benim sorum şu bu ve bir kaç forumda okuduklarıma binaen lozan da geçen ve azınlıkların tamamen turk sayılması durumu cogu kisi tarafından sol fraksiyona ters olduğu söylenmiş peki ama bu madde sayesinde ırksal catışmalar engellenmiş ve ırk diye bir şey olmadığı gibi düşünülebilir aslında bu madde sol idaellerine uymaktadır bence sizin fikriniz nedir bu konuda?
Lozan anlaşması. 1922 de başlamış 1924 te yürürlüğe girmiştir
Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."[6] Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.Wikipedi
Bunun dışında= .sınırlar, adalar, boğazın durumu, Osmanlının borçları, savaş tazminatı, yabancı (hiristiyan) okullar ve tapınaklar görüşüldü.
Burada özellik Müslüman ve Müslüman olmayan ayrımıdır. Müslüman olanlar türk kabul edilmiştir. Bu özellik osmalıdan kalıntıdır .
Cumhuriyetten sonra bir çok yapancı uyruklu kişilerin mal varlığına el konulmuş ve sürülmüştür .Bunun için çeşitli tahrikler ve menfaatler söz konusudur.
Bu günün sorunu bu değildir bu gün farklı bir siyaset uygulanmakta ve farklı bir hak talebi gündemdedir.
Lozan müzakerelerinde "azınlık" konusunu ortaya atan ve bunu ısrarla sözleşmeye sokan Türkiye tarafı değil, emperyalist batıdır. Türkiye ise bunun Batı'nın istediği şekilde formüle edilmemesi için uğraş vermiş ve büyük ölçüde başarmıştır.
Emperyalist Batı'nın amacı atlama taşı olarak kullandığı ve ileride de kullanmak istediği Hristiyan azınlıkları ön plana çıkarmaktır. Zaten Lozan anlaşmasında "azınlık" derken de bunlar anlaşılıyor.
Bunların "Türk tebası" olduğunun vurgulanması, yeni Türkiye'nin bağımsız ve egemen bir devlet olduğunu belirtmek içindir. Lozan sözleşmesinde kimse bunlara siz Türk "etnisitesine" bağlısınız filan demiyor. Burada "uyruk" tan, yani"vatandaşlık" tan söz ediliyor ki, yazılan yerindedir.
Günümüzde "etnikçiliği" kaşıyanlar, şunu iyi bilsin. Sosyolojide net olarak tanımlanan bir "etnik grup" kavramı yok. Antik Yunanca'da sözcüğün anlamı halk. Ancak bu sözcük çok anlam değiştiriyor. Avrupa'da 19. yüzyılda Hristiyan olmayan, pagan gruplara etnik grup deniliyor. Günümüzde ulusal devletin çoğunluğunu oluşturan kesimin kültürel özelliklerinden farklı özellikler gösterenler için "etnik" grup deniliyor. Ancak Lozan anlaşması öncesi ve anlaşmada tartışmanın odak noktası dindir. Tüm dinler de değil, Hristiyanlar ile Müslümanlar. Hatta Hristiyan derken öncelikle Rumlar ve biraz Ermeniler. Orada Yahudiler hiç gündeme gelmediği gibi, Hristiyan Süryaniler veya Latin kökenli levantenler de hiç gündeme gelmemiştir.
Daha sonra yapılan mübadelede de Hristiyanlar ile Müslümanlar takas edilmiştir. Yunanistan'dan gelenlerin hepsi Türk değildir. Anadolu'dan da Hristiyan Türk olan Karamanlılar Yunanistan'a gönderilmiştir. Günümüzde etnikçilik taslayanlar önce bunları öğrensin.