Türkiye için uzun zamandır alt emperyalist bir ülke yorumu yapılırken yarı sömürge bir ülkedir demek bana hiç doğru gelmiyor.
Üretmeyen, tüketen bir Türkiye toplumunun içindeyiz.
Kompradorluk düzeni var.
Türkiye, yabancı sermayenin açık pazarı halinde.
Cari açık, istikrarlı bir şekilde artıyor.
Hukuki olarak, Türkiye bağımsız bir ülke olsa da fiiliyatta yarı sömürgedir.
Bağımsız olduğu aldatmacası mevcut olduğu için tam sömürge değildir, yarı sömürgedir.
İşçi partisinden arkadaşlarım var ve onlarda gördüğüm en büyük özellik Türkiye'de bir karşı devrimin iktidarı eline geçirdiği ve Cumhuriyet'in ilerici niteliklerini budadıkları ve gerici bir cumhuriyete dönüştürdükleridir. Savundukları ise Kemalizm adı altında bu gericilikle mücadele edilmesi ve iktidarın yeniden kemalist kadroların eline geçmesidir. Onlar böyle bir siyaseti sosyalist bir düzen oluşturmanın ön koşulu olarak görmekteler. Bu kişilerden bazıları kendilerini milliyetçi olarak tanımlarken bazıları ise kendilerine yurtsever veya vatansever olarak olarak tanımlıyorlar. Bu milliyetçiliğin veya yurtseverliğin altında ise emperyalizm karşıtı olmak yatıyor. Kendilerini böyle ifade ediyorlar. Kürt sorunu konusunda ise ülkenin bölünmemesi gerektiğinden yola çıkıp burada bölücülük kavramına varmalarıdır. Ben de İşçi Partisi denilince zihnimde böyle bir algı oluşturuyorum. Böyle baktığımda ise İşçi Partisine faşist denilmesini garipsiyor ve ön yargılı buluyorum.
Cari artıştaki artış Türkiye'nin yarı sömürge bir ülke olduğu anlamına gelmez ki. Türkiye kapitalistleşmiş bir ülkedir, sorunları, cari açık da dahil kapitalizmin sorunlarıdır.