Kürt hareketi bitti: Masadan, hendeğe, oradan Cuma'ya, sırada Gül
İlker Belek
Bir önceki yazımda AKP Bitti demiştim.
Neden Kürt hareketiyle ilgileniyoruz ?
Şimdi Kürt hareketini değerlendiriyoruz. Türkiye siyasetini belirleyen en önemli iki aktörden birisi. Diğeri de AKP.
Bu ikisi arasındaki savaş halk sınıflarımızı milliyetçileştiriyor. Hiç kimse sınıf mücadelesi verenleri tutan mı var, ulusal hareketin görev ve perspektifi böyle olur demesin.
İşçi sınıfını etkileyen her olgu sosyalistlerin gündemine girer ve sınıfın en gerici duygu ve tepkileri bu savaş ortamında şekilleniyor.
Aslında bunu en iyi AKP fark ediyor. O nedenle savaş/barış diyalektiğini bilinçli olarak gündemde tutuyor. Seçim dönemlerinde savaş, arada ise barış. Seçimde milliyetçi oyların devşirilmesi, sonra Kürt hareketinin oyalanması.
Kürt hareketinin bu ortamda sergilediği tutum bir stratejisizliğin, mahkumiyetin, aczin ifadesi olarak ortaya dökülüyor. Kendi çizgisi içinde değerlendirildiğinde bile, AKPnin ilan ettiği son savaşa özerklikle yanıt vermesi tam bir öngörüsüzlüktü.
Kürt hareketi artık ABDnin, AKPyi masaya oturmak üzere devreye girmesini sağlamaya çalışıyor.
Türkiye Kürt sorunu Rojavada ipotekli
Oysa ABD yakın ve hatta orta vade için esas olarak Suriye meselesiyle ilgileniyor. Oradaki Kürt bölgesinin istikrara oturtulması kendisi açısından öncelik arz ediyor. Türkiye Kürt sorununa Suriyeden bakıyor.
Şu da görülmeli: Rojavanın özgürlüğü için Türkiye Kürtleri ABDye ipotek edilmiş durumda. Artık Türkiye Kürt sorunu Rojavadan bağımsız çözülemez.
ABD Kürtlerin tamamen yıpranmasını sağlamadan AKP üzerinde herhangi bir basınç uygulamayacaktır. Öte yandan Türkiye topraklarındaki bu savaş Türkiyeyi üzerinde her tür işlemin yapılabileceği bir kadavra haline getirmektedir.
Barış
Kürt hareketi barış sürecinden büyük umutlar besliyordu. İmralı kitabından anladığımız kadarıyla Öcalan süreci belirlediği vehmi içindeydi.
Oysa ABDnin onayı olmadan herhangi bir sonuç alınamayacağı ortadaydı. Sürecin Kürtlerin siyasi ve gündelik sorunlarına çözüm getirmesi imkansızdı.
Hendek
Hendek savaşı meselesi ise, sürecin kendi içindeki şizofrenik karakterini belgeledi: Nereden nereye ?
PKK HDPyi hendeğe gömmüş bulunuyor. Siyasetin önemi kalmadıysa HDPnin Mecliste ne arıyor ?
Devletin bu kadarını yapacağının beklenmediği yönündeki açıklamanın da gösterdiği gibi, özerklik ilanı tamamen hatalıydı. Erdoğandan her şey beklenmeliydi. Şimdi, hendekten ne gibi bir kazançla çıkıldığı değerlendirmesi yapılıyor acaba ?
Kürt hareketinin, bundan sonra, Türkiyelileşme retoriğine geri dönmesi, seçim barajını aşması olanaksızdır. HDPnin bölgede aldığı oylarda da muhtemelen düşüş olacaktır. Reel politika düzleminde değerlendirildiğinde sürecin kesin galibinin AKP olduğu ortaya çıkıyor.
Cuma namazı
Sormak gerekiyor: Barış için dua yeterli idiyse, barış sürecinde bunca beklenti neden yaratıldı, neden zaman kaybedildi ve hendeklerde bunca zayiat neden verildi ? Absürdlük.
O siyasi gösterinin halk arasında yeterince karşılık bulmadığı da anlaşılıyor. Cumaya çağrıyı siyasi bir lider yapıyor ve bir başka siyasi hutbe okuyorsa bu siyasi bir gösteridir. Ortaya çıkaracağı sonuç yalnızca dinselleşmeye katkı yapması olacaktır.
Abdullah Gül
En nihayetinde KCK, Gülün öncülüğünü yaptığı düşünülen Hamamönü oluşumuna Türkiyeyi felaketten kurtarma çağrısı yaptı. Kürt gençlerinin hendeklerde hayatlarını feda etmeleri Gülden randevu koparmak için miydi ?
Son derece trajik. Halen AKPnin ve temsil ettiği düzenin Kürt sorununa yaklaşımını hiç anlamayan bir bakış açısı. Sorun bazı kişilerin kötü niyetli olmasında değil. Sorun dönemsel değil. Erdoğan ile Gül arasında kimi tarz farkları olsa bile değişmez. Kürt sorunu Türkiye kapitalizminin sorunudur, çözümü de bu bağlam içinde ele alınmalıdır. Kürt hareketi hem kendisini hem de Türkiyeyi bir çözümsüzlüğe kilitliyor.
Türkiyedeki hiçbir siyasi aktör ABDnin onayı olmadan bu konuda parmağını kıpırdatamaz. Kürt sorunu Türkiye kapitalizmi içinde çözülemez.
Çözüm
Kürt sorununun çözümü Türkiyenin sorunlarının çözümüne bağlı. Türkiyenin sorunlarını geçelim, önce Kürt sorununu çözelim demek Türkiyeyi, emekçi sınıflarımızı çözer.
Türkiye bağlamından kopuk bir yaklaşım Kürtleri küçük küçük lokmalar halinde büyüklerin ağzına servis etmeye yarar.
Maalesef Kürt hareketi ve onunla ittifak halindeki sol örgütler bu hizmeti yerine getiriyor.
Emekçi halkımızın sorunlarının çözümü, ortak, sınıfsal, kamucu ve laik bir mücadeleyi gerektiriyor.
Kürtlere eşitlik için Türkiyede eşit bir düzen kurmak gerekiyor.
İlker Belek çok cesur bir yazı yazmış. ''Kürt hareketi bitti'' demek bir ton küfür ve hakarete uğramak demek. Kürt milliyetçileri bu konuda hiç sektirmiyorlar. İlker Belek de bundan nasibini en kısa zamanda alır.