İkide bir Solpaylaşımda neden etkin katılım yok diyerek, sürekli topu taca atıyorsunuz. Sizin dışınızda beğenen kimse yok da denilebilir, yeni bir forum olmasından da sözedilebilir, hala eksikleri olduğundan da vb. Kaldı ki eğer ille de kalabalık olmalıyız diye bir derdimiz olsaydı, yazıyaz forumdaki "herkes istediğini yazabilir" anlayışını sürdürürdük. Böyle bir derdimiz yok. Bir forum açıldı, yeni bir forum, ilkelerimizi de açıkladık. İsteyen gelir isteyen gelmez. Tek bir kişi kalsam dahi, uygun zamanlarda buraya yazmaya devam edeceğim ve bundan da hiç yüksünmeyeceğim.
Konular üzerinde görüş bildireceğine, "sana ÖM atılmışmış da, şöyle söylenmiş" gibi yorumları da hep konuları saptırmaya çalışman olarak değerlendiriyorum. Gereksiz ve yakışıksız bir tavır bu.
Konuya gelelim: Burada İP konusunda bir yığın yazım olması gerek. ESki bir üyesin ve yazıyaz'da bu konularda yığınla yorumum vardı. Okumaman mümkün değil. Ama anlayamadıysan bilmem. Kaldı ki, hala "düşüncelerimi açıklamadığıma" inanıyorsan, bu sizin ısrarla sürdürmeye çalıştığınız bir tartışmada somut hiç bir şey söyleyememenin gerekçesi de olmamalı. Neyse!
İP ulusalcı bir partidir. Kemalist bir partidir. ( Bu kavramların ne anlama geldiğini de herhalde defalarca yazmışımdır ve bilmemen mümkün değil. Olsun, bir daha yazacağım.) Anti-emperyal bir duruşu vardır. ( Her ne kadar Anti-emperyalizm aynı zamanda kapitalizm karşıtlığını da içermesi gerekse de, bu konu da tartışılabilir. Ama anti-amerikancı bir niteliği olduğu tartışma götürmez. Aydınlanmacıdır. Kemalist dvrimin tarihsel bir sıçrama olduğunu da savunur. Ama bu devrimin tamamlanması nedeniyle, sosyalizme ancak Kemalist devrimin tamamlanması yoluyla varılacağını da savunur. İP bu tavrıyla da sol bir partidir ve bu yaklaşım ve buna eklenebilecek bir kaç yorumla birlikte İP'i sol bir parti olarak tanımlamak mümkündür.
Ama İP zaman zaman yurtseverlik kavramını da kullansa milliyetçi bir partidir aynı zamanda. Milliyetçiliği siyasi yaklaşımında sınıf yerine ulus-millet tanımını önceliğe almasındandır. Sosyalist solla ayrışması da bu noktada başlar. İkinci ayrışma konusu da kürt sorununda milliyetçi bir refleks geliştirmesindendir. Bu noktada egemen siyasetle aynı paralellik içindedir. Ulusalcı olarak nitelenmesi, milliyetçilikten farklı olan yanı ise, yukarda değinmeye çalıştığım şekilde sol bir duruşa da sahip olabilmesidir. ( Bunu ben değil, ulusalcılığı savunanlar söylüyor.)
Bu açıklamalar daha da detaylandırılabilir. Ama sanırım bu başlık için yeterlidir. FFaşizm konusuna gelirsek, yukarda genel bir tanımı yapıldı. BUna milliyetçiliğin ırkçı-şoven boyutuna varması durumunda bu doğrultuda şiddeti de içermesini ekleyebiliriz. Sözgelimi "TürkSolu"için faşist bir partidir diyebiliyoruz. Çünkü milliyetçiliği bir etnisite, bir halk düşmanlığına kadar vardırmışlardır. Hatırlayın, pek çok yayınında "kürtlerden alış veriş yapmayın" diyecek kadar bir ötekileştirmeyi siyaset malzemesi yapmışlar ve kürt önderliğinin örgütsel yapısı konusunda "başları ezilmelidir" şeklinde bir şiddet paranoyasına dönüştürmüşlerdir.
İP'te bunları göremiyoruz. İP'in kürt halkı konusunda bu tür aşağılayıcı ve ötekileştirici bir söylemini ben hatırlamıyorum. Şimdi bütün bu perspektife bakıldığında İP konusunda "faşisttir" diyebilmek, birtakım ezberlerden öteye de geçmez.
