Türkiye'de uyuyan 150 TAK hücresi var
150 kişi Türkiyeye gönderildi. 150 kişi ise PKK kamplarında bekletildi. Gidenlerin bazıları yakalansa da, büyük bölümü Türkiyee geçmeyi başardı. Gittikleri yerde ise başka kişileri örgüte katmaya başladılar.
Uzun yıllar PKKnın silahlı kanadında yer alan ve yönetiminde bulunan isimler, Ankarada son dönemde yaşanan iki bombalı saldırıyı üstlenen TAK örgütünün PKK ile ilişkisini anlattı.
Amerika'nın Sesi sitesine konuşan ve uzun yıllar PKKnın silahlı kanadında yer alan Zanyar kod isimli bir kişi, PKKnın kırsaldaki mücadeleden sonuç alamaması üzerine 2000lerin başında metropollere yöneldiğini söyledi. İlk etapta tamamı patlayıcı eğitimi almış, 150 kişinin Türkiyeye gönderildiğini belirten Zanyar, "150 kişi ise PKK kamplarında bekletildi. Gidenlerin bazıları yakalansa da, büyük bölümü Türkiyeye geçmeyi başardı. Gittikleri yerde ise başka kişileri örgüte katmaya başladılar" dedi.
Haberde ayrıca TAK'ın nasıl ortaya çıktığı ve nasıl bir strateji ile hareket ettiğin de detaylarıyla anlatıldı. İşte Amerika'nın Sesi sitesinde yer alan o haber:
37 kişinin öldüğü intihar saldırısını da, 17 Şubattaki saldırı gibi, TAK adlı örgüt üstlendi. Geçen yıla kadar sesi çıkmayan TAK yeniden hareketlendi. Kimine göre PKKnın kendisi, kimi göre ise örgüt içinde özerk bir örgüt. Peki TAK nedir?
TAK Kürtçe adıya Teyrênbazên Azadiya Kurdistan, Türkçesi ise Kürdistan Özgürlük Şahinleri. Uzun yıllardır Türkiye içinde faaliyet gösteren örgüt, Türkiye ile PKK arasındaki barış görüşmelerinin sürdüğü yıllarda eylemlerine ara vermişti. Örgütün Türkiyede bilinen geçmişi 2005lere kadar uzanıyor.
16 Temmuz 2005 tarihinde Türkiyenin turizm merkezlerinden Aydının Kuşadası ilçesinde bir patlama meydana geldi. Patlama ilk önce intihar saldırısı izlenimi verse de, daha sonra minibüse konulan bir bombanın patladığı belirlendi. Olayda 2si yabancı, 5 kişi ödlü, 14 kişi yaralandı. PKK saldırıyı kınayınca şüpheleri kendisinden uzaklaştırdı. Kısa süre sonra saldırıyı adı ilk kez duyulan bir örgüt üstlendi.
Bu olaydan 11 yıl sonra 17 Şubat 2016da Ankara şiddetli bir patlamayla sarsıldı. İlk dakikalarda ne olduğu kimse anlamadı. Ancak patlamanın intihar saldırısı olduğu kısa sürede anlaşıldı. Bomba yüklü bir araç askeri servis otobüslerinin yanında patlatıldı. 28 kişi öldü ve çok sayıda kişi yaralandı. Bu kez şüpheli sayısı daha fazlaydı. Olayın oluş şekli IŞİDi gösterse de, Türk yetkililer Suriyede faaliyet gösteren PKKya yakın YPGyi işaret etti. Ancak olaydan üç gün sonra saldırıyı TAK üstlendi. Örgüt saldırıyı gerçekleştiren Abdulbaki Sömer isimli üyesinin fotoğraflarını internet sitesinden yayınladı. Bu açıklama Türk yetkilileri ikna etmese de, DNA testleri TAKı doğruluyordu. TAK bu kanlı saldırı ile bir kez daha sahneye çıktı.
Kamuoyundaki inanış TAK eşittir PKK. Örgütün, Türkiyede erişimin engellendiği, internet sitesindeki tanımı şöyle Bir dönem PKK içerisinde yer alıp düşmana karşı savaştık. Kongra-Gelin ve HPGnin siyasal dengeleri gözeten mücadele yöntemlerini zayıf bulduk. Bundan dolayı 1,5 yıl önce örgütten ayrılıp TAK oluşumuna gittik.
TAKın ortaya çıkışı 2000lerin başına rastlıyor. Kamuoyunda bilinen ilk eylemi 2005 tarihli olsa da, örgüte ait internet sitesinde üstlenilen ilk eylem 2 Nisan 2006 tarihindeki Malatya Emniyet Müdürlüğüne yönelik saldırı. Bu saldırıyı 2012 yılına kadar metropollerdeki değişik eylemler izledi. Kürt sorununa çözüm bulunması amacıyla 2012 yılında yeni bir süreç başlayınca, TAK ta eylemlerine ara verdi. Örgütün sessizliği barış sürecinin sona erdiği 2015e kadar sürdü. İstanbuldaki Sabiha Gökçen Havaalanına düzenlenen ve bir işçini öldüğü saldırı ile TAK 3 yıl sonra yeniden sahneye çıktı.
