcisi eğitimci-yazar Ahmet Doğan yaptı. Bilim ve Gelecek dergisinin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni aynı zamanda ABC Gazetesinin yazarı Ender Helvacıoğlunun da katıldığı semineri birçok kişi ayakta izledi. Gençlerin de bulunduğu seminerde Yanardağ konuşmasının birinci bölümüne, 2016 yılının Türkiyesine nasıl varıldığını açıklayarak başladı. Doğunun yükselen yıldızı olmaktan çok Ortaçağ karanlığına evrilmekte olan süreci şu şekilde anlattı:
AKIL MI? NAKİL Mİ?
Bin yıllık bir kavganın devamını yaşıyoruz. 11. yy başlarında başlayan kavimlerin sürekli harekette olduğu, felsefi düşüncelerin, dini akımların ve ideolojilerin sürekliliğinin gözlendiği bir süreçten bahsediyoruz. Çatışmaların oldukça çok olduğu, Doğunun ve İslam dünyasının kaderinin belirlendiği çok önemli kavşaktır. Bir taraftan İsmailiye mezhebi, Hasan Sabbah(- 1124) önemli felsefeci ve hiç kimsenin fethedemediği Anamud Kalesi, dönemin en önemli , zengin kütüphanesine sahip. Diğer taraftan Şia ile Sünni İslam arasında ayrım var. Diğer taraftan Anadolu ve Anadolu Türkleri esas olarak İslam'ı, daha Ortodoks değil de özgürlükçü anlayışa sahip. Batini, yani derin bir anlayış egemendir. Selçuklular egemenliğinde hüküm süren bir dönem vardır. Nizamül Mülk (1018-1092) bu dönemde ortaya çıkmış önemli insandır eseri Siyasetnamesi (11.yy) çok önemlidir. Abbasi Halifelerin verdiği bir isimdir. Yani Mülk devlete sistemi , Nizamı getiren insan anlamındadır. Selçuklu'nun dağılmasını önlemek için daha geniş bir düşünce sistemine sahip olması gerektiğini savunuyor. İslam'ı yani akla mantığa dayanacak şekilde açıklamak. Nizamiye medreselerini kurar ve devleti yönetecek kadroların yetiştirilmesini sağlar. Yani öz Türkçe ile Düzen Medresleri Bağdattaki medresesinin başına İmam Gazaliyi getirir. Gazali de İslam'da yorum döneminin kapandığını ileri sürer. Bilimi ve aklı reddeder, o dönemin önemli öncü insanları Farabi (MS 872 MS 950) ve İbn-i Sinayı(MS 980 1037) kafirlikle suçlar. Bu dönemin rektörü olarak düşünün Gazalinin görevini ve o zamanlarda antik çağın yazarlarını okur sonrada imanının değiştiğini düşünüp, medreseyi terk eder, yürüyerek Hacca gider. Sonra Melikşahın (1055-1092) din danışmanı olur. Sonra yine medreseye döner. Bu dönemde Tehâfütü'l-Felâsife yani Felsefenin Tutarsızlığı (11.yy) adlı bir eser yazar ve şöyle der: İslam'da yorum kapısı kapalıdır akıl değil nakil esastır. Yani kutsal söze aykırı bir şey varsa ancak vahiye göre yorumlanabilir.
[img]http://odatv.com/images/resimler/2(686).jpg[/img]
Akla ve bilime göre yorumlamak kafirliktir. Sultana ve Halifeye mutlak biat önerir. Dine kurallar getirmeye başlar. Dört yüze yakın kitap yazar, nasıl evleneceğinizden, cinsel ilişkiye, ibadete kadar eserler yazar. Aklı yasaklar
Bilimi yasaklar
Aklın mutlak özgürlüğü yoktur. Dolayısı ile İslam dünyasının görüşünün dondurulması tartışmanın önünün felsefenin önünün kesilmesidir. Felsefe demek, o dönemde bütün pozitif bilimler demek. Gazaliye itiraz, Endülüs'ten, ölümünün ardından on beş yıl sonra gelir. İbn-i Rüşt (1126-1198) Antik Çağ Yunan felsefecilerine yorumlar yazmaktadır. 'Felsefenin Tutarsızlığı' kitabına şiddetle itiraz eder ve Tehâfütüll-Felâsife" yani [size=2]Tutarsızlığın Tutarsızlığını yazar. Ona göre de insanlar felsefenin gerçekliğine ancak akıl ve bilimle ulaşabilirler. Akılda insanlara Tanrı tarafından verildiğine göre yetenek olduğuna göre akıl yasaklanamaz. Eğer nakledilen ayet, kutsal söz aklımıza aykırı ise akla göre yorumlamak gerekir. İnançlı bir insan ama aynı zamanda ona göre akıl ve felsefe yasaklanamaz. İmam Gazali ve anlayışçıları tutarsızlık içindedir. Yorum olmayan İslam, gerçekliğin kapanmasıdır. O zamanlarda Kervanlarla bu risaleler dağılıyor ve İslam dünyası ikiye ayrılıyor. İslam dünyasının yetkilileri İmam Gazaliyi destekler. İbn-i Rüşt görevden alınır, tutuklanır bugünkü Fasta, 71 yaşına kadar sürgünde kalır. Ama onun kitapları Latinceye çevrilir. Ve ilk kez İtalyada yayınlanır. Hatta 18. yüzyıla kadar üniversitelerde okutulur.
[img]http://odatv.com/images/resimler/3(481).jpg[/img]
Olay şudur arkadaşlar
Doğu; Gazalinin, Batı ise İbn-i Rüştün yolundan ilerledi. Batının geldiği yer ile Doğunun geldiği yeri çok net görüyoruz. Doğuda İbn-i Rüştün kazandığı tek yer Türkiye Cumhuriyetiydi. Çünkü Gazalinin İslamı Ortaçağa sokmuştur. Bugün camilere gittiğinizde birçok İmam Gazalinin eserlerini görebilirsiniz. Onun olduğu yerde bilim olmaz.
"KÜRESEL KİRLENME"
Konuşmasının ikinci bölümünde ülke de ve toplumda Küresel Kirlenmeye değinen Merdan Yanardağ, bu konunun çok geniş bir konu olduğunu belirterek "Günümüz liberal İhaneti yaşamasaydı bugün din çıkmazdı, yaşamayacaktık" dedi.
Merdan Yanardağ, İslamın ve dinin hayatımıza girişinden sonraki gelişimini şu şekilde anlattı: Aydınlanma kavgasındaki her adımda, kendisini aydın tanımlayan her kişi liberalizme destek vermiştir. 19. yy başlarında Türkiye aydınlama hareketleri başında sürekli çatışma vardır ancak toplum bir yandan da ilerlemeye çalışır. Gerek 1876 anayasası , Tanzimat Fermanı 1830 ve 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayun, eşit yurttaşlık haklarına kadar giden süreçte özgürlükçü bir kesim içerisinde yasak, ahlaksız bir ilişki vardır. 1908 devrimi bu topraklarda yeterince değerlendirmiş değildir. Solda bunu bir parça devralmıştır. Çok partili dönem dediğimiz aslında 1946da değil 1908 de ilk gerçekleşmiştir. Makedonyadan Selanike, Yemene ve Erzuruma kadar hatta bugün Libya da dahil çok sayıda özgür seçimler yapılır. İlk meclis binası Meclis-i Mebusandan biliriz. Bugün İttihat ve Terakkiyi(1889-1918) katiller çetesi. 1915de Ermeni soykırımı yapan bir avuç ruh hastası olarak tanıtıyorlar. Son dönemlerde Ahmet Ümitin 'Elveda Güzel Ülkem' kitabını okuyorum ve hayretlere düşüyorum. İçerikte öyle bir karakter var ki sürekli elinin kirlenmesi, katil olma, kahramanı kendisine karşı bir kahraman olarak yaşıyoruz.
[img]http://odatv.com/images/resimler/7(140).jpg[/img]
LİBERALİZM AYDIN OLAN HER ŞEYE KARŞIDIR
Liberalizm kirlenme, bu toprakların her kesiminde ilerici aydınlanmacı ne varsa ona saldırmadır. Sadece bize saldırmazlar, tarihimizde ne varsa ona saldırırlar. O yüzden 'Ermeni Soykırımı'nı, İttihat ve Terakkiyi konuşuyor ve tartışıyorlar. Tarih, insan hakları bilimi değildir. Tarih böyle yorumlanamaz, kendi dinamiği temeli olan sosyal bilimdir. Tarih diğer pozitif bilimlerde olduğu gibi soğukkanlılıkla nesnel değerlendirilecek bilimdir. Hiçbir Fransız sonradan özgürleştirdiği Cezayiri sömürgeleştirmiş olduğu için küfretmez. Hiçbir Markistin Fransız Devrimine hakaret ettiğini duydunuz mu? Bilimin aklın ışığında bakmadığımız için değerlerimizi kaybederek gidiyoruz. Çünkü bizim tarihimiz ile gurur duyacağımız hiçbir şey bırakmak istemiyorlar. Cumhuriyeti; Dersimden, 12 Eylülden tartışıyoruz. Her şeye rağmen Cumhuriyet, değerinden bir şey kaybeder mi? Cumhuriyet kazanımları derken Liberaller devrimci olan her şeyi postmodern olarak reddettiler. Ortaçağ karanlığına sürükleyerek, değerlerimizi de süpürerek gidiyorlar. Bunu kabule dönüştürdüler. Büyük anlatılar ortadan kalkmıştır. Modernite bittiğine göre Markisizm bitmiştir. Modernite de kapitalizmin çocuğudur dolayısı hem ebesi hem çocuğudur.
BU YÜZDEN SOLDAN RIZA GÖSTERTMEYE, ÜRETMEYE İHTİYAÇ VARDIR
AKP bir Amerikan projesidir. İç dinamiklere dayalı, büyük taşra ve muhafazakar sermayesi ile kurulmuş, 2002 seçimlerinden sonra İstanbul burjuvası ile de bir uzlaşma gerçekleşti ve bölgede Ortadoğuda öncü siyasi güç olarak gördüler. Türkiyede de sendikalar tasfiyesi, özeleştirme gibi tüm kirli işleri için AKPyi kullandılar.
Liberal olduğunu söyleyen kesime baktığımızda çoğunun eski solcu ama yorulmuş yılmış, teslim olmuş bir tayfanın olması tesadüf değildir. Bir nedeni vardır. Bunun nedeni solun vicdanı olmasıdır. AKPnin iktidara gelmesi bir darbedir. Darbe dönemi 12 Eylül referandumu, 2007 ve 2008 döneminden itibaren Ergenekon ile başlamıştır. Soldan rıza göstermeniz gerekir, tıpkı Deniz Gezmişi sağcıların da sevmesi gibi. Karşılıksız adanmanın ismidir çünkü Deniz Gezmiş ve o yüzden herkes sever. Soldan bu yüzden rıza göstermeye, üretmeye ihtiyaç vardır. Cumhuriyet bir avuç seçkinden kurulmuştur, rejimidir. Biz devlet ile millet barıştıracağız dediler. Devleti milletin değerlerine yaklaştırarak yapılacağını, nedir hangi değerler dendiğinde ise İslam dendi.
İkinci Meşruyet (1908-1920) ile devlet ile milletin birbirinden uzaklaştığını söylerler. İttihat ve Terakki (1889-1918), Kuvay-i Milliyeciler (1918-1921) haindir. İki imam hatiplinin bu ülkeyi idare etmesi yeterli değildir onların bilgi açığını Liberaller kapattı. Kadro açığını ise cemaatler kapattı. Türkiyenin demokratlaştığını Batıya, Liberaller anlattı. Cumhuriyeti yıktılar ancak kendi rejimlerini kuramadılar o yüzden bugün sıkıntı var.
Program yaklaşık iki buçuk saati geçen bir akış ve soru cevap kısmından sonra Merdan Yanardağın kitaplarını imzalaması ve her zaman gerçekleşen yemek programı ile tamamlandı.
Haber-Fotoğraf: Emel Seçen
Odatv.com
[/size]
"Liberal kirlenme"nin etkilerine değinen Merdan Yanardağ, "Liberal olduğunu söyleyen kesime baktığımızda çoğunun eski solcu ama yorulmuş yılmış, teslim olmuş bir tayfanın olması tesadüf değildir. Bir nedeni vardır. Bunun nedeni solun vicdanı olmasıdır." İfadelerini kullandı.
Meradan YANARDAĞ bunları söylemiş.
Bu libaral solcuların tarihine uzanmak gerekir ceza evleri idamlarla yargılanma yıllarca yurt dışında göçmen yaşama
En berbatı taptıkları İdolojileri.
Bu güne kadar onlara söylenmedi mi en demokrat ülkeler batı Avrupa ülkeleri en insancıl ülkeler o ülkeler denmedi mi .Bu güne kadar onlara söylenmedi mi devrim yapıp hem kendimizi hem insanlığı kurtaracaktık onun için yargılanmadılar mı ölmediler mi. Onun için evini barkını terk edip göçmen olarak yaşamadılar mı
Hep söylenmedi mi demokrasi en iyi rejim
Peki sonuç ne oldu, her şey fiyasko, inandıkları her şey rüyamış, her şey kül oldu rüzgarda savruldu.
İnandıkları her şey bitti makara yeniden sarılacak ama onlarda güç kalmadı .Aslında bir tarih toptan kapandı onlarda kurtuluş diye demokrasiye sarıldı sandılar ki geçmişten hesap sorulacak sandılar ki kötülükler bitecek ama bitmedi
Onlarda açıkça mertçe yanıldık aldatıldık dediler
Yapabilecekleri buydu onlarda bunu yaptı.
Peki hadi onlar yanlış yaptı yanlış kabeye döndü yanlış yolu seçti .Peki doğru yaptık diyenler başkalarının yanlışını görenler ne yaptı onlar hangi kabeye döndü ellerinde ne var .
Sadece suçlama dosyaları
Günahı şeytana atmak kolay ama melekler nerde
Bence tarih artık tarihte kalmalı bundan sonrasına bakılmalı suçlu arayıp gezmek kimseyi kurtarmaz işte 2002 ve 2011 bitti ne oldu kim kaybetti kim kazandı bunu gelecek zamanın eleştirmenlerine bırakmalı
Ne Sol liberaller kazandı ne sol muhafazakarlar her kes kaybetti.
Adam sorarsın suç senin adama tamam benim der de. Peki sana ne düşüyor.
Artık sol liberaller suçlamaktan vaz geçilmeli adamlar zaten medyaya çıkıp öz eleştiri yapmışlar günahlarını her kesin gözünün içine bakarak söylemişler .Daha ne yapacaklar.
Kimseyi küstürmeye karşı tarafa itmeye uzaklaştırmaya varacak lüksümüz yok. Kaybedecek zamanımızda..Birlikte olup kırgınlıkları bırakıp aynı cephede olmaya mecburuz.
Karşımızda hepimizin geleceğini karartan iktidar var bu ülkeyi yalnızlaştıran düşmanı çoğaltan iktidar anlayışı var. Hepimiz tehdit altındayız suçu başkasına atarak ödetilecek bedelden kaçamayız .Aramızdaki her şeyi ileriki zamana bırakıp birlikte olmak zorundayız.
Dünya tarihine bakıp ne yapabileceğimizi bilmek ve yapmak zorundayız.
Yoksa dün liberallerin umut edip bulamadığını yarın muhafazakarlarında bulamayacağını anladığımızda çok geç kalmış olacağız.
Hakkı liberal solu anladık ta, muhafazakar sol nasıl oluyor?