80 öncesinde de sosyalist sol bir amip gibi bölünüyordu. Hastalık daha o zamanlarda başlamıştı. "Maocu Bozkurtlar" ve "sosyal faşizm-sosyal emperyalizm" sloganları-suçlamaları da o dönemin özgün koşulları nedeniyledir. O zamanlar "Halkın sülalesi" olarak nitelenen bir yığın "halkın kurtuluşu, "halkın yolu, "halkın sesi" vb.örgütlenmeler Çin yanlısı, dönemin TKP'si ise Sovyet yanlısı bir siyaset izliyorlardı. Devrimci yol, sol ve Kurtuluş gibi gruplar bu ayrışmaya doğrudan taraf olmasalar da, TKP'ye daha yakındılar. Aralarındaki polemik bir çatışmaya, bir düşmanlığa dönüşmüştü. Karşılıklı silah kullanmaya varan bir şiddet bile öne çıkmıştı. Perincek o dönemde kendi yayınlarında devrimcilerin adlarını ve adreslerini vermeye kadar vardırdı işi. Perincek ve siyaset anlayışına tepki de o dönemlerde daha da yoğunlaştı. vb.
Sürekli siyaset değiştirmesi ayrı ve detaylı incelenmesi gereken bir konu. Her siyasi mücadelenin temel amavı iktidarı ele geçirme noktasına dayanır. Bu konuda farklı dönemlerde farklı duruşlar da alınabilir. Burada ve bu bağlamda bir sorun da yoktur. Bir dönem siyasi iktidarın alınması konusunda kürt önderliği paydaş olabilir, bir başka dönemde başka bir yapı. Bu bir ayrıntıdır ve genel siyaset anlayışına uygunluğu çerçevesi içinde ele alınmalı. Dolayısıyla konuyla çok da ilişkili değildir.
Sonuç: İP faşist bir parti değildir. İP solda ya da ilerici olarak tanımlanabilecek bir siyasi yapıya da sahiptir. Savunageldiği görüşlerin ( bir anlamda MDD) bugün için karşılığı yoktur. Kürt sorunundaki tavrı doğru olmadığı gibi, Türkiye sol hareketine milliyetçiliği sokması da en fazla eleştirilecek yanlarıdır.
Burda kesmeyelim; ve şu soruyu soralım; neden faşist olarak niteleniyor? Ve hatta ulusalcılık ve Kemalizm için de bu tür tanımlamalar var. Attila ilhan'lar, Uğıur Mumcular, İlhan Selçuklar, A.Taner Kışlalılar ve benzer bir yığın Cumhuriyet aydınını Kemalist oldukları için gerici-faşist olarak mı niteleyeceğiz?
Yanıtını hemen hemen pek çok başlıkta vermeye çalışıyoruz. Özellikle sanalda, sözde sol-sosyalist forumlarda egemen olan kürt ulusal hareketinin kürt milliyetçisi sempatizanları, ve kendini "gerçek komünist" olarak tanıtmaya çalışan "kuyrukçul"ardır. Kürt ulusal hareketine yedeklenmeyen her siyasi yapı ve anlayış bu sanal kahramanlar tarafından faşist, neofaşist, şoven vb. olarak nitelendirildikleri için İP bundan fazlasıyla nasibini alabilmektedir.
AKP dinci-faşist bir partidir. Türkiye Cumhuriyet'inin gördüğü en gerici partidir. Cumhuriyet tarihinde hiç bir gerici iktidarın kalkışamadığı oranda emperyalizmin taşeronluğuna soyunmuş bir partidir.
MHP bugün için 12 eylül öncesindeki militarist yapısını terketmiş görünüyor. Ama MHP konusundaki değerlendirmem sistemin bugün için geride tuttuğu ama gerekli gördüğünde sola karşı ileri sürebileceği bir "yedek güç"tür.
Çin Komünist Partisi için ne kadar faşist denebilinirse ,TİP içinde o kadar faşisttir denebilinir
eğer iktidara gelme şansları olursa benzer uygulamalarda bulunacaklardır
PDA'cılara "faşist" yaftası yapıştırmak, 12 Eylül Darbesi evveline kadar giden "Maocu bozkurtlar" ile başlayan bir süreçtir.
Ancak İşçi Partisi'nde sosyalist söylemlere pek rastlamasak ta, aşamalı devrimi savunurken, bütünüyle Kemalist söylemlerde bulunsalar da faşist demek haksızlık olur.
Evet, Aydınlıkçılar içerisinde Türk şovenizmi yapanlara rastlamaktayız ama bu hareketi faşist kılmaz.
Aydınlıkçıların ekseriyeti, anti-emperyalist, günümüz koşullarına göre ilerici mahiyete sahip insanlardan oluşmaktadır.
Yarı sömürge olan, kompradorluk düzeniyle boğuşan Türkiye'de, PDA'cılara faşist demek haksızlıktır.
PDA'cılara tarihten bu yana tutarsız, güvenilmez, sağ sapma diye eleştiriler yapılabilir ama ötesi ağırdır zannımca.