Uzun yıllar PKKnın silahlı kanadında yer alan ve gerçek adının yazılmasını istemeyen Zanyar kod isimli bir kişi, TAKın geçmişini anlattı. Zanyar, PKKnın kırsaldaki mücadeleden sonuç alamaması üzerine 2000lerin başında metropollere yöneldiğini söyledi. Zanyar, Öcalanın yakalanmasının ardından örgüte metropollerden çok sayıda katılan olduğunu ifade ederek, TAKın ilk kadrolarının bunlardan oluştuğunu söyledi. Zanyar, Bu yeni katılanların bir kısmı askeri, ideolojik ve teknik eğitim aldı. Bununla beraber şehir yapılanması başladı. 2003teki askeri konsey toplantısında da karara bağlandı. Metropollerde doğmuş ve yaşamış gençleri örgütleyip Türkiyeye gönderdiler. Örgütle, legal, illegal kolları ile bağlantınızı keseceksiniz. Örgütle hiçbir bağlantınız kalmayacak talimatını verdiler. Öcalanı ve örgütü medyadan takip edip ona göre hareket etmeleri tavsiye edildi. Bu arada sınırsız inisiyatif kullanma yetkisi verildi dedi.
Odatv.com
Zanyara göre ilk etapta tamamı patlayıcı eğitimi almış, 150 kişi Türkiyeye gönderildi. 150 kişi ise PKK kamplarında bekletildi. Gidenlerin bazıları yakalansa da, büyük bölümü Türkiyee geçmeyi başardı. Gittikleri yerde ise başka kişileri örgüte katmaya başladılar. Zanyar, TAKın Türkiye içinde birbirini tanımayan hücreler şeklinde örgütlendiğine dikkat çekerek, Bu hücreler en fazla üç en az iki kişiden oluşuyor. Örgüt içinde bağlı bulundukları bir birim yok. Örgüt bazılarına Evlenin, ev kurun demiş. Eğitim alıp gidiyorlar sonradan bağlantı kurmuyorlar. Kendi bütçelerini kendilerini buluyor diye konuştu. TAK çok gizli bir yapı olduğu için üye sayısı tam olarak bilinmiyor. TAKın PKKnın silahlı kanadı HPGnin başında bulunan Murat Karayılana bağlı olduğunu düşünmeyen Zanyara göre, TAK örgütün aslında kendisidir.
PKK içinde uzun yıllar faaliyet yürüten ve örgütün yönetim kademesinde de görev alan daha sonra ise ayrılan Hüseyin Turhallıya göre TAKın kuruluşun arkasındaki neden PKKnın terör listesinde olması. Turhallı PKKnın terörist olarak değerlendirilmesi nedeniyle, örgüt yönetiminin arayışa girdiğini söyledi. Turhallı,Bu nedenle 1994'ten itibaren ayrı bir örgüt oluşturma, oluşmasına olanak sunma, göz yumma biçiminde düşünceler tartışılmaya başlandı. 1999'larda "Yeni çağda yeni örgütlenme biçimi" olarak ifade edilen öneri-rapor biçiminde yazılı görüşlerin ortaya çıktığını biliyorum. Bu görüşlere göre,
1-"Devletin dehşet ve vahşet politikasına misliyle cevap verilmeli, ancak hareket (PKK) zorda bırakılmamalı." Bunun için ayrı bir örgütlenme durumu tartışılmalıdır.
2- Türkiye metropollerinde eylem yapmak üzere gönderilen yüzlerce birim daha yerine ulaşmadan imha oluyor. Bu durumda mevcut örgütlenme biçimi denetimdedir. Bu denetimden çıkmak için otonom bir örgütlenme zorunludur. Otonom örgütlenmeden kasıt "İdeolojik açıdan bağlı, politik ve askeri açıdan bağımsız" olmadır. TAK bu koşulların aynı anda gerçekleşmesinin bir sonucudur diye düşünüyorum dedi.
Turhalı, TAK-PKK ilişkisine ise şu cümlelerle açıkladı; Bence TAK, PKK'nin ne yan kolu, ne de kendisidir. İdeolojik ve felsefi açıdan PKK ile aynı çizgiyi benimseyen ancak eylem çizgisi olarak PKK'den ayrılan bir yapılanmadır. İdeolojik açıdan bağlılık genel eylem çizgisi olarak bağlı olmak anlamına geliyor. Diğer bir ifadeyle PKK genel eylemsizlik (ateşkes-barış görüşmeleri) sürecine geçtiğinde TAK da aynı biçimde bir tutum içine girecek. Kanaatimce TAK, PKK tarafından emir-talimatla sevk ve idare edilen bir yapılanma değildir. Bununla birlikte PKK'nin genel eylem ve hareket çizgisine bağlı olan bir yapılanma olduğunu düşünüyorum. Birimler biçiminde bir örgütlülüğü esas aldığı için gelişme ve büyüme zemini de vardır.
Odatv.com