Hikmet Çiçek yazdı: 38 yıl geçti hala faili meçhul
Bugün 7 devrimci öğrencinin yaşamını yitirdiği 16 Mart katliamının yıldönümü.
Bugün 7 devrimci öğrencinin yaşamını yitirdiği 16 Mart katliamının yıldönümü. 16 Mart 1978 Perşembe sabahı İstanbul Üniversitesi Merkez Binasından toplu halde çıkan öğrencilerin üzerine atılan bomba ve ardından gerçekleşen silahlı saldırı sonucunda 7 öğrenci öldü, 41 öğrenci yaralandı.
O dönemde Hukuk Fakültesi öğrencisi olan avukat Cem Alptekin, 1988de davayı tekrar gündeme getirdi. Yaşamını yitiren öğrencilerin avukatlarından biri de EmcetOlcayto idi. Katliamın üzerinden 38 yıl geçti. Dosya, 2008de 30. yılı dolduğu gerekçesi ilekapatıldı. Kontrgerillanın büyük eylemlerinden biri olan katliamın katilleri cezasız kaldı.
DGBDEN TİPE
Ölen gençler Abdullah Şimşek (TİP), Baki Ekiz (İGD), Cemil Sönmez (DGB), Hamit Akıl (TİP), Hatice Özen (Dev-Genç) Murat Kurt (İGD) ve Turan Ören İGD üyesiydiler.
O günlerde İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü ülkücülerin işgali altındaydı. Devrimci öğrenciler, saldırı tehdidine karşı ve işgali kırmak için toplu giriş ve çıkış yapıyorlardı. Solun bütün kesimleri birlikte hareket ediyordu. TİKPnin gençlik örgütü DGB, TKPli gençlerin oluşturduğu İGD, Dev-Yol, TİP vs
Öğle üzeri saat 13:20 sularında toplu çıkış yapan Hukuk ve İktisat Fakültesi öğrencilerinin üzerine "Kahrolsun komünistler" diye bağıran bir kişi bomba attı. ArdındanBeyazıt Kütüphanesi önünde öğrencilerin üzerine yaylım ateşi açıldı. O gün üniversite kapısında 5 devrimci öğrenci yaşamını yitirirken, daha sonraki günlerde 2 öğrenci daha hayatını kaybetti.
22 YAŞINDAYDI
Dev-Gençli Hatice Özen bir gün sonra, DGB üyesi, İktisat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Cemil Sönmez ise 24 Mart günü yaşamını yitirdi. Cemil, 1956 doğumluydu, 22 yaşındaydı. Babası Köy Enstitüsü mezunuydu. Kırşehirde toprağa verildi. Sönmezin öldüğü gün, yurtsever savcı Doğan Öz de katledildi. 16 Mart günü Server Tanilli son dersini verdi. Birkaç gün sonra o da saldırıya uğradı, felç oldu.
Saldırı öncesinde İstanbul Emniyetine yapılan bir ihbarda, "sol gruba mensup öğrencilerin fakülteye devam etmeleri halinde 8-10 gün içinde bu grup üzerinde dinamit atılacağı söyleniyordu. Ancak Emniyet, önlem almak bir yana, o gün üniversite önünde toplu çıkışa eşlik eden polis gücünü geri çekmişti. Gençler korumasız bırakılmıştı. Katliam, geliyorum diye diye geldi. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Reşat Altaydı. Son olarak Trabzon Emniyet Müdürü olan Altay, Hrant Dink cinayetinde "ihbarı" değerlendirmediği gerekçesiyle görevden alınacaktı.
KARA MUSTAFA
10 Eylül 1992 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yeniden suç duyurusunda bulunuldu. 2 Ekim 1995te yeniden açılan davada polis memuru Mustafa Doğan gıyabında yargılandı. Kara Mustafa diye tanınıyordu. Doğanın ifadesi bile alınamadı. 1979da Ecevit hükümeti döneminde polislikten ihraç edilmiş ve bir daha bulunamamıştı. Kırmızı bültenle aranan Doğan'ın adı Azerbaycan'da Haydar Aliyeve karşı darbe girişimine de karıştı. Hakkında Almanya'da saklandığı iddiasıyla Alman Parlamentosu'nda bir soru önergesi verildi. Alman hükümeti Türkiye'nin Doğan'ın iadesini istemediğini söyledi.
Her 16 Mart anmasında Timur Selçuk'un bestelediği Hürriyet Marşı, devrimci öğrenciler tarafından hala söylenir.
Hikmet Çiçek
Odatv